16 Temmuz 1932 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 4

16 Temmuz 1932 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

4 Sayfa z k , ı I Memleket Manzara!crıı K— P Adana Bolluk Diyarıdır Adana ( Hususi ) Aklı olanlar demiyorum, fakat biraz parası olanlar hiç durmasınlar, doğru Adanamıza gelsinler. Adana bugün, — içinde — bulunduğumuz mevsimde bolluk cennetidir. Fakat ihtiyar Adananın bu mevsimde sıcağı da boldur. O kadar ki, “Bu sıcağa kar mı dayanır,, deni- len ata sözü sanki burası için söylenmiştir. Sıcaklar koyulaştığı zaman bizim gazetecikler feryadı koparır: “Buz pahalılaştı, buz yetişmiyor., Hakları var, Bu sı- cağa kar mı dayaniır. Fakat Adanamız bugün gü- neş cehennemi olmakla beraber onun en meriyetli tarafı bolluk cenneti olmasıdır. Bugün burada herşey bol ve ucuz. Et kesimi mezbahaya intikal edeli beri fi- atler biraz yükseldi. Fakat İstan- bula nispetle yine ucuz, hattâ çok ucuzdur. Şunu da haber edeyim ki siz Adanamın bir köşeli zannetmeyiniz. * Onun şirin ve serin yaylâları şimdi cıvıl cıvıldır. Gerçi iktısa- di buhranım buradaki cilvelerine can dayanmaz, diyecekler de bu- lunur. Fakat buhran dediğimiz şey arızi bir sebepten başka bir şey geğildir. Günün birinde o serseri de devrilip gidecektir. Hulâsa ben Adanamızın cen- met oluşunda nikbinim. Pahalılık- tan şikâyet eden İstanbullulara tavsiye — ediyorum. Durmadan çulu, heybeyi sırtlayıp - buraya gelsinler, Yaylâlarımız hakikaten cennet köşesidir. Odalarda serin meltemlere göğüs geren genç kızlar sevda- larının ilhamını topluyorlar. Genç erkekler, gürbüz delikanlılar ve ihtiyarlar, şimdi hep Adana yay- lâlarının temiz havasını teneffüs ediyor. Söylediğim — gibi, — Adana- mız bollük cenneti, güneş ce- bennemidir. Fakat buhrana rağ- men Adana yaylâları nikbin ruh- ların hayat karargâhı, bezginle- rin şifa kaynağıdır. — L. D. Malatyada Himayei Etfalin Şefkat Ve Yardım Eserleri Malatya (Hususi) — Şehrimiz Himayei Etfal Cemiyeti fakir çocukları — sevindirmek, — onlara şefkat ve yardım göstermek hu- susunda oldukça çalışıyor. Ce- miyet bu sene yirmi çocuğa meccanen ilâç temin etmiştir. Şimdiki hâlde Cemiyet ana ku- cağında sekiz çocuk büyütmekte- dir. Malatyalıların Cemiyete karşı gösterdikleri alâkayı da burada şükranla zikredebilirim. Cemiyet orta tahsile devam eden fakir talebeden bazılarına — muavenet etmekte, onlara kitap ve defter vermektedir. Çocuklarını — idaraden — âciz amalara da meccanen ekmek ve- rilmektedir. Yalnız bunlar - için 700 lira sarfedilmiştir. Ayrıca ge- çenlerde 140 fakir çocuğa elbise tağıtılmıştır. Wuğla Tütünleri Muğla, ( Hususi ) — Bu sene tün mlümüz cins ilibarile Si olduğu - için” iyi bir nefis | radaki tacirlerden bazıları ihtikâr | çürmile mahkemeye verilmişlerdi. atle satılacağı ümit edilmektedir. SON” POSTA Kayserinin Talas'ı “Şifa Yurdu,, ai Aln Bu Kasaba Bol Suya Hasret Çekiyor Talas (Hususi)- — Bizim Talas ka- sabası Kayseri vilâyetinin en şi- rin, sevimli ve büyük — nahiye merkezle rin den biridir. Vilâyet merkezine | saat mesafede — bulu- nan mahiyemiz, yarım saat kadar uzanan bağ ve bahçelerile, gü- zel havasile “Şi- fa Yurdu,, ismi- ni almıştır. Yaz mevsimi gelince Kayseri- nin ekseri yerli halkı bizim Ta- lasa göç ederler ve sayfiye gün- | lerini burada geçirirler. Gerçi [ küçük kasabamız bugün ıssız ve umrana muhtaçtır. Fakat buna rağmen şöhretli güzelliğinden bü- yük bir şey kaybetmiş değildir. Ancak emvali metrukeden olan bazı evleri satın alanlar bunları yıktırmak suretile istifade etmek istedikleri içindir ki bazı taraf- larda harabe manzaraları göze çarpıyor. Yapılmışın yıktırılması- na müsaade edilmese herhalde çok isabetli bir iş işlenmiş olur. Nazillide Ortamektep İhtiyacı Nazilli (Husust) — Son za- manlarda kazamız dâhilinde mek- tebe devam eden talebe miktarı geçen senelere nisbetle hissedi- lecek derecede çoğalmıştır. -Fa- kat kasabamızda bir ortamek- tep bulunmadığı için çocukları- mızın tahsile devam etmeleri hu- susunda müşkülât çekilmektedir. Ancak geçenlerde Ankaraya giden bir heyet burada bir Or- tamektep tesisi hususunda Maa- rif Vekâleti nezdinde temennide bulunmuştur. — Vekil Esat Bey bu temenniyi esas itibarile naza- rı dikkate almış, talebe miktarı üzerinde — tetkikat — yapacağını ve — mektebin küşadına — ka- rar verildiği takdirde bir bina istiyeceğini söylemiştir. Heyet binanın hazır olduğu cevabını vermiştir. — Esasen elli bin liraya yapılmış olan şimdiki (Beş Eylâl), , mektebi büyük ob- duğu için fazla odaları Ortamek- tebe tahsis edilebilir. — R. Öz Somada Şeker İhtikârı Maznunları Beraet Ettiler Soma ( Hususi ) — Şeker ve kahve fiatleri artlığı zaman bu- Muhakeme birçok ay evvel baş- lamış, bütün tetkikat ve isticvap- Tarını bitirmiştir. Neticede ihtikâr iddiası sabit olmadığından maz- nunlar beraet etmişlerdir. — Bs, — Talas Nahiyesinin uzaktan manzarası Çünki öyle binaların şimdi ya- l pilması çok müşküldür. Burada birkaç zamandanberi bir Ameri- kan hastahanesile bir kollej faa- liyet hâlindedir. Şimdiki hâlde alâkadar makamlardan bazı te- mennilerimiz var. Meselâ nahiyemizi Kayseriye kavuşturan yol tamir edilirse yüzümüz ve gönlümüz gülecektir. Gerçi sularımız. soğuktur. Fakat nahiye dahiline getirilmiş olan su, ihtiyacı tamamile lemin ede- cek vaziyette değildir. Bu suyun çoğaltılması Tâzımdır. Bununla l beraber — Belediyemiz — faaldir. - Finikeliler İidin Ediyosu, Suyun — azlığına rağmen — tevzi- atın idaresi çok ciddi ve iyidir. Bu noktada Be- lediyenin — gay- retini kabul ve hakkını — teslim etmek lâzınıdır. Evvelce su yü- zünden — kavga olurdu. Fakat bu- gün böyle şey- lere tesadüf ede- mezsiniz. Benim asıl — anlatmak istediğim şey, kasabamıza dokuz saat mesafede bulunan Zamanti ırmağının bir kısmının buraya ge- tirilmesidir. Eğer bu temenni husul bulur- sa hepimiz sevineceğiz ve bele- diyenin de şerefi artacaktır. Bu sayede elektrik istihsalinin de mümkün — olacağını — söylemiye lüzüm görmüyorum. Bugün su azlığı yüzünden bahçelerin sulan- madıği zamanlara çok — tesadüf edilir. Eğer armaktan istifade edersek bu mahzur da ortadan kalkacaktır. — İ, H. Yakında Türkiyenin Pirin- cini Biz Temin Edeceğiz Güzel Finikeden bir manzara Finike ( Hususl ) — Kazamız, Antalya vilâyetinin diğer kazaları gibi mahsuldar arazisile iftihar edebilir. Bilhassa bizim kazada pirinç ziraati çok ileri gitmiştir. Şimdi pirinç ziraati hususundaki faaliyet hummalı bir manzara arzetmektedir. Geçen sene yapı- lan tecrübeler çok müsbet ve ümit verici neticeler doğurmuştur. Ecnebi pirinçilerine kat, kat faik pirinç istihsal edilmiştir. 50-55 kuruşa satılan ecnebi pirinç- leri piyasadan çekilerek yerlerini 30 kuruşa salılmakta olan yerli pirinçlere terketmişlerdir. Bu sene Dimyat ve Maraştan celbedilen mütehassıslarla 10- 15 bin dönüm zeriyat yapılmıştır. Zeriyat gün —geçtikçe —daha fenni bir surette inkişaf etmekte olduğundan yakın - bir istikbalde Finikemiz Türkiyenin ecnebi pi- rinçlerine -ihtiyaç — göstermeden bütün. ihtiyacatımı ilomiıı edecek. tir. Bu uğurda gündüzlü geceli çalışan müteşebbis tüccarlarımız- dan İzzet Bey yevmiye 100 çuval işliyebilen bir çeltik fabrikası vücuüde getirmiştir. 341 hareketi arzından Finike çok zarar gör- müş ve birçok mebanisi harap olmuştur. Fakat şuna da inanma- lısınız ki kasabamız çok güzeldir ve Akdeniz kıyısının incisidir, Bu zararların -telâfisi husu- sunda| Belediyenin göstermekte bulunduğu ve göstereceği faali- yet herhalde çok mülessir ola- caktır. O zaman hariçten gelen- ler bizim kasabaya gıpta ile ba- kacaklardır. — F.N. Kütahya Valisi Kuütahya ( Hususi ) — Devlet | Şürası âzalığına tayin edilen vali- miz Nusrat Bey Ankaraya gitmiş- tir. Nusrat Bey hareketi esnasın- da büyük- merasimle teşyi edil- miştir. K Temmuz â 16 —— ——— —) 'Bir Kitabı Okurken Nurullah Ata Bazı kelimelerin tuhaf bir tecellisi oluyor: manaları iyice anlaşılamadığı için biribirine en benzemez şeylere, nadiren tak- dir ve ekseriya — tezyif — için, yapıştırılveriyor. — Kübik — keli- mesi bunlardandır; - alıştığı- mız şekillerin haricinde ne göre sek hemen “kübik,, diyiveriyoruz. Bir zamanlar yenilik iddia eden her şiire “ döcadent - dekadan ,, veya “symboliste - sembolist,, den- diği gibi. Hiçbir kelimenin asıl manası- ni ihyaya çalışmıyorum; böyle bir şey hem faydasızdır, hem de doğru olmaz. Halk kelimeyi alır, uzun veya kısa bir müddet onu istediği manada kullanır, onunla oymar. Sonra kelime ya aslından az çok uzak bir mana ile yerleşir veyahut unutulup gider. “Deka- dan,, unutuldu, “ sembolist ,, her iliğe yapıştırılan bir etiket zrııdışhnykı::::uldu. “Kübik,, te bir gün büyük kütle üzerinde manasının iyice kavranılamaması ve ahenginin tuhafça olması ile iera kettiği sihri kaybedecek, belki ancak ©o zaman san'at ta- rihçisinin tayin edeceği mana ile kullanılacktır. Yani artık kulla- nılmıyacak, hergün — kullanılan dilden çıkacak, sadece kitap- larda ve küçük bir zümreyi alâkadar eden münakaşalarda ge- çecektir. Bunları Çubukçuzade M. Sıt- kının “İleri - Geri ,, (1) isimli ki- tabında “Edebiyatta Kübism ,, parçasını okurken — düşündüm. Sıtkı Bey diyor ki: “ Beklenen san'atkâr, Türk gençliğinin şuurlu vicdanında ya- şıyan bir heyecan varsa o heye- canın ilk şiirini yazacak. Bek- lenen san'atkâr, edebiyat çöllerinde — derin — bir — ih- tiyaç ile sendeliyen — yolculara milli şürin ilk mısramı terennüm edecek... Ve beklenen o san'al- kârdır ki, belki “ Kübik ,, bir ııkbluı plânının ilk hatlarını çizip bize verecek. ,, Görülüyor ki, Sıtkı Bey de “ Kübik ,, ten bahsederken bir şekil kastediyor. Şiirin cevheri değişmiyecek, ancak — vezninde, şeklinde bir fark olacak. Halbuki * Kübism ,,, milli san'at yapmak iddiasından o kadar uzaktır ki! (2 Bunları Sıtkı Beye itiraz 0- sun diye söylemiyorum. Bilâkis kitabı çok hoşuma gitti. Milli mücadele zamanına ait hatıraları- nı anlatırken de, mensur şüiirler yazarken de, — hikâyeler — söy- lerken de, birtakım — mesele- ler hakkında düşündüklerini kay- dederken de ifadede bir titizliği var. Cümlelerine ir eda veriyor ve hemmuwhm asla gelişi güzel yazmıya, İâübaliliğe düşmüyor. Kitabının bir yerin- de: “Ben devrinde ve diya- yında biraz güç ve geç am- laşılacak kimselerden olduğumu kendim bile geç anlıyabildim ,, diyor. Demek ki tanmmamağa, anlaşılmamağa — razı oluyor. Bir gün içinde parlayıp geçmiyecek eserler yazmak için isan evvelâ | bu hikmete erebilmelidir. 1 ÜYT eit Mül Mecmua matbaası 50 İi | Z) Gerek kübism, gerek diğer yeni | gan'at'cereyarıları için vazıh bir fikir edine mek tatiyenlere İsmail Hakka Beyin *Des mokrasi ve şan'at * el Glkimalıdır. Kamaat Kütüphanesi.

Bu sayıdan diğer sayfalar: