11 Haziran 1932 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6

11 Haziran 1932 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

6 Sayfa SON POSTA Korkudan Yelesi Ağıran Bir Beygir Korkudan veya düşünceden bir İnsanın saçları birkaç saat içinde ağardıği çok görülmüştür. Faka korkudan bir hayvanın ye- lesi veya tüyleri ağardığı şimdiye kadar görülmemişti. İngilterede Rehshem kasabasında bir beygi rin yelesi ve tüyleri korkudan armıştır. kasabada Sir Alfred Mak-Ak- İsminde bir zengine ait bir oşu atı çayırda otlamakia iken gayet alçaktan uçmakta olan bir tayyarenin motör gürültüsünden korkarak (Okaçmiya başlamıştır. Tayyare tam beygirin üzerinden ve onun kaçtığı İstikamete doğru uçmuş, nihayet beygirin birkaç metre ilerisinde yere inmiştir. Seyisler, korkulan tirtir titremek- te olan beygiri yakalıyarak ahıra götürmüşlerdir. Ertesi sabah bey- gire yem vermek ve tımar etmek İçin ahıra giden seyisler, beygi- rin yele ve kuyuğunun bembeyaz ve tüylerinin de yarısı ağarmış olduğunu görünce hayrette kal mışlardır. Hacılar Azaldı İktisadi buhran yüzünden Mek- keye giden hacıların miktarı yüzde 80 azalmıştır. Her sene bacıların naklinden bir o hayli para kazanan vapur kumpanya- ları şimdi çok fena bir vaziyete düşmüşlerdir. Şüpheli Bir Kadın Paris (Hususi) — Fransa-Bel- çika hududunda hudut muhafız- ları Fransaya geçmek istiyen bir kadının vaziyetinden şüphelene- rek yakalamışlardır. Belloti Jo- vanai isminde bir İtalyan kadını olan bu kadının üzerinde bulunan pasaport ve diğer evrak munta- zam olmakla beraber muhafızla- rın şöphesi zail olmamış ve ka- dının üzerini aramışlardır. Arama neticesinde kadının lâstik korsası Içinde on tane tabanca bulunu- yordu. Kadın, bu tabancaların başka birisine ait olduğunu ve 100 frank mukabilinde Valânsiyaya götürmeyi kabul ettiğini iddia etmiş İse de kadının söylediği adam Valânsiyada bulunamamış- tır. Yapılan tahkikat neticesinde Belloti Jovanni ile kocasının 1931 senesinde Fransa hükümeti tara- fından hudut haricine atıldıkları anlaşılmıştır. e Yapılmakta olan tahkikat neticesinde Belloti Jo- vanninin bu defâ Fransaya ne maksatla geldiği anlaşılacaktır. Söz Söylemiyen Casus! Birkaç gün evvel Pariste Han- ri Gotye isminde bir adam şüp- beli bir tavırla gezerken polis tarafından yakalanmıştır. oHanri- nin bindiği otomobilde bazı evrak bulunmuş, bunlar tetkik edilmiş ve bazı Fransız istihkâmlarının plân- ları olduğu anlaşılınca casusluk suçulile mahkemiye verilmiştir. Hanri isticvap edildiği esnada tek kelime söylememiş ve yalınız gunları demiştir. “— Beni idam ediniz, fakat birşey sormayınız. Çünkü cevap veremiyeceğim. , Paris müstantikleri bu gorip “Omarmından tek kelimelik cevap Dünya Garibeleri | ı — Paris Mektupları Bir Sürat Katarında Gece Yarısı Yapılan Bir Taarruzun öŞ Son Safhası Zarif, Temiz, < M. Forne ila Orthis Paris 9 (Haziran) — Size ge- çen teşrinievvel ayının son hafta- sında inanılmıyacak derecede ga- rip bir vak'adan bahsetmiştim: “ Saat (20) yi (20) geçe Pa- risten kalkarak (Diyep) e giden sürat katarında gece yarısına doğru bir taarruz olmuştu. Va- gonun içinde üç yolcu vardı, bi- risi uyuyor, birisi gazete okuyor, birisi de ayakta dolaşıyordu. Bu- ayakta dolaşan birdenbire cebin den birde rovelver çıkardı, gazete okuyana tevcih etti: — Ya paranı ya canını, (diye bağırdı, fakat o esnada uyuyan yolcu uyandı rovelverli adama bücum edecek gibi bir vaziyet aldı, haydut ateş etti, henuz uya- nan adamı ağır, diğerini hafif surette yaraladı ve trenden atl yarak kayboldu. Ertesi gün bu haydudu bir köy mezarlığında bir mezar taşr- nın önünde dua eder vaziyette buldular. 17 yaşına henüz gelmiş bir gençti, adı Piyer Levi 'idi, zengin Obir ailenin oğluydu, yaralananlardan biri ise kumis- yoncu M. Ortiz, diğeri de(Diyep) in sivil komiseri M. (Forney)di. O zaman gazeteler bu hö- disenin maddi ve ruhi sebeplerini araştırırlarken: — Çocuğun babası ölmüş. annesi zengin bir fabrikatör ile evlenmiş, oğlunu çok genç ya- şında parasız değil, fakat reb- bersiz bırakmıştır, demişlerdi. Bununla beraber az sonra hakikatin bu buluştan O farklı olduğu anlaşıldı: — Çocuğu bu baydutluğa sevkeden sebep sadece sinema- da seyrettiği bir haydutluk fik mi idi. * O zaman size bütün tafsilâtı ile anlattığım bu bâdisenin son safhası dün cinayet mâhkeme- sinde görüldü, neticeyi bir keli me ile anlatabilirdim, fakat jüri usulüne tâbi memleketlerde muhakeme şekillerinden bir nü- Kendi Halinde 17 Yaşında Bir Genç Nasıl Katil Olabilir ? Haydutluk (Filimleri oÇocuklara Gösterilmemelidir! Taarruz eden ve taarruza uğrıyan altalta Celse açıldığı zaman jüri he- yeti bir tarafta, mahkeme he- yeti de diğer tarafta mevki almış- lardı. Maznun, avukatı ile jandar- manın arasında yürüyordu. Reis bermutat kısa cümleler ile hâdiseyi bulâsa etti, sonra yi- ne kısa cümlelerle maztunun hüvi- yetini anlattı. Bereket versin sürat katarında taarruza © uğrıyanlar ölmemişlerdi (Ove Piyer (o Segi cinayete teşebbüs etmek cürmile muhakeme edilecekti. Reis söylerken o, dinliyor ap- tal aptal bakmakla iktifa edi- yordu: Reis; — Ben bu dakikada göster- mekte olduğunuz şaşkın hareke- te tam bir samimiyeti tercih ederdim. Maznun: — Hâdise tamamen anlattığı- nız şekilde cereyan etmiştir. Fa- kat maksadım öldürmek değildi, korkutmaktı. — Pekâlâ, şimdi biraz da tafsilâta geçelim: Hâdiseden az evvel vagonun koridorunda dola- şıyordunuz. Birdenbire pencere- nin önünde durdunuz, rovelveri- nizi çıkardınız. Bu hareketinizi evvelâ sivil komiser M. Forneyi gördü. Size ne söylediğini şimdi hatırlıyor musunuz ? Mazmun : — Evet, lâtifemi ediyorsu- nuz ? Deli mi oldunuz? demişti. Reis: — O esnada Mösyö Orthiz uyandı, onun Üzerine ateş ettiniz? — Hayır, tetiği lâalettayin, hedefe nişan almaksızın çektim. Reis; — Sivil komiser (yaralanan Mösyö Orthizi kanepeye oturtur oturtmaz peşinize takıldı, ona da bir el silâh attmız. Bereket ver- sin kurşun sağ kolunun derisini “sıyırarak geçti, bu hareketiniz Piyer Seyi avukatı Valier ile yYandarmanın arasında Maznun sustu. Bu hâdise es- nasında imdat çanı çekilmişti, tren yavaşlaştı, genç haydut ta fırsattan istifade ederek trenden atlamıştı. Reis: — Ertesi günü sizi bir me- zarlıkta tuttular. Bir mezarın başında diz çökmüştünüz. Bu | vaziyette sizden hiç kimsenin şüphe etmiyeceğini zannediyor- dunuz. Cidden bayal kuvvetiniz varmış! Maznun yine sustu. Reis de- vam etti; — Bununla beraber siz tahsil görmüş, nazik bir çocuksunuz. Sert sporlardan içtinap edersiniz. Sigara içmezsiniz. İçki kullan mazsınız. Bütün merakınız temiz ve güzel giyinmekten ibarettir! Müddelumumi söze karıştı; — Fakat bu temiz ve güzel giyinmek merakı onu kirli bir iş yapmaktan o menetmemiştir. Muhterem jüri heyeti, düşününüz bir defa; mazmun bana bir mek- tup yazarak huzurunuza siyahtan gayri renkte birğelbise ile çıkmada mabzur olup olmadığını sormuştur! Avukat: — Yani sadece bir çocukluk yapmıştır! Maznun: — Annem bana zeytun! yeni bir elbise göndermişti, onu giy- meyi istiyordum. Mahkeme reisi hâdisenin taf- silâtını teşrih ettikten sonra maz- nunun ahlâkımı tahlile geçti, Reis; — Sizden şikâyet eden yok- tur, kendi halinizde yaşar, kim- seye gölge etmeziniz. o Anne- niz size her ay muayyen bir para verir komisyonculuk yap- mak suretile biraz da siz kaza- nır, güzel bir apartımanda yalnız başınıza oturursunuzl Maznun: — Evet! Reis: — Yalnız bir merakımz var- dır, sinemayi çok seversiniz. He- men her gece gidersiniz, tercih ettiğiniz filimler hep Amerika haye | diğ etti... © © yi | Aksi takdirde ihtikârn büyüğü nızın takip etmesi lâzım değildi. ye ga ———— — ——— - — Kâğıthane Köprüsü Tamir Edilmelidir Efendim: Bir çift beygirli arabamla Şiş- liye gitmek üzere Kâğithane köp” rüsünden geçiyordum. Küprüde büyük bir tehlike ile karşılaştık. Arabanın arka tekerlekleri harap ve hurda köprünün deliklerine saplanmıştı. Araba ile beraber yuvarlanıp muhakkak bir ölüm den bir tesadüf eseri olarak kur“ tulduk. Bu köprü oradan geçen arabalar için daimi bir tehlike teşkil etmektedir. Yeni yapılan Kâğıthane köprüsünden arabala- rın geçmesine müsaade eltmiyor- lar. Hiç olmazsa eski köprüyü” tamir etseler de, bu daimi teki keyi ortadan kaldirsalar ne olur. Balat iskelesi arabacılarındağı Sıvaslı Hüseyin oğlu, Rıza Bir Otelden Şikâyet Bizde oteller | insbat altına alınmalıdır. Hiç bilmeden girdr ğimiz bir otelde neden çeşit çe git namlar altında mubtelif para | | lar aldılar. Bu hiç doğru değik dir. Otellerin nevi ve sınıflarına göre muayyen bir fiati olmalıdır. yapılmış olur, Bu otellerden biri Haydarpa- şaya gönderdiği adamile tren müşterilerini kendi oteline celbet- mekte ve ondan sonra da müş terilerden türlü namlarlarla para almaktadır. Sirkeciden bir sada Islahiye Muallimleri Maaş * Alamıyorlarmış j Biz Islahiye ilkmektep mus | limleri tahminen altı aydanberi || maaş alamıyoruz. Müracaatları" mız henüz semeresiz kaldı. Şu vaziyetimizle alâkadarların meşgul olmasını rica ediyoruz. Islahiye muallimleri namına. A, Cevaplarımız Konyada F. M, Beye: İkinci zevcenizden ayrıldıktat sonra mahkeme ilâmile nüfut | | kaydinizi tashih ettirmeniz lâzım” o | dı. Bu kanuni zarureti ifa etme“ niz lâzımdır. Bunuu için mahkes me ilâmmı ve diğer resmi evre” kınizı bir istidaya raptederek || nüfus Oomüdörlüğüne müracasi | ediniz. Mutlaka evrakınızı şahsr | de (isim söylemiyorum) şu filmi5 bir taklidinden ibarettir. Maznun : — Evet! Sadece korkutmak, istiyordum | * İsticvap bitmişti. Şahitler dis” lendi. Hepsi delikanlının iyiliğin den, yumşak huyluluğundan — sediyorlardı. Bu hareketi yaptığına şaşıyorlardı : — Muhakkak sinemadan tesi” almıştır, diyorlardı. ye a Jüri heyeti muhakemeyi bi karışmadan ( dinlemişti, netice odasına çekildi, kısa bir gr sonra (ogeldi, Ove kanan söyledi : — Mazmun mücrimdir, ; fakat hareketinde “esbabı muhaffefe suödir | Mahkeme reisi de bu KE, ate tevafuk eden madde li bince maznunun beş sene k bentliğe mahküm edildiğini "©

Bu sayıdan diğer sayfalar: