Aboneler yüksek görüntüleme limiti, sayfa indirme ve diğer özel özelliklerden yararlanır.
Memleket Haberleri Marmarada — Korsanlık ı Hikâyesi l İstanbula_lî;)uz Geti- ren Bir Kayık Teca- vüze Uğramış Mürefte, ( Hususi ) — Avşa adasından kayığı ile buraya gelen Behçet kaptan isminde bir şahis Mürefte liman riya- setine şu şikâyette bulun- - Muüştuür: “— Tayıfam olan Avşa köyünden Hasan çavuş oğlu Hüseyin, bostan sahibi Avşalı | Topal İbrahim — ile birlikte İsatanbula karpuz götürürken - Marmaranın İstavri burnu ci- varında gece yarısı Kalemi — köyünde iskân edilen Kara- deniz mültecilerinden Mahmut Reis ile üç arkadaşı bir san- | dal ile üzerimize geldiler. Bize — hitaben: — Bunları denize atmak Tâzımdır; diyerek söylenmiye | başladılar. Fakat üç kişi ol- — duüğümüzü görünce tecavüze O cesaret edemiyerek - uzak- — Mesele, tabit tetkik edil- — mektedir. ' Talât behçet “Müreftede Kibrit 5 Kuruş - Mürefte, (Hususi) — Bir — aydanberi bü havalide şiddet- li bir kibrit buhranı baş gös- termiştir. Bundan — istifade - eden bir kısım esnaf kibritin kutusunu beş kuruşa kadar /" satmaktadırlar. İhtikâra Karşı Tedbir — İzmir, 19 (Hususi) — Yeni teşkil edilen Norveç vapur — şirketi faaliyete geçti. İlk va- Opur yarın limanımıza gelecek- tir. İsmi (Riyo) dur. — Her hafta bu şirketin iki yapuru gelecek ve ihracal emtiamızı nakledecektir. suretle navlun ihtikârının önü- ne geçilmiş olacaktır. Bir Kadını Öldürdüler — AÂmasya, — Aksalur küö- î-wıünden Bekirin karısı Emine * bir münazaa hneticesinde kö- yün muhtarı Ali — ağanır yşağı — Sevincerli — Hüseyin oğlu Mehmet tarafından bi- çalda öldürülmüş, katil Meh- met biçağıle beraber yaka- Konyada Un Fiatleri - Konya — Belediye encüme- ninin son kararına göre un fiatleri şöyle tespit edilmiştir. - Birinci nevi ünun bir bat- O manı, yani altı okkası 42 — buçuk kuruşa satılacaktır. Bu besaba göre okkası 6 kuruşa gelmektedir. İkinci nevi unun batmanına da (32) kuruş narh konmuştur. - Tosyalılar Memnun — “Tosya, (Hususi) — Bu sene pirinç mahsulü — memnuniyet verecek şekildedir. Havaların sıkak gitmesi ve muntazam bi şekilde yağmur düşmesi pirinç ziraati için çok faydalı ( Efgan İstiklâl Bayramı — Efgan istiklâlinin devri se- cevisi münasebetile — yarın, Bebekte, Turkuvarz gazino- sunda bir çav ziyafeti veri- ecektir. Siyasi mümessiller e m. eet Yatek edilmişler- PAZAR OLA * ) ei S a SON ç ö -— ea 4 ıîİ'İ'MFı_ - Aîgçusfâs Dil Anketi *. Bi | Yeni İsimler — Hasan Bey, çocuğun ismini ( Onggay Tekin Alp Demir Kurt Bozak. ) Kaoyduk. — Çocuğun kulaklarına iyi bakın. İsmini çağırırken zarı patlamasın. Bu Zamanda Ticaret Hasan B. ahbaplarından bi- rine tesadüf etmiş — ve sormuştu: — Bira- derleriniz ne âlemde efendim? Hasan Be- yin ahbabı şu — cevabı verdi: — Büyük birader ticaretle meşgul, Fakat küçük birade- rin vaziyeti çok iyidir, çünkü bir şirkette aylıkla çalışıyor. Bacı Arayan Adam Komşularından biri, Hasan ş Beye dert yanı- yordu: — AÂAh, diyor- du, şöyle hem yemek pişirecek, — hem de ev hiz- meti görecek iyi bir hizmetçi bu- lamıyorm, Nerede bizim o eski bacılar... Hasan Bey yerinden sıç- radı: - — Amman, dedi, —Arap hizmetçi mi arıyorsun? Hani şu “plâj,, dedikleri kumluklar var, ahali orada güneşleniyor, oraya koş, kadınların hepsi bacı Sıfır Ve Milyon Hasan Bey bir gün oğluna dedi ki: — Ayol... Seninle hali- miz ne ola- cak? Vaktin hep haylazlık- la — geçiyor. : Mektepte bo- yuna sıfır - alıyorsun. — Baba... Ben büyüdüğüm zaman milyoner olacağım. Sı- fırsız milyon olur mu? Şimdi- den sıfırları topliıyorum. 1 Akümacamla'ı eli dd — aa e l | Mersiye Geceleri Dalgınları ( : ; Kuçu Kuçulara ; Öldürüyor belediye sizleri, Ağlatır bu, yahu, en hissizleri, koşardınız. ardından, Görünce siz yolda ayak izleri. Yoktur bundan sonra size havlamak, Viranede her gün kemik avlamak, ısırarak — kudurtmak Köşelerde insanları tavlamak, Elveda ey sadik kuçu kuçular, Size ölüm saldık kuçu kuçular, Belediye uykusundan ' uyandı, “Ne günlere kaldık kuçu kuçular ! Pa. O. Pazu Kuvveti UÜd ÜÜRe? Hasan Bey — Ne 0? Komşu, sizin evin duvarı mı yıkılıyor? Komşu — Değil, Duvara lâvha mıhlıyor. Hasan Bey, bizim oğul sporcudur. Pazar Ola Hasan Be- yin Hikâyeleri Ahbabımın Güzel Karısı Size bir ahbabımın başın- dan geçeni anlatayım. Zavallı adam az kalsın yeni evlendi- ği güzel karısının kanına giriyordu. Ahbabımın ismini söylemem; “Ahbabım,, deyip geçelim. Güzel karısının is- mini de söylemem; “Güzel karısı,, deyip geçelim. Ahbabım güzel karısile ev- lendikten sonra, aradan beş güm mü geçer, beş hafta mı? Geçmiş gün, hatırımda kal- mamış. Gece yarısı yatakta yatar- larken, ahbabım, uyku arasın- da bir gürültü duyar, gözle- rini açar. Bir de ne görsün ? Güzel karısı çoraplarını, is- karpinlerini giymiş, aynanın önüne geçmiş, sessiz sedasız, ağır ağır giyiniyor, süsleniyor! Ahbabım uyüyor gibi ya- parak güzel karısını seyreder, fakat bir taraftan da yüreği mitralyoz gibi çarpar. Nereye M.. Ü gidiyor bu kadın? Evinden kaçıyor mu? Gizli ve fena bir niyyeti mi var? Niçin giyini- yor? Acaba gece yarısı uy- kusu kaçtı, canı - sıkıliıyor da vakit geçirmek için mi süsle- niyor? Yoksa yeni yaptır- dığı — ve — hiç geymediği esvabıni giymek için ertesi güne kadar sabredemiyor mu? Fakat ahbabım bir de ba- kar ki güzel karısı giyindik- ten sonra odadan dışarı çıkı- yor. Hemen Aahbabım gürültü yapmadan yataktan atlar, ça- bucak — pantalonunu çeker, terliklerini giyer, eline taban- casını alır ve ayaklarının ucu- na basarak güzel karısının peşine takılır. Ahbabım o ka- dını öyle seviyormüş, öyle se- viyormuş ki eğer kaçacağını hissederse onu ya alıkoyacak, — ya öldüreçek. Fakat ahbabımın güzel ka- a Ceza | katı da gördük- Mahpus — Hasan Bey, be- nim bugün cezam artıyor. Hasan Bey — Yeniden mah- küm mu oldun ? Mahpus — Hayır, kayna- nam ziyarelime gelecekmiş. Bir. VEvin Manzarası gün kiralık Hasan B. bir bir ev geziyor- du. En yukarı ten sonra dedi ki: — Ayol, bu evin hiç manza- rası yok. Bizim burada canımız sıkılır . Ev sahibi dedi ki: —AÂman efendim, kat'iyyen caninız sıkılmaz. Şu pencere sokâağım köşesini görür. İki üç gün geçmez ki o köşede bir araba, yahut otomobil kazası olmasın. Zayat Ze Yinema Hasan Beyin oğlu, bir gün: — Baba... Be- ni sinemaya gö- tür! Diye tuttur- muştu. Pazar Ola Ha- sın Bey dedi ki: C nm <- ha evveiki gün seni sokağa çı- — Üü kardım, bir _:ğ: .' yangın seyrettin; dün seni sokağa çıkardım, bir otomo- bil, bir de tramvay kazası gördün. Sinemada — bundan daha iyisini mi seyredeceksin? rısı evin bahçesine çıkar, bir ağaç altında yarım saat otu- | rur, ahbabım da onu başka bir ağaç altında — durarak yarım saat seyreder. Sonra ikisi birden yine yatak oda- sına girerler. Neden sonra anlaşılır ki ka- dın “uykuda gezme,, hasta- lığına tutulmuş. Ahbabım ba- na diyor ki: — Allahtan sokağa değil, bahçeye çıktı. Yoksa parma- ğım tetiğe dokunacaktı ve zayallı karım bir daha uyku- sundan uyanmıyacaktı. Ben de dedim ki: — Erkekler gece yarıların- dan sonra sokaklarda uyanık geziyorlar; — kadınlar, gezmişler, çok mu? veya Ankarada uykuda || Vusuf Ziya BsA Fikirlerini Söylüyor ( Baştarafı 1 inci sayfada ) Anlaşılıyor ki Yusuf Ziya B. Çağatayca, Uygurca gibi leh- çelerden — lüzumlu — lüzumsuz kelime almıya ve meselâ ayna gibi yaşıyan bir kelimenin -aslı Farisi ve ayinedir diye Çagatayca sını araştırıp kullanmıya hiçbir vakit taraf- tar — değildir. Istılahlar me- selesi hakkında verdiği iza- hatı kısaca formüle edi- yorum. Mademki bütün dünya Yunan ve Lâtince ıstı- lahları kullanıyor, biz de on- ları kullanmalıyız. Esasen mevcut ıstılahlara gelince, bunları ipka veya de- giştirmek meselesini lisan mü- tahassıslarına bırakıyor, hatta diyor ki; Şayet müselles yerine üçlü demeyi muvafık bulurlar- | sa, ona da razı olacağız. Esa- sen benim bundan sonra hen- dase — davalarile — uğraşacak vaktim de yok ya.. Bir şair sözü tamamladı: Mah keme davaları dururken değil Mi T.. , — Peki encümen meselesi hakkında ne diyeceksiniz? — Bence bir dil encümeni- ne suüreti kat'iyede lüzüum var- tr. Bu Cencümenin İstanbul çalışmasının ayrı ayrı faydaları vardır. Azasını Türk dilini iyi bilen, iyi konuşan ediplerle lisan mutahassısları — teşkil -— etmeli. Türkiyenin bütün muallimleri bunun ,bir. nevi muhabir azası İmalı. Encümenin en büyük işi ğence Türk dilinin hudutlarını yin etmek, lügatini yapmak- ır. Hatta bu faaliyetlerden okuyanlar ayda bir haberdar >dilmelidir. Yuüsuf Ziya Beyin son sözünü aynen kaydettim; “Her sahada adam kayırmak elâl olsun. Yeter ki bunu dil veselelerinde yapmasınlar.,, Hicazda Teisiz Telgraf Kahire, (Hususi) — Hicaz >ükümeti on yedi telsiz telgraf ıştasyonu tesis ettirmiştir. Bun- tardan birisi Mekkededir. Bun- ların işletilmesi için Mısırdan mütehassıslar gönderilecektir. Ağır Bir İttiham Ahmet isminde birisi Bakır- | köyünde oturan Hüseyin Beyin 8 yaşındaki kızı Reşidenin hastalanmasına sebep olmuş- - tur. Babası Ahmedi dava et- miş ve kız da Adliye doktor- luğunda muayene olunmuştur. Müddziumumilik Ahmet hak- kında takibat yapmaktadır. SON POSTA Yevmi, Siyasi, HavadIs va Halk yazsizı İdare : İstanbul, Nuruosmanlya Şerel sokağı 35-17 Telefani — İstanbul - 2)1)3 Potta kutusu: İstanbul - 711 ” Telgraf: — İstanbul SON POSTA ABONE FİATI TÜRKİYE 1400 ica, ECNEBİ 2700 kr, 1 Sene 6 Ây r Gelenevrak geri verilmsı. İânlardan mesüliyst alıınaz