10 Haziran 1932 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8

10 Haziran 1932 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

6 Sayfa Dünya Garibeleri Sinema Yıldızı D. Ferbanksın Başına Gelenler |Yarısı Yanmış Bir Kadın Cesedi A a l Maruf sinema artisti Duglâs Ferbanks filimlerde bilhassa ma- *hirane cambazlıklarile şöhret al- mıştır. Yıldızları beğenenler ek- geriyetle onların haraketlerini tak- lit etmektedirler. Bu taklit heve- si yüzünden geçenlerde Ameri- kanın şimal şehirlerinden birinde çok garip bir hadise olmuştur. İhtiyar bir kadının erkek çocuğu Dugğlâsın — cambazlık — hareket- lerini — taklit etmek — istemiş, yüksek — bir duvardan kem disinl aşağı — fırlatmıştır.. Ço- cuk, tabiidir ki bu mecnunane hareket neticesinde çok zararlı çıkmış ve iki bacağı birden kı- rılmıştır. Annesi fakir - olduğu için çocuğuna iyi bakabilmek mak- sadile hayatta yegâne istinatgâhı olan küçük evini satmak mecburi- yetinde kalmıştır. Nihayet tedavilerden sonra akılsız çocuk iyi olmuştur. Fakat ayağının biri sakat kalmış we topallamıya başlamıştır. Bunun zerine çocuğun annesi Duglâsa çok garip bir mektup gönder- miştir. Mektupta aynen şu cüm- leler vardır : “Çocuğum — sizin hareketle- rinizi taklit etmek isterken iki bacağı kırıldı. Onun tedavisi için evimi bile sattım. Buna siz sebep oldunuz. Şimdi yaptığım mas- rafları ödemeniz lâzımdır. Bana derhal tedavi ücreti olarak 1500 dolâr gönderiniz.,, Derhal ilâve edelim ki kadın- cağız bu kadarla da kalmamış ve doğru mahkemeye giderek Duglâs hakkında zarar ve ziyan davası ikame etmiştir. Bakalım mahkeme ne karar verecek? Camdan — Gemi Yirminci asırda bulunuyoruz. Camdan herşey yapılıyor. Hatta geçenlerde zenginin biri - billür bir tarak bile yaptırmıştır. Fakat Amerikada San Fransısko şeh- rinde zenginin biri camdan büyük bir gemi yaptırmak sevdasına düşmüş, bu |(maksatla — inşaat mühendislerinin başını ağartmiştır. Geminin yalnız teknesi cam- dan olacak, diğer tarafları bil- diğimiz gidi yapılacaktır. Ame- rika — mühendislerinden — hiçbiri bu garip teklifi kabul etmemiş- lerdir. Deva Kuşu Mideli Adam Londrada çevrilmekte — olan bir filimde rol icabı gramofon plâğının yenilmesi lâzım olmuş, fakat bu İşi ne artistlerden ve ne de figüranlardan hiçbiri yap- mamıştır. Bunun Üzerine gazete- lere ilân verilmiştir. Birkaç gün sonra Avustralyalı Sidani ismin- dö biri stüdyoya müracaat ede- rek: “Ben Deve kuşu mideli bir adamım. Cam, taş, toprak — velb- &l ne isterseniz yiyebilirdim ,, demiştir. Sidani, birkaç gramofon plâ- kıtır. kıtir. yedikten sonra uzun ğını | | | üstelik kordonile beraber bir 'de | saat yutmuş, müteakıben on litre de su içmiştir.. Bundan sonra su bardağını da yemiş tatlı ye- rine de bir şişe siyah mürekkep içmiştir. Uzun zamandanberi işsiz delaşmakta olan Sidani bu mari- feti sayesinde yüksek maaşla filim şirketine kabul edilmiştir. | kadın cesedi $ON POSTA —— Paris Mektupları —— Bir Ormanda Bir ç'ığirı—l(ül Üzerinde Fransız Polisinin Karışık Bir Paris, 6 (Ha- ziran) — Fran- sa, Avrupa mem- leketleri arasın- da en fazla vak'a doğuran - yerdir, denilse hata edik mez zannederim. İşte size bütün halkı işgal eden yeni bir mesele: geçenler, yolun sağ kenarında ormanlığın içinde bir yığın kül üzerinde yarısı yanmış çıplak bir görmüşler, içlerin- den birkaçını orada nöbetçi br İrakarak zabıtaya koşmuşlar, haber vermişler! Garip Bir Vak'a.. Zabıta memurları hemen ge- mişler ve bir bakışta garip bir meselenin önünde bulunduklarını görmüşlerdir : Ceset — yarıyarıya — yanmıştır ve çırçıplaktır. — Elbiseleri — ise devşirilmiş, ateşin irişemiyeceği bir kenara konulmuş, şapkası ve çantası bir ağaç dalına asılmıştır. Zabıta memurları el çantasını açınca kadının hüviyetini — göste- ren bazı evrak bulmuşlar ve © cıvarda kâin “Yer, kasabasında garaj sahibi Mösyö Tislenin zevcesinin mevzubahs olduğunu anlamışlardır. Fakat bu odun yığınını kim topladı. Ateşi kim /yaktı, kadını Radyoda ğ;u' |'Bir Keşif Radyo kullanıyorsanız bilirsiniz ki, merkezden verilen sesi yüz binlerce kişi her taraftan işite- bilir. Bu sesi yalnız bir yere öndermek —mümkün — değildir. larkoni bunu da halletmiş, sesin radyo ile bir merkezden 'zalnız diğer bir merkeze gönderilmesini ternin etmiştir. Halledemediği Mesele! M. Tirslen He akrabaları maktulün cesedini kaldırıyorlar Bir — sabah, “ Sen -e- uvaz,, vilâyetinde — “Vilnöv,, kasabası- na giden —geniş — şoselerden Tahkikat safhalarından Birkaç sahne buraya kim getirdi, kim soydu, kim ateşin üzerine attı? Bütün bu suallere cevap vermek müm- kün değildi. Zabıta memurları M. “Tislen,, i bulmuşlar, sormuşlar : — Zevcem sabahleyin sokağa çıkmıştı, akşama kadar bekledim, gelmedi. Ne olduğunu şimdi an- hyorum, cevabını almışlardır. Bu sırada,fethimeyyit ameliyesi yapılmış ve şu hakikat öğrenil- mişli . || — — Madam“Tirlen,in başına ağır |) bir cisim vurulmuş, bayıltılmış, || sonra boğazı — sıkılmak - süretile |/ öldürülmüş, öldürüldükten sonra da cesedi imha edilmek maksa- dile ateşe atılmıştır ? Kalil Kimdir ? Zabıta” kadının kocasıniı bir defa daha isticvap etmiş ve bu isticvap — saatlerce — sürmüştür. Adam hep: — Bilmiyorum, nasıl izah ede- yim? Cevabile iktifa etmiştir. Bunun Üzerine bir zaman oldu ki zabıtanın — Mösyö Tislenden şüphe — ettiği zannedildi. Ha- kikaten isticvap ©o derece sıkı, © derece uzun sürmüştü, Fakat ortada birkaç tane şa- hit vardı: — -Biz o gün M. Tilsleni hep Fethi- meyit a- meliyesini yapan doktor edindiği — kar naati müddei- umumiye anlatıyor. Resmin alt tarafında doktorun alâtını ihtiva eden sandık vardır, işinin başında gördük, diyorlardı; adam brakıld. Fakat — mesele halledilmiş olmadı. Vaziyetin tetkik ve tahlili neticesinde şu kanaate varılmıştır: — Kadının bulunduğu yerde öldürülmüş ve aonra da yakılmış olması mümkün degildir. Bir katil ne kadar budala ve düşüncesiz olursa olsun şikârını öldürdükten sonra yol geçidine bırakıp odun toplamakla, ateş yakmıya çalışmakla vakit kay- bedemez. Muhakkak katil bir gün evevl bu havaliye gelmiş, ormandan odun toplamış, çalı çırpı tedarik etmiş bir yığın yapmış, sonra kadını bulmuş, başka bir yerde öldür- müş ve cesedini yakmak üzere buraya getirmiştir. x Bütün bunlar mümkündür, fakat katil kimdir, henüz belli değil! Size neticeyi de bildireceğim. 4A Burunlarınahalka Takılan oğaiar_ A B eee Vaktıle Egenğâv Tİstanbulda ayı gezdirirler, bu iri hayvana türlü marifetler yaptırarak para kazanırlardı. O zamanlar ayıların muhtemel — tecavüzlerinin önüne geçmiş olmak için burunlarına halka takıldığını ve yuların o halkanın ucuna geçirildiğini gö- rürdük. Burada gördüğünüz resim bir ayı değildir ve iri bir boğadır. Fakat Fransada yetişen bu iri bo- Ha Kari Mektupları Terzi Paraları Neden Ucuzlamıyor? Son senelerde yiyecek, içecek, giyecek fiatlarında göze çarpa* cak kadar büyük bir ucuzluk var, Yerli malı kumaşlar da çok ucuz.. Her şeyin ucuzlamasına rağmen terzi fiatleri hep aynl yerde durup duruyor. Eskiden 25 liraya e!bi-- ken terzi efendiler herşeyi ya: halı alıyorlardı. daha pahalı kira parası — veriyorlardı. — Terzilikte kullandıkları — maddeleri dahâ pahalıya alıyorlardı. Bugün bune ların hepsi ucuzlamıştir. ve me* mur, tüccar herkesin kazancı da mühim bir miktar — azalmıştır. Bütün bunlara rağmen fiatlerini indirmiyorlar. Belediye veya ticaret odasi bu işle ciddi surette meşgul o malı ve bu gayritabil hali or-< tadan kaldırmalıdır. Çünkü dik« tirdiğimiz elbiselerin astari yüs zünden pahalıya çıkıyor. Halkın bu mübrem — derdile mutlak surette alâkadar olmalıdır. Bir darGifunun talebesi Gayrimübadillerin İçtimar Gayrimübadiller birkaç gün evvel — Darülfünun — konferans salonunda gürültülü bir içtima yapmışlardı. Bu içtima 8 bhaziran da tekrar toplanılmak üzere tatil edilmişti, şimdi 8 Haziran günü Halk — Evinde toplamılacağıni Ööğreniyoruz. | Darülfünun konferans salonu bile 2 bin kişilik bir gayrimübar dil kütlesini ancak içine alabilk yordu. Bu kadar kalabalığı Halk Evi istiap edemiyecektir. İçtima mahallinin değiştirlme" sinin sebebi nedir ? 8 Haziran içtimamında De- rülfünun — konferans — salonunda yapılmasını temin için neşriyattâ bulunmanızı rica ederim. FERİDE Taksim Meydanı Ve Ahideye Dair Geçen akşam Taksim meydâ* nına gittim. Oradaki kahvelerirt birinin üçüncü katında oturuyor" dum. Bu yüksek yerden meydafi çok güzel görünüyor. Fakat meydanın bazı - kısımları mühmel, Meselâ halâların civâ” rında çıplak duvarlar duruyor. Bu duvarların bazı yerl. ilânlar kapatmış amma, diğef kısımları bir harabe halinde sır? tıyor. Belediye buralara sarm | dikip, bu duvarları yemyeşil hale getiremez mi? Sonra âbides nin etrafına elektrik tertibatı yâ” pılmıştı. Şimdi bu tertibatı kaldırmışlar. Bu elektrik tertibâ” tı âbideyi çok güzel gösteriyot” du. ei Cevoplarımız İzmir Mehmet Suat Beye: Sorduğunuz eserler ilerde tap halinde çıkacaktır. * Cemal Beye; dike Kıt'anızı okudüuk, Mi"' Ademi derci hakkındaki kar ahkâmını takdir buyurursur Maalesef dercedemiyeceğiz- öl ğaları zaptedebilmek için b'"d.:ı rına halka geçiriyorlar Ve “:udi suretledir ki bu hayvanların şiddö iradelerinin önüne geçebili kir

Bu sayıdan diğer sayfalar: