9 Ekim 1932 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9

9 Ekim 1932 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

AR a, aman Hk arım — Teen ” N İK “—. Me ey ee m ee İ m. | Amerikada Türk Kabileleri TİMU RLENK —109— Timur, Mubarriri: X $ Beyazıta Ceva - bını , Gönderdi ite yeter, anladım. VAZ; eni kızdırmak ve be- Hr kafasını bana kırdırmak ke Yapmış. Lâkin ben Yranıyorum, yumruğumu io İhdirmiyorum. Bu he- Ti götürün, başına atın! dokuz o rakamına iy ehemmiyeti ve Beyazıdın arma- bi Onar onar seçmesindeki ğ maksadını da anlamamış Ni Bu sebeple o erma- çeviriyordu, o Ayni mülü tükendiği enin o kapanmasını » Son sözünü söyler söy- iç silere sadır kapısını gös- ağır a, oYürun, gidin. İleride gö- Ve pe, Vi görüşürüz. İlâyg di, > durduktan sonra mi; a Kendinize selâm gönder- değildi, ünkü bu şerefe lâyık başka * Sizim o selâmlaşmamız olacakş,/*'d8 ve başka şekilde de tanıya o gün Sırp beyi kızile Acağımızı Umuyorum. Mehin ag akareti mislile ode- berahay 4 Olduğunu bilmekle sikti Time, sıkaldı, Beyazıdin mek- m adınlardan * balisetmesi n İS onun da, Murat an çıkarmış olmak Yyan, Sırp Kıralı kardeşi ve Osmanlı Yerayı bu şekilde ei yerden ge amıştı, ağır başk“ ömişt, Şimdi, yüzünü Aikada, tafa Şevirerek elçilerle Sen ton gibi görünü- a z Merkediyorlardı, İn ii süfan, Malikey kiz Ağıza Herk, ihtiyarı, © Susuyordu, Prensler, babalar, ellerini hançerlerinin Mak, lay götürmüşlerdi. Koş- “ıp kügı safeleri bir hamlede den Os *etli babalarını tahkir Parç, a Oğlunu yakalamak, olar le Ginir “ bek- işle, . o “arhanlar, başların ve yerdi, düşünüyorlardı. * Yeni orkun bir harbin gürük ka va gibiydi. Kâtip, tilerini dn “Yazdı bilmiy, p mektabunu © bilmiye kind, hı Mruşturmuştu, avucunun alıyordu, kendi i Yen 5 şerefi in bir dayı, yonlarca halam bek Sürdü, pe va bağlı. yüreklerini az ile Bülümsedi; ini di i" beyler ve herkes ulcaşa çıktıktan sonra nin içine aldı, dü- Festiphanallah? | gd ED sahne m Dn yine Tevekkidi iç e ie e görlü- a leri son sözün ağzından | arda süklüm püklüm | Yöctmişe benziyordu. | acılar içinde bunalan yüreğine de yine bu tecelliden yudum yur dum tat geliyordu, Lâkin sille- lendiği bir sırada * sille atanı unutmak, sillenin acısını unutmak, ve silleyi geri atmayı unutmak kendisine garip geliyordu. Sevgi ve sevgili her şeyden üstün miydi? İnsan, aşk denilen kuvvetin bu derecelere kadar esiri olabilir miydi? Sevgililer, ele geçirdikleri yürekten her dü- şünceyi, her duyguyu her ibti- yacı silebilirler, miydi?.. Timur, hayretle ve hayraniyetle Tevek- külün zarif hayaline bakarken bunları düşündü. Kulağile din- lediği gibi gözile de görmüşlü. Bazı adamlâr, maddi ve mane- vi bütün varlıklarından ayrılarak yalnız sevgilileri için yaşıyabili- yorlardı. Onlar ekseriya yemez- ler, içmezler, uyumazlardı. Hatta giyinmek ihtiyacını bir tarafa atarlardı, aç ve çıplak bir kö- şeye çekilip günlerce düşünürler, inlerler ve ağlarlardı. Bunların göz bebeklerinde yalnız bir vü- cut, dillerinde yalnız bir isim, yürklerinde yalnız bir muhabbet dolaşırdı. OO gibiler, deli değil lerdi, fakat âşıklardı, aşkın en yüksek derecesine vardıkları için bu derin feragati temsil ve te- edebiliyorlardı, o Halden anlıyanlar, bu hâlete “Fena filaşk ,, diyorlardı. Acaba kendisi de messül bilmeden, let mi geçiriyordu? Beyazıt ta- rafından yüzüne tükürüldüğü bir sırada Tevekkülü düşünmek ve o tükürüğü silmeden, tüküreni de ezmeden öyle bir düşünceye zihninde yer vermek kaşka neye bamlolunabilirdi?.. Fakat Obu, yükseliş te olsa iyi bir şey de- ğildi. Tacı tekmelenen bir hü- kümdarın aşktan evvel hürmet İ edeceği vazifeler ve sevgiden İ evvel düşüneceği şeyler vardı. Aksak Cihangir, güzel Tevek- külün göz kamaşlırıcı hayaline gözlerini kapadı ve yerinden fır- j hyarak baykırdı: — Hoş gör yavrum, yüzüm kirli. Bu kiri kanla temizlemez- sem sen benden iğrenirsin. ( Arkası var ) İSON POSTA | | Yevmi, Siyasi, Havadis ve Halk | gazetesi | ş İstanbul: Keki Zaptiyo Idare: Çatalçoşmo sokağı 25-1 Telefon: İstanbul » 20203 Posta kutusu: İstanbul - 741 Telgraf Istanbul SONPOSTA ABONE FİATİ | TÜRKİYE ECNEBİ 1400 Kr. 1 Sens 2700Kr. 759. GAy 1499, 400, 3, 800 (SO. 1, 300 , evrak geri veriimaz mes'uliyot alınmaz vanl Jâzamdır. esi (20) kuruştar. im ve yanlara gözetemise Adres değişi Garetemi: farkında olmadan böyle bir hâ- | Yenidünyanın İlk İnsanları Oraya Acaba Nerelerden Gelmişlerdir? İnsanların İlk Atası Hakkındaki Nazariyelere Gelince... Son o çıkan aylık Le Moi mec- muası, Amerika nın ilk insanları arasında bir ta- kım Türk kabile- lerinin mevcut ok ması o ihtimalin- den bahsediyor- du. Gazetemize tercüme ederek naklettiğimiz bu yazı münasebe- tile bir mektup aldık. Muhterem mektup sahibi, taribi ve ilmi esaslara istinaden bu tez etrafında birtakım Omalü- mat ve mütale- alar serdediyor. Bahsin ehemmi- yetine binaen bu yazıyı dercediyo- ruz: Efendim, Son Postanın 22 eylül 932 tarihli nüshasında o “Amerikada ilk Türk kabileleri , namı altında yazılmış olan fıkraları okudum. Bu bapta yürütülen ilmi nazari- yeler, kanaat ve içtihadıma teva- fuk ediyor. Bunun için, bazı mü- taleatta bulunmak istiyorum. Evvelce şurasını arzedeyim ki, kanantlerimin . isabetinde hiçbir suretle musir değilim. Hakikate vasıl olabilmek için, her türlü tenkit ve mütaleaları şükranla karşılıyacağım. Malâm olduğu üzere, Ame- rika kıt'ası büyük dışdenizlerle çevrilmiş dünyanın beşinci par- | çasıdır. Bunun yalnız şimal tarafı i“Bering,, boğazı ve“Aleuten,, ada- İ ları vasıtasıle Asya'ya yaklaşmış. İ tir Diğer kısımlar, tamamile eski İ dünyadan ayrılmış bir vaziyettedir. | Şu halde Şimali Amerikadaki İ kızıl gönlü insanlarla Eskiro'lar İ ve siyahlar bu kıt'aya nerelerden gelmişlerdir? Merkezi Amerika- daki Meksikalılar Cenubi Ameri- kadaki, Peru'lular, Brezil'yalılar, Siyah'lar hangi yerlerden bicret etmiştir? Babama adalarındaki Kayık adası, Türk adaları, Türk boğazı ve saire gibi isimler ne- reden çıkmıştır. İşte bir takım susller ki (o bunların o cevaplarım kat'i olarak vermek çok müşküldür. Hakikate bir dereceye kadar vasıl olabilmek için, evvelemirde, Amerikalıların o menşeini tetkik etmek sonra bir karar vermek i der. “SE Amerikalıların menşeleri hak- kında iki fikir vardır: Biri, yerli- İ lerin hariçten gelmesi, diğeri de, Amerikada yetişmiş olmasıdır. Monojenism * Monogenisme ,, yani insanların tek bir menşeden geldiği fikrini iltizam edenlere nazaran Amerikalıların Asya kıt” asından büyük denizleri aşarak bu kıtaya geçenlerden neşet et- mesi icap ediyor. , Polijenism “Polygenisme,, ya- | İ ni insanların çok menşeden gek | diği fik i iltizam edenlerin bu- nun aksini düşünecekleri tabiidir. Meseleyi lâyikile o kavcyarak kati bir fikir verebilmek için, bu iki menşein ne olduğunu tet- kik edelim. Monejenism ( fikrini | iltizam edenler lüzumsuz bir taassup gös- terenlerdir. Başta Museviler olmak üzere, (Hıristiyanlar ve © hatta İslâmlarn (o ekseriyeti denilecek Eg Eskimolar. ga) Kizılgönler siyahlar. (CI Sair ahal Amerikada muhtelif kabilelerin mevkilerini gösterir harita derecede, milyonlarca insanlar bu fikirdedir. Bunlar Hazreti Ademi insan ların ilk atası ve Hazreti Nuhu ikinci babası addederler. Tufan dan sonra bütün dünyadaki adam- ların, Hazreti Nuhun üç evlâdım- dan yetiştiğine kail olurlar. Bu fileri instalara, telkin eden «baar. ların ilk babası olmadığı anla- lıca Tevrattır. Kuranı Kerim ise, bilâkis İslâmlara, o Polijenismi işaret eder. Sure'i rum'un 20 İnci ayetin de “İnsanların topraktan halk edildiği, sonra beşer olarak 9 Teşrinisvvel Pazar İstanbul — (1209 metre) 18 orkistra, 10,5 Bödayii Masikiye Heyeti, 21 gra melo. Bükreş —( 804 metre ) 20 radyo darülfünunu, 20,40 gramofon, 21 Ma- xar'ın Don Jean isimli operası. (a tra) Z0 konferans, , 21,35 Lehar gös 8,35 akşam haberleri ve Çigan ma (441 metre) 21 Amlka iş iindeki öperet, Prağ — ( 483 metre ) 20 gramofon, ara, 28 Benfoni. ana — ( SİZ imotra ) 20 konser, 91 operadan nakil, 23 konser. Peşe — (5509. metra) 20,20 Lehar'ın bir opereti, Varşova — ( İ4tt setra ) 21 halk konseri, 28 dans havaları Berlin —( 1635 metra ) 21 orkestra, 93 Hamburgtan nakil 10 Teşriniewvel Pazartesi İstanbul — (1200 metre) 18 Müşerref Hanım farafındau alaturka kohser 19,5 orküstira,, Zi Hikinet Riza Hanım ile arkadaşları tarafindan konser, Bükreş — (394 metre) 20,40 gramo- fon, YI salon orkestrası, 20.43 hazp solo, Re grat m (489 mete 21 ses konseri, gününü Roma — (44 21,45 hafif konser, rağ — ( 453 metre) 20 sn 8, 20,lö orkestra, 23,1 konseri Viyana — (617 m fans, 20,30. orke kiş'm konser, $3,i Merlin —( 1645 40 yeni neş halk kon İlydö İnsan ve yarkı, 23,10 yen musiki. yayıldığı , beyar olunuyor ki, bu nass tekâmül ve istifadan ve bina» enaleyh o polije- nismden başka bir şey değildir. Her ne hal ise, maksadımız, ne vaız vermek, ne de kimsenin içtihadına tâar- ruz etmektir, her kes istediği gibi düşünmekte hür ve serbesttir. İnsanların ilk atası addedilen Ademden bugü- ne kadar takriber elli yedi asırlık bir zaman geç miştir. Halbuki AÂdemden 8 asır evvel Sümer Pate- ssi'lerinden “Ür- hanna , nın ya- şadığını tarihler bize gösteriyor. Garbi Almanyada “ Düssek dorf ,, civarmdaki “ Teandertal ,, vadisinde vaktile yapılmış olan Arkeolojik (o tetkikata nazaran milâttan yüzlerce asır evvel Av- rupa kıt'asında, iriyarı, yabani insanların yaşadığı anlaşılıyor. Şu izahattan Ademin, insan- şılıyor. Tevratı kendilerine hüccet ve senet ittihaz edenlere karşı da, bu köyfiyeti yine tevratla ispat etmek iktiza ediyor. Kitabi tekvinin 4 üncü babının (16 - 22 ) âyetlerini gözden ge- çirirsek “ Kayin- Cabel ,, karde- şini öldürdükten sonra “Aden, nin şarkındaki bilâdı “Nud,a gidiyor ve orada bir şehir kuru- yor, adına da, oğlunun ismine izaföten “Hanuk, diyor, “Kaym,, ım torunlarından To- belkin - Tobelkayın ,, bakırdan ve demirden alât ve edevat yapıyor ve kendisine de bakırcıların, de- mircilerin başı namı veriliyor. Diğer torunları olan “ Yobal , a tamburacı ve miskalcilerin ve “Yabele,, e dahi mandıracıların başı namı veriliyor. Tevratın şu beyanalına karşı Ademin demir devrinde yaşadı- ğına hükmetmek icap eder. Bi- nacnaleyh, bu devirde berhayat . olan bir zata nasıl olur da, insan- ların ilk atası namı verilir? Ta- rihi mukaddesler, Adem'in en sevgili oğlu olan “Şit, in kâbeyi taş ve çamurla yaptırdığı ve kı- lıçla harbetmek usulünün de bu zamana müsadif olduğunu yazr yorlar. Artık bu kadar hakikate kars şı Adem'in ebülbeşer olduğunu iddia etmek ve bütün insinları onün sulbünden indirmek İfizum- suz ve fazla taassuptân bışka birşey değildir. Şurası da kayde şayandr ki, Asyanın garbi cenubisinde zuhur eden bütün peygamberler “Şit, ten geldiği (o cihetle, oCenabı Adem'in insanların değil, yalnız bu ulu zatlerin ceddi alâsı İşte, insanlar n tek menş> geldiği hakkındaki nazariye suretle sukut ediyor. Bunun yes rine çok menşe nazariyesi ge çiyor. — İ.H. ( Arkası yarın )

Bu sayıdan diğer sayfalar: