23 Haziran 1932 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5

23 Haziran 1932 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

3 Haziran Siyaset Âlemi ransızların özandaki Veklifleri Lozan 22 — Fransız murah- kasları tamirat meselesi (hakkım #ki muhtırayı İngiliz murahhas- a vermişlerdir. Fransa, tami- tt bedellerinin basit bir şekilde sının dünya faaliyetini yeni- €n ihya Oetmiyeceğine kanidir. ki buhran bilhassa sermaye in hareketsiz kalmasından ve cimat etmesinden ileri gelmek» *dir. Sermayelerin tekrar teda- il mevkiine çıkması için de iti- arın tekrar teessüsü İâzımdır. Fransız plânı iki safhadan Mürekkeptir. Biri, Almanya bir İ sene zarfında tediyat yapmı” cak fakat aynen yepmakta ol- | ğu teslihata devam edecektir. | iğeri, normal vaziyet avdet et- kten sonra Fransa Yung plânr- MW mutlak surette tatbikini isti- Ptcektir. e Maamafih (Almanya Miktarı tayin ve şekli tespit edi- 'k bazı tediyat yapacaktır. Alman Başvekili Bedbin! Lozan 22 — Alman mural- Pası Başvekil Fon Papen şu be- Pahatta bulunmuştur: “Konferans büyük müşküllerle Ceta tefrikaya düşmüş gibidir. âmafih bu ayrılıkların arasına “brüler kurmıya uğraşıyoruz. İ Amerika Tekzip Ediyor İ Vaşington, 22 — Amerikanın İehevrede (o tahdidi (o teslihatın Hahdidine ait şayanı memnuniyet | rarlar alındiğı takdirde, Avru- ya ait harp borçlarının yeniden #tkiköni kabul edeceğine dair an haberleri Hariciye Nezareti ekzip etmektedir. Bu mesele ikkında Amerika ile Cenevre- ki mümessilleri arasında hiçbir akere yapılmadığı ilâve edik ktedir. |, Cenevre 22 — Tahdidi Tes- Nat Konferansı Reisi M. Hen- | son umumi komisyonun ne an toplanacağı hakkındaki e cevaben, Lozan müzakere- tinin büyük bir ehemmiyeti ok “ğunu bu mükâlemelerin sarih Micelere varmasına intizar etti- söylemiştir. Amerikanın Daveti Üzerine Kemisyon Toplanıyor Cenevre, 22 — Gece geç va » M. Henderson, Amerikanın “stacel talebi üzerine. 1. tem- *zda inikadı mutaşavver 'olan | “umi komisyonu iptidai bir | mektedir. Bir kısım halk, kıyam | | İ Almanyada Komünist Fırkası Lâğiv Mi Ediliyor Berlin 22 — Milliyetperver gazetelere göre, hükümetin Ko- münist fırkasını İâğvetmesi muh- temeldir. Bu gazeteler, bilhassa Rur havzasında son günlerde vukubulan kanlı hâdiseler kar- şısında böyle bir tedbirin lüzu- mundan bahsetmektedirler. Komünist (fırkası, zabıtanın İ âni bir taharrisine karşı bütün ! evrak ve vesaikini emin bir yere saklamışlır. Komünist fırkası azaları şim- diden spor veya san'at birlikleri şeklinde gruplara ayrılmaktadır- lar. Bir İngiliz Kıt'ası Iraka Gidiyor Kahire 22 — Irak kargaşalık- ların bastırmak Üzere bir İngiliz kıt'ası Iraka haraket etmiştir. Kıt'aya 20/tayyare refakat etmiş- Şili Kargaşalığı Nihayet Buluyor Mu? Santiyago dö Şili, 22 — Örfi idarenin ilânından sonra her ta- rafta tam bir sükün hüküm sür- ve kargaşalığı şiddetle tenkil eden hükümete teşekkür etmek- tedir. Grev tahrikâtçıları mah- küm edilmiştir. Hükümet komünizmi kanun harici addeden kararnameleri ve devletin emniyetini ihlâle tasaddi edenlere ait cezaları tetkik et- mektedir. Fransanin En Kıdemli Meh'usu Paris 22 — Meb'usların yer- leri cuma günü tesbit edilecektir. Yer intihabı hakkında hakkı te- kaddümü olan eski meb'us şim- diki Harbiye Nazırı M. Leygestir. Kıdemli meb'us ilk defa ;1887de intihap edilmiştir. m —— —— — celse aktine davet etmiştir. Bu celse saat 16-30da aktedi- lecektir. Amerika heyeti, bu celsede mühim bir beyanname okumak İDEBI TEFRİKAMIZ *47 VİKTORYA ME ————— Mekarizi: Kust Hamsan a Pederimin şatoda kalacağını ü üç kişiye bilet alacak parası adığını söyledi. Daha birçok rden bahsettik. Bunun *üze- 4 * ben kapıya doğru yörüdüm. Sem bana bakıyordu. Ben son 1,* olarak onu görmiye gidi “m, dedim. Annem yaklaştı, - alnımdan öperek: Peki, öy- u» seni Allaha emanet edi- EW, dedi. “han elini çekti: | a İşte şimdi size de hararet ir Çok teşekkür ederim, evet Mi, Pek fazla hafaretim var. gibi annem beti Allaha 4 nem Sg Nakleden: H. $. | şeyi söylemiştim. O, Jeskidenberi her şeyi biliyordu. Bir gün bana sormuştu: Yavrum, bana söyle, kimi seviyorsun? Ben: Nasıl olu- yor da bana bu suali soruyorsun, dedim. Yohanı sevdiğimi pekâlâ biliyorsun. Bütün hayatımda yalnız onu sevdim, ona adeta taparca- sına meftunum. Genç şair bir hareket yaptı: — Vakit geçti. Evden sizin için merak etmezler mi? — Ob, hayırl. Siz belki bu- oyn farkına varmıştınız. Ben sizi seviyordum, o Yohan! Bunu pek iyi bilirsiniz değil mi? bu uzun seneler zarfında, sizin avdetinizi bekliyerek - çektiğim üzüntüleri iç kimse tasavvur edemez. Ek- POSTA , Lâğvediliyor A Amerika eski muhariplerinin teka'idiyelerine yeni zam yapılması hakkındaki kanun lâyihesi Millet Meclisinde kabul edilmiş, fakat Âyan Meclisinde red- dedilmişti. Bu yeni zam bütçeye 2 milyar dolara mal olacaktı. Âyan Mecli- sinin yeni zammı reddetmesi üzerine binlerce eski muharip Amerikanın muh- telif şehirlerinden kalkarak Vaşingtona gelmiştir, eski muharipler, Vaşing- tonda nümayişler yapmakta ve bu zam verilmediği takdirde memleketi»- rine avdet etmiyeceklerini söylemektedirler. Resmimiz muhariplerin bir nüö- mayişini göstermektedir. Mali Rezalet Viyana 22 — Maruf avukat- lardan Dr. Ferdinand Uhl ve zevcesi, geçen sene iflâs eden Kredi Anştalt Bankasının Müdürü Ührenkisin servetini harice kaçır- makla maznunen tevkif edilmiştir. Banka Müdürü Lizbonda bulun- maktadır. Madam Ulh birkaç defa Lizbona gidip gelmiştir. Yunanlı Sahtekâr Paris, 22 — Sahte bonolar tanzim etmekle mazoun Yunanli Stamati Astras hakkında adli takibat © yapılmaktadır. Cürüm siyasi görüldüğü takdirde maz- nun Yunanistana teslim edile- cektir. a a a a Şİ tasavvurundadır. Bu beyannamede Vaşington hükümetini hali hazırda cereyan elmekte olan tahdidi teslihat- müzakereleri (hakkındaki | hattı hareketi tasrih edilmiştir. ii seriyetle bu yolun üzerinden ge; çerken veya ormandaki yolları takip ederken ben kendi kendime, söylenirdim: 2 — Oda buradan geçmeyi severdi, derdim. Sizin avdetinizi duyduğum gün içime fenalık gelmişti. Evin içinde bir çilgin gibi dolaşıyor, kapıları sebepsiz açıp kapıyordum.. Annem: Bugün ne çok neşelisin, dedi. Ben ken di kendime mırıldanıyordum: Set gilim köyümüze dönmüş! Ve bu cümle hiç hayalimden silinmiyor, mütemadiyen Onu tekrarliyor- dum.. y Ertesi gün, artık daha fazla dayanamıyarak ve açık renk el- bisemi giyinerek sizi görmek üzere taş ocağına çıktım. Hatır- larsınız değil mi? O gün hiç çiçek toplıyamadım. Çünki oraya çiçek toplamıya değil, sizi gör- miye gitmiştim. Beni görmek Alman Veliahti Ve İngiltere Londra22 — Resmi mehafil Sas bık Alman veliahtinin, sureti husu- siyede İngiltereyi ziyaret edeceğine dair olan haberlerden malümatı olmadığını söylemiştir. Veliahtin İngiltereyi ziyaret edebilmesi için evvelâ Dahiliye ve Hariciye Neza- men müsaade alması lâzım- Ekmek Kongresi Roma, 22 —.M. Musolini beynelmilel ekmek © kongresini açmıştır. Sergiye muhtelif mem- leketlerden 6,000 ekmek nümu- nesi gönderilmiştir. —- TAKVİM—- PERŞEMBE 30 Gün - 23 İAZİRAN * SIZ hırır 49 Arabi Rumt 17 « Sefer- 1851 | Haziran-sane» 1348 Vakit JEzani ivasati | Vakit JPzami vasatt Li 4.31 Güneş 10.48 Öğle İkindi | &. 32 ' | Gönül İşleri Kocalar Şili Kargaşalığı Nihayet Buluyor. Viçin Alman Komünist Fırkası Yalan Söylerler? Kadınlar kocalarına inanma7- lar. Her kadın kocasının yas söylediğine (okanidir. e Filhakika kadınları bu kanaatlerinden do- layı da mazur görmek lâzımdır. Çünki hakikaten erkekler karr larına çok yalan söylerler. Niçin ? Bu niçin tahlil ettiğimiz ze- man mes'uliyetin yine kadına ait olduğunu anlarız. Kadın bütün gün erkeğinin nerede ve nasıl vakit geçirdiğini bilmediği için şüphe ve tereddüt içindedir. Eve gelir gelmez ka- dın onu bir sual yağmuruna te tarı — Bugün nerelere gittin? — Kimlerle görüştün? — Öğle yemeğini nerede ye- din? Kimlerle yedin? — Niçin geç kaldın? Vesaire vesaire... Erkekler çok zamanlar bu suallere cevap vermekten bıkarlar, Veyahut cevap veremiyecek vazi- yete düşerler. O vakit yalana başlarlar. Çok erkekler bilirim ki, eve dönerken yolda söyliye» cekleri (yalanları (o hazırlamakla meşgul olurlar. Bir kadının erkeğini bu kadar tazyik etmesi kendi lehine hiçbir netice vermez. Bilâkis erkeği ondan uzaklaştırır.) Onun için kocalarınıza inanmak istiyorsanız, onlari suallerle sıkmayınız, yalan sölemiye mecbur bırakmayınız. » “ Eskiden çok sevdiğim bir genç vardı. Hatta bu aşk yüzüm den hasta düştüm. Bir müddette nişanlı yaşadım. Fakat bir kış kançlık yüzünden ayrıldık. Şimdi diğer bir genci seviyorum. Onun la nişanlanacağım. Fakat mahal lenin dedikodusundan çekiniyo- rum. Ortaköy Hu, Bundan çekinecek ne var? Nişanlanma gayrimeşru bir hare- ket değildir ki etrafında dediko- du yapsınlar. Böyle şeylerde de- dikoduya pek ehemmiyet veril mez. K Gaziantapta Leman Hanıma: Bu seneki şapka modaları ha- sırdandır. Kenarsızdır ve Üstün- de bir sıra çiçek bulunmaktadır. Modanın esiri olmamanizı, modası 4.20 HAkşam ln. — geçmiş dahi olsa kendinize yakışan Ne bii - ni be şapkayı giymehizi tavsiye ederiz. HANIMTEYZE sizin o derece hoşunuza gitmedi. — Neydi ya? Fakat ben size orada rasgeldi- ğim için bahtiyardım. Ogünden- beri iki seneden fazla zaman geçli.. Yanınıza yaklaştığım va- kit, siz elinizdeki dalla avucu- muza vuruyordunuz. Bu dalı, siz gittikten sonra alıp sakladım. — Fakat Viktorya, bana artık bunlardan bahsetmeyiriz. Genç kız delikanlınm elinden tutarak endişeyle: — Evet, evet, bundan bah- setmemeliyim. Bunları dinlemek istemiyorsunuz, değil mi? Ve sonra asabiyetle onun elini okşayarak; — Ah, evet, beni dinlemek istememekte (haklısınız... Artık sizden birşey bekliyemem. Size o kadar çok fenalık ettim ki, Bari, zamanla beni affedebilece- ğinizi tahmin edebiliyor musunuz? — Evet hiç şüphesiz. Herşeyi affettim. Size söylemek istediğim bu değildi. Kısa bir süküttan sonra Yohan itiraf etti: m Y— Ertesi Pazar günü, şato sahi- bi bizzat değirmene gelerek, mü- , İâzim Otonun cenazesinin vapura naklinde hazır o bulunmasını de- ğirmenciden rica etti. Değirmenci bu beklenilmiyen ziyaretten bir mana çıkaramıyarak hayretle ih tiyar asilin yözüne bakıyordu. Fa- kat şato sahibi, bütün hizmetçi lere yol verdiğini, onların kilise- ye gittiğini, şatoda kimsenin bu- lunmadığını izah etti. İhtiyar şato sahibi bütün ge- ce uyumamış olmalı idi. Yüzünü bir ölüm sarılığı (o kaplamış, fazla olarak traşı uzamıştı. Bu- nunla beraber eskisi gibi vaku- rane bastonunu şallıyer ve dimdik duruyordü. ( Arkası var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: