20 Mayıs 1932 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 4

20 Mayıs 1932 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Bir İstihsal Bahsi Gülyağcılığımız Ne Halde? Memleketimizde gülyağcılığı- nn merkezi İsparta ve havalisi- dir. Ispartada gül 2iraatine 318 de (Takriben 30 sene evvel) başlanmıştır. Bursadan İIspartaya giden bir zatin ilk teşebbüsü iklimin feyizli kabiliyetile karşılarak muvaffa- kıyetle neticeleniyor.Bundan sonra gerek Ispartada ve gerek civa- rında tedricen gül ziraati taam- müm etmiye başlıyor, herkes sebze bahçelerine varıncaya ka- dar gül fidam dikiyor. Piyasada İsparta gül yağları takriben 1908 senesinde mevki almıya başlamıştır. O vakit mis- kah (tabil altın para ) 10- 15 kuruşa sahlıyormuş. 1941 senesinde Bulgaristanda hüküm süren şiddetli soğuklar neticesinde gül mahsulü kavruldu- ğgundan o sene İsparta gülyağla- rmın misklı 80 - 85 kuruşa kadar fırlamıştır. Bu tereffü müstahsillerin şevkini arttırımış, ertesi sene İsparta ve ciyarındaki taktirhanelerin adedi 36 e baliğ v. Âyni sene 3-4 müstahsilden mürekkep (Ana- | dolu Gülyağı Şirketi) namile bir | teşekkül vücuda gelmiş ise de ancak bir buçuk sene kadar ya- şıyabilmiştir. Bidayette gülyağlarımızın ev- saf itibarile Bulgar gülyağlarına faik olduğunu takdir eden Avrupa müesseseleri mallarımıza hararetli bir müşteri olmuşlardı. Fakat istihsalâtımızdan fazla talep kar- şısında kalan, gerek müstahsil ve gerek mutavassıtlarımızın tağşiş hıma sapmaları henüz doğmıya ı:çlıyın rağbeti rüşeym — halin- de boğmuştur. Maalesef müstah- sillerimiz takdir edemiyorlardı ki, yüzde on tağşişe mukabil kıy- metten yüzde elli, hatta altmış kaybedeceklerdir. Bulgarlar 1929 senesinde gül- frıihn— kilosunu 5000 - İsviçre angına, yani 2050 Türk İirasına satlıkları halde biz o sene 500 liraya zor müşteri bulmuştuk. Bugün (asri tesisatla işliyen Bulgar — müstahsillerinin malları Fransada 8-9 bin frank kıymeti haiz iken bizim en iyi malımıza 4-5 bin frank vermiyorlar. Gülyağlarımızın son on sene- | lik vasati satış fiatleri şudur: Senesi Miskalı Kilosu 1923 400 kuruş — 832 lira 1921 400 832 » 375 7T80 350 728 325 676 300 624 275 5712 250 520 1931 200 416 1932 150 312 Bu'rakamlar dı gösteriyor ki, fiatlerimiz aleddevam tenezrül- dedir. Bulgar gülyağlarının fiati ise her senenin — rekoltesine ve cihan piyasasının teme vvücüne tâbi olarak 1923te (1200) İsviç- re frangından başlar, 1929 sene- sinde — (5000) İsviçre — frangma kademe, kademe — yükseldikten soara 1930 sensinde (4000) 1931 senesinde de (2000) İsviçre fran- gına düşer. Bulgar mallarının fiatleri yük- selirken bizimkilerin düşmesi se- | bebi bir taraftan istihsal tarzımı- zın pek iptidat kalması, diğer ta- raftan mallarımızın itimat telkin edecek — şekilde piyasaya arzedi- lememesidir. Bu cihetleri Ayrı, mevzuubahis edeceğiz. Rtriyatçı ayrı, " Ahmst Ekrem Alâiye ( Hu- susi ) — Burada havalar ısındıkça ısındı. Artık yaz mevsiminin orta- | sındayız. Yaylâ- ya göçmek za- manı geldi. Alâ- iyemizin okadar güzel — yaylâları | vardır ki, görse- niz. baylır. ve kıskanırsınız. Ka- zamız saha itiba- rile dağınık ol- duğu için muhte- KE yaylâlara ay- rılmıştır. Asıl kasabanın yaylâ- sı yüksek çam ormanlarile mü- zeyyen, coşkun, buz gibi sulara malik Türbe- nnas — denilen mahaldir. Bun- dan Başka Söbüçemen, (Gö- derli ve Kadıvakası yaylâları da meşhurdur. Türbennas kaza- mıza altı, Kadıyakası on - beş, Göderli yirmi, Söbüçemen ise otuz beş saattir. Kazamızda tam 130 parça köy vardır. Bu köyler- de yaz mevsiminde kimseler kal- maz. Herkes bu güzel yaylalara göç ederek tabiatim güzelliğinden hissesini alır. Şunu yazayım ki Bir Maznun Kaç- mak İstedi Bandırma, (Hususi) — Kasa- bamızın Mürüvvetler köyünden deli Şaban isminde bir köylü, küçük bir çocuğa taarruz cür- mile yakalanarak buraya geli- | rilmiş ve adliyeye teslim olun- muştur. Şaban istintak dairesine | götürüleceği sırada garip şekilde | bağırıp çağırmıya başlamıştır. Bunun üzerine hapishaneyc gönderilen Şaban, tam kelepçe- leri çıkarıldığı sırada kaçmak | istemiş, fakat bu hareketine mey- dan verilmiyerek muhafaza altına alınmıştır. Üdemiş Mahkümları Ankara, 17 (Hususi) — Ad- liye Vekâleti Ödemiş hapishane- sindeki mahküm miktarının çok fazla olduğunu nazarı dikkate alarak bu mahkümlardan 25 ki- şinin İstanbula — nakline karar vermiştir. Bunlar Üsküdar tev- kifhanesine — yerleştirileceklerdir. Mahkâmlar bu hafta sonunda İzmirden İstanbula hareket ede- ceklerdir. Noter Dairelerinde Noterlerin — Müddeiumumilik tarafından teftişine başlandığını yazmıştık. Noterlerin — teftişine — memur edilen muddeiumumi — muavinle- rinden Sabri Bey dün İstanbul İkinci Noterinin teftişini bitirmiş ve Fatih Noter dairesinin teftişi- ne başlamıştır. MEMLEKET Memlekette Yaylâ Safası 'Alâiyede Yaylâya Göç Zamanını Hayvanlar Haber Verirler D lykr Alâiyenin maşhur yaylâlarından bir manzara burada yaylâya çıkmak vaktini hayvanlar haber verir. Hayvan- lar yaylâ mevsimi geldiği zaman kendiliklerinden — yaylâ — yolunu tutarlar, köylere gelmek istemez- | ler. Köylüler de hayvanların bu arzularına itaate mecbur kalırlar. Köylüler, hayvanların bu arzula- rını dinlemiyecek olurlarsa bütün hayvanlar teker teker yaylâ yolunu tutarlar, bir daha ı köye uğramazlar. Yaylâ mevsiminde köylülerin Bandırmada |4danada Spor Hareketleri ıı.ıudınuıık ııuıkvn değildir. Mmı:ıııî. Milit (lıtli(ıımımız Macar B. takımına ği günlerden kısa bir Mdm'evvel Çakurova muhtelitinin Kıbrısta — galibiyet temin ederek dönmesi göğüsle- rimizi kabartmıştır. Gnııcferdııım resim Kıbrıs hatırasıdır. X işa- relli sporcu, Adanamızın kıymetli oyuncularından Seyhınıpoı' umumi kaptanı Aziz Beydir. Diğeri de “|'Kıbrıs takımı kaptanıdır. İ ayaklarından bağlamır ve bütün HAB Etmek kendilerine mah- sus hususiyetleri vardır. Arazi dağ- hk olduğu - için yaylâya çıkan ev sahibi, karısına ve — çocuklarına içi kırmızı ve dışı sarı renkte, alt- Tarı nalçalı çiz- meler — yaptırır. Yeni — gelinlerin çizmeleri kırmızı deriden yapılır. Develer çıngı- rak, boncuk ve aynalarla süsle- nir.Kediler deve- lerin — sırtlarma yüklenir, tavuklar diğer hayvanlar kafile kafile yaylaya sevkedilir. Günde bir- kaç saat yol almak suretile bir haftada yaylâya vanılır. Yay- 1& göçleri bütün köy halkınının iştirakile büyük bir kafile halin- de yapılır.. Yaylâda — herkesin kendine göre ecdadından kalma bağ ve bahçesi vardır. Bizim | yaylâların suları ve — meyvaları | cennet mahsulü gibidir. M ASIM Beledıyer Reisi Mahkemede.. Aksaray (Hususi) — Bundan evvelki mektubumda şehrimizin hemen hemen müfettişsiz. kaldığı günlerin pek az olduğunu, Bele- diye, Muhasebei Hususiye ve Çiftçi Kardeşler kooperatifinin teftiş edilmekte bulunduğunu yaz- mıştım. Bugün o teftiş ve tah- kiklerin netisesini bildiriyorum, | Miktarı henüz tamamen tesbit lemiyen bir suüstimalden do- layı Belediye Reisi Hâdi Beye Mülkiye Başmüfettişi Ali Server Beyin tezkeresi üzerine işten el çektırılmış ve mahkemeye veril- miştir. Bu muhakemenin neticesi sabırsızlıkla beklenmektedir. Mu- maileyh ayni zamanda Halk Fır- kası Aksaray mutemedi de bu- lunuyordu. Yapılan müracaatler üzerine Fır- ka müfettişlerinden Muş meb'usu Hasan Reşit B. buraya gelerek tahkikat icra etmiş ve Fırka Umumi Merkezine malümat gön- de ir. Muhasebei Hususiyede de bazı — tebeddüllere —lüzum görülmüştür. Bu cümleden ola- rak Koçhisar memuru Tev- fik Bey encümeni daimi ikinci kâtipliğine, merkez kâtibi Kâmil B. Arapsun memurluğuna, Arap- sun memuru Talât Bey merkez kitabetine, tahakkuk kâtibi Celâl Bey Koçhisar süvari tahsildar- lığına ve onun yerinede üçüncü daire tahsildarı Rasih Ef. tayin edilmişlerdir. Koçhisar memur- luğuna tayin edilen Mehmet B. ile ambar memuru Ali ve müret- | rulmaması | kikat olarak bildiriyorum. Söz Aramızda Sinema Yıldızı Heveslilerine Teessürle öğreniyorum ki, bilhas- sa İstanbulda, bazı Türk kadın- ları arasmda — sinema — artisti olmak heves ve arzusu — gün geçtikçe genişliyen bir hastalık halini alıyor. Bunu, herhangi mücerret bir kıyas ve muhake- menin mahsulü olarak kaydetmi- yorum. Temas — edilen telif — ecnebi buradaki — mümessil zından — işililmiş, — üzerinde Tâzımgelen bir ha- Birtakım — Türk — kadılarının sinema artisti olmak istemeleri haddi zatinde ne fazla mütcessir olunacak, ne de hayıflanılacak bir hâdisedir. Fakat gönül isti- yor ki, Türk kadınları, bir güzek lik Kırahçasi olmiya heves et- meden, bir moda ilâhesi ilân olunmadan veya bir sinema gü- neşi haline gelmek istemeden evvel iyi ve kafalh bir kadım, cemiyet içinde — memleketlerine faydah bir unsur ve meselâ bü- tün cihanın bugün önünde tak- dir ve hürmet duyduğu bir ma- dam Küri olmayı istesinler. Çün- kü herkes — bilir: İrfanı, ilmi ol mıyan bir. cemiyetten kuvvetli bir san'atkâr yetişmiyeceği kadar gözel nesil de hâsıl olmaz. Çün- kü bugünkü fen, güzelliği de bir parça ilimleştirmiş ve sun'ileştirmiş: Ür. Bunun en bariz misalini İngi- bzlerde görebiliriz. Sonra şöhreli bütün cihana yayılmış bir mümessil olabilmek hemen Holivuta ayak basmakla mümkün değildir.Esasen Holivut, bi kü buhran içinde, elin- deki insanların kısmi azamını ba- şından atmağa çalışıyor. İyi bir mümessil, kuvvetli bir terbiye, ve birkaç lisana sahip olusadırki istikbalinden şöyle böyle emin olabilir. Yoksa fani ve geçici bir yüz iğinim gıımnle türlü ve m&: resim çıhrurıkwbı- ları dünyanın dört bir tarafın- daki acentalara göndermek bir y ifade etmez. Hayır: Sadece GT cifadi eder. * Konyada Belediye Bugdaydan Oktruva Aldığı İçindir Konya ( Hususi ) — Belediye köylünün buraya getirdiği buğ- day ve diğer zahireden oktruva ve kantariye resmi almaktadır. Bu sebeple köylüler mahsullerini Karaman ve diğer yakin kaza- lara götürüp orada satıyorlar. Bu yüzden şehrimiz zahire bar- sasında satışlar çok hararetsizdir. Kamyon Altında Bir Facia Adana (Hususi) — Gökceli kö- yünden Ali ağaya ait 59 numaralı k.mn_bın a gelirken Kadribe av.ııydııqehre gelmeklz olan bir amele kamyomu görünce şaşırmırmış ve müvazenesini kay- bederek kamyonun önüne koş- muştur. Tam burada kamyon ameleyi altına almış ve ezmek suretile derhal öldürmüştür. Şoför Ali ile muavini yaka- lanmıştır. Mersinde Bir Banka Halis Efendiler de istifa et- Derdir. 0. ZEKİ Mersin (Hususi) — Karam. ıı Çiftçi Bııiı_#m'.-bü şube —

Bu sayıdan diğer sayfalar: