6 Temmuz 1932 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10

6 Temmuz 1932 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

10 Sayfa SON POSTA ÇANAKKALE İskenderiyenin Üssü Ingiltere Hükümeti tarafından Gati Haz. no hediye edilen eserin tercümesi, Askeri İttihaz Edilmesinde Ne Gibi Mahzurlar Vardı? Başlangıçta yap alan — (bataları harekât n esnasında tamir mi | kün olmadığı kaziyesi bir defa dahal teeyyüt ediyordu. Herşeyde, fakat bilhassa harpte muvaffakıyet et- raflı hazırlığa bağlıdır. En kü- çük işlerde bile bu nazariyenin ih muvaffakıyetsizliğin üyük amilidir. Hele böyle mu- zzam bir askeri teşebbüste plâ- nın evvelden ve bütün teferrua-« tile hazırlanıp tesbit edilmiş bu- lunması — zaruridir. 1915 ilkbaharında bu hakikat anlaşılmamış değildi. Gerek do- nanma ve gerek ordu, siperlere gizlenmiş bir düşman karşısında karaya asker çıkarmanın güçlü- ğgünü teslim ediyorlardı. Hatta askeri kolejlerde bu kabil harp teferruatımır. tetkiki hakkında ayrıca bir ders vardır. Bu projenin tatbik kabiliyeti o duğu kabul edilse bile, karaya bir nefer çıkarmadan ihraç teşeb- büsünün bütün teferruatı Üzerin- de inceden inceye işlemek lâzım- dır. 'Bilhassa iki meselenin ehem- miyeti müttefikan kabul edilmiş- tir: Biri ant bir baskın yapabilmek için ketumiyete azami derecede itina, ve taarruza başlamak için müsait bir mevsim intihabı. Halbuki 1915 senesi şubat ve martında bu ihtiyat! tedbirlerden en hiçbiri alımnmamıştı.Şimdiye kadar | edilen sebepler - saikasile, iz bükümeti hemen şuursuz şekilde bu büyük maceraya 1 izah İn keri kuvvetlerin İskenderi- ittihaz etmele- rinden mütevellit mahzurlardan biri şu idi: Kara kuv- vetlerinin erkânı harbiyelerini bi- ribirinden ayırıyordu. —Halbuki bütün teferruatın tanziminde iki heyetin daima beraber bulunması ve beraber çalışması lâzımdı. Bu mahzur, karargâha Amiralin nok- tai nazarına yakından vâkıf bir zabitin tayini ile kısmen ha- fifletilmişti. Fakat mesele yakın- dan tetkik edildikçe her iki terafın da — noktai nazarlarında birçok tadilât yapmak lâzım gel- di. Mısırda kararlaştırılan birçok teferruatı, ihraç ameliyesinden bir iki gön evvel nakliye gemileri Mondros sahilinde toplandığı za- man, baştanbaşa değiştirildi. Ketumiyet meselesine gelince, filvaki — 1906 da — Çanakkaleye karadan ve denizden müşterek bir taarruz yapılması düşünüldü- ğü zaman, böyle bir seferin gizli — tutulması — düşünülmüştü. Türkiye ile İngiltere arasında yapılacak münferit bir bharptı bu ketumiyetin muhafazası güç olmakla beraber, bugün mahzur mevcut — değildi. ki şidetli bir sansör sürüyordu. — İngiliz hergün müteaddit gemilerle as- ker hareket ediyordu. Bu asker- lerin Mısır müdafaası için sevke- dildikleri hissini vermek kolaydı. Böyle olmakla beraber, bu fşa için bundan daha ü yapılamazdı. 1915 ilk günlerinde, €© hombardımandan ba; yeyi üssü askerl ve deniz Çün- sevkiyatı fazla senesinin henüz hüküm ; limanlarında | ayni | birşey düşünülmediği ve Çanak- | kalede kara “askeri kullanılması düşünüldüğü sıralarda, ketumiyet Bir Türk süvari mütrezesi keşif vaziyetinde meselesi mevzuu bahsolmamıştı. Türkler böyle bir taarruz ihtimaline ne kadar inanır ve ne kadar korkarlarsa, Rus cep- hesindeki — tazyiki — hafifletmiye medar olacağı noktasından, o r faydalı idi. Bu sebeple ve kara — kuvvetlerinin müştereken hareketine ve karaya asşker ihracına karar verildiği zaman, —arlık — muvaffakiyetine lâzımgelen darbe vurulmuş bulu- nuyordu bunu geri almak mümkün değildi. Maamafih baş- langıçta bunun oka- dar gürültü yapılmayıp — daha ziyade sükütla geçiştirilebilseydi, daha az zararla kurtulmak İti “olabilirci. Fakat he yabalım ki iş henüz ln'Hngıcınd:ı idi. On-; l a deni deniz ve etrafında müm- n sor len yapılan bom- diman, karaya çıkarılan bah- riye müfrezeleri birer ihtar ma- hiyetini haizdi. asker ihracı kararı verilmez, Akdeniz liman- Karaya verilir İarında bulunan bötün boş gemi- zaptı da bu işin bir nevi ilân edilmesi demekti. lerin Mısırda Avustralya fırkasının hazırlanmasını da gizlemek müm- kün değildi. Maamafih burada da bu kıtaatın garp cephesine sev- kedilmekte mek kabildi. Nakliye gemilerinin İskende- riye ve Portsaide gelip gitmeleri herkesin gözü önünde cereyan ediyordu. olduğunu zannettir- atın isimleri bile zikredimişti. Gerek Kahire, gerek İskenderi- yede askerlere halk muvacehe- sinde resmigeçit yaptırdılar. Hatta osırada Londradan Je- maiyetindeki za- neral Hamilton Benzın Mue Nazarı | da çok hararetli Mısır matbuatında kıta- | dercettiğim bitandan birine gönderilen mek- tup İstanbul adresine gönderil- mişti. 1915 Martı nihayetindeki va- ziyeti anlatmış olmak için, nihayet şunu da hatırlamak lâzımdır ki, bu işe memur edilen askerler ne böyle bir sefer için seçilmiş ve no de böyle bir harp için ha« zırlanmış değillerdi. ( Arkan var) a— — — ——— Adanadan İstanbula Son seneler zarfında Adana- bir spor faali- yeti göze çarpmaktadır. Sık sık yapılan futbol maçları her defa- sında kalabalık bir seyirci küt- lesi tarafından heyecanla seyre- dilmektedir. Ayrıca atletizm mü- sabakaları da yer bulmaktadır. Şimdi de öğreniyoruz ki, iki | sporcu bisikletle uzun bir seya- hate çıkmıştır. Bunlar resimlerini Bekir ve Nuri Bey- lerdir. Bu iki genç Adanadan bisikletlerle İstanbula gelmektedir. ssesele inin Dikkatine: İstanbul Vilâyeti Defterdarlığından: 15 santigrat derecei hararette kesafet derecesi 0,780 den aşağı olun benzinin beher kilosu 2029 numaralı kanun mücibince bir kuruş 80 santim dahili istihlâk vergisine tabidir. Binaena'eyh benzin müesseseleri inin ( müteferrik surette benzin salan ve benzin müessesesinden madut olmuyan mağaza ve dükkân- larda mevcut perakende benzinler için sahiplerind en beyanname istenilmez, ) Depo ve ardiyelerinde ve belediyenin gaz depolarında bulunan bu kabil benzinlerin miktarını, kaplarının ne ve adedini ve bulunduğu mahalli ve müessesenin isim ve adı beyannamenin tanzimile mezkür kanunun neşredil rihinden itibaren 15 gün zarfında tahakkuk — memurluklarına mensup oldukları maliye şubeleri ve şube teşkilâtı olmıyan kazalarda malmüdürlüklerine makbuz mukabilinde vermeleri ve müddeti zer- fında beyanname vermedikleri takdirde vergilerinin bir misil zamla tahsil ve 1718 numaralı kanun hükümlerinin tatbik olunacağı alâ- kadarların nazarı dikkat ve ıttılâlarına vazoluur. Temmuı 6 a Buyuk Tarıh Kongresi Hukuku Ankara, 5 (A. A.) — Tarih | müderris ve muallimleri bugün | de içtimamna devam etmiştir. Og- | leden evvel yaptiğı içtimada Türk Tarihi 4Tetkik Cemiyeti azasından Müderris Yusuf Ziya Bey, Mısır din ve mitoloji- sinin Türk — tarihlerile — Türk aile hukukları ile Hindu Avro- pen denilen kavimlerin mito- lojisinin Türk tarihleriyle alâkası, İstanbul Darülfünunu hukuk ta- rihi müderrisi Ağa oğlu Ahmet Bey Türk - aile —hukuklariyle Hindu — Avropen denilen ka- vimlerin — aile hukukları — ara- sındaki münasebetler ve Tıp Fakültesi müderris — muavin- lerinden Dr. Şevket Aziz Bey Türk irkına ait antrepoloji tet- kikatının umumi neticelerine dair konferanslar vermişlerdir. Reiscümhur Hazretlerile B.M. Meclisi Reisi Kâzım, -Başvekil İsmet Paşalar Hazeratı kongroyi teşrif buyurmuşlar ve konferans- ları nihayetine kadar dinlemişler- dir. Yusuf Ziya B. konferansında | medeniyetin Turan — yaylasına | ve Altay — eteklerine — kadar yükseldiğini ve dünyaya intişar eden ilk medeniyetin Turan yay- lasından — çıktığım — isbat eden Arkeolojik delâili muhtelif itika- | dat ve an'anat ile ve lisani delil- lerle de teyit ve takviye etmek mümkün bulunduğunu İsöyliyerek bilhassa Mısır itikat ve ilâhlarına intikal etmiş ve bu Türk itikadı olduğunu ve ilâb isimlerinin hemen de kâmilen Tür kelimelerile ifade edildiğini göstererek Mısır medeniyetini vü- cuda getiren akvamın da Turan! kavimler olduğunu izah elemiştir. Ağa oğlu Ahmet B. konferan- sına başlarken ilk söz olarak tarih eserini vücuda getirmiş olan heyete hürmet ve sitayişlerini beyan etmeyi bir vazife olarak telâkki ettiğini söylemiş ve de- miştir ki: * Ben bu tarihi 15 seneden- beri yapılan yaratıcı hamleler sil- | gilesinin bir Mmerhalesi telâkki ediyorum. Diğer merhaleler gibi bu merhale de kendi inkişaf ve tealisini temin eden tohumları kendi içinde taşıyor. | tiği fikirle metottan ibarettir. Fikir her Türkün şükran ve minnetini mucip olması lâzımge- len mahiyettedir. Ve Türk mille- tinin umum beşeriyet tarihinde müessir bir temeddün unsuru olduğunu ispata matuftur. Bundan dolayı her Türkün | müleşekkir ve minnettar - olması lâzımdır. Metoda gelince hayatın isti- nat ettiği esaslar ilmin, Ffennin, müşahede ve tecrübenin mahsulü ve mahsullerin umumi münakaşa- | ya ve tenkide arzedilmesidir. Bu | metot| dahi alımmış olan yolun inkişaf ve tekâmülünü tenmin edecek bir usuldür. Buna karşı da hak ve haki- kati sevenler hürmetkâr bir va- | ziyet almışlardır.,, Ahmet B. daha pek yakın zamanlara kadar Türk isminin istihfafla karşılandığını hatırlata- rak bu haleti ruhiyeyi millette şuur ve benliğin inkişaf etmemiş olduğuna atfetmiş ve yeni eserin bu şuur ve benliğin tesisine ma- tuf bir teşehbüs olduğunu ve bu teşebbüsü takviye etmek genişlet- mek ve muallimlerin ellerine tevdi itikatların | Bu tohumlar heyetin takip et- Eski Türklerde Aile Nasıldı Dün Müderris Yusuf Zıya Ve Ahmet Beyler lzahat Verdiler :dılmış olan Türk gençliğine bu — benliğin tohumlarını ilkah etme- nin hepimiz için bir vazife ol | duğunu söylemiş ve müteakıben asıl mevzua — geçerek — Türk aile teşkilâtile Türk — baba © velâyeti ve — ailede kadın © erkek ve evlât — arasındaki münasebetleri Asya ırkına men- sup olan akvam arasındaki ayni müesseselerle mukayese ederek arada büyük bir müşabehet ok- duğunu kaydetmiştir. Dr. Aziz Şevket Bey, Anado- lu Türkleri hakkında şahsen yap-« tığı antrepolojik tetkiklerin umu- ml neticelerini anlatarak kafa ve beden noktai nazarından Türkün mütekâmil bir beşeriyeti olduğu- ve Alp adamı karakterini göster- diğini söylemiş, Merkezi Avrupalı Alp tipi bir kafa ile Aksaray ve Ankara hafriyatında bulunan ikl kafayı mukayese eder, Ankara civarında İâalettayin getirtmiş ol- duğu bir aileyi salona aldı. Bağ- lum köyünden Abdullah ile karısı ve yavrusundan mürekkep olan bu Türk ailesinin. Alp adamı denilen halis Brekisefal Türk adamı olduğunu izah etti. Doktar, çok alkışlanan konferansını, Gazi Hazretlerini Türk ilmi ve Türk tefekkürü namına selâmlıyarak bitirdi.! Öğleden sonra Reşit Galip Bey, Mehmet Ali Beyin dünkü konferansında Ano hafriyatının antrepoloji — neticelerine taallük eden — bazı noktaları — tavzih etmiş ve bu — münasebetle Ano hafriyatında — çıkan ka- fa tasları hahkında İtalyalı profesör Sergi tarafından ileri sürülen noktai nazarın yanlışlığır nı ve büyük bir kısmı çocuk- lara ait olan bu kemik ba- kayası Üzerinde hafriyat heye- tinin ve Zürih antrepoloji enstitü- sünün | tetkikatile Harvosd darül- fönunu — antrepoloji — profesörü Roland B. Diksonun Ano kafa- taslarının hemen müsavi nisbetle Brekisefal Dolikosefal unsurların- dan terekküp ettiğini söylemiş ve demiştir ki: *“ Bu netice diğer bütün ilk medeniyet sahalarında alınanlara mutabık mahiyettedir. Anonun Brakisefaller mahzeni olan Orta Asyanın en garbi kö- şesinde bulunması bura Brekisefal nusurunun ilk zamanlardan itibaren ve daha uzak diğer sahalara nisbetle erken zamanlarda doli- kosefal tiplerle ihtilâtını göster- mektedir. Yapacağımız bütün tetkikler vesikaları, — delilleri ve taharri malzemelerini kendi nazariye ve faraziyelerinin — kalbinde işliyen müelliflerin — eserlerinden değil, bilhassa ana mehazlerden yapıl- mış olması ehemmiyetlidir ve her mesele hakkında bir mücllifi baş- ka müelliflerle murakabe ettikten, karşılaştırdıktan — sonra hükme yaklaşmak lâzımdır.., » Bundan sonra Bursa Kız muallim mektebi tarih muallimi Fakihe Edip Hanım Sumer medeniyeti ve Konya Ortamehtep Muallimi Ferit Bey, bugünki Türk Anayurdunun coğrafi şart- ları, tarihten evvelki zamanda anayurdu, Türklerde göçebelik, oturaklık hayatı, eski milletler ve medeniyetler arasında irtibat ve münasebetlerin ne suretle isbat edilebildiği, Türk ırkına ait bazı hasletler, Türk akınları ve Sıvas Lisesi Tarih Muallimi İhsan Bey de Etiler hakkında konferanslar vermişlerdir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: