1 Temmuz 1932 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9

1 Temmuz 1932 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Tİ MURLENK Âlimler, Büyük Cihangirin Hayatını Günügününe Yazmıya Başladılar Ruzname Çok Selis Bir Üslüpla Yazılıyordu Koca Cihangir, yarım asırdan fazla bir hayatı ihtiva eden (I| bu çok engin ve çok rengin maziyi bir panorama gibi safha safha gözü iri ken ansızı yüzünü ekşitli: gibi hatıratının d mesi ihtimalini düşünmüş'ü! Ölmek?... - Bu, muküadderdi. Ordular, hazineler, kaleler ve mil- yonlarca esir halk, o tabii akt- betin tahakkukunu — menetmek şöyle dursun, hatta tecil edemerzdi. Fakat hatırat?.. Bunları yaşatmak ve — ebedileştirmek mümkündü. Timur, herbiri bir zekâ ve belki deha temsil eden, ayrı ayrı birer harika — sayılacak — hamlelerinin, harplerinin, zaferlerinin unutulup gitmesini bir facia olarak kabul ediyordu. — Yaptıklarının — unutul- masını, kurduğu devletin çökmesi kadar feci buluyordu. O, şimdiye kadar bu noktayı düştnmediğine — hayıflanıyordu. Canı o kadar sıkılmıştı ki - çıplak Mintli ve iki aziz çocuğunun afiyet- leri meselesini bile artık unut- muştu. Kendi hatıralarımı mekten, unutulmaktan kurtarmak keyfiyetile meşgul oluyordu. Timur, belki yarım saat ka- dar süren sıkıntılı bir düşünceden sonra yine Mollaya döndü; — Hocam; dedi; biz. çokşey yaptık, Tâkin yaptıklarımızı âdeta unuttuk, Yarın yerimize gelenler sön- | neler yaptığımızı ve nasıl yaptı- ğıimizi - belki anlamıyacaklardır, Bu, cisim gibi ismin de ölmesi demektir ki berbat bir şeydir. Hoca, sustu. İsimlerin de er, geç unutulacağım ve bu sebeple- dir ki büyük bir beşer kütlesi- nin ruhun ebediyetine inanarak mutlak bir faniyetin acısımı avut- tuklarını söyliyemedi. Zaten Ti muür da cevap beklemiyordu, söylenmekte devam ediyordu: İsmen de ölmiye ve yap- tıklarımın unutulmasına - taham- mül edemem. Zaferlerimi nasıl * kelleminar , lerle (2) bu- günün halkına teşhir ediyarsam yüksek varlığımı kaybolmaz vesi- kalarla gelecek nesillerin insan- larma okutacağım. Ve birdenbire ayağa kalktı: — Haydi sen, dedi, çadırına git. Ben hayatımı kitap baline koymak için tedbirler alacağım. İşte Timurun meşhur “ruzna- mesi,, o günden itibaren tutulmıya başlandı. Âlimlerden, — kâtiplere den başlıyarak mürekkep bir heyet hemen işe büyük ciham girin — bütün bayatını takvim sırasile yazdılar. Timur; “Tan- tana yok, tamtırak yok, mü- () Timuar, İlz Mart: 1336 ve 25 Şaban: 736 tarihine tesadüf eden bir sah günü Semerkantle Belh ara- sında bulunan Keş kasabasında doğ- muştur. Keç kasabası eski coğrafya kitaplarında Şebrisebz olarak mukay- yettir. Haritalarda da o isimle göse terilmektedir. Son zamanlarda bu Lslm, Yeşil şehir suretinda zikrolun- mıya başlanmış ise de Keş hepsinden doğrudar ve Timur, Keşte doğmuştur. (2) Kelleminar, insan kafasından — yapılamn kulelerdir. Timur, bu şekilde kule yıphrmıkîıı çok hoşlanırdı. e eeei ba hga )uH de . Biuzenaleyh bu ruzname çok selis bir üslüpla yazlıyordu. Timur tarafından da kmuş noktalar ilâve, okunup um svit etmiye giriş- Bu, —Hindistanı — fethetmek meşgalesinden daha mübim bir işti. Ya!ıuı Timur, girişliği kalem işi- ni, kılnç meşçales ımf»n yüksek tütüyordü ve © telâkki ile müte- nasip hümmalı bir itina ile çal- şıyordu. Onda, kendi heykelini yapmak — istiyen bir heykeltraş ihtimamı, — kendi ruhunu tahlile uğraşan bir şair heyecam vardı. İlkin kalemi eline aldığı zaman, Atına ve okuma bâkim olduğu gibi, okamış parçasına da tahak- küm edeceğini, diülcdiği şeyleri bir hamlede yazıvereceğini san« mışti. Halbuki kalem, attan ser- keşti ve ok gibi uysal değildi, Bu sebeple * saltanatlar fatihleri çocuklarıma, cihanm yüksek hü- kümdarları olan ulu neslime ,, ibaresini, Semerkantte — yapılmış nefla bir kâğıt tabakası Üzerine kondurduktan sonra birdenbire duraklamışlı. (3) yapmak istediği heykele basıl bir mümeyyez vasıf, nasıl bir vaziyet yereceğini tayin edemiyen bir san'alkâr ıstırabile üzülmiye başlamıştı. Bu heykel, cihanşümul bir kudreti temsil edecekti. Ayni zamanda o kud- retin nasıl vücude geldiğini ka- deme kademe gösteren bir âbi- de olacaktı. Böyle bir eseri bir hamlede vücude getirmek mümkün değil- di. Timur Keşteki sessiz evden cihangirlik tahtına yükselinceye kadar birçok vicdanların birçok kolların fedakârlığına istinat et- mişti. Yazacağı kitapta bülün bu sadık yardımcıları da derece derece — göstermek, — herbirinin mevkiüni ayırmak istiyordu. Kimi ölmüş kimi âmelimandalaşıp bir köşeye — çekilmiş, — kimi — de hâlâ “Timur,, namına didinmeyi, yorulmayı — ve — hatta — ölmeyi en kudsi vazife tammakta bu- lanmuş olan - bu binlerce adamı lâyık oldukları mevkilere koy- mak, yaptıkları işleri - ne eksik, ne fazla « hakkile göstermek çok müşküldü. Maamafih, Timur çalışıyordu. Ruzname heyetine bayatını ve zaferlerini - hariçten görüldüğü şekilde - yazdırırken dimağını ve yüreğini de bizzat kaleme alı- uordu. Tüzükler, ilkin perişan bir satir yığını iken yavaş yavaş Iıkuirıd sayfalar haline inkılâp a? - Ordı. bittabi yürüyordu. Va- zifesini — yapmaktan geri — kal- mıyordu. Kişmiri, tesellüm suretile aldıktan sonra cenuba doğru kıvrılarak “ Delhi ,, istikametinde () Timur, mütalea ve mülühara- ya son derece münhemik ulemaya pek ziyade hürmet eylediği halde bütün malümatı okuyup yaz- makta ileri geçmemişti. Hafızası, bir defa okuduğu veya işlttiğini umutmu- yacak kadar metin iken, Farlıt, Moğolea ve Türkçeden başka dil de bilmezdi, yürümiye girişilmişti. Timur, bu harekât ile alâkadar görünmi- yordu. Seyyar ordu içinde yürü- yen bir münzevi gibi idi. At e- tünde daima dalgın duruyordu. Çadır altında da ayni - dalgınlığı muhafaza ediyordu, yabhut yazı ile uğraşıyordu. Umur hocayı bile gördüğü yoktu. Kumandanların şifahi raparlarını dinlemek ve icap eden emirleri vermek için tahsis ettiği dakikalar mahduttu. Âdeta kendı benliğine bürünüp harici âlemle alâkasını kesmişe benziyordu. ' (Arkam var) Resminizi Bize Gönderini: Nİ ÖY Size Tabiatinizi Söyliyelim 83 Milthat Bt Samimi ve uysak dir, — sadeliği Ve tevazun sö- ver, arkadaşe | ları tarafındaz sevilir, — Mua melesinde ne- zaket — vârdır. Bedeni meşgu- lelere — taham mül — edemez, daha — ziyade | oturucu; ve tetkikâ tâbhi işlerde müvaffak olur. Kuvveci iknaiyesi vardır. z B2 Adviye Hu Çabuk gücenir. Gayrimemnun bir — vaziyet alır. Süse dik- kat eder. İs. terse elinden iş gelir, pek sıkıntıya — ge- lemez, kıismen ' ihmalcidir. Çok yorulmak selemez. 80 Bahri Etti Mücadeleci — ve girgindir. Otu. rucu - işlerden ziyade hâreke. ti davet eden gezici işlerde muvaffak olur. Çabuk — söyler ve atak — olur, fena — muame leye tahahmül göstermez, mu- kabeleye — ve temayildir. B1 A.K B.: (Fotoğrafının dercini istemiyor.) Mağrurdur. Fazla koe- nuşmaz, minnet et mekte müstağni davranır. Menfa- atlerini gizlemesini bilir, küçük görülmek istemez, kendisine ehem- miyet verilmesini arzu eder. İzze- ti nefsi dnındı maddi fedakârlık- Fotoğraf Tahllil Kuponunu 11 inci Sayfamızda lılı—l—ıı. 4 b Âk B Dungaıun Garıp Koşe îg'ı TR Mongolistanda Yeni Do- ğan Çocuklara Tapıyorlar Mongolistandaki meşhur Ures- ki Dozon manastırının. bugünkü reisi iki yaşında bir çocuktur. Bu çocuk ondan evvel reis olan Lama'nın tam öldüğü dakikada doğmuştur. Çok eski bir efaaneye göre Lama öldüğü zaman onun yeri yeni doğan bir çocuğa intikal eder ve bu vaziyet Lamanın bir , basübadelmevti addolunur. Ço- cuk büyüyünciye kadar manas- ftırın işleri bir vekil tarafından idare olunur. Sovyetler son — zamanlarda Mongolistanın bu âdetini değiş- tirmiye uğraşmışlarsa da muvaf- fak olarsamışlardır. Bu âdete yalnız Mongolistan- da değil, Hindistanda ve Buda dinine salik olan bütün memle- ketlerde görülebilir. Bunlar La- manın öldüğüne inanmazlar. Yak- nız eskiyen vücudunu değiştir- diğine kanidirler. Bebek Lamaya insan beyninin zarından yapılmış olan ve şey- tandan kaçıran tesmiye edilen bir davuldan başka Nçbır oyıın- 1 Temmuz Cuma İatanbul — ( 1200 metre ) 18 grar mofon, 10,5 alaturka ssz, Vodla Rıza ve Cennet Hanımların iştirakile 20,5 gramofon, ve günün spor haberleri B1 alaturka saz, İnci ve Belkır - Bar nımların İştirakila 22 tango orkestra. Bükreş — (894 metre) 19 Radyo da- yülfünunu, 19,6 Puecininin Bohem oporası . Belgrad — (429 metre) 20 gramöfon, 20,90 konferana, 21 opera parçaları, 23400 akşam konseri. Roma — (44i metre) 20,60 gramo- fon, 21,45 randevü isminde bir köme- di, 28,40 mubtelif konser. Prağ — ( 488 metre ) 20 şarkı, 81,90 konser, 23 saat ayarı, 29 orkes- tra. Viyana —( Si7 metro) 20,10 saat syarı, gün haberleri, yarınki proğram, 20,20 konser, 20,50 Haytftenden par- galar. Peşte — (ÖĞ0 metre ) 20,10 Salon orkestrası, 21,15 komedi, 23,10 Çigan. Varşova — (i&li metre) 20,15 muh- telif, 20,85 Vilradan nakil 21 senfoni, 28 dans bavaları , Berlin — ( 1635 metre ) 20 Günün “haberleri, 20,15 doktorun tavsiyeleri, 21 Münihton maklen sonfoni, 22,85 Berlinden naklen konser, £3,50 - haya raporu, Mütebaki gün haberleri. #0n- vra dans bavaları. Mongolistanda iki — yayrada bir başrahip ve iskelet kafah bir mengol cak verilemez. Küçük bebek için yaptık! merasim o kadar kanlı ve feci bir şeydir ki bunları ilk defa n insanlar dehşet içerisinde kalır. Merasime — başlanmadan birkaç gün evyel memleketin her t fından gelen halk merasim ma- hallinde toplandı. Merasim ve bilhassa dansa iştirak edenler - kıyafetlerini giştirirler. Kimi kartal, kimi kar- ga ve bazısı da öküz, domuz ve yahut insana ancak kâbuslarında görünebilen — şekillere — girerler. Elebaşıları bir yılan” kafası giyer ve boynuna da insan kalbinden yapılmış bir tesbih geçirir. Merasimin en &on gününde de bir insan kurbatı edilirdi. Yak nız şimdi insan yerine bir İnsan tasviri ikame edilmiştir. Fakat ©o kadar canlı yapılmıştır ki, b rahip bıçağını buna sapladığı man yine ayni tesir basıl olur. — Merasime iştirak ed n bir kısmı da siyah elbiseler gıyî siyah saçlar takarak tanlar lıınluını tıgııilıderlu. 7 Tamriliş 'ı.-ı;ıı İstani - 3 o 19,5 alatırka uu. Hı(lı Alm a heyoti tarafından 20,5 gramofon na | haberlöri, &aat ayarı, 21 alaturka gaz, Hafiız Ahmet Bey — beyoli tarajından. 22 arkektra. j Bükreş — ( 394 maetro ) 80 Hafif müsiki, 20,20 stüdyoda komedi, 31 Romen musikisi. " Belgrat — (120 metre) 80 KOM - rans, 20,5 küuvartet, 21410 komed 21,50 gramoton, 22,15 Prağdan ıuk * 23,20 akşam konsori. k Roma — (441 metre) 21 Günün ha- berleri, gramolon plâkları, S1,45 P: ; gininin Die Şealbo ismindeki © ç Prağ — ( 483 metra) 20 Şen gece, 20,50 Brünodan nakil, 21,00 şen mu- Sİki, 22,05 Smetea salonundan nakil 38,20 konlerana. Ş 'a Viyana — ( 517 metre ) 20,85 L osjanacok tarafından — şarkılar, salon orkostrası. x Peşte — ( 5300 metre ) 80,80 Kora şarkıları, 21,15 piyemo konseri, 22,45 konforans, 23,90 akşam baberleri - ve Çiğan orkestrası, ÇIMLL metro ) 20 mühtelif, 20853 radyo - İ kanser, 21,553 mükü Varşova 1693 metre ) 20 Konle- rans, 291 Kolonyadan naklen gen Şeçek İndi

Bu sayıdan diğer sayfalar: