21 Nisan 1932 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10

21 Nisan 1932 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Haftada Bir Defa Muallim Sayfası Her Hafta Bu Sayfada: ' Yeni terbiye cereyanları - Büyük ter- MUALLİM Perşembe Günleri Neşredilir. Muhtje;'ifr Terbiye Meseleleri Sinemanın Tesirleri İngiltere, cinai istatistiklerin | münasebetile İagiliz gaze- | inin yazdıklarına inanılacak sa, sinemanın bu son sene- ki çocuk suçlarına ve cina- ine adeta büyük tesiri o 1 kabul etmok lâzımgelir. Köçük hırsızlıklarda, yankesici- liklerde bir artış var, Ffakat şid- detli hereketler, cinayetler azal- maktadır. — Anlaşıldığına — göre çalan bir çocuk, pek te sinema müdavimi değildir. Bununla beraber, bizatihi iyi olan ahlâk! noktai nazardan bü- yükler için bir zararı bulunmıyan Ffilimlere çocukları götür- mekte mana yoktur. Çocuklara mabsus filimler lâzımdır. Bu hafta (Melek) sinemasında Soans başında gösterdiği tabiat dersi filmi, pek ziyade terbiyevi ve tedrisi bir mahiyeti haizdir. Memleketimizde bu türlü filim- l giddetle ihtiyaç vardır. Bun- yalhnız çocuklar için değil, kler için de gayet faydalıdır. Çocuklar Oynamalı Mı? Anne, çocuğuna sert bir ses- le “haydi, git, oyna,, dediği ve- kit, onun annenin vazifelerinden mütegafil olduğu anlaşılır. Adam nasıl çalışırsa, çocuk ta öyle oynar. Fakat çalışan ada- ma işi — öğretilmiştir, ki çocuğa — kimse — oyunu öğ- retmez. Fransada çıkan “ yeni terbiye Nouvelle educatin., ismin- deki aylık mecmuada, bu mese- leye dair şu satırları okuyoruz: * Çocukluğu tetkik. edenler görmüşlerdir ki, oyun, çocuğan tabit bir faaliyeti üse de, garip- tir ki çocukların birçoğu bu fan- liyete kabiliyetsizdirler. Çocukla- rih san'atı, oynamaktır, lâkin ço- cukların çoğu bu san'ati bilmez- Koy — mekteplerinin — ek- risinde, çocukların oynamayı, rin yardımile öğrenmeleri zundır. Ana mekteplerindeki küçükler için böyle yapmak icap Böylelikle anlaşılıyor ki küçük yavrunun ilk faaliyet teza- bürleri, oyun değildir. Tavrına bakılınca — hareketlerinin — oyun olmadığı görülür. Bu hareketle- rinde ciddidir. Onları yapmakta zahmet çeker, Gdeta çalışır. Faaliyetine şuur bâsıl edebil- eder ve, şüphesiz, onu faydalı bir şey | telâkki etmez. Çocuğu eğlendi- ren, (Maalesef) hoşlandıran, ona öğreten ve oynamayı ocuk, bizce biribirine 2t ciddiyetle — şetareti İhtimal Ki — faaliyetinin yiz vasfı budur, belki de bu vasfa bağlıdır. Ço- & herhalde oynamağı sevmez, mez- eğlenerek çalışmayı sever, çalış- Çocuğu, ması, terbiye ile yardımına ko- fakat terbiyeye gelince bizim makla eğlenir anlaşıl- iyetimizin şekline hazır kılan ı ! ve muallimlerinin kırda, acık havada ders czüördüklerini vöstermektedir. ———ETTRE e er SAYFASI İngiliz iülk mekteplerinde bir kütüphane ngiliz Mekteplefi her saat talebeye açıktır Biyoloji dersi Talebeyi işe hazırlamak hu- susunda leh ve aleyhte bazı fi- kirler: “Umumiyetle mektepler, tale- beyi bayatın daha ziyade ameli işlerine yetiştirmekte fazla terahi gösteriyor. Ecnebi lisan tedrisatı iyi bir sistem dahilinde yapılamıyor. Bu hususta bir muharrir,kendi oğ- kınu mevzubahs ediyor, oğlunun az Fransızca ve Almanca halbuki bu lisanlara müddet zarfında bu işi t iyi yapabilmesi İâzımgek- diğini söyliyor. Sonra muharrir, mekteplerde ebemmiyet verilmesi lâzımgelen ban derslerden bahsediyor. Ez- cümle yazı makinesi, istenoğrafi, otomobil idaresi gibi çocuğun hayatta Fazla muhtaç — olduğu derslerin | behemehal - sıki bir sürette — tedrisi — lâzumgeldiğini ileri sürerek diyor di: Eski zih- niyetli mektep muallimi, kısa metotla (yani stenoğrafi ile) not tutmasını bilmez; o, yalnız mutat yazı ile kelimelerin yan yana gelmesile bir mana ifade edebi- leceği vehmindedir. $ Bilhassa bu buhran devre- sinde kabiliyet ve fikir sahibi adamlar çok aranılmaktadır. İn- giliz mekteplerinde bu meseleye büyük bir mevki verilmesi lâ- zımdır. Bo — mektepler, — eski sistem Üzerine mebni oldukları halde, yeni asırda da tedrisata devam etmektedirler. Böyle olunca, bu mektepler lüzumsuz mudur? Bazı aleyhtar- ları, Publie school (Halk mektebi) denilen bu mekteplerin, İngilte- rede kamilen kaldırılmasımı isti- yorlar. Halbuki bu kadar bedbin olmuıya lüzüm yok; çünki bu mekteplerin hayatta çok tesiri görülmüştür. Birçok Fabrikalara ve diğer bazı işlere intisap etmiş ve âmirlerinin yüzlerini gül- dürmüş olan memurların büyük bir kıszmı bu mekteplerden çık- miştır Bunlardan çıkmadıkları halde kabiliyet göstermiş dâhiler, mev- zuumuzdan hariçtir; Çünki onlar anutodidakttırlar, yani kendi ken- dilerine yetişmişlerdir. Binnenaleyh bu sistem tahsilin tamamen kaldırılması ve yerlerine ccnebi memleketlerde kullanılan sistemin konulması doğru değil- dir. Her memleketin kendi anı- nelerine ve âdetlerine muvafık olan sistem, diğer bir memleketin anane ve âdetlerine uyamaz. Meselâ Fransada tatbiki kolay olup müsmir neticeler vermiş olan bir tarzın İngilterede de ayni neticeleri vereceği iddia edilemez. Halk mekteplerinin iki gaye- si vardır.. Parlak bir seciye sa- hibi meydana getirmek, serbest tahsil için temel kurmak, Her hangi biz mektebin tahsiline mü- kemmel ve tamamdır demek bu- dalalıktır; fakat bu tahsil bir başlangıç - olabilir. — M FM . İngiliz ükmekteplerinde bir dershane Amell deri, telsiz makineleri başında Halk mektebi talebeyi hayata hazırlar, ondaki temyiz kuvvetini arttirır. Önüne gelen fırsatı ka- çırmamağı öğretir. Bu sözlerimle, Halk mektep- lerinin — mükemmel — olduklarını iddia etmiyorum. diyor Muharrir, Bu mekteplerin birçok fena c- hetleri vardır. Meselâ lisanlara ehemmiyet vermezler. İspanyolca ve Portekizce hiç okutulmaz. Cenubi Amerika ile olan ticare- timizde bu lisanların yardımı çok olabilir. Bundan — başka, rihte, hâlâ ayni mekteyiz. Biz tarihi, imperator- lukların devrilmesi, dint müca- delelerden, cürümlerden — müte- şekkil bir — vak'alar — sayıyoruz. Halbuki meselâ Yumnanlıların nasıl desti. yaptıklarını, diğer milletle- rin sanayide ne gibi tekâmül husüle getirdiklerini V. S. gibi şeyler, talebenin muhayilesini kuv- velendirir ve kendisini heyecana getirir.,, Gelecek haftaki sayfamızda, İngiliz halk mektepleri hakkında- ki diğer mütalcaları kaydedeceğiz. Bahar başlayınca mektepler kendilerini kırlara atar. Yukardaki resimler, Kireçburnu İlkmektep talebe biyecilerin hayati - Türkiyede yeni narariyelerin — tatbikatı - Muallimlerin dertleri - Yeni tecrübeler — vesalra Faaliyet ?Haberleııi Giresonda Senelerden beri şahidi olduğu- imuz Gireson İsmet Paşa mektebi- nin canlı ve müfit hareketleri her- kesi ve bilhassa çocuk velilerini mezkür mektebe daha ziyade can- dan bağlamıştır. Deniliyor,işitiyor, ve görüyoruz ki bu mektep her hususta olduğu gibi teşkilâtı iti- barile de en ilerdedir. Mektebin gayyur ve çalışkan Baş muallimi Hilmi Bey çok kuo- vetli bir şekilde teşkil ettiği hk maye heyetinin ax zamanda müs- bet ve müfit hareketleri evliyayı etfali meninun etmiştir. Bir ham- lede mektebe temin ettiği 370 Kra ile yirmi çocuğun mektep ihtiyaçlarile 16 çocuğun da ebk bise, fotib ve lâstiklerini temin etmiştir. İşittiğimize göre mekte- be de 70 liralık ders levamımı getirtmiştir. Mektep idaresile himaye he- yetinin elele — vererek kuvvetli adımlarla — yürüyüşlerini, ( kalp- leri siyahlanmış olanlardan baş- ka ) maaril hissile mütehassıs olanlar niçin takdir. etmesin. Hi- maye heyetinin relisi muhterem avukatlardan Hamdi Beydir. Aza- ları da şahsi kiymet ve - resmi vazifeleri itibarile mühim — şahsi- yetlerdir. Bunlar muayyen- içti- malardan başka başmuallim Hil- mi Beyin lüzam gördüğü zaman- larda — derhal içtima — ederek mektebin —her — husüsta — müs- mir adımlarla yürümesini — gö- rüşüp konuşuyorlar, bir çocuk velisi olmaklığım itibarile gerek tedris ve gerek bu gibi teşkilât dolayısile takdire değer bir va- ziyetle —olduğuna benim gibi herkes te şahidi bulunduğundan bu mektep bakkındaki samimi hislerimi muhterem — gazetenize azmayı valtani bir vazife borcu ğildim. Temenni ederiz ki her mektep böyle canlı adımlarla | yürüsünler. Size Giresondan - kabul ettiği- viz takdirde - daha başka yazılar kudretim — dahilinde yazacağımı vadediyorum. Giresundaki okuyucularınızdan M. AĞÂH Studiometre Karilerimiz, bu da nedir? diye soracaklar. Tahrir vazifelerinim tashihi için sarfettikleri zamanı ve çektikleri sıkıntıyı düşünürler- se, bu meselenin kolaylaştırılma- sına ait bahislere isteye isteya alâka gösterirler. İşte Studiomet- re bu meseleye aittir. Studiometre bir mürakabe ol- çüsüdür. Diğer & tün ölçüler g- bi tahminin yerin. sarahati ko- ar, a Okutulan mevzua göre her dersten, her parağraftan, her malümatın başına bir numara konur, Evvelce unutulmuş olup ta bugün tekrar edilecek olan derm- leri, ve paragrafları anlamak için stndiometreye bakmak kü- | fidir. O gün verilecek dersi de | studiometreden anlarız. Bu su- | retle tekrarlar kaydedilmiş ve tesadüfe bırakılmamış olur. ; ı, tokrar edi- numara- lar üzerine bir isaret koymakla taayyün eder. Bu usul, şılmiış İse, ne y talebeye hiç güç gelmez ve var kit ziyamı da mucip olmaz. Pilâ- kis zekânın ve ferdi sây kabili- yetin inkişafına sebep olur.

Bu sayıdan diğer sayfalar: