28 Temmuz 1932 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5

28 Temmuz 1932 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Siyaset Âlemi Almanyada Son Vaziyet Nasıldır? Berlin 28 — Alman Harbiye Nazırı Jenral Şalayşer bir nut- kunda demiştir. ki: Son haftalar zarfında kendilerinin demokrasiye mensup olduklarını iddia eden ve fakat vaziyetleri icap ettiği takdirde hemen süngü kuvvetine müracaat —eden — politikacılara nazaran daha askerce hareket ettim. Almanyanın emniyet ve selâ- metini temin için iki çare vardır. Ya komşularımız Versay Muahe- desinin Almanyayı mecbur ettiği nisbette — silâhlarından — tecerrüt etmelidir. Yahut ta Almanya ordu sunu yeniden tensik etmelidir. Hitlercilerle Komünistler Arasında Essen, 26 — Hitlerciler ile Komünistler arasında Essen ci- varında Köternbergde şiddetli bir müsademe olmuştur. Karşı- hklı tüfek ateşi açılmıştır. Bir Hitlerci ağır surette yaralanmıştır. Birçok Komunist tevkif edilmiştir. Bir Gemi Battı 69 Kişi Boğuldu Berlin, 27 — Nizobe ismin- deki Alman mektep gemisinin uğramış. olduğu kaza, 69 kişinin ölümüne sebebiyet vermiştir. Bahriye idaresi gemi rakip- lerinin hepsinin de dalgalar ara- sında telef olduğunu söylemek- tedir. Kaza, dün sant 15 ile 16 ara- sında vukubulmuştur. Gemi, Bal- tık denizinde müthiş bir fırtına neticesinde bir iki dakika içinde batmıştır. Kocl ve Koenigsberg kruva- zörleri ile birçok ufak cüzütamlar kaza mahalline gitmişlerdir. Kaptan Ruhfus, kazadan kurtulanlar ara- sındadır. Kazazedelerden birço- ğunun imdada koşulacağı ane kadar süyun — sathında tatunabil- meleri Ümit edilmektedir. İki deniz — tayyaresi, tahlis ameliyelerine İştirak etmekledir. Nizobe'un mürettebatı 100 kadar olup 6 sı zabit ve 50 si staj görmekte olan zabit namzedi idi. Gemi 500 ton hacminde idi. Manevra yapmakla meşgul - idi. 40 Kişi Kurtarıldı Kiyel, 27 — 40 kazazede bir İngiliz gemisi tarafından kurta- rılmıştır. Bahriye Nezareti 69 kişinin resmen boğulmuş oldu- ğunu beyan etmektedir. TEFRIKA NUMARASI: 19 Gorgülof, Mahkemede Gayritabit ler Gösteriyor Evamiri AşereyiOkuyor Gorgulof Muhakesinin İkinci Celsesi Paris, 27 — Müteveffa Reisi- cümhur Dumerin katili Gorgulof muhakemesinin ikinci gününde şahitler ve mütehassıslar dinlen- miştir. İlk dinlenen şahit Lazarof, Rusyada mahpus kaldığı L ay zarfında Gorgulofun kendisine yaptığı — işkenceleri anlatmıştır. Maznun bu ifadenin yalan ve caniyane bir - tahrik olduğunu söylemiştir. Maznün, yeşil fırkanın ve ye- şil ordunun mahiyetini izah eden Çarlık donanması zabitanından M. Piparisin ifadelerini de pro- testo etmiştir. tir ki: — Gorgulof gibi iyiyi.ksîü- yü tefrika mâni olmiyan bir cine netle malül olan ve delilikleri ile anormal zihniyetleri cemiyet için tehlikeli bir unsur bulunan kimseleri bilâhare tecziye etmek- tense daha evvel mahpus - ve mevkuf cahtır. Bu gibi adamlar cemiye- tin haricine çıkarılmalıdır. Bu sırada Goörgülof ayağa kalkarak dünkü - celsede olduğu gibi “Mefküremi kurtarımz,, diye Çzr * |İngiliz Gazeteleri Gorgulofun vekili Metr Hanri Jero müekkiline: — Susunuz susunuz, bırakın doktor söylesin, o sizi kurtarmıya çalışıyor diyordu. Uzun bir heye- çan devresi geçti. Gorgulot şöyle haykırdı: — Şimdi ölebilirim, bu adam beni anladı. Dr. Tuluz mütalea beyanın- dan istinkâf etti. Sen Akli H astalıklar hasta- nesi Doktoru Mogren Logre'nin beyanatını teyit etmiş ve Göor- ofon, aklı başında manyaklar- olduğunu söylemiş ve maz- ::ıııııı “dğ:ınlgi ishale,, tutulduğu- tmiştir. ” ;ldlü'l.elıeıını:lmn şehadeti hi tam — bulunca Gorgülof - ayağa kalkıış ve celsenin hltı.ınmdı gü- rültüler arasında evamiri aşereyi tmiştir. teh"'"Bi,rl:ırğ.':iıî seviniz, —ailenin temeli olan vıldeniı_i ve .ccmiy..- tin temeli nlı: ailenizi — sevi- ÇOCUKLUĞUM Meşhur Rus Edibi Maksim Görkin At gibi burnundan nefes alı- yor, kafasını iki yana sallıyor ve büyük babama karşı kölü lâkır- dılar homurdanıyordu. Onun bu çocukça samimiyeti derhal benim ,kalbimi kazanmıştı. Kendisini çok sevdiğimi söyledim. O da bana okadar sade ve tabii bir surette tevap verdi ki unutamıyacağım : — Ben de seni çok seviyorum yavrum! Onun için değil mi ya bu kadar acıya tabamanül ettim. Bu- nu bir başkası için yapar mıyım in hayat romanı Muvaffak ürk Çeviren : :.ı:ıı:;iyy:ıwıı? Yoksa düşünmem bile! Sıksık kapıyı gbıliyer;k :ndnı öğretmiye başladı ; y."f.Egr;ı birg;ılıı dayak yiyecek rsan vücudünü öyle germemelisin, Anladın mı ? Eğer kendini sıkacak olursan acı iki misli daha çok duyulur.. Vücudünü lımımil_e kendi haline bırakmalı, pelte gi- bi serilmelisin. Vücudunu da şişir- mek doğru - değildir. Daima bütün kuvvelinle nefes alarak olur <a GEĞBÜm a Z Şahit doktor Logre demiş- bulundurulması mürec- | &——— -. SON POSTA Hat p: — Muhlerem arkadaşlarımın kendi noâtal nazarlarına göre yerden göğe kadar hakları oldağu şüphesizdir. Maalesef şunu arzetmeliyim ki, Ottava Konferansı Ve Ottava — konferansındaki — İngiliz heyeti azası arasında noktai na- zar ihtilâfları Mevcut olduğuna, ihtilâfların mezkür heyetle Do- minyonlar heyetlerini — tefrikaya düşürmekte bulunduğuna, ve hatta Dominyonlar arasında da ihtilâf zuhur etmiş olduğuna dair olan şayiaların tevlit etmiş olduğu bed- binane intibaın ehemmiyetini tah- file çalışmaktadır. Ot&tavadan — alinan — haberler pek yakında Ottovada mühim itilâlar aktedilebileceğini göster- mektedir. Lendra 27 — İngiliz gazeteleri —a niz. , Metr Jero müekkilini güç- lükle susturabilmiştir. Muhakemeye çarşanba günü devam — edilecek — ve Madam Gorgulof dinlenecektir. Bundan sonra müddelumuminin iddiası ve müdafaa vekillerinin müdafa- ası dinlenecek ve karar verile- LıDiiştü Ve Öldü morrae— — - Hak Ü d | e İştrak etmiyorum! Bir Tayyareci Viyana, 27 — En mükemmel Avusturyalı tayyarecilerden Poliç Viyana yakininde tayyresi — ile cambazlıklar yaparken ömlütür. Tayyarenin bir kanadı kop- muş ve tayyare 300 metreden düşmüştür. Tayyareci, paraşütünü kulla- namamış ve hemen telef olmuş- tur. Harict Haberler Burada bitmedi. Lütfen 12 inci sayfada okuyunuz Sovyet Setirinin Bir Talebi Paris 27 — Buradaki Sovyet sefiri, muhakeme safahatını takip için kendisinin veya sefaret kâ- ı tiplerinin birinin mahkemede ha- zir. bulünmasını — istemiştir. Bu talep is'af edilmiştir. Sefir, muha- | keme osuasında hakimlerin ar- | kasında oturabilecektir. t Sayfa L Gönül İşleri Erkeğin Fendi Kadını Yendi Şimdiye — kadar — darbimesel olmuştu. Kadının fendi erkeği yendi, derlerdi. Bununla kadının zekâsını, hilekârlığını, kavgacılı- ğını murat ederlerdi. Fakat bugün bu darbımeseli tersine çevirip “erkeğin fendi ka- dını yendi,, diye biliriz. Bu hük- | mü neden veriyorum biliyor mu- | sunuz? Son senelerde buhranmın tesirile İnikâhlı evlenmeler azaldı. Nikâhsız | evlenmeler çoğaldı. neler | Hangi genç kızı görseniz evlenmek ümidile bir gençle tanıştığını, sonra buh- ran dolayısile evlenemediklerini ve şimdilik beraber yaşadıklarını öğrenirsiniz. Filhakika gençler buhran ve- silesinden istifade ediyorlar. Sev- diklerini uzun müddet ümitlerle aldatıp avutuyorlar. Nihayet kız nişanlanmak, yahut evlenmekte ısrar ediyor. O vakit genç buh- randan bahsediyor, parsızlığından bahsediyor, kazancının azlığından bahsediyor. Hulisa bin bir sebep icat ediyor ve evlenmeği tehir ediyor. Fakat artık her yerde beraber görülmüşlerdir. Münasebetleri işitilmiş ve öğrenilmiştir. Ayrıl- mağa da lüzum ve imkân gör- müyorlar. — İleride nikâhlanmak Üzere serbest yaşamayı tercih edi- yorlar. Bu suretle memleketimizde yeni tarz bir izdivaç şekli doğu- yor. Gençler arasında bu kabil birleşmelere pek çok tesadüf olu- nuyor. Fakat bu İşte kadın erkeğin zekâsına ve oyununa kurban olu- yor. Eerkek bu serbestiden isti- fade ederek kadını her zaman boşamak imkânma maliktir. İste- diği zaman çantasını ahp evi ter- kedebiliyor. Aile müessesenin hiç- bir mes'uliyeti onu ezmiyor. îo— cuk yapmıyorlar. Bu suretle bir nevi — serbest hayatı yorlar, — Fakat ..klıeı y.lı.i; bir teminat vermiyen bu tarzı ha- yat kadın için tehlikelerle dolu- dur. Kadın yarın yarıda bırakıla- bilir. O dirde bir zarar ve ziyan istiyemez. Artık başkusile de evlenemez, Bütün hayatı ze- hirlenir gider. Bu sebeple genç kızlarımıza müteyakkız ve ihtiyatlı olmalarını tavsiye etmek isterim. Seviniz, fakat boş hulyalara kapılıp ileri gitmeyiniz. ve bilhassa izdivaç vaitlerine aldanıp kendinizi uçu- ruma atmayınız. HANIMTEYZE EETÜRLİN — PERŞEMBE 31 Gün- 28 Temmuz - 932 kar Si | Arabi Rumt! M-Reblülevval- 1361 |15 Temmuz-sene- D3 »!ıkh Ezmal 'lll! Vak't |Exanli İvas 't W Günsş (9 21 4 Salakşamlız — | Va 20 | Öğle (4 4012200 Yatsı |1 e 21 n İktndi | & 46 13 17) Smak İT 13 1 05 cektir. bi TTT ÜTT w ——— ae ciyak ciyak bağırmalısın. Bütün meli, daima kamçıya doğru atıl- | bağırmıyordu. O bulunmadığı bunları hatırından çıkarmal, Sana çok lâzım olur!. “Benibir daha döverler mi?,, ” diye sordum. Çingene — yavrusu sükünetle “şüphesiz! » dedi. “Tabil dövecek- hattâ sıksık — düvecekler.,, — Neden? — Büyük baban bunun için herhalde bir sebep bulacaktır, Yine kapıya bakm.ya devam ederek nasihatlarine devam etti: Eğer yukardan aşağıya vurur da, değnek bütün uzunluğu ile vücuduna değerse hiç kıpırdama- dan, pestil gibi yerinde serili dur- malısın.,Demin söylemişlim. Fakat eğer — kamçıyı kendine çekerek şaklatarak, yandan yapıştırırsa, daima vücudunu ona doğru çek- ler, Hi Dekea li e el A aö »| fifletecektir. malısın.. Bunlar dayağı çok ha- Şaşı kara gözleri parlayarak» devam etti: — Ben bu işten polis komi- serinden daha çok anlarım. Be- nim derimden, çocuğum, döğüş eldivoni yapılsa lâyıktır. Onun neşeli yüzüne bakarak büyük annemin masallarındaki kahramanları düşündüm: Çar oğlu İvan ve deli İva- noşka.. çapkınca n B Bacaklarımın üstünde dura- bilecek bir hale gelince aşağıya indim. Çingene yavrusu evin için- de başka bir mevki almıştı. Bü- yük babam ona oğullarına kar- şı oldğu gibi Sık sık hiddetle Bi vakit burnunun altından gülerek ve başını sallıyarak derdi ki: çocuğun — altın* gibi elleri var!.. Tali bilir. Söylediği- me Jdikkat ediniz! Bu, bir gün gelecek ki büyük adam olacak, Amcaların da çingene yavru- suna karşı samim! ve bürmetkâr davranırlardı, ona, ustabaşı Gra- göriya — yaptıkları — şakalardan yapmıya cesaret — edemezlerdi. Hemen her akşam ustabaşıya kötü bir oyun oynanırdı. Maka- sının sapını kızdırırlar, oturduğu iskemleye iğine sokarlar veya altından çekerler, işinin arasına renkli paçavralar koyarlar ve yarı kör adamın bunları da beraber dikip büyük babamın tekdirine maruz kalmasına sinsi sinsi gü- lerlerdi. ( Arkısı var )

Bu sayıdan diğer sayfalar: