23 Ağustos 1932 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 1

23 Ağustos 1932 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 1
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

| Ükukın GÖZO < HAFKİSSKUL AĞ n_ıyı.xuşı DİLt? fene 3 — Nos (47 Yazı işleri tüleleiğii l.ıııu — 20203 u...ı.ı..ı ı.ı.o... Lıı.ııı - ızm.ı FlıH 5 kır' Tü rkiye,Lehistan Ve So et( ) Anlaşmasından Bahsedılıyor On Ti Bekçi, Sayısız Bir Romen Gazetesının Neşriyatı Sarıklı Ve 57 Bin Çlf'tç' Bükreş, 23 (Hususi) — Elyevm — Türkiyede — bulunan ve Ankarayı'da ziyaret eden Lehistan Hâriciye Nezareti Müsteşarı M. Bekin seyahati etrafında mühim şayialar devren etmiye başlamış- tır. Burada intişar eden ( Guren- tul ) gazetesi, bu münasebetle şayanı — dikkat bazı- neşriyatta bulunmaktadır. Bu gazeye göre Lehistan Ha- | riciye — Nezareti Müsteşarı M. Bek, kendi hükümeti namına Türk hükümeti nezdinde mühim bir yazifenin ifa ve intacına memur bulunmaktadır. Bu gazeteye göre, Lehistan ile Sovyet Rusya ara- sında kısa bir müddet evvel akit ve imza olunan ademi tecavüz misakına müşabih bir. Türk-Leh misakı tanzimi Lehistan hariciye müsleşarının — seyahatini — intaç eden en mühim sebeptir. Ayni gazete dikten sonra şu şayanı dikkat tnınlı:yı de ilâve etmektedir: Bu Ay ylardan Sonra Me dana Çıkan Mühim Bir Mesele bu haberi ver- | ll | Nazırı Mırı.ıl Pilsudski Gaz Ve Benzin Kumpanyaları Aleyhinde Çifte Müracaat Yapıldı Ticaret Komliseri Bahri Bey Aylardanberi büyük bir dert şeklini alan gaz ve benzin ihti- kârıetrafındaki şikâyetler, nihayet şayanı dikkat bir hâdise ile patlak verdi ve mesele şu dakikada Adliyeye intikal etti. İlk şikâyet- ler, hiçbir sebep yokken gaz ve benzin fiatlerinin fırladığı ve fır- atıldığı şeklinde idi. Üç ay kadar evvel yapılan bu şikâyet Üzerine ticaret bomiser- liği tarafından tahkikat yapı- mış ve komiser Bahri Bey 12 haziran tarihinde yazdığı bir ra- | porda bu iki maddede fiat yük- sekliği olduğunu - tesbit etmiştir. Komiserlik bu raporu ticaret mü- dürlüğüne vermiş, müdürlük ti- caret odasına göndermiş, rapor odada birtakım meclis ve komis- yonları dolaştıktan sonra birtarafta | fiatlarında gayritabil takılıp kalmıştır. Fakat bu suretle de tamam iki buçak ay geçmiş- Ticaret Müdürü Muhsin Bey tir. —Ancak ticaret komiserliği iki buçuk ay evvel verdiği ra- pordan el'an bir haber çıkmadığını görünce evvelki gün resen ve şah- sen müddeiumumiliğe müracaat etmi ve şehrimizde iş yapan dört gaz kumpanyası — hakkında — ihtikâr kanunu mucibince tahkikat yapıl- masını bildirmiştir. Bu müracaat üzerine ayrıca ticaret müdürlüğü de adliyeye bu yolda bir müracaat yapmıştır. Müracaatin esası, gaz ve benzin bir yükse- liş olduğu şeklindedir ki, bu tak- dirde fazla olarak alınan para tamamen halkın cebinden çık- maktadır. Haber aldığımıza göre Müddeiumumilik meseleyi tetkik etmiye başlamıştır. Haklarında takibat yapılması istenilen kumpanyalar şunlardır : Türk Petrol Limtet, Sokoni Vakum, Azyatik, Romanya - şirketleridir. aasakın bır Türk - Leh - Rus it- tifakına yol açmasını beklemek lâzımdır. Fakat siyasi ” mehafil ( Cürentul ) — gazetesinin bu ha- berini büyük bir ihtiyatla karşi- lamaktadır. Diğer taraftan son dakika- da Paristen gelen bir telgraf, Avrupa siyaset ufkunda çok şa- yanı dikkat bir iz bırakan mühim bir haber getirmiş bulunmaktadır. Bu habere göre, Lehistan or- dusunu tensik etmiye memur olan zat, askeri mütehassıslarıniın mu- kavele müddetleri hitam bulmuş, bunlar — memleketlerine — gön derilmişlerdir. Bu hâdise Lehistan ve Rusya anlaşmasının başlangıcı olarak addedilmekte ve siyasl mehafilde bu hâdiseye — fazla ehemmiyet verilmektedir. * M. Bek dün Ankaradan şeh- rimize gelmiş ve Leh sefaretinin ehistan Başveklli Ve Harbiye| misafiri olarak Tarabyaya git- miştir. a " L sicüaklar Bekçiler Şöyle | Bagırıyorlardı. Bre Kuma Kaçh Ha, Vardı Ha, Tut Ha... Eski devirde Alayköşkü ve Babıali susiyetleri arasında, başlı başına birer tetkik mevzuu olanlar okadar çoktur ki, — bunlari tamamen araştırmak, bulmak ve tetkik etmek için bir ömür I kâfi değildir. Biz bu hutusiyetlerden kasım kisim bahsödeceğiz. Dün Dör- İstanbulun eaki devirlere ait hu ı “İ düncü Murat zamadında şapılan esnaf Pqtede Bir Gıınde 24 Kişi Çıldırdı Peşte (Hn-i) — Ayın on sekizinci günü sıcaklar pek ziyade şiddetli olmuştur. Zabıta raporla- rına göre, o gün Peştede yirmi dört kişi - çıldırmıştır. Doktorlar, bunu, sıcakların şiddetine atfet- mektedirler. Şeker İşi Mes'ullerin Meydanı Çı- karılması İçin Uğrışılıyor Avrupadan gelen şeker mek- tuplarının — fiatleri üzerinde ba- zi tacirler tarafından — tahrifat yapıldığı hakkında şikâyette bu- kanul yazmıştık. — Ticaret odası bu mesele hakkında ehem- miyetle tahkikat — yapmaktadır. Avrupadaki şeker - fabrikalarına müracaat edilerek hakiki fiatler öğrenilecek ve bunu müteakıp hâdisenin — mes'ulleri - hakkında tahkikata girişilecektir. Kitap Sergisi Halk Evi Bu Hayırlı İş İçin Hararetle Çalışıyor 30 ağustosta Beyazıt meyda- nında tesis edilecek olan Kitap Sergisi için Halk Evi hararetle çalışmaktadır. Sergi Darülfünun bahçesinde, iki sıra Üzerine ku- rulacak — kitap — pavyonlarından teşekköl edecektir. Sergi çok cazip olacağı için halkın büyük bir rağbet — göstereceği ümit edilmektedir. Sergide bütün ki- tapların teşhirine imkân verilmesi temin edilecektir. resmi geçidinden — bahsetmiş, fakat, bitirememiştik. Eski devrin en büyük hâdişelerinden biri olan bu geçit res- minin —mütebaki kısmını da — bugün beraberce söyredolim 1 12 bin bekçi bir arada O tarihte İstanbulda 12 bin bekçi vardır. Geçit resmini yapan alayın mühim bir parçasını teşkil eden bu bekçi ordusu muazzam bir kafile halinde — ilerliyordu. Herbirinin ellerinde " ronk — rvenk yanmış fenerler, uçları - demirli sopalar, bellerinde kılıçlar, oklar, yaylar, arkalarında palastan elbi- seler, başlarında korkunç şekilli taçlar ve sivri külâhlar... Bu 12 bin iri sadam elleruıdelu ıopılır — Artık bu meslekte de ekmek kalmadı. osuna yazılacağım. ? — Deli mi oldun ? Hiç seni oraya yere vurarak hırsız. kovalarmış gibi hep bir ağızdan nara atır yorlar: “ — Bre koma kaçtı ha, vardı haa... Tut haaa... , Saz, davul, zurna Alayın en şayanı dikkat kafi- losi çalgıcı takımı idi. İstanbulda iş gören binlerce mehter, sazen- de, davulcu, hanende ve saire hep bir arada sazlarını çalarak, muüazzam — bir. vavıylâ — halinde caddede ilerliyorlar, etrafa ku- lakları sağır eden bir ses yığını yayılıyor. Bu sesin heybetinden ve dehşetinden korkmamak, ürk- memek ve kaçmamak mümkün değil. Fakat kimse yerinden kımıl- dayamıyor. Çünkü aksi takdirde cellâdın keskin satırı boynunda- dır. Muzikacı ve çalgıcı kafilesin 400 kişilik bir sancakçı ve alemci (Devııııı 8 inci ııy'ıdı) — ———7 l Zkı Dilenci Arasında l Gidip film stüd- alırlar mı ? — Neden almasınlar. Kaç yıldır kör, topal, çolak rolü yapıyorum. ddi en İELUREĞĞA

Bu sayıdan diğer sayfalar: