21 Nisan 1932 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 11

21 Nisan 1932 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 11
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

( Yazı makinesinin tıkırtıları .. (failâtün, mefailün, failün) veznin- de işitilir. Arzuhalci — Bülbül âsâ şâkır durur makinem, (Makine ile) Failâtün, mefailün, failüin( ma- kine ile ) Mürgu dile zehep kafestir sinem ( makine ile ) Failâtün, mefailün, failün — Ulan Ferit yaşın elli bir buçuk değil a.. yedi yüz elli bir buçuk olsa yine uslanmıyacak- sın vesselâm.. —Beynime — ge- len lâhuti bir ses (uslan ey dil uslan artık ihtiyar olmaktasın) der ve lâkin bendeki dil, hakkın öyle ezelden bir gençlik imti- yazına mazhar olmuş bir heyet arzetmektedir. Ne yaparsın gönül ihtiyar olmayınca vücut — göç- mek bilmiyor... Şükürler - olsun c — rabbime başımda — bir tek kılım ak değil.. (gülerek) elbette, köftehor müccellâ ba- şında saç — namina Lir şey yok ki ak midir? Kara midir belli olsun. Çehreme gelince her - sabah — burün - diplerinec, kulak — sırtlarına — kadar — sinek kaydı bir tıraşı müteakıp — biraz pudra - elli -bir buçuk — senenin kazdığı çizgileri doldurup kapa- tıyor... Şöyle beş ön adım geri çekilip te aynada endamımı , te- maşa edince, hay hikmetine kur- ban olduğum Allahım bu ne - iş- tir, bu ne san'atlir, yirmi beşlik delikanlılarda bulunmıyan bir ta- ravet bir zindelik akran ve emsali- ni gıptadan, hasetten kudurlacak bir tazelik gösteriyor. Acep kâf- fei arzuhalcılar meyanında - bir | eşek daha var mı Feril, sen cidden Feridi Devran mısın kâfir durürüm.. herif diye — söylenir Esasen ruh göçmeyince vücut ta göçmez amma,. Benmki gibi bir dakika yerinde duramıyan, fıkır fıkır kaynıyan bir gönül söner mi? Bakın işte bugün de işsizlikten yine şiirler tanzimine başladım.. (bülbül âsâ şakır durur maki- nem - mürğü dile zehep kafestir sinem) fena- başlamadım.. Fakat bu vezin-hiç te sevmediğim bir vezindir. Benim gönlümün bitip tükenmez heyecanmı, darabanını daha kıvrak bir vezin, daha canlı bir şekilde ifade edebilir. Öylc ya failâtün mefailün, faulün nerede? Faulün, faulün, faulün, faulün, kulağa daha genç, daba usturuplu — çarpar, — Binaenaleyh haydi . bakalım Ferit — Efendi, kolları sıva, yeniden başla... Bu gönlüm sinemde şakır bülbülâza Faulün faalün faulün favlün Açıldın. bayal bahçesinde gülüsa Faatün faulün Faulva faulün Amanın demcn. Feridi devran HABİBE MOLLA ARZUHALCIDA Sen hergün önünden gelen ge- çen erbabı hacatı nezdine davet edeceğin — yerde âşıkane şürler — yazmakla evkat resmidir. Armut piş ağzıma” düş hiç olmaz. Biraz ke mrlda, biraz gayret... — Efendi — oğlum oğlum!,, — Yanaşın, yazıhaneye teşrif edin, terotaze bir yazı makine- sinde her töürlü muharrerat bü- yük bir süratle tahrir ve tanzim böyle imrarı edersen aç kaldığının Şiif karın doyurmaz efendi edilir. Hususi ve resmi bilcümle | mekâtip ve arzahal, istida hatta Aşıkane ve manzum yazılır. dahi acizane naçizane kaleme alınır.. Buyurun ne emredersiniz efendim ne gibi bir hacetiniz var ? Bir adam — Hacetim mace- tim yok efendi baba.. Arzuhalcı — Hayır durdunuz. ve yazıhaneme doğru bakındınız da.. Acaba dedim, olura... Adam — Hayır, hayır geçi- ciyim.. Arzuhalcı — Pekâlâ- öyle ise | durmayn, eflâtun gibi; — gölge etme başka ihsan — istemem... Buyurun, buyurun ağam — meltup mu, arzuhal mi? Habibe — Baksana Siz arzuhalcı mısınız? Arzuhalcı — Evet valide ha- nim buyurun... Habibe — Bir dela edebini takın patavatsız adam.. Ben se- nin validen olacak yaşta mıyım? Galiba hiç aynada kendine bak- miyorsun? Arzuhalcı — AF buyurunuz Hanımefendi.. Ben zati aliyelerine makamı hürmette vaide dedim. | Habibe — Evet amma.. Sen de kadın olsaydın. kendinden genç bir kadına valde diyen benim gibi kızardın. Arzuhalcı — Amman efendim. Bir daha böyle tabiriniz veçhile patavatsızlık etmem! Ne emriniz var hanımefendi? Habibe — Hah şöyle dur bakayım -evvelâ şuracığa ilişeyim de biraz nefes alayım:. Olur mu? Arzuhalci— Hay-hay efendim burasi sizin. Bir kahve içer mis | siniz Hanımefendi? e Habibe — A temizse içerim efendi.. —e ya.. Eksik olma.. Siz me ikramcı arzuhalcısınız. böyle? Arzuha'ci — Sizin çibi Hanı- mefendilere ikram vazifemizdir Hanımefendi., ( seslenerek ) Ab- bas Efendi.. Abbas Efendi.. Abbas ( uzaktan ) — Emret Feridi Devran, kâtibi — alülünvan Ferit Efeüdi. Arzuhalcı — Hanmımefendiye bir temiz kahve, şekerli mi, sâde mi Hanmefendi ? Habibe — Sade sade efen- | dim.. —Arzuhalcı Şimdi gelelim işi- mize, Ne emriniz var? Arzuhal mi, mektup mu, istida mı nedir? Habibe — Ah.. Ah.. Nere- sinden başlayım bilmem ki arzu- halcı efendi benim başıma gelen pişmiş tavoğun başına gelmemiş- tir, roman bir yoman.. Arzuhalci — Derdini söylemi- yen dermanını bulamazınış. Söyle- yiniz her ne ise tehvinine şitaban olayım, _îıl')ıı bir roman yazdı- racaksınız? Habibe — Öyle öyle.. Ro: man gibi. Sayfa sayfa yazmaknan | bitmez benim derdim. Arzubaler —Öyle 'ise siz söy- | leyin ben yazayım., olmaz mı? Habibe — Hayır hayır.. Ev« yelü ben dilimin döndüğü kadar anlatayım da Sonra siz yazarsınız. Sizin anlıyacağınız. Ben size çar- şaf gibi lıonk_m:_n bir istida yaz- dıracağım © istidamı da büyük bir reise vereceğim. Arzuhalcı — Evet amma ne hakkında? Kimi dava ediyar- sunuz? —( G Habibe — Kocam olacak bos- tan korkuluğunu.. Arzuhalti — Ha talâk davası ve ona dair bir istida. Hangi sulh mahkemesine, ikametgâhınız neresidir? Habibe — Taşkasap. Arzuhalcı — Öyle ise kolay. Zevciniz kimdir? İsmi nedir? Habibe Faik.. Soğancı Faik., Boynu altında- kalsın.. Arzuhalci — Sizin - isminiz.. San'atınız? Habibe — Ben mi kim.. Ayol beni cihan âlem tanır.. Ben İstanbul telsiz telefonunun - bir tanecik “ menşür “Habibe Mol lasıyım.. Beni tangmıyor —misin.. Öyleya.. Nereden tanıyacaksın !.. ! İ | yit Ben de soruyorum. aptal Derdime — gelince.. Evvelâ söyliyeceğimiz şeyler ara- | mızda kalacak.. Size.hepsini an- durmuş ta gibi latacağım' ki istidamı ona göre yazın olur mu? Arzuhalcı — Elbette efendim. Merak etmeyin.. Size yalan ben- delerinize gerçek.. Bendeniz de bekârlığı sultanlık ad ve telâkki edenlerdenim de ondan. Hem | fikri acizaneme göre bekâr bir erkek evli erkeklerden — daha ziyade kadın kıymeti - biliyor.. Amma — aledersiniz.. maksadım kadınlardan şikâyet değil ha.. Allah nisa taifesinin neslini tez- ve teyit — eyliye. - Cenab Mevlâ Benatı Havvayı başımızdan eksik etmesin. — Cenabı Hafız sinemizi cinsi İâtiften mahrum ve cüda etmesin. Habibe — A ne hoş sohbet adamısınız ayol. Arzuhalcı — Zati aliyelerinin ilhamı zerafet meramınızla öyle olduk. ( Güler ) Habibe — İlâhi pek tuhaf bir erkeksiniz. Ah efendim far- zedin ki evlisiniz. kırk beşine | baszmış basmamış, cami viran | olsa da mihrap — yerinde tap- taze düran — bir. — karıcağını olsa, şöyle giyinip kuşanıp ta eş dost içine çıkınca sözü saoahbeti çekilir.. Daha yüzüne bakaılır.. Eti, canı yerinde bir kadın, temiz tendürüst.. Elinden her iş gelir, sadık, namuslu, sevimli bir. ka- dıncağız. Arrzuhalci — Hey Allahım ne devlet kuşu !.. HBabibe — Hah hah kurban olayım.. Ay affedeçsiniz. -kâtip Efendi. k Arzuhalcı — Amanın bu söze rencide olmak kabil mi? Habibe — (gülerek) İlâhi hiç te gülecek. halim yok. Ha ne diyordum.. Söyleyin bakayım böy- le bir. kadının üstüne hıyanetlik eder misiniz? Arzuhalcı — — Hudanekerde evli olup bu yolda harekâtı na- lâyıkada bulunan - bir. erkeğin taşa tutulmasını teklif ederdim. Habibe — Hay Allah razı olsun,. İşte benimki iki haftadır üstüme hıyanetlik ediyor. Arrzuhalcı— Nereden anladın:2? Habibe — Elimle bastırdım | sürer. Bana kalsa siz de kısasa | varsa karşınıza çıkar.. Bunun için mahrem konuşn:ak hoşuma gidiyor. kapayıp ta söyle yanyana iki dertli — Yazan: İ. Galip ayol.. Gül üstüne gül koklıyanın — burnu düşsün.. İlâhi dullar, ye- timler yüzü suyu hürmetine Zü— ı tün azgın kocaların burunlar — düşsün — inşallah.. — Senin anlı- — iıcığm arzuhalci - efendi, ben — ocamdan boşanmak - istiyorum. Artık — bıçak kemiğe dayandı. Konuya komşuya - rezil oldum. — Birgün benim gözüm, kızacak — ayağım kayacak diye korkuyo- rüm. Ğ İyisimi beni bu heriften ayırm — Dayanamıyacağım. A hamı ne elinde var ne dilinde.. Hafta- — da dört gece evinde yatmıyan erkeğe ne yapılır? Gelir çamaşır — değiştirir, kalkar gider. Gece — gelmez. Ne o büyük bir işi var- mış.. Tüccardan bilmem ne efen- — dide kalmış büyük işin ne oldu- ğunu anladım. M:ğııx:rif beyoğ- hında sürütüyormuş. Hamam anas kıyafetli - kart bir Macar ka- tanası — güya — bunu — sevmi; hani onunda midesine ne ııet ; karşı o keleek kavunun iç yüzü- — nü bilmez.. Boyuna bosuna, kalın — ensesine bakar da aslan zanne- der. Ne ise uzatmıyalım herifi takip ettirdim büyük işi meyda- na çıkardım. Bir akşam zil zurna î vi amma yapamadım ki. Şimdi siz — tazlu biberli bir istida yazın. — Arzuhalkci — Müsaade ıuyı- rursanız arzedeyim ki bu gibi talâk davaları şimdi pek uzun GSN sarhoş geldi. Burnunun ucunu görmüyor. Fırsat bu fırsattır de- dim. Hep böyle kızgın maşalarla orasını burasmı yakmak - istedim kısas yapın kolları sıvayıp mü- — kabeleye geçin bu herifin kar- — şısına temiz tendürüst şöyle mih- rabı memberi adam akıl yerinde — kâtibane lakırdı etmesini bilir, ehli dil ve keyif bir ekeğin ko- luna girip te çıkasıca görlerine — göründünüz. mü, yüreğine iner — de alimallah yaptığına yapaca- — cağına pişman olur. 4 Habibe — Acaba?.. Arzuhalcı — Elbette bir. de- facık tecrübe edin de görün. Habibe — Evvet amma öyle zararsır. erkegi nerede bulmalı. Arzuhalcı — — Kısmetinizde kasvet çekmayin — sultanım, Habibe — Ne tatlı konuşu- yorsunuz böyle, sizinle dertleşip Arzuhalcı — Elbette gülüm — bakın gönlüm kafeste mahpus kalmış aç küş gibi kıpır kıpır kanat kımıldatıyor. Yazıhanemi biraz hava alalım. Habibe Ayol madamki istidadan daha — kuvvetli, daha — tesirli bir. çare varmış bari ona baş vuralım. Hınzır Faik kıskanç- — hıktan çatlasın.. » Arzukalci — Haydi öyle ise civanım buyurun - çıkalım.. — Yazıs — hanemi kapadım ve lâkin göy- DÜMÜ açlım. gibi gezelim

Bu sayıdan diğer sayfalar: