4 Temmuz 1932 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5

4 Temmuz 1932 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

( Siyaset Alemi l_l Lozanda Vaziyet Çok Gergin Berlir 3 — Siyasi mehafil Lozandaki — vaziyeti çok gergin bulmaktadır. Bu mehafil, konfe- ransın Almanyaya atfedilecek se- beplerden dolayı akamete uğra- ması takdirinde Almanyanın mün- | kalacağını ferit bir — vaziyette düşünmektedir, | Bu vaziyetin bilhassa iktısadi | sahada meş'um neticeler doğur- masından — korkulmaktadır. — Bir inkıtam Almanyanın harici ticaret ve iktısadiyatında iyi — tesirler yapmıyacağından endişe edilmek- tedir. SiyasI mehafil müttefik ala- caklıların teklifinin Alman nok- ftai nazarını tamamen talmin et- memekle beraber, bu - teklifin reddi neticesi çok müthiş olan bir itıkıtaa tercih edilmektedir. Almanya Teklifi Reddecekmiş Berlin, 3 — Sağ cenah mat- buatının — istihbaratına inanmak Tâzım gelirse, alacaklı devletlerin tamirat hakkındaki projesini Al- man heyeti reddedecektir. Btlhassa, müttefikler arasındaki borçlar meselesile tamirat arasın- da bir irtibat gözetilmesi, Alman- yanın mukavemetine maruz ka- lacaktır. Sol cenah gazeteleri müstesna olmak üzere bütün gazeteler, —alacaklı — devletlerin son — tekliflerinde —ileri — sür- dükleri 4 — milyarın çok yük- sek bir — rakam - olduğunu yazmaktadırlar. — Bu Almanyanın — hususi — borçlarını resülmal ve faizine — mahsuben bugüne kadar 1 milyar 800 mil- ;:ıı ödendiğini ilâve etmektedir- gazeteler, Fransız Gazeteleri Memnun Paris, 3 — Paris gazeteleri, Fransız - İngiliz itilâfınn — sağ- lamlaştığımı yazmaktadırlar. Maten ve Övr gazeteleri diyor ki: Kazanılan — netice Fransız - İngiliz teşriki mesaisidir. Hem yalnız bugün için değil, istikbal için de.. Yalnız bu netice bütün —masraf ve zahmetlere değer. Gazeteler, Alman heyeti kon- feransın mukadderat ve akıbetini elinde — tutmaktadır. Neticeden © mes'uldür demektedirler. g Almany Hitlercilerin Lozandaki Tazyikı Munih, 3 — Hitlercilerin bir gazetesi, Alman Başvekili Fon Papenin Lozanda Versay Muahe- desinin yeniden tetkiki için ileri sürdüğü teklifi Hitlercilerin taz- yikı altında yaptığını yazmaktadır. Gazete diyor ki: Almanyanın Lozandaki Mümessillerine, Alman- yanın hukuk - itibarile müsavatı ve milli hürriyetinin temini için mücadele kuvvetini yaratan hava müfsit milliyetperverlerin giriştiği istihlâs hareketidir. Nazi siyaseti Lozanda Ver- say muahedesinin yeniden tet- kikini temin etmedikçe, Lozan Konferansını felce uğratacaktır. Nazirlerin siyaseti 14 senedenbe- ri diplomatların ve devlet adam- larının tahakkuk - ettiremedikleri şeyi tahakkuk ettirmiştir. Murahhasların Temasları Lozan 3 — M. Mak Donald, M. Çemberlayn, M. Runsiman, M. Heryo, M. Jermen Marten ve M. Jorj Bonnet içtima ederek tamirat meselesini — görüşmüşler- dir, Tetkikat pazar olmasına rağ- men bugün de devam edecektir. Paris 3 — M. Heryo saat 23 te Parise hareket etmiştir. Lozan 3 — İngilizlerle Fran- sızlar — arasındaki müzakerenin sonunda Fon Papen, Mak Donldı ziyaret etmiştir. Lozan 3 — M. Heriyo akşam yemeğini M. Grandi ile beraber yemiştir. Mak Donaldın Mülâkatları Lozan 3 — M. MakDonald, sa- bah kahvaltısını M. Grandi ile bir- likte yapmıştır. Bundan sonra Fon Papen ile Alman murahhasla- rını kabul etmiştir. Alman Na- zarlarile 90 dakika görüşmüştür. Mesai Bürosunun Son İçtimat Cenevre, 3 — Beynelmilel mesai bürcsu İdare meclisi 59 uncu içtima devresini kapamıştır. 60 ıncı ictima teşrinievvelde Mad- ritte yapılacaktır. Son celsede cihan iktısat konferansı ile irtibat temini için bir. komisyon teşkiline — karar verilmiştir. Ayni zamanda müte- veffa reis Alber Tomasın hatıra- sının tezizi için bir program ko- misyonu teşkil edilmiştir. özELE Y LA — Serta 3 Gönül İşleri K Kızlarımıza anın Lo e İ Utanın — kullandığı silâhlar halif cerihalar açan av kurşumlarile doldurulmuştur. | dirler. Bombayda Sokak Muharebeleri Var Bombay, 3 — Rakip cema- atlerin tabiyeleri — yoldan yeçen silâhsız insanları öldürmek gibi münferit — vukuat şeklinden çıka- rak gruplar arasında ciddi mu- harebeler şeklini almıştır. Umumiyet itibarile, binlerca | Mecusi veya Müslüman şahıstan mürekkep gruplar cenaze alayla- rına iştirak etmek gibi birtakım bahanelerle rakiplerinin — sakin bulunduklar mahallelerde dolaş- makta ve tahrik etmekte- | Polis, ekseriya müdahale et- mek ve ateş açmak mecburiye- tinde kalmaktadır. Ancak zabı- Dünkü arbedelerda 100 ka- | dar yaralı hastahaneye - kaldırıl- mıştır. Harici Haberler Burada bmedi lütfen 9 uncu İ , sayfada okuyunuz ! aK DAT FOLERTMA N N evabı, Dünya IMukadderatına İstikamet Verecek YOLUNU ŞAŞIRAN DEV zandakl Ca Nevyerk Taymis gazetesinden |Fransada Bir Casus Şebe- kesi Yakalandı Paris 3 — Hümanite gazetesi muharrirlerinden M. Filip casus- lukla maznun olarak - tevkif edil- miştir. 6 kişi daha ayni cürme iştiraklerinden dolayı tevkif edil- miştir. Casur — şebekesinin — elebaşısı Polonyalı Bis Suajadır. Bu adam Fantoma namı müslearile tanın- mıştır. Taharriyat — neticesinde Fantomanın evinde müdafaai milli- yeye ait bazı evrak ve vesaik bulunmuştur. Casusların iki ecnebi devlet hosabıma çalıştıkları zanne- dilmektedir. -— TAKVİM —— PAZARTESİ di Gün- 4 TEMMÜZ * 932 hizir 60 Arabi Rumt * Saler « H -Hariran-sene- 1348 28 13851 Vakit |Exrant |v:nı Vakit Güneş (8 19| 4. 3ö ŞAkşam liz — Öğle (40 112 180 Yatsı (2 © İkindi | 8. 34116 18İ İnsak | &. 30 |Ezanl (vasatt 19. 46 n4 215 tir | Musallat Olan Bir Milyoner Kandilliden İnayet imzasile | aldığım bir mektuptur. Karileri- mid ve kiz babalarının dikkat ve ehemmiyetle okumalarını tavsiye ederim: * Hammteyzeciğim; “ Şimdi İstanbulda kadınlar ara- sında yeni bir ticaret yolu keş- fedilmiş: — Kız kılavuzluğu, Belli, belirsiz. birtakım kadınlar bu | ticaretle geçindikleri gibi Beyoğlu | ve Maçkanın bazı tanınmış, kibar | tabakasına mensup hanımefendi- leri de paçaları sıvayarak geceli gündüzlü bu ticaret ile meşgul oluyorlarınış. — Parasile kendine kıymet / verdirmiye uğraşan iki karılı, altı çocuklu — bir. Arap milyonerinin, — Mısırdan — kalka» | rak, üçüncü bir defa bir Türk | kizi — ile — evlenmek — üzere İstanbula geldiğini duyan bu kadın tüccarlar, adamın etrafını: alıp yirmi gündenberi ona yüz vi kırk Türk kızı gösteriyorlar. Bu vasıta ile milyoner Arap memle- ketimizde tek başıma hakem ke-« silerek hususi bir güzellik müsa- | bakası açıp Cümhuriyet gazetesi Âdi, kibar bu ticaretle meşgul bilâmum tüccar hanımlar kız ka- kusu aldıkları her evin kapısını çalarak İstanbul içinde arap mil- yönlere çıkarmadık kiz bırakmı- yorlar. Kılavuz hanımların bu derece hararet ve rekabetlerine sebep her kız gösterişlerinde aldıkları elli lira imiş. Bundan başka bu — müsabakada —arap afendinin güzellik hususunda tam numara — vereceği — kiz. — hangi kılavuz — tarafından gösterilmişse o kılavuza ayrıca bin İngiliz lirası hediye edilecekmiş. Bu sözleri dinlerken bir efsane sanmıştım, fakat araştırıp sorduktan sonra hakikat olduğanu anlayınca siz- den şu suallere cevap rica etme- ği düşündüm. 1—Karakteri belirsiz, altı çocule lu, iki karılı böyle bir adama part mukabilinde esir olacak yüksek bi Türk kızı tasavvur olunur mu ? 2— Hür bir toprakta esir satın almak isteyen bu zengin arabın İstanbul — içinde görmediği kız halmadığı — halde hâlâ tam not verememesine ne dersiniz? 3 — Bu iş uğrunda tabanı kaldırıp ta nefes nefese koşan tüccar hanımların hüsnü niyetle- rine emniyet olur mu? * Bu kariin sorduğu süallerden ziyade verdiği havadis mühimdir. Bu dejenere milyonerler dünyanın her tarafında ayni suretle hareket ederler, ailelerin harimine girerek masum aile kızlarını boş hayallerk aldatırlar. Yine dünyanın her yerinde zengin olmak hulyasile |kızlarını feda eden aileler vardır. K nn Bği B el at eğer ise, hem kız sahibi aileleri ikaza, hem de hükümetin nazarı dikka- tini celbe lüzum görürüm, HANIMTEYZE (9 EDEBİ TEFRİKAMIZ : 58 VİKTORYA S Muharriri: Knut Hamsun — Kazara yüzüme asit dö- küldü, dedi, İlâcın tesirile yüzüm yanaklarım buruştu. Artık bu halimle sen de beni sevemezsin. İhtiyar kadın erkeğin ellerini öperek kekeledi : — Ohl! Ey benim sevgilim, ebedi nişanlım. Sen a yü- zündeki ben güzel erkeklerden daha Seni — ölünciye kadar seveceğimi hissediyorum. -13— Yohan, sokakta Kamilâya rast- galdi. Ebeveyni ve genç İîııı:ıı'nlt " Nakleden: H. Ş. ta birlikte idiler. Seyerler araba- larını durdurarak onunla nazigâne selâmlaştılar. Kamilâ gencin kolundan tuta- rak : — O akşam bize gelmedin. Bizde büyük bir müsamere vardı. Seni son dakikaya kadar bekle- diğimiz halde gelmedin. « — Evet, maalesef gelemedim. — O gündenberi seni gör- meye gelemediğim için beni ma- zur gör. Fakat müsterih ol. Bu- günlerde geleceğim. Rişmondun azimetinden sonra geleceğim. Ah yarabbi, ne güzel bir müsamere idi ol Lâkin Viktorya birdenbire fenalaştı. Onu araba ile evine gö- türdüler. Bunu sana anlatmadılar mı? Onu ziyarete gideceğim. Şimdi biraz eyileşmiş olmalıdır, belki de hastalığı büsbütün geç- miştir. Rişmonda seninkine ben- zer bir madalyon verdim..Yohan, odanda — sobayı — kurduracağını bana vadetmiştin. Sen yazıya başlarken herşeyi unutuyorsun. Halbuki senin odanda insan s0- guktan donar. Hizmetçi kızdan sobayı iste, olmaz mı? — Evet, evet, isteyeceğim. Madam Seyer de ona hitap ederek eserinden malümat sordu. O tenasül hikâyesi acaba ilerli- yor muydu ?Bu yeni eseri görmek için istical ediyordu. Bütün bu suallere Yohan cid- di bir tavırla cevap verdi. Biraz sonra ayrıldılar, Genç şair dalgın bir nazarla arabanın uzaklaşışını seyretti. Bu araba, içindekiler ve bu gevezelikler onu pek az alâ- kadar ediyorlardı. Dımağı bom- boş, adeta uyuşmuş gibi, evo doğru yürümiye başladı. Evinin kapisı önünde eski bir aşinası, şatonun sabık hocası, dolaşıyordu. Yohan ihtiyarı selâmladı. zerinde uzun, kalın ve te- mizce bir palto vardı. Tavrında azimkâr bir hal, mühim bir şeye karar vermiş gibi bir şey görü- lüyordu. — Eski bir dostunuzu, bir meslektaşınızı karşınızda görmek- le taaccüp ediyorsunuz, Bana eli- nizi uzatsanıza, delikanlı! Sizi son defa gördüğümdenberi Allah beni ——— ——— hayırlı bir yola sevketti. Evlen- dim. Artık şimdi bir yuvam, bir bahçem, bir karım var. Görüyor musunuz? Dünyada el'an mecize- ler oluyormuş. Buna siz de şaşı- yorsunuz deîıil mi? Yohan hayretle ona - bakı- yordu. Demek, fikrimi siz de kabul ediyorsunuz. Bakın nasıl oldu » size anlatayım: Kadının oğluna ders veriyordum. Onun ilk - izdi- vacından kalma bir çocuk. Anla- dığınız gibi kadın dul - kalmıştı. Biç ben bir gün başıma böyle bir halin geleceğini tahmin ede- bilir mi idim. Evet işte çocuklu bir dulla evlendim. Bir gün kadı- nın evini ve bahçesini seyrederek dolaşıyordum. Biribirine zat bir- — çok [ii'ıd:nihn'ımde çarpışıyordu. ğ ( Arkası var ) hakem heyetine taş çıkartıyor. —— —

Bu sayıdan diğer sayfalar: