14 Ağustos 1932 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8

14 Ağustos 1932 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SON POSTA Abd llıamit Bir Gün Hamamda Yıka- nırken Kendisine Bir Jurnal Getirdiler Müuharriri xW Her Hakkı Mahfuzdur HY Ci Demiş. Paşa, bu teklifi bir- denbire kabul etmiyerek: — Bu gece düşüneyim, yarın gevap veririm. Diye mukabele etmiş... Ertesi gün gelen reise de aynen şu sözleri söylemiş: — Düşündüm, taşındım.. Kaç- mak için bir sebep bulamadım. Davacılarımı beklemeyi ve on- larla muhakeme olmayı - tercih ediyorum. Binaenaleyh, ben, kaç- mıyacağım... Ve, hakikaten kaçmadı. Diğer bazı Abdülhamit bendegânile be- raber Midilli adasına teb'it edildi. Ragıp Paşa, orada da boş dur- madı. — Diğer — menfiler, — âtıl bir hayat geçirirlerken, © ü- caret — işlerile —meşgul — olmya başladı. Piyasada mevcut olan xeytinyağlarile —sabunları - topla- di. — Bunlarla — mühim — iktısadi oyunlar oynadı veo menfa haya- tında da para kazandı. Fakat talün çok garip bir cilvesidir ki bu kadar servetü sü- man, Paşayı bir gün bile mesut etmemiş.. — hayatm —her türlü ezvak ve huzuzatından tamamen mahrum bir halde ömür geçiren Ragıp Paşa, nihayet teverrüm ederek” o” muazzam — köşkünün muzlim bir odasında hayattan göçmüştü. Seccadecibaşı İk ( Seccadecibaşı, —Hasan Elendi ) — Abdülhamidin — eşki emektarlarındandı. Efendisini pek . çok sever ve her vesile ile em- niyet ve itimadımı celbederdi. Nitekim, bu oğurda hayatını fe- da etmiş ve çok feci surette can vermişlir . Bu adamın başlıca vazifesi, Abdülhamidi hamama sokmak ve yıkamaktı.. Bir sabah Abdülha- mit, bermutat hamama gelmiş, soyunmıya başlamış. Hasan Ef, de hemet ipekli futasını önüne kuşanmış, her zaman olduğu gibi efendisini önüne oturtup yıkamıya — hazırlanmışlı. Tam ©o anda kapı vuruldu, (fevkalâda müstacel) diye içeriye, birijurnal Fotoğraf Tahlili Kuponu Tabiatinizi — öğrenmek — istiyorsanız fotoğrafınısı S adot kapoön ile bir- / Tikte gönderiniz. Fotoğrafınız sıraya tâbidir. ve lade editmez ————M———ML—L———. — İsim, meslok veva kan'at? İ ! Bulunduğu hleket , Fotoğrafın klişesi BO kürüşlük | Pinum kabilinde gönderilebilir Kızıl Sultan Bunu Okuyunca Dehşetle Titredi uzatıldı... Hısın EF. jurnalı ıld Hünkâra takdim etti. Abdülhamit, jurnalı okur okumaz, evvelâ, banyo. nun içini dolduran ve buram buram | dumanları çıkan sıcak — suya ve sonra da Hasan Efendinin yüzüne baktı. Müteessir ve öfkeli bir hal alarak tekrar giyinmiye başla- dı... Hasan — Efendi, şaşırarak sordu: — Yıkanmıyacak mısın ketlim?.. Abdülhamit — mütereddit dargın bir tavırla cevap verdi: — Mayır, ben, yıkanmıyaca- ğım. Sen de önündeki futanı çıkar; hamamdan beraber çıka- cağız. Hiçbir şeye elini sürme, Hele, banyodaki suya hiç do- kunma, Suyu - tahlil ettireceğim. Hasan EF, işi anladı. Kaşlarını çatarak ciddi bir vaziyet aldı: — Suyu mu tahlil ettirecek- sin padişahım. — Evet.. bugün yıkanacağım suyun zehirlendiğini ihbar edi- yorlar. O zaman Hasan Efendi, fev- kalâde mütcesir oldu.Senelerden- beri Abdülhamide karşı beşlediği sadakatin bu suretleşüpheye düş- meşinden müevellit bir teessürle hemen banyonut yanına atılarak şev- ve hayet bunu da uydurdular ha. Bak bakalım padişahım.. Bu su- mu zehirli.., Diye haykırmıya başladı. Ab- dülhamit, bu sadık bendesinin kaynar suları, avuç avuç içtiğini ğgürünce hemen koşmuştu, onun bileklerinden tuttu.. — Ne yapıyorsun... başlayacaksın. Diye daha fazla mani — oldu. Ve artık, Hasan | Efendinin bu sadıkane muamele- Mideni A SEM oe Ka 14 Ağustos Pazar Istanbul 19,5 alaturka saz, Bedayi molou, sıki hey 21 alaturka ile arkadaşları taralından Bükreş metre BOL taralınden Bey kesira, studyoda saz, İanbil gramofon, Roma — (AMA metre ) 21,45 ( Milâ- n6 ) dan bakil. Prağ 158 metre ) | 21 şen orkestra, 28,90 Viyana BUT metra lereho singt isminde Üüç perdelik bir D dans havaları. 50 metre) 91 Çeribaşı ia- lmanın bir opereti, 'a H metre) 21 ı konseri, 23 dans havaları, l Berlin — ( 16385 metre ) 21 Viyana öperet, Peşte minde 13 halk dan naklen bir operet, temsili mütcar kıp dans havaları , | sinden | soyundu. | verildi. mer | başı birkaç gün sonra feci bir | teşhir edilmiştir. avuçlarını suya — daldırıd, hem, avuç avuç içmeye hem de: — Bu su mu zehirli.. Bu sw- | mu zebirli... Alçak herifler.. Ni- | içmesine | ve sıhhat şahadetnamesi ile üç (1200 metre ) 18 Gra- | mas | mahcup — olarak — tekrar Yıkanmak için onun önüne oturdu. Hasan Efendi, bu kaynar sır ların boğazını, midesini ve bar- saklarını haşlamasından mütevel- lit astırabı. Efendisinden sak- hya saklıya öonü yıkadı, ha- mamdan çıkardı. Fakat kendisi gittikçe Fenalaşarak, düştü bayık dı... Hemen — doktorlara haber Bir — sediye — içinde evine naklolunaran tedavi edik di. Lâkin yapılan tedavi müs- olmadı — ve — seccadeci surette can verdi. ( Arkııı var ) " Hicazda - Asilerin Reisî Yakalandı. Derhal Başı Kesildi Şam, (Hususi) — Hicaz Kıra- h İbnissuauda karşı isyan eden İbni Rafade ve avenesile Hicaz ordusu arasında vukubulan son kanlı bir muharebede İbni Rafa- de mağlüp ve perişan — olmuş ve yakalanmıştır. — Asilerin reisi İbni Rafade ile iki oğlunun der- hal başları kesilmiş ve halka Bozgun veren diğer asi kuvvetler de şiddetle takip edilmektedir. Çocuk Bakımı Himayei Bitalin: Mektebine Talebe Alımıyor Ankara, 14 (Hususi)— Hima- yei Etfal Cemiyetinin Ankarada Keçiörendeki — Çocuk — Bakıcılık Mektebine talebe kayit muame- lesi başlamıştır. Mektebe ilkmek- yaşında bulunan hanım kızlar alınmaktadır. Kayit için hüsnühal fotoğraf göndermek lâzımdır. aa ze y eee ee ye LA e R AA YA AAA RALAA AA AAA rREPARALAEKLARAA RADYO HLR . ü aF e kaer a ka DA AA eee a se eee bekkadeser AA AAA m A rA A 15 Ağustos Pazartesi İstanbul — mofon, 1800 metro ) gramolo © oalaturka sa Bükreş — ( 291 metra ) 20,45 kuvarteti, 21,15 sa'on orkestası. Belgrat tra) S1 MİNE — bil- giler, ptan nakil, 2830 dang havn Roma — ( 441 mstro ) 21 gramofon, 88 Böktem oporası, 483 metre) S0 cazbani, 21 a — (ST matra) 21 yen müsl- 5 dans havaları, Peşte (C550 metra ) 20,15 kabara, 21,90 Macar şarkıları, 29,15 ko oT Mozardan parçalar. Varşova — ( 1411 matre ) 21 akşam könaeri . Berlin — (1635 metre) 20. Siyasat sahneleri, 21 Helgoland İsminde bir komedi, S? Kolduüyadan maklen sonfoni. Ağustos 13 /| Sanayi Mi, H Günün Maeselelerinden ı Ziraat Mi? Ziraat Memleketi Ne Demektır, Bir Ziraat Memleketini Muvaffakıyete Götüren Şartlar Ne Gibi Şeylerdir ? sayfada ) in kalem ( Baş tarafı | inci bu telkiki sahibine bırakıyoruz: söÖzü, Vaktile bir gazete ortaya bir | mesele attı: Ziraat Mi, Sanayi Mi? Bu meselede, müspet cevap birinci suale verildikten sonra da iktısadi buhran çareleri arasında zürraa yardım edilmesi ve buğday fialinin — yükseltilmesi — tavsiye edildi. Evvelâ — memleketin — ziraat memleketi olduğu bir mütearife şeklinde tekrar edilmekte olma- sına rağmen mesele okadar ba- sit değildir. Çünkü bir milletin siyasi ve iktısadi bütün faaliyet- lerini üzerinde toplıyarak tayin edeceği istikamet, halde ve is- tikbalde çok mühimdir, çok: te- sirlidir. Bu meseleyi halletmek - için düşünülecek noktalar şunlardır: | — Ziraat memleketi ne demektir? Milletlerin — tekâmül tarihinde bu vaslfın esasi kıy- meti nedir? 2 — Bu vasıfları haiz millet- | ler medeniyet hayatında mes'ut, mürelfeh ve müterakki midirler? 3 — Bir ziraat memleketinin muvaffakıyet şartları nedir? Biz bu şartları haiz miyiz? Bu noktalar taayyün ettikten sonra ucuzluk ve bolluk buhra- nından dolayı buğday fiatinin yükseltilmesi faydalı mıdır? dü- şünebiliriz. Evvelâ ziraat memleketi de- mek, içtimat ve iktısadi faaliyetin kuvvet ve sermayesini en çok ziraate vererek hayatını ve istik- balini ondan bekliyen memleket demektir. Tarihi tetkik edersek görürüz ki 15 inci asra kadar ÜBT tarap' 1 İkcl sayfada ) vetin bir hükümet devirme te- şebbüsünde — bulunmıyacağı — da anlaşılmaktadır. — Müsellâh, ya- ni Aaskeri — kuvvet, muhalif partinin intihabatta gale- bisi halinde, kırallık hareke- tine karşı tümhuriyeti müdafaa ve muhafaza için faaliyete girişe- cektir. Denildiği gibi, muhalif parti ortaya bir rejim meselesi çıkarır ve kırallık rejimi lehine temayül gösterirse memlekette büyük — kargaşalıklar çıkmasını beklemek doğru olur. Fakat muhalif parti kırallık meselesini mevzu — bahsetmezse tabil vaziyetin değişmesi bekle- nemez. Bununla beraber bu se- neki intihabat, rejim meselesi mevzu bahsolmasile çok şiddetli ve heyecanlı olacaktır. Muhalifler, iktidar — mevkiini kazanmak için vaziyeti çok mü- sait bulmakta ve bundan istifa- deye bütün gayretlerile çalışmak- tadır. Yunanistanı bugün kıvran- dıran iktısadi buhranı Venizelos insanlık, hayatını hep böyle ya- şadı. ÖO zamana kadar her mem- leketin iktısat işlerinde ziraatten daha büyük amil yoktu. 15 inci Aasırda Amerikanın keşfi, deniz aşırı ticaretin genişleme- si bu vaziyeti değiştirdi. Ti- carete de ziraat kadar ehemmi- yet verdirdi. Fakat bu ehemmi- yet deniz ticaretine müsait olan sahilleri geniş, limanları muba- fazalı memleketlere mahsustu. Nihayet buhar kuvveti keşfe- dildi, ve buharın hareket ettirici kuvvet olarak kullanılamsı imkâwı bulundu; o zamandan itibaren sa- nayi dev adımlarile terakki etmi- ye, medeniyet nihayetsiz bir sı- rette yükselmiye, İnsanın ihtiyaç- ları da o nispette çoğalmıya baş- ladı. Sanayi medeniyetin, medeni yet ihtiyaçların, ihtiyaç ta sanayi de bir kat daha terakkinin amili oldu. Bilhassa elektrik tatbika- tından, yani 19 uncu asırdan itibaren medeniyetle sanayi biri- birinin doğurucusu, — biribirinin zaruri şartı haline geldi. Oka- dar ki makinenin girmediği yer kalmadı. Bu arada zirmat te sanar yileşmiye başladı. Tarlayı çiftlik, çiftlikleri gayet büyük - islihsal şirketleri takip etti. Bugün de beşerin ilerlemesi ayni istikameti takip ediyor. Taribin şu akışı ispat eder ki insan medeniyet hayatında ancak makine sayesinde ve onu bubk duktan sonra yükselebilmiştir. Yani medeniyet makine ve sa- nayi demektir. Ziraatte — bile hangi me:aleketin istihsal usulleri sanayileşmişse müterakki o mem- lekettir. Şu halde medeniyet ha- yatında yüksek bir mevki almak istiyen her memleketin emeli sanayi olmak lâzmgelir. (İklnel makale yarın ) Yunanistanda Buybuk tebi ikmal etmiş asyarl on sekiz | Korku Günleri Yaşanıyor hükumehnm beceriksizliğine at- fedenler çoktur. Büyük halk kütleleri, drah- minin düşmesini ve diğer biçim- siz vaziyetleri, hükümetin kaba- bati olarak telâkki ediyor. Fakat hükümet fırkası bunların hiçbi- rini taksirat olarak kabul etmiyor ve iktidar mevkiini elden kaçır- mamıya çalışiyor. İşte bundan dolayıdır ki inti- habat mücadelesi çok — şiddetli olacaktır. Bu gürültü esnasında büsbütün başka vaziyetler ihdas etmek istiyenlerin ortaya atıla- cağını tabii görmek lâzımdır. *A Bitlis'te Yılmaz kitap evi ve pazarı Sürat, inlizam, ehveniyet

Bu sayıdan diğer sayfalar: