19 Ekim 1932 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 4

19 Ekim 1932 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İ : Gece Gündüz Ağlıyan Kadın Adana (Hususi) — İzmir be- lediyesi tarafından Ceyhana gön- derilen (50) yaşında Gülüzar H. isminde bir kadından bahsedece- ğgim, Mütemadiyen ağlıyan, göz- lerinin yaşı dinmiyen bu kadın herkesin hayretini celbetmekte, temizliği, düzgün sözlülüğü, ve ağlayışı onun hüviyeti hakkında esrarlı dedikodulara sebep ol- makta idi, Dilenen bu kadın evvelki gün kulübesinde öldü. Fakat ölüm dedikodulardaki esrarı meydana | çıkardı. Gülüzar Hanımın kulübesine girenler onu namaz şeccadesinin üzerinde, iki resme bakar bir va- rziyette ölmüş olarak buldular. Bu vaziyet esrarlı bir şekilde devam | eden dedikodulara hak - verdir- mişti. Kadının ötesi berisi arandı. Kulübenin tanzimindeki zarafet, temizlik, çamaşırların inceliği nazarı dikkati celbediyordu. Yapılan tetkikat neticesinde bu kadının İzmirde oldukça iyi | bir mevki sahibi bulunduğu, ayda 150 lira maaş alan bir adamın zevcesi olduğu, biri ikinci komi- ser, diğeri polis iki oğlu bulum duğu, seccadenin üzerindeki rve- simlerin bu oğullarımın resimleri olduğu anlaşıl ır. Kocası son zamanlarda başka bir kadını severek Gülüzar Ha- dımı ihmal etmiyö başlayınca ka- dıncağız kocasından ayrılmış ve oğullarının yanına gitmişlir. Fa- kat bu ayrılık kadıncağızın zih- nine de dokunmuş olduğu için oğulları kendisine bakmamışlar, o da eşyalarını toplıyarak Cey- hana gelmiştir. Her namazdan sonra oğulla- rmin resimlerini karşısına alıp ağlıyan bu kadıncağızın temiz hayatma ait bir de hatıra defteri bulunmuştur. Evde 3-4 yüz lira kıymetinde çok temiz ve nefis ipekli eşya ve çamaşır bulunmuş, bunlar belediye tarafından alın- mıştır. Gülüzar Hanımın dilendiği pa- | | ve kendisini tehdit etmektedir. | ra ile kendinden başka fakir bir kadını da beslediği ve ona bak- tığı anlaşılmıştır. Balıkesirde Bir Adam Sarhoş Edici Şıra Satıyormuş Balikesir, (Husüsi) — Sarboş edici şıralar satmakla maznun olan Bekir isminde bir şracı yakalanınıştır. Bekirin 70 kilo şırası ve 80 kilo cibresi müsa- dere edilmiştir. tahlil edilecektir. . . Diyarıbekirde Posta İşleri Çok Mükemmeldir Diyarbekir, (Hususi) — Şeh- rimiz posta işleri çok mükemmel- dir. Haftada dört defa muntaza- man posta gelip gitmekte ve her biri sabiplerine bir iki saat gibi kısa bir zaman zarfında derhal tevzi edilmektedir. Postabanede geğeleri de çalı- kadar taah- hötü ve adi mektup kabul olum- maltadır. — İstanbul — gazeteleri Burada intişarmın Üçüncü günü okunmaktadr. bi ba postalar- mızdaki süralte delâlet eder. Bekirin şıraları şılmakta, saat 24 € | edilmekte, SON POSTA Çanakkale İ_mar Ediliyor Burası Yakın Zamanda Asri Ve Çok Güzel Bir Şehir Olacaktır Çanakkale (Hu- susi ) — Çanak- kalede hararetli bir inşaat Fanli- liyeti vardır. Dört beş ay - evvel başlanan İnşaat- tan mühim bir kısmı ikmal edil- miştir. Yeni bi- nalar kasabanın Umumi manzara- Bını bir kat daha güzelleştirmiştir. Tesis edilmekte olan Müze git- tikçe zenginleş- mektedir. Müze- ye bir ay zarfında muhtelif yer- lerden 30- 40 parça gayet kiy- metli eserler gelmiştir. Burası çok yakın zamanda en zengin müzelerimizden birisi olacaktır. Kasabadaki — sinema — binası asif ve zarif bir şekilde tadil filim — tertibatı vücuda getirilmektedir. Balıkesir -« Çanakkale şosesi kata sesli İzmirdeki Cinayet Bir Serseri Enişte- sini Tabanca İle Öldürdü İzmir, ( Husust ) — Cuma gecesi Turnovada çalgılı kahve- de müthiş bir cinayet olmuştur. Kahvehanenin sahibi Arif Ağa- dan, kayın biraderi Şevki uzun müddettenberi para istemekte Sabıkalı bir şahbıs olan Şevki bir müddet evvel bir cerh vak- | | asından dolayı hapse girmiş ve hapisbaneden — çıktıktan — sonra; işsiz güçsüz gezmeye başlamıştı. Eniştesinden mülemadiyen para çekmekte idi. Eniştesi, onun bir iş görebilmesi için kendisine | iki de eşek almıştir. Şevki bir müddet evvel bu eşekleri satarak içkiye dalmış, ve lekrar — eniştesinden — para çekmiye başlamıştır.. Yine bir gece Arif Ağadan para iste- yince, Ağa artık veremiyeceğini söylemiş ve Şevkide bu suretle kendisine fevkalâde kızmıştır: — Sen görürsün ! diye teh- dit savuran Şevki, eve gidip bir haylı içtikten sonra kahveye gelmiş, oturmuştur. Bu sırada kendisine nasihat etmek isteyen- leri kovmuş, ve eniştesine de küfürler savurmuştur. Şevkiyi — yatıştırmıya — gelen Arif yanında otururken, Şevki tabancasını — çekmiş ve Arif Ağayı — karnından — yaralıyarak öldürmüştür. Edirne Statyomu Edirne, ( Hususi ) — Edirne stadının tamirine ve sporcular için stada yeni - binalar ilâvesine başlanılmıştır. Stadın mümkün mertebe asri şeraiti haiz olma- #na çalışmaktadır. Güzel Çanakkalede Maydoas iskalesi ikmal edilmek üzeredir. Yeni yolun kasaba ile birleştiği kısımda iki kilometrelik saha parke ile döşenmektedir. Bu şosede müte- addit beton köprüler bulunmak- tadır. Su mecraları ve bekçi kulübeleri gayet sağlam ve zarif bir şekilde İnşa edilmiştir. Memleketin her tarafında de- vam eden şiddetli sıcaklar burada Z | | | da hissedilmek- tedir. Maamafih hentiz — şikâyet edilecek bir hal almamıştır. Çift- çiler yeni sene faaliyetine başla- mak için bereketli lemektedirler. Bu sene Ça- nakkalede meyva mahsulü pek be- reketlidir. Bağ bozumu mevsimi yaklaşmış — ok masına rağmen en nefis üzümler burada (5-6) kuruşa satılmak- tadır. Balık fiatleri de çok ucuz- dur. İstanbuldan hergün vapurlar ile getirilmekte olan palamutların çifti on kuruşa satılmaktadır. Çanakkalede yetişen barbunya balıkları da İstanbula nakledile- mediği için çok ucuz fiat ile satılmaktadır. Eankı_rı Panayırı Durgun Geçti Dü Çankırı ( Husust ) — Çankırı panayırı diğer senelere nisbetle bu sene çok durğun geçmiştir. Buğdaylar, at, inek, öküz, koyun ve saire güneş altında fena bir satılmıştır. Öküzler, inekler 8-10 lira, keçi miştir. Merzifonda Muallimler Birliği İdare lı_eyeti Merzifon, ( Hususi ) — Mual- limler birliği yemi ders senesi münasebetile ilk büyük toplant- sını yapmış ve yemi idare heye- tini seçmiştir. heyeline Vehbi Cem, Enver Nalim, Sabri, Vedat Beyler seçilmişlerdir. İlk ve orta mektep muallim- leri geçen akşam da kollej mu- allimleri tarafımndan davet edil- mişler ve büyük bir misafirper- verlikle karşılanmışlardır.. Kok- lejde davetlilere bir çay ziya- feti verilmiş, fenni, ahlâki ve terbiyevi — filimler — gösterilmiş, eğlencek — ve — musahabeli bir gece geçirilmiştir. vaziyette kaldığı için yarı fiatına koyun bir liraya git- Panayıra ait iki intiba gönderiyormu. Malatyada Kıymeilî——As_an.atika Malatya ( Husasl ) — Burada, çok eski devirlere ait mühim asarı atika meydana çıkarılmıştır. Eski bir saray ile bir ton ağır- lığında bir aslan heykeli ve Pazar ola Hasan Beyin kafasın- dan büyük bir kafatası bulun- muştur. Hafriyata devam edil- mektedir. Söylendiğine göre, Aslantepe denilen bir tepede — meydana çıkarılan bu saray, Hint Hititle- rine aittir. Ve bu tepe, bu eski kavmin merkezi hükümeti olan bir şehirdir. Yeni yeni kıymetli eserlerin meydana çıkacağı Ümit edilmektedir. San'at Hayatı Narulluk Atd Geçenlerderde — çıkacağındaf bahsettiğim “Yeni Kültür,, gazt' tesi birtakım tanımmamış imtf larla çıkmıya başladı. Bu “tanif' mamış imzalar, sözünde bir İf tihfaf bulunduğu zannedilmesiti bilâkis, yazı hayatına yeni girel gençlerin — kendilerine — eskilel” den bir kösemen — aramaması onun isminden istifade etmemt ğe kalkmaması kadar güzel bif şey olur mu? İşta birkaç genf “ Biz böyleyiz!... Bakalım ne y& pabileceğiz? ,, diye ortaya çıkf yorlar. Hemen başımızı çevir yelim ve ne yıpahileceklerîd bekliyelim. Ne yaptıkları daha belli de ğü, M.T.N. imzalı bir şiiri he* şuma gittir Çacukken, Muzika kutumun Üstünde, Daha yavaş yavaş dönen, Küçük bebeklori Andırdığı için, Gazinoda danseden Büyük bebeklere Bakmasını sevcrim, Bu manzumeyi yazanda, Je pon hai-kai şairlerini andıraB bir hâl var. Niçin imzasını atmâ* mış? Bu küçük manzumesi banâ “ Yeni kültür ,, ü sevdirdi. * Yeni kültür , de daha ilk nüshasında bir anket — açmıifı bazı tanınmış muharrirlere: “ Mem* leketimizde — bir san'at hayali var mıdır, yok mudür? Genç nesilden — Ümitvar — misınız? « diye soruyor, Marul bir şairimif buna: “Tabit yok... Tabit yok. Var mıya?,, diye sinirlenerek ce* vap veriyor. O şairin daha birçek kanar atleri gibi buna da işiirak ede* miyorum. Pek “vardir,, da diye* miyorum amma hiç olmarzsa dünkü kadar var olduğundan şüphem yoktür. Dünkü gibi bugün d© birçok gençler bir şeyler yazmıyâ çalışıyor, yazdıkları kendi yaşların” dakiler ve kendilerinden küçükler tarafından okunuyor. Yazanlar dâ, okuyanlar da az; hepisi bir arayâ geldikleri zaman bir mecmuayi bile yaşatacak bir kalabalık teş” kil edemiyorlar. Fakat — şüp” hesiz ki — çoğunda bir — san'at muhabbeli — var; — inanmazsanız hergün — çıkan ufacık şir - ve nesir kitaplarına bakın: O genç* ler bu kitapları kendi paralari ile, ekserisi sıkıntıya katlanarak çıkarıyorlar. O halde bir şey, bif hayat var. “ San'at hayatı , ndan mak* sat herkesin san'ate itibar etmesi ise bu şüphesiz yok; fakat bi bizde hiçbir zaman olmadı. İnki* Jhıı da hiçbir zaman çalışılma” dı. Belki “ Serveti - Fünun ,, cu* lar müstesna, — bizde her nesil edebiyatı, san'ati bir şey öğret” meğe, san'at harici bir gayey* alet etti. Öyle ki kitap okuma” ga bir parça alışanlar bile sırf okumak zevki için değil; istifade etmek, için okudular. Halbuki san'at ihtiyacı — faydalı bir şeY öğrenmek için değil, başkalarının bize —benzemiyen, bize faydasf olmuyan rühi — haletlerini Litme arzusile okumakla başlar. San'at ihtiyacı hasbi tecessüsün nabr sulüdür. Bizde bu nevi tecessüslt? inkişafına — çalışılmadı ve bunüd için san'at hayatı hiçbir zamal olmadı.

Bu sayıdan diğer sayfalar: