13 Temmuz 1932 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7

13 Temmuz 1932 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

-- Kulak Akıntıları Hergün işitiyoruz: “Çocuğun kulağına banyo yaparken su ka- Çırdık; şimdi akıyor., Kulaktan akan bu cerahat zararsır bir akıntı telâkki ediliyor. Günlerce Pamukla silmekle iktifa ediliyor; Hihayet ateş ve ağrının başlama- tile hekime müracaat ediliyor. ulaktan akıntı gelmesi bir has- falıktır. Pek gayrisıhhi olan ev- erimizde banyo yapılırken Ve Yapıldıktan sonra çok Tn hiçbirisini bilmiyoruz. Banyo- Bi.ı Sicağa alışan çocuğun vücu * Müddet sonra sabit olmıyan * in hararet derecesi düşünce lıı.:!". içinde nezle oluyor. Hak ! çocuklarda burunla orta (- Ğ1 vasleden ince bir kanal h“"î(mp' d'Eustache) vardır - ki kiniç Dal çocuklarda büyüklerde- 'nin aksine olarak gayet geniştir. surundan kulağa hava gir- “İni temin eden bu kanal ayni mikroplu sümüklerin ulağa gi ine hikııııe: ed;;.,l":: dden mikroplar K :ılîı kapalı hirmllavlrı zarı gibi ithape boşlukta faaliyete geçer, 1 tevlit ederler. Yör Una orta kulak iltihabı de öz. suretle —üç tarafını ağik ve bir tarafını kulak teşkil ettiği bu boşluk- bir Oplanan cerahat akmak için bir X0h bir delik arıyor. Çıkınca Zam, a L"hğ’ naklı edi, Olan kulak zarını tahrip hdn" ve — kulak bnıuoııaı: P ederek dışarı akıyor. ::":üıının sebebi ylh“k:"ı' zlesi değildir, gripe, Kızı, hlıl.’ tifo, kuşpalazı v. £- h": İ esnasında kana g€çC ::;::Wlır orta kulakta tevazzü iltihap husule getirir. V© ! Yapar, d ni B'khîıi: ve kulak ıedıvıle:lk' ykatak olmiyan ellerde kula anirken hüsüle gelen ceribar mikroplanmasile de akıntı gelebilir. kimselerde kulak zari z Mukavimdir. Bunlarda kulak 1 kendi İ elinmez. SD e:':ilııl:mn:::ıı : mütehassıs 'afından ufak bir müdabale ile hnlık Zarının arka tarafındaki Serahate 'mecra verilir: Cerahatli akıntı ile müterafik Fin hllı..'. i Üç hafta kadar devam eder. İlk günü — tedaviye — başlandığı kidirde kulak zarı üzerindeki de- tamamile kapanır ve telfrgr Müayene olunduğu zaman deliğin :“Hne bile tesadüf etmek uîınl; L::“' bir hâle gelir “'ıi tabilde olduğu gibi işitir. lağın akması iyidir, akıntıyı kî:- Mek Fenadır gibi pek manasız Dir iyet daha vardır. İçerisi k$ bulunması icap eden ve r tarafı kemikle mahdut o_lııı. bir uktan cerahat gelmesi hiç te Toğru değildir. Maatteessüf ılıın;:dın ağrıyan külak — aktıktan tamamile ağrısız - oluyor. ..Bı'ınun in hiç ehemmiyet venln.ııyor. Fakat düşmanı nasıl / sessiz av- larlarsa kulak akıntısı da böy- ledir. Ehemmiyet verilmiyen kulak akıntısı bir gün öyle gürültülü ve yat için v=ııı bir vaziyet ılı-k das eder ki bunun önüne anca Pek seri ameliyat icrasile geçile- bilir. ; TEDAVİSİ — Tamamile he- kime ait bulunduğundan ve yapır evvel sonra lacak bir tedbir olmadığından | dikkat | *dilecek noktalar vardır. Bunla- | kulak iltihaplarının müddeti bir | MEYHANE ÂLEMLERİ Buldu. Tabii “Saat Gecenin Üçünü SON POSTA Bu Halde Eve Gidilmez.,, Barba Pusulayır T;ıtuştı;ı;nca Bizde Şafak Attı | | Marmaraya karşı, ıo;ııyı:.l:ıp [ r. Hepsi de n- muş, çakıyorla Yıçlıp aei | lerinde sakalı değir- | mende ağartınış kimse yok. _T_ıbı'! | içilen nesne rakı... Birinci, ikinci | kadehlerde mevzu, dereye tepeye dairdi. Kadehler, dolup boşıjıi.ıkç!. yavaş yavaş ço;ıl!du. dıy.m.ııııyırı_lı ı.lııık_ ettiğim bu rakı ın.ecliıiıı._ kendi | hesabıma boş geçirmek isteme- dim. Bir biçimine getirip içki âleminin cilvelerine dair söz aç- tım; kafaların olgunlaştığı bir ""g: )ıfai:ıııde ederseniz, dedim, ük bir teklifim var. Bua kşam I::î ile birer olmuş .hıklye anla- talım... İşret hâlile insan, birçok | tuhaflıklar yapar, arzusu hilâfına - gülünç vaziyetlere üşer,.. | Ve uydurma bir vak'a ile | k istedim : | WIu-—. ç;?: tarihte benim, Samat- ya meyhanelerinde sabahlayışım yardır. Karlı bir kış gecesi... Karşımda oturan ihtiyar, sö- zümü kesti: > — Durun öyleyse... Size :kınç- iğimde başıma gelen bir vak'ayı ı:glı:ntnyım. Hep birden, kulık_ kesildik. Eski akşamcı devam etti: — Ozamanlar, on sekizinde | var, yoktum. Rakıya daha yeni kanat alıştırıyorum. Acemi çay- lâk gibiyim. Gel, gel... Otur, o- tur.. İç. İç.. İçiyorum amma, ly)l»e ece yarılarına kadar deiiL' çu— :q karardı mı, kümesc gmy:; rum. Haddinse girme.. al | .“'B;“alıgl:ı:; yine böyle tnı,l! başı iki tek çakıp dönerken biri tor akşamcı-. lar amma, iç | çeneler de | Israrlarına ti : e hhiıdö-hu bel Nereye gidi- ya"f-“;ereye gideceğim, eve.. — Bu vakit ııhholmıı. h::. bir tezgâhbaşı yapalım. Mıkolıı::lu. olmıgxdıA derken yü- rüdük. Maksat, — bizim ahpabı gbrüııce sırıttı : — Oturacak misiniz? — — Yok.. Ayakta içip gidece- i“.Selime doldurdu: — Afiyet şeker olsun. — Bir dıhı!! ir dahi Ye B'T ıî'l.e.—d.ikçe Maksut dol- - Altıncı kadahte Sandık- g:::fıo::ulıd'ı firil firıl dönmiye,, | Hâlâ önümüze geleni dikiyoruz. | Maksut işin ıırıııI :rdığını an- | ma geç anladı. lıdıBi'ı';ını arkadaş bir köşede, ben bir köşede sı:mışıî(. Uylmn.k (li umuşak yumuşa! AASN A Okunuyor. amma, ken i değilim ki gözümü açayım. %:d:oreiiyuorinden kımıldadım. Ha Ti ibiyim be.. YA ayak şev, durmaz yüzümü yılı,r. Bir de ne bakayım, ayı “ehi bir köpek.. — | kımıldandığımı | biraktı, ğim kâğıdı yolculara birer birer gösterdi. Yan gözle baktım. Bi- zim oğlanın üzerine sakal bıyık yaptığı karalama kâğıdı.. -Alla- hallah, bunu benim cebime kim koymuş?.. Tekrar cüzdana sa- | rıldur. Çıkardığım kâğıt, bu se- | fer sabici lira idi. | Biletçide yine surat bir kariş: — Canım, ben sizinle mi uğ- | raşacağım? Ya parayı — verin, ya aşağı inin.. Meğerse, bu da lira değilmiş. Yolcular biletçiye bakıp gülüşü- yorlar: — Fena mı? Sana para yerine çek veriyor.. Bozdur bozdur harca. Sonradan farkına vardım: her İvelimi sokuşumda parmağımı İira- İstanbulda birahane ve meyhane manzaralarından amma, köpeği nasılsa farkettim. Hâlim olsa hoşt diyeceğim, el ayak tutmaz ki.. Köpek benim görünce, yalamayı başladı bu sefer kötü kötü hırlamıya... Varsın — hırlasın.. diyip tekrar uzandım. Çok — geçmedi, | uykumdan öyle bir sıçradım ki :ı,ed“el Allah.. Bil, imden şakır şazır kan akıyor. Köpek isırması da ne kötü şeydir ya.. Can acısı ile aklım başıma gelince etrafıma bakındım. O sırada nerde imişim bilir misiniz? Ka- basakala giden yolun ağzında.. Buraya nasıl geldim. Haydi ge- dim, sırtımdaki — ceket nereye gitti? Aman, papucun teki de ayağımda değil. Vay hınzır kö- pek i. Bu, mutlaka onun işidir, Kabasakaldan, — yalınayak — çık- tık — yola... Bari bir &c zahane bulsam da - bileğimi sar- dırsam... Eczshane çok amma, hepsi — kapalı.. Evin kapısında | anam beni o halde görünce iki | gözü iki çeşme boynuma sarıldı: —Ah, sana kimler kıydı evlâdım? Gülmiye başladım: — Korkma... — Birşey değil, köpek ısırdı.. ai — Hangi canavar ekmiş o... — Merak etme.. &nım.. İki ayaklı köpeklerden değil! Artık inandırabilirsen inandır. Hikâyeler çorap söküğü gibi biribirini takip etti: Tramvaya — bindik, — gidi- yoruz.. Biletçi geldi, bilet istedi. Hangimizde paraya davranacak hâl var. Fitil gibiyiz. Biribirimize omuz vermesek sapır sapır dö- küleceğiz. Biletçi aklı sıra söz anlar beni buldu: — Parayı siz verin de sonra ödeşirsiniz? Olur, dedim. Sallanarak elimi cüzdana kötürdüm. İçinden bir lira çıkararak uzattım. Yolcular gülmiye başladılar, biletçi kızdı: —Alayı bırak efendi.. İşimiz var. — Ne alayı... Lirayı bozsana.. Ne doruyorsun? ların olduğu göze sokuyorum. Fakat titreklik başlıyınca, öbür gözden başka bir kâğıt çekiyo- rum. En sonunda biletçiye cüzda- nı atarak: , — Al, dedim, südüne havale.. Lira hangisi ise al. Bu da başka tertip bir sare hoşluk : — Gece yarısından — sonra meyhane dönüşü içimizden birinin aklına esli : — Bir otomobile binip, Be- yoğluna çıkalım ! Arabaya kurulduk. Taksimde inerken ben farkına vardım. Bi- rimiz noksanız... Fakat noksan olan hangimiz ? İşte o belli değil. Bizimle beraber — otomobile binen kimdi? Bütün ahbapların isimlerini birer birer — saydık. Mümkün değil bulamadık. Ertesi günü, otomobile bin- dikten sonra aramızdan - sıvışan arakadaşı görünce batırıma geldi: — Aşkolsun, dedim, dün gece bize akla karayı seçtirdin, Mey- baneden çıklık. Beraber otomo- bile bindik. Derken sen birden- biıeYortıdın sıvıştın, üzüme, hayretle baktı b: da dedi ki: d yarlar — Hay Allah razı - olsun.. Ben de rakıyı dün akşam kim- lerle içtim diye düşünüyordum. Üçüncü sarhoşluk vak'ası da hoştur : — İlk evlendiğim sene idi. Evden ekmek almak için fırına gönderdiler. Yolda bir dosta rastlayınca işin rengi değişti. Firin yerine daldık meyhaneye,.. Yuvarla babam yuvarla... İki tane yüzlüğü — devredinciye kadar saat te gecenin Üüçünü buldu. Tabii bu hâlde eve gidilmer. Sabaha kadar bir iki yere daha girip çıktık. Ortalık ağarırken, koltuğumda ekmek eve döndüm: — Hanim, dedim, — kusura bakma, akşam yemeğine yetişti- remedim. Bari seninlı kahvaltı edelim! O dışarda içmesin diye mım, meze sofrasını elile Hai * Sayfa 7T | Dünyada Spor Yunanistanda |Aris Takımı Şampiyon Oldu Atina, 11 (A. A.) — Pana- | tinaikos takımı Paok - takımını De karşı 2 sayı ile mağlüp etmiştir. Olimpiakos takımı Aek takımını sıfıra karşı 4 ve Aris | takımı Herakles takımını 3 e | karşı 7 sayı ile mağlüp etmiştir. Aris takımı, milli şampiyon- luğu kazanmıştır. — Panatinaikos takımı ile Apollon takımı ara- sında yapılacak olan bir maç bu iki ğ!üptcıı hangisinin ikinci olacağını tayin edecektir. Avusturya Mağlüp Bolonya, Ti ( A.A. ) — Futbol Avrupa kupası Dömi Finali için yapılan - maçta- Bolonya takımı First Viena ismindeki Avusturya takımını sıfıra karşı 2 sayı ile mağlüp etmiştir. Littoriale stadın- da yapılan bu maçta 20,000 — se- yirci hazır bulunmuştur. Bir Cihan Rekoru Londra, 10 (A.A.) — Londra- da Stamfordbriç'te dün kadın atletizm şampiyonlukları maçında iki cihan rekoru kırılmıştır. Bos- ton Harriers klübüne mensup Mis Johnson 100 yardayı 11 saniyede is de Bary de 440 yardayı 55 6-5 saniyede katetmişlerdir. Fransada Bisiklet Devri Bordo 10 (AA.) Fransa etrafında bisikletle dev- riâlem — müsabakasının — üçüncü merbalesi — olan Nant - Bordo merbalesini Fransız Lödük kazan mıştır. İkinci Di Pakodur. Umumi tasnif: | inci Lödük, 2 inci Bandüeldir. Otomobille Vapur Arasında Londra INA.Aİ— Jat Benyon, dün 10 beygir kuvvetinde bir otomobil ile Manora vaj un Londra- Kalküte arasındaki 8,000 mil mesafeyi almak için sarfet- mekte olduğu zaman rekorunu kırmak üzere dün harekt etmiştir. Mumaileyhin bu teşebbüsü, cüretkâranedir. Çünki diğer müş- küllerden başka Şam ile Bağdat arasında hiçbir. benzin deposu bulunmıyan 550 mil uzunluğunda- ki çölde seyahat edecektir. Tenis Müsabakaları Paris, 11 (ALA.) — Fransa ile Avustralya arasındaki maçın son kısmında çil muhtelitler müsabakasında Fransız Matma- zel Resambert Cochet takımı ile Avustralyalı - Kravford ve Ma- dam Kravford takımları karşi- laşmışlardır. da kendi ağzından dinleyin: — Bir gece meyhanede - içi- yoruz. Amma, hesapsız - içiyoruz. Gelsin şişe ile rakı.. Gelsin ta- bakla meze.. Hesabın durmayıp kabardığı- na dikkat bile eden yok. Barba, pusulayı elimize turunca biz- de şafak attı. Tam dokuz yüz elli şu kadar kuruş.. Üçümüzü gö- Hürüp bitpazarında satsalar, ©o kadar etmeyiz. Benim hatırıma bir kurnazlık eldi. Barbayı masamıza olu bir kıdych kiras euiı:w ken, bir daha bir daha.. Bedava rakıyı buldu ya. Barba, şerefe diyip çekiyor. Sekizinci kadehte fitil gibi oldu. O zaman, dayadık puslayı çenesine... Kendi içtiği- miz rakıların yarısımı onun heşa- bına geçirince aklı başına geldi : — Yaşayın be hovarda müş- teriler.. dedi. Hem kendileri içerler, hem dıqeyhınıclyı : v 4 a kahramanları — arasında K arlarlar,.. — > Hu P Vakit” M Yeni bir ğ

Bu sayıdan diğer sayfalar: