20 Ekim 1931 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5

20 Ekim 1931 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Kari Gözile Gördüklerimiz Haklı Şikâyetler hinPDünkü yağmurlar bana mü: m bir meseleyi hatırlattı. Ara- ti soğumadan hemen yazayım gedim. Sabahleyin evden çıkıp '::_'l! istzsiyonunda gidiyor- bi lanmamak — için dam OoluşlN tercih ettim, Fakat emin ::k.:ıuib“"d'" giderken daha landım ve hiç mubalâğasız :_':n;""-m oldum. Sebebi çok şarıl '_-_ılllııı. evlerin olukları Mmur bo: M:::ıktdmıdır. Hele yıl'l ra şarı kar ll Si “fena ' bir 'üsüle etirm >ktedir. ıı:ı'ı. hı'ohklııdı Bi taraflı su Ve htlarından — rahat — yürümek d anmamak “mümkün | değil- " Medeni olmak #evdasında bulunan koca bir şehre ben bu ğ:ıieinu.ı hiç amıyorum. diye bu mı çok ciddi nkııdı telâkki li ve mutla- önüne geçmelidir. , İkinci bir mesele de şudur: Şimdiden evlerin sobaları kurul- Maktadır. Fakat isli suların «0- klara akmaması için boruların sokağa çıkan kısımlarına ince boru takılmak lâzımdır. Bazı #vlerde buna hiç dikkat edilmi- Yör ve yolcuların elbiseleri leke içinde kalıyor. Sülüklü Aksaray M. Kâmil ASN Cevaplarımız Doktor Marko Sönami Ef. ye: Yapılan bareket çok çirkindir. Derhal zabıtaya baber verirseniz bu hareketin önüne daha çabuk geçilir. Salihliden imzanz — mektup gönderen kar İmizet Mektubunuzun — neşredilmesi İçin evvelâ imzanız ve sarih ad- resiniz lâzımdır. Sonra mektu- bunuzda şabil işlerinizden bah- sediyorsunuz ki bunun gazeteye yazılması hem doğru, bem de mümkün değildir. ——— Teşekkür Müteveffa Komandatore Dome- niko Brazrafolli Efendinin ce- naze merasimine İâtfen Iştirak ederek ibramı nezaket — ve muhalasat etmiş olan memurini resmiyeye, sefarethanelerle kon- solosluklar erkânına, Seyrisefain kumpanyaları — mümessillerine, erkânı — matbuata, — müessesatı ticariye ve — maliye — erkânına, cemiyetlerle müessesatı hayriye- ye ve diğer zevatı muhteremeye ayrı ayrı armı şükran etmiye maddeten imkân bulamadıkların- dan, Brazzafolli - Badin- Damini aileleri hissiyatı minnettarane- lerin iblâğına ceridei ferideleri- nİn tavassutunu — rica ederler. İstanbul 20 Teşrinievvel 1931 * Pek — kiymettar — erkânından birisini zayi etmekle dilhun olan LLOYD TRİESTİNO kumpanyası müteveffa müfettişi umumt Ko- mandatore Domeniko Brazzafolli Efendinin hatırasını tebcilen izharı teessür etmiş olan ahalil beldenin küffesine an samimülkalp arzı teşekkür eder. grinlevvel 1931 TEFRİKA NUMARASI 17 Dünyada Japonya Ka in - Japon — ihtilâfı el'an mııElliktı duruyer. İhtilâf l halletmenin sırrmı şu dakika- ya kadar ne Akvam Cemi- yeti, ne de bu işe tavassut eden Amerika henliz keşfe muvaffak olama! < Akvam Cemiyeti dün top- lanıp bu meseleyi tekrar tet- kik edecekti. Fakat bu top- lanma yapılamamış, başka bir güne - bırakılmıştır. Yani iş biraz daha uzamıştır. Diğer taraftan geç vakit alınan şu iki kısa telgraf ta kate şayandır: N.n'ı.dyn. 19 (A. Al;l)ıı_k-o İnı;: iz Orta Elçisi Çin met :iııı dikkat nazarını Kellok Misakının — ikinci maddesine şifahi bir surette celbetmiştir. Tokyo, 18 (A.A) — İtima- da şayan bir membadan bil- dirildiğine göre kabine hâdi- sat ne şekil alırsa alsın Japor- yanın Cemiyeti Akvamdan çekilmesine karar vermiştir. * Bu ikinci telgrafın ifadesi k sarih ve kat'ldir. Japonya çok sarih ve ka! ıoıîoodı- Akvam Cemiyetini a k, lacaktır. isenin ::eııı'ıiy"e'uıl inkâr edecek değiliz. Fakat bunun sebebini keşfetmek te okadar güç bir mesele olmasa gerektir. Akvam Cemiyeti, ilk xza- manlarda lâkayt kaldığı Çin- Japon ihtilâfını son günlerde benimser ve mühimser gibi oldu ve Japonyayı sıkıştıran bir vaziyet aldı. Japonya ise Şimali Çinde, Mançuride işgal ettiği araziyi herşeye rağmen muhafaza azmindedir. Salâhiyettar Japon erklnı bunu açıkça söylediler. Bu vaziyet karşısında — Japonlar için yapacak tek birşey vardı: Akvam Cemiyetinden ayrılmak şimdi Japon hükümeti buna karar vermiş bulunuyor. Bu karar, tabii Çin - Japon ihtilâ- fi halledildi demek değildir. Bilâkis Japonyanın bu ha- reketile ihtilaf daha ziyade artmış, uzamış ve içinden çıkılmaz bir şekle girmiştir. Eğer Amerikanın tevassutu da meufi bir netice vercek olursa Çin - Japon muharebe- sine bu sefer daha kanlı bir şekilde intizar edebiliriz. Fakat hâdisenin bu şekli alması Üzerine Akvam Ce- miyetinin vaziyeti hayli neza- ket kespetmiş oluyor. YARIŞ Lâkin Saraybomada kal- mak tehlikeden hâli değildi. Fir> ftinadan hem multazarrır, — hem Müteheyyiç olan halkın ayaklan- Ması İhtimali vardı. Binaenaleyh biraz uzaklara çekilmek hakima> ne bir hareket olacaktı. Yali, işte bu mülâhaza ile Odağına — gitmemiş, Benaluka Yolunu tutmuştu. Fırtınadan te- düşen ve yeni bir. kasabada Yeni yeni eğlenceler — tahayyül Bden sekbanlar, kavaslar da he- İaen efendilerinin ardına düşmüş- '*rdi. Vezir alayı, biraz bozuk düzen de olsa, yine İhtişamın! “uhafaza ederek İleri döğrü yol | YAZAN: & * alıyordu. Milyoner zade, şehirden çıktıktan sonra başka bir ata bindirilmişti, valinin yanı başında yürüyordu. Gerçi — mütedehbişti, lâkin korkudan tstırabını hazme- derek vali hazretlerine güler yüz ıöılırl)'oıdu—' Onlar Bosnasaraydan yüz yir- mi kilo metre kadar uzakta bu- malukaya varıpta *Darül- denilen ionıısı hı:iıı mişlerdi ki Hacı Sinan boy :;'ıı(l:ıdl.' Elemli — ihtiyar, vakit gerirmeden yola çıkmışl! ve Hat- tat Hasan, ayağının tozunu sil- meden karşısına dikilmişti. Yas mında, Bosna eyaletinin en cevur lunan Be! emare » Buhranın Bir Haftalık Bilânçosu Paris, 18 (A. A.) — Mali hafta nisbeten bir sükün için- de geçmiş, hatta hafta baş- langıcı bazı nikbinlikler bile kaydetmiştir. Maalesef, per- şembe ve cuma günleri mü- şahede edilen yeni ricatler, daha muvafık olan bu inti&ar kısmen olsun tahrip etmiş €© nihayet haftanın bilânçosu <a fazla yükselişler göstereme” miştir. Tenezzüle doğru ya- pılan spekülâsyonların da bu suretle biraz cesaret almış ol« maları muhtemeldir. Maamafih satıcıların faaliyetlerinin t dilik piyasa için bir t e tevlit etmeleri ihtimali yoktur? Piyasanın hafta sonlarına doğ- nıçokdırbkhıl almış bu- Janduğunu ve hergün karışık ve kararsız kalan umuümi va- ziyet muvacehesinde satıcıların istinkâfının da bu tenezzüllere sebep olduğunu ilâve etmek icap eder. e MA Ni kuvvet len ıınıurlırm ııııııwhedndı_:âlf Ş Bunlardan biri, M. Brünningib kazanmış oldııç muvaffakıyet ve diğeri de Jevyorkun çok iyi temayülâtıdır. -— TAKVİM — Gün 31 -20Tş.cvel- 931 Hmr Arabi Runl 7 Cemaziyelah.350 168 1MT 7 -Teşrinevel yakıt-ennal” VABAİL Akşamlidm| 17133 vııı“l 181 18446 kmacak hi 437 #adamı Ömer Düzdarla bütün serhât halkının akıl kâhyası mevkiinde bulunan Nasuh Ağa vardı. Bu iki meşbur adamı birlikte getirmekter maksadı, haydut veziri dolayı- sile tehdit etmekti. Çünkü vali ler, bütün Bosna eyaletini atetö vermek kudretinde — bulunsalar bile Ömer Düzdarla Nasuh Ağayt Mişemezlerdi. onların yöhretinden ve halk özerindekl nüfuzlarından çekinirlerdi. İşte cahil kitlelerin ibret Ve ti bususiyetlerinden — birl. ©9 budur. Kendi mallarının, ha yetlerinin yağma edilmesine çıkarmadıkları halde-mevcut vey? mevhum - — meziyetlerine — itikat besledikleri eçhas için bazan can- larını feda ederler. Tarih, falan şeyhin veya falan Ağanın başına toplanıp ta — onların keyfi — için koyun gibi boğazlanmıya — YAZI olan nice bin avare kaydeder! S v ü - Olup Biten Hâdiseler Hali bazır vaziyeti hasebile. Vi Kararını Verdi : Akvam Cemiyetinden Ayrılacak Çin - Japon harbine ait ilk resimlerden biri. Bu resimde Japonların eline esir düçen Çin askerlerini görüyorsunuz. | Amerika Ve Fransa Arasında Franşız Başvekili M. Lâval şimdi H dö Frans vapurile büyük At'as denizinde Nev- york seyahatine devam edi- yör. Amerikada — yapılacak mülâkatların ebhemmiyeti her dakika artmaktadır. Son ge- len telgrafta çok ciddi malü- mat r: İl dö Frans vapurundan: 18(A.A.) — M. Hoover ile icra edeceği mülâtat esna- sında mevzuu bahsedeceği fi- kirler hakkında intişar etmiş olan haber bakkında kendi- sine sorulan bir suale cevaben M. Laval, şöyle demiştir: M. Hoover ile icra edeceğim mülâkat hakkında beyanatta bulunmadığım gibi bulunmıya- cağım da... Binaenaleyh bana isnat ve izafe olunan bütün tekliflerin asıl ve esası da yok- tur. Fransız hükümetinin va- ziyetini, ancak Washington mülâkatından sonra, aleni ola- rak söyliyeceğim. Habaşistanda Bir Taarruz Adis Ababa, 18 (A.A) — Bir Ermeni, Yunanistan vis- konsolusunu ruvelverle yara- lamıştır. , Zeppelin Uçuyor Friedrichshafen, 18 (A. A.) — Zeppelinden alınan bir telsiz, balonun merkezi Avru- pa saati ile saat 16,30 da Yuby burnu civarında bulun- makta olduğunu haber ver- mektedir. Hacı Sinan, bu iki adama kstinat el te belki haklı idi. Lâkin Hattat Hasanin başka va- lilere benzemediğini unutuyordu. Hasan Paşa, mülk sahibi denilen hünkârın tacütahtını, hattâ ha- yatını kendisine medyun olduğu kanaatinde Idi. Kapıağalarını öl- dürmekle şehzadeleri kurtarmış ve deli Mustafanın hal'ine yardım etmekle de — şimdiki — hünkârın tahta çıkmasına İmküân vermişti. Bu hizmetlerinin sarayca unutul- madığına kani İdi ve bu sebeple diğer valilerden ziyade haydut- laşıyordu. Maamafih Hacı Sinanla, yanın- daki Ağaları mültefitane kabul ettir — Ne iâlâ, ne &lâ - dedi » beni habersizce buraya kadar xe- Tâmetlemişsiniz. böyle olur. Ve sonra istihzaya giriştir ereme Karşı Taç Dikkat: Kalmet Aşı- sından Ölenler Var? Verme karşı biri (Kalmet), diğeri Fridman isminde iki aşı tatbik edilmektedir. Sıhhiye Vekâleti ve bizim yaramadığında ittifak ettiler. Kalmet aşısının küçük ço- cuklara tatbik edilebileceği- ne karar verdiler. Sıhhiye Vekâleti lâboratuarlarında hazırlanan — aşıların — İstanbul İzmir Verem Mücadele ve Cemiyetinde — tatbikına bile başlandı. Bu —sebeple Almanyada Kalmet aşısı yüzünden cina- yetle mahkemeye sevkedilen doktorların vak'ası bizi şid- detle alâkadar eder. Almanyanın Luebek şeh- rinde, —Almanyanın — meşhur Almanyanın En Meşhur Doktorları - Cinayetle Mulîıkeme Ediliyorlar 4 doktorlarımız, Tıp Cemiyeti, ! Fridman aşısının hiçbir. işe | kemeye — verilmişlerdir. Bu doktorlar, Lubek Çocuk Has- tanesinin doktorlarıdır. Has- tanede 253 çocuğa Kalmet aşısı tatbik etmişlerdir. Bun- — lardan 76 sı ölmüş, mühim bir kısmı ağır — sürette hasta- lanmıştır. Davacılar 250 — babadır. Muhakeme bir jimnaziyumda cereyan etmektedir. Muha- keme esnasında analar göz- j yaşlarile, babalar feryatlarile — çok heyecan uyandırmış, ve: — Hiç olmazsa kalan ço- cuklarımızı — kurtarmak - için bu canileri asınız diye bağıre — mışlardır. Biz de Kalmet aşısı tatbik ediyoruz. Yarın bizde de böy- le feci sahnelere şahit ol> doktorlarından Dr. — Dyeck, | mamak için aşının bilhassa Dr, Klots daha dört doktor, bir asistan cinayetle —mah- | tatbikatında şimdiden dikatli olmalıyız. 4 Edisonun Ölümü Meşhur Kâşifin Hayatı Fen Ve İlim Harikalarile Doludur Nevyork.18 (A.A )— Bu sa- bah, Vest- Orange'daki ika- metgâhında etrafında — ailesi erkânı ve doktoru olduğu hal- de, son nefesini vermiş olan şöhretşiar âlim ve muhteri Edisonun hayatı ve mesleki adeta bir romamı andırmak- tadır. Thomas Alva Edison, 11 şubat 1847 tarihinde doğmuş- tur. Obio eyaleti dahilinde Milânda ikamet etmekte olan ailesi fakirdi. 12 yaşında ha- yatını karzanmıya mecbur olan Edison, — sokaklarda bağıra bağıra gazete satmakla - işe başladı. Dahili harbin en va- him günlerinde şimendiferler- le gazete paketleri taşımak ınechiyelinde kalan Edison, demiryolu kumpanyası ile ken- disinin muvasalâtından evvel her istasyona havadisleri telg- rafla vermek hususunda mu- tabık - kaldı. — Hacı Çelebinin zi Fetine gökten su karıştırıldı. gımızın tadı bozuldu. Burada yafeti tazeleriz, değil mi Hacı! Milyoner, — kaftanının Öönünü kavuşturarak cevap verdi: — Biz Efendimin emirlerine münkadız, Efendimiz de umarım ki bizim niyazımızı dinler. — Buraya beni selâmetlemek için gelmemişsiniz. Bir dileğiniz mi var ? — Mescide ibadet için gidilir, vüzera dergâhına da haceti olan- lar yöz sürer! — Neymiş bakalım hacetiniz? — Mustafa kölenizi bize ba- gışlamanızı diliyoruz. Hattat Hasan, yüzünü ekgşitti: — Yoo, dedi, işte bu olmaz. Ben Mustafayı — evlât edindim. Biraz hizmete eli yatsın, kendime mühürdar, sonra da hazinodar yyapacağım. Beni memnun ederse | Halkın merak ve heyecanı- nn fevkalâde artmış olması, — yapmakta olduğu gazete satışı fiatlarını üç misline çıkardı. — Bilâhare, genç elektrikçi 21 — yaşında ilk ihtira beratını al- dı ve 28 yaşında iken mali piyasaları — otomatik ğ kaydeden bir alet icat ed 1 milyon franga sattı. Müşarünileyh, bu para Mungo - Park - lâbol tesis ettiki bilâhare bu lâbo- ratuardan — harikulâde ihtira: lar çıktı. Bunlar meyanında bilb fonograf altı amisyonlu teb graf.. ilâ.. vardır. Fakat daha — az malüm olan ihtiraları mü- him bir yekün teşkil etmi tedir. Meselâ demir made çıkarmak için kullanılan n patisi iskandil ile harp sında tatbik — edilmiş N diğer ihtiraları bu cümledend. LA kethüdalığa — kadar lu vi Ondan ilerisi artık bı= işi. zir mi olur, Serdar mı olur, linmez! — Taş ocağından a madeninden ıl'îıın çıhnı..' çocukları da babalarının gütmerlidir. Lütfedin de azat edin. — Bana tükürüğmü yı mı istiyorsun, Hacı? kere evlâdım, dedim. döneyim? — Yine köleniz olsun, gelip hakipaye yüz sürsün. Fakat anasının yanında bulunsun. iyiliği bizden esirgemeyin. Olmaz, olmaz, olmaz! Dizdar Ömerle Nasuh zalimle mazlum arasındaki havereyi — sessizce - dinliyorlardı. Valinin yemin eder gibi elit kaldırarak ağır ağır üç * olmaz , demesi üzerine Dizd Ömer bahse karıştı: (Arkası a lunuz K | amıl geri

Bu sayıdan diğer sayfalar: