12 Ekim 1931 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5

12 Ekim 1931 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Kari Gözile Gördüklerimiz Bir Müşahede Bandırmadan yıııı:ı.pn Dün varzifemin akşam Himanın serin h:vııl:ııış uııfl:ı irmek için Yunan mo- Gödesimia demirli oldukları tarafa gittim. Balık almak . için Yu- Han motörlerinden İiman üze- karılan sandıklardan zor :lı:.ııyşııld.ım. Biraz ötede birkaç kişi — oturuyorlardı. — Sigaramı yakmak — bahanesile sokoldum. Bunlar Yunanlı idi. Fakat Türkçe konuşuyorlardı. Sordum'ı — Siz Yunanlımısınız? »— İçlerinden — birisi verdi: — Evet! — Eh.. dedim. Venizelos bize xoldi. İsmet Paşa da size — gitti. rtık dostoz. Benim sokulğanlığım - onları , tevap sevindirmişti. Bana bir Türk kadar güzel Türkçe İle “Buyurun, dediler. Bir sandığa — İliştim. İçlerinden birisi: — Biz bu dostluğa çok mem- nunuz. İkl milletin samimi olarak yaşaması bizi sevindiriyor.. -dedi ve Bandırmadan Yunanistana al- lelerine ve çocuklarına götürül- mek Üzere Türk mamulâtı bazı geyler aldıklarımı da ilâve ettikten #onra şunları da söyledi: —Ben, dedi. Ayvalıklıyım. Aca- im tekrar yerimize yerleş- :ı.eı:ıl:ıe 'nüsaade edecekler mi?.. Cevap verdim: — » — Onu bilmem. Manmafih bu mesele hakkında İsmet Paşa ile M. Venizelos görüşecekler zanne- derim. Daha bazı şeylerden ve umumi buhrandan bahsettik. Vakit geç olduğundan müsaade talep ederek ayrılırken: — Biz daha buradayız, tatil zamanlarınızda — geliniz de yine görüşelim, — dediler. Hay — hay dedim ve şu mülâhazayı yürüttüm: — Yunanlılar candan ve yü- rekten — Türklerle dost — olmak arzusundadırlar. B.K. Bir Hakemin Cevabı Olimpiyat gezetesinin 2 - 10 - 931 tarih 23 numaralı sayısını altıncı - sayfasında Kuleli - Har- biye maçına dair olan yazının son satırlarını okuduğum zaman hayretten — kendimi — alamadım. azıyorum: — “ 28 inci da- îıî.n.':; Y*Küleliden — Sabahattini biraz sıkı yaptığı bir şarj ile hakem — bilâlüzum saha harici yaptı. » Bu satırları okuduktan #onra daha şarj ile kasta makrun olarak atılan bir. tekmeyi tefrik etmiyen bir muharririn memle- ketin tanınmış bir spor gezete- sinde bu satırları yazmasına hay- ret ettim. Beşiktaş Yenimahalle Ihlamur çaddesi No. 65 hakem Şahap —— :-—— TAKVİM — Gün 1 -12Tg.evel - 93 Hizır 160 Arabi Ruml 29 Cemaziyelev.3s0 | 29 - Eylll - 1547 gekitermanbevasıt? | vakıt-ezant- vasatt ——— Güneş 1281 | 607 | Akşami2.m| 17,36 Öğle| 625 1201 | Yataı 1.30| 19,07 kmsak 10.52| 429 İlkindi, 9434 f1S10 e) P SAN A SON POSTA ünyada Olup Biten Hüâdiseler Uzak Asyada Çin Ve Japon Mücadelesi Devam Ediyor... Çin - Japon ihtilâfı korkunç Bir şekil âldı. Öyle anlaşılıyor ki, yakında şiddetli bir muha- rebe — başlıyacak ve Uzak Şarkta yine kan dökülecektir. Son gelen telgraflara göre, Japon tayyare - filoları Çin toprakları üzerinde devamlı şekilde uçuşlar yapmaktadır. Tayyareler Çin . demiryolların- dan birini bombalarla tahrip etmişlerdir. Yine bir telgrafa göre Çindeki İngiliz sefiri bu kanlı ihtilâfın önüne geçmek için tavassutta bulunmıya baş- “Jamış ve bu maksatla üç İngi- liz Mançuriye gitmiştir. Bir Paris telgrafında ise M. Briyanın da tavassut için hare- kete geçtiği bildirilmektedir . Cenevreden gelen bir haber- de ise Akvam Cemiyetinde bu ihtilâf mevzubahs olurken gerek Çin, gerekse - Japon murahhası kabahati biribirle- rinin üzerine atmaktadirlar. Diğer tarafta Tokyodaki Çin sefiri Japonya — hükümetine İkinci bir nota vermiş ve işgal edilen yerlerin tahliyesi- ni istemiştir. — Japonlar bu talebe karşı henüz bir cevap vermemişlerdir. Fakat cenubi Çinde Japon- lar aleyhine şiddetl bir tahri- kât başlamıştır. Bunun üze- rine Japonya, Çin hükümetine bir protesto — gönderimiştir. Bundan başka Japonlar King- çav şehrini tayyarelerle bom- barduman etmişler, tabil bir- çok Çinli telef olmuştur. Bütün bunlardan ayrı - ola- rak Tokyodan gelen - bir telgrafta, Çinlilerin ( Kore ) mıntakasında Japonları öldür- dükleri bu yüzden Japonyada Çine karşı şiddetli bir asa- biyet havası estiği bildiril- mektedir. - Şimdiye — kadar öldürülen Koreliler (918) kişi- dir. Fakat bu telgrafın şu cümlesi şayanı dikkattir: “Tokyoda vaziyet tavazzuh edince bu miktarın Iıı:ıl:me 2 ilâ 3 bin kişiye ya ve hatta daha fazlaya baliğ ok dııî:;uun anlaşılacağı söylen- mektedir. (iinlilır, bu katliâmlardan başka, genç ve ihtiyar kadın- ların ve hatta çocukların na- muslarinı payimal etmektedir- ler. Çinliler her türlü mezali- mi icrada kusur etmiyorlar.,, Bulgaristanda Grev Sofya, 10 (A.A) — Komü- nist propagandası — neticesi olarak bir grev zuhür etmiştir. İngiltereae Intihabat mücadelesi başladı. Bitün fırkaların liderleri nutuklar, beyannameler, bir arada görüyorsunuz. Almanya Ve Fransız Gazeteleri Yeni Alman yine eski başvekil tarafından — teşkil dün yazmıştık. Almanyadaki bu siyasi vaziyet Fransız ga- zeteleri tarafından — muhteli şekillerde tefsir edilmektedi Meşhur (Tan) gazetesi yeni Alman kabinesini şu cümle- lerle karşılamaktadır: “ Hali hazırda en mesele, M. Brünningin hariçi kabinesinin Brünning edildiğini esa$lı işlerin idaresi başında kalma- sıdır. diki başvekilin şah- siyeti hiç olmazsa her türlü maceralara kapıların kapali ve teşriki mesai siyasetinin taki- bine imkân mevcut olduğu hissini vermektedir. M. Brün- ningin, siyasetini takip ede- bilmek için lâzım olan ekıı- riyeti temin edip edemiyeceği salı günü anlaşılacaktır. Eğgr bu ekseriyeti elde edemiyecek — olursa Pg'“' mentoyu feshederek yeniden intihabat icra ettirmek &lin- dedir. Meğerki, şiddet usulüne müracaat — ederek — fırkalar haricinde ve fırkalar İMİI"ŞB idare etmek şıkkını tercih etsin. Bu — süretle hareket, Mareşal Hindenburgun ken- disine vereceği salâhiyetlere bağlıdır.,, Feci Bir Kaza Meksika' 10 (A.A) — To- luca yakininde bir nakliye tayyaresi yere düşerek parça- lanmıştır. 5 kişi telef dimuştur. ogramlar ve projelerle meşguldür. Fakat bu arada şimdiki İngiliz kabinesi de en müşkül dakik, mektedir. Resimde, ömrü gittikçe kasalan İngiliz kabine ranı geçir- İingilter;de Siyasi Mücadele İngilterede Sterling buhra- nının doğurduğu intihap mü- cadelesi sonuna doğru ilerile- mektedir. Henüz intihap baş- lamamakla beraber bütün hr- kalar tarafından yaman bir propaganda — faaliyeti yapıl- maktadır. Fakat en son Lon- dra telgrafları şöyle bir haher gelirmektedir: “ Yeni bir hâdise, mutans- sıp liberallerle amele fırkası arasında mukarenet — husüle gelmekte olduğunu - teyit et- mektedir. M. Lloyd Georgeun kendi- sine ndermiş olduğu bir dıve(ngı?ney: 'cevıbcğıu M. Henderson, — sabaha — doğru M. Lloyd George ile bir mü- kâleme de bulunmuştur. Bu mükâleme, “tam ve dostane,, diye tavsif olunmaktadır. — — Mülâkatın mevzuu, amele fırkası — kabinesinin istifasını intaç eden ahval ve vakayi olmuştur. Bu mülâkatla M. Lloyd George namına mumaileyhin intahabat için elinde bulunan sermayenin kayit ve şarisız serbestii — mübadeleyi — talep eden namzetlerin emrine ama- de olduğunu söyliyen Miralay Sveedin bu beyanatı arasında bir münasebet görmek icap eder.,, Diğer taraftan amele fır-” kası, M. Mac - Donald'ı takip etmiş olan efradı aleyhinde a Saşfa l Kad.n Ve Kalp İşlerıî_ Delilerin Evlenmesine Mâni Olmak Lâzımdır Acıklı Bir Hikâye Yakında caktır. Şimden sonra veremlilerin, zührevi hastalılardan birine tutulanların evlenerek başka- larını - zehirlemelerine imkân kalmıyacaktır. Fakat bu kadarı kafi mi? Evleneceklerin muayenesin- den bahsediyorduk da, bir taze yanayakıla anlattı: — Birinci kocam Allahın delisi idi. Her akşam dışarda içer, eve sarhoş gelirdi. Otu- rür oturmaz ilk sözü “Karıcı- ğım kan isterim.,, demek olurdu. Lâtife değil vallahi... Gözünde kan tüterdi. “Hiç olmazsa parmağını — uzatta, ucundan kan çıkaralım, şunu emeyim...Ldiye musallat olur, ve daha büyük belâyı küçük bir felâketle savarım Ümidile razı olurdum. Fakat gitgide işi azıttı. Her akşam vücudu- mün bir tarafı kesile kesile kurbanlık koyuna döndüm. Onuunla beraber az daha ben de delirecektim.., Kadıncağız öyle acıklı, öyle korkunç, öyle feci vak'alar anlattı ki, bütün dinleyenlerin tüyleri Ürperdi. Bereket ver- sin, adam yaşamamiş, kadın da kurtulmuş. Fakat buna benzer, ne ka- tatbikına — başlana- sari hastalıkla malül kii evlenmesini menediyor. muayenenin şekli de bir matnamcile tesbit edil dimağlıları, müteredileri filân | koymak lâzımdır. Netekim şim di memleketlerde bu cereyan başlamış ve kanunlara girn tir bile. Filhakika bir deliden çıkakcaklfçocuktan ne hayır bek- lenir ? Cemiyeti mikroplardan kurtarmış olmak için, bu izdivaçların — önüne Lâzımdır. Veremliler ve fret gililer ne kadar tehlikeli ise deliler ve mütereddiler de © kadar zararlı unsurlardır. miyet — bunların yaşam müsaade edel Fakat reddi bir nesil yetiştirmesine müsaade edemez. ğ Sıhhat kanununda bu n deler noksandır. Fakat lenen aileler hiç olmazsa bu- na dikkat etseler, - kızl: delilere, — mütereddilere ver- mekten içtinap etseler, bü yöük bir içtimai — felâketin önüne geçmiş olurlar. * Ankarada A. R. Beye:, — Macerayı fazla ileri götür müşsünüz. Kadının vaziyetii deki tehlikeyi hissederek ilk zaaflarımı — yenmiye çalış! anlaşılıyor. Size düşen vi | çıkarılmasına kat'iyyen azme- dilmiş görünülmektedir. Bu maksatla şimdiye ka- dar parlâmentoda azalık iste- memiş olan fırkanın nüfuzlu azası seferber hale gelmekte- M. Henderson'a gelince çar- şamba günü Durnley'deki in- tihap dairesine gidecek ve perşenbe gününden itibaren gayet mühim bir ihtihabat turnesine çıkacaktır. Fırkalar reisleri faaliyetle- rini birer beyanname servisi halinde izhar edecekler ve bu beyannameler telsizle neşrolu- nacaktır. dar vak'alar işitmişimdir. Bu e şimdi mümkün oldu; vak'aların isbat ettikiği haki- | kadar ondan uzak yaşamı kat şudur ki: Evlenemiyecek | bu macerayı unutmak insanlar ."'"“d îielileri. ı.:—f unutturmaktır. akları, yarım delileleri, zail R Ha j | pi Eulbbasekterin "hıî'ı' TüüR Ğ nJ.r ;—]ı-m— vi şirketinde memur yeneye tâbi tutulacakları za- aş ge BEYOE ldi: Sıhhat kanunu, Bahsettiğiniz kızla mün T SA :ıoli iâerl ızlümzk tehlikeli î_ ir. Bugünkü variyet, Patronumuz için en kârlısıdır. Bıyıntîın l xş Yeni patronumuza ait f“memeııin' ve vaziyeti muha: modelin — resmi — yarın aza ile iktifa etmenizi ta' e| neşredilecektir. ederim. Kızın maksadı. sizi tengaya bastırmaktır. * Hıımınlt_ııv_ tecavüzkârane — bir — vaziyet a! . KEŞE almakta ve onlara karşı gru- acarls'anda j pun en kuvvetli efradının Bil' Casus â Şebekesi | Budapeşte, 10 ( A. A.) — Gazetelere nazaran polis bir casusluk teşkilâtı keşfedel üç kişiyi tevkif eylemi; Bunlar ecnebi sefaretlerinden | birinde mütercim — olduğunu söyliyen sabık mülâzimlerden Kollar ile ecnebi memleket' seyahat edeceği esnasında te kif olunanKirschaner — isminde biri ve evvelce ecnebi Kot losluklarından birinde memur ve şimdi casusluk ile meşgul — olan Knezeviçtir. Mevkuflar tam itirafta bulunmuşlardır. TEFRİKA NUMARASI 9 YARIŞ YAZAN: * ** — Nasl? — Biz ant içerken Sarı fınmadı değil mi? — İyi söyledin. Ben onun ant İçmediğini onutmuştum. — Toraman, telâşından far- kında olmadı, Bizim bömezi alar- l.ldı biraktı. Bana - kalırsa kiz- “rağasına onu gönderelim, vaki- B hikâye edelim. Bu suretle Yeminimizde hulfetmemiş oluruz! — Münasip ! İarPİT saat sonra Sarı Veli, Kız> ası / Muztafanın — huzurunda ——»3." üç yıldan beri o mühim Bilinmiz #zal eden kudretli Köle, *7 ne münasebetle alay Veli elbizesini giymişti. Başında Selimi kavuk, arkasında serasere kaplı ağır sırt samur kürk, belinde elmaslı ve köstekli bir. bıçak ardı. n Hazodalılar namına Sarı Ve- linin kendisini görmek latediğini işidince yüzünü ekşitti: — Yine bir dilencilik olacak - dedi - kireç benizliler (beyazlar demek istiyor!) başka türlü bana yınııııılıı. Ve Sari V kırdı: h"..nı'ı. göyle, dileğiniz n doymuyor, sırlınız mi ee eliye, azarlar gibi kar- miyor, harçlığınız mi yetmiyor, nedir? Genç çömez, korka — korka ilerledi, Büyükağayı etekledi: —Pirl Halife, hattat Hasan ağa, mübarek — elinizi — öperleri Ayağınız turabına yüz sürerler. — Para mı İsterler, çubha mi? şeker mi dilerler, bal mı? — Sayende karınları toktür, paraları da çoktur. Efendimi bir tırra agâh etmek İsterler. — Sir mi? Mustafa ağa, bu kelimeyi mı- rıldanmakla beraber yüründeki azgınlığı attı, yıldızlı bir gece gibi gülümsedi. Sır kelimesi esrar ile meşbu ve âdeta esrardan mahlük olan bu adamı neş'elen- dirmişti. Munis bir sesle Sarı Veliyi okşuyordu: — Beni merakta koma oğul, tex ol, nedir bu «ır? üı ı dört tarafa göz |udl'rdl ve Ağa. nn kulağına fısıldadi: — Kapıağası Toraman Hasan, Kılsız Gazanfer, Küp Musa, Çen- gel Hızır, elbirliği etmişler, Şeh- zade — efendilerimizi — göçürmeyi kurmuşlar, Hasodadan — yardım arıyorlar. Uzun yıllar entrikalar çevirmiş ve aleybine mürettep yüzlerce entrikayı çürütmüş olan Ağa, zihnini yormadan maslahatı ihata etti, hattâ bu fesadın yal hün- kârı siyanet İçin değil, bizrat kendi ikbalini tahrip İçin tertip olunduğunu —anladı, — ağrındaki kemiğe ilişilen azılı bir. köpek gibi hırladı: — Efendi zadelerine kayacak- lar ha. Yedikleri ekmek gözleri. ne, dizlerine dursun. ——— ——— — ——— —— & Ve sonra Sarı Veliyi sorguya çekti. Altın vağımuru hikâyesini, Toramanın — sözlerini — temamen naklettirdi: — Memnun oldum, dedi, ağa- ların gözlerinden öperim. Kendk lerine söyle. Bu akşam, yatsıdan iki saat sonra yanıma gelsinler. Amma dikkat etsinler, Kapınğa- lılara — görünmesinler. Sen de dilini sıkı tut ki sadakatini: küfatını göresin, İN A, * Karanlık bir gece, Bütün Top- kapı sarayı uykuda, — Ayasof- ya cephesindeki Babıhümayun, şoktan — çevrilmiş ve kapıcılar uykuya dalmış! Oradan Orta kapıya kadar geniş bir sasızlık uyanıyor. Sahanın bir yanındaki Kozbekçiler ocağı, metruk — bir yuva gibi sakin. Beri yandaki firın sönmüş ve yıkılmış bir yanar dağ harabesi gibi lsli bir sessizlikle sakit. Yalnız başsız ve İrl bir vücuda benziyen büyük #u terazisinde boğuk bir mırıltı. var. O başsız cesedin lükenmek bilmiyen kanı mırıl mıril - içine akıyormuş gibi bir sesl İlerideki ( Sengi ibret ) lere konulup unus tulmuş olan birkaç kesik baş, kapalı gözlerile sanki bu mırıl- tayı dinliyorlar. 4 Orta kapıdan Babüssandi Akağalar ocağına kadar uzanam Ikinci saha da boş ve ıssız. Alay: meydanı denilen bu, sahadaki selâm taşları, yer altından geceyi teneffüse —çıkan — uhrevi — hirer cüceyi andırıyor, — yükseklikleri © koyu karanlığın nihayet eteğine varabiliyor! — Enderun — koğuşu sönük, Silâhtar hazinesi muzlim, — Ağayeri sessiz. — Belki içerde, | n dairesinde de ziya - ve hareket yok., “Saray, bu derim karanlık “içinde fevkettabia mahlüka benziyor: İri ve yol bir mahlük ki zulmetler İçli müsterihane — uyuyor! (Nkınvu!

Bu sayıdan diğer sayfalar: