12 Kasım 1932 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8

12 Kasım 1932 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

AU 0 Ş 'iDIĞİİI İnkılâp YapanlarFehimPaşayı Tanıdık- SON POST. larından Kan Dökmek İstemiyorlardı Fehim Paşanın Kaçamaması İçin Tertibat Alınmıştı Muharrirl 4 Her Hakkı Mahfuzdur Eüder Bu haber Abdülhamidi bütün bütün sersemletti... Kendi hususi şifresile İmparator Vilhelme müs- tacel bir telgraf çekerek Sefirin hareketini tehir için emir veril- mesini rica etti. Fakat (Berlin) den derhal cevap geldi: (İmperator, ava çıkmıştır. | O zaman, artık işin tamamile sarpa saracağını anlıyan Abdül- hbamit, daha fazla mukavemet edemedi. Bir iki ay sonra tekrar lstanbula aldıracağını vadederek Fehim (Paşayı Bursaya teb'it etti. Fakat Fehim Paşa Bursaya bir sürgün gibi değil, adeta tebdilhavaya gider gibi gönderi- liyordu. Bütün hadem ve haşemi beraberdi. Al atlas döşemeli fay- tonundan, bir merkep cesame- tindo olan (Liyon) ismindeki | inlalâbı idare edenler, Fehim Pa- azılı ve simsiyah köpeğine varın- caya kadar berşeyini beraber götürüyordu. Bursada, (Çekirge)- nin tam methalinde ve en mw- | tena yerinde olan meşhur ( Çi- vici ) nin büyük köşkü ikametine tahsis olunmuştu, Fehim Paşa, Bursaya gidip ba köşke yerleştikten —sonra, ( şahane ) bir hayat yaşamıya başladı. Vakit vakil ( Şahin ) ve ( Yıldırım ) isminde iki cins at koşulu mükellef (batosile) gezmiye gıkıyor, debdebe ve azametile Bursa halkını hayrette bırakıyordu. Az zaman içinde Çekirgeye ya- kın (Beşevler) civarında bir haylı arazi elde etmiş ve burada bir çiftlik tesisine teşebbüs eylemişti. Bir taraftan —bunlarla meşgul olurken diğer taraflan da zevk ve sefahetten geri durmuyordu. Lâkin, Fehim Paşanın Çekir- gede ikameti, birçok zevk ehlinin keyfini kaçırmıştı. Kaplıcalara her- kes istediği gibi gelip gidemiyor, hele köşkün köşesini teşkil eden Bahçede daima sandalye atıp oturan — adamlarının — önünden genç ve güzel kadınlar bir türlü geçemiyorlardı. Bilhassa Fehim Paşa uykuya yattıktan sonra, köşkün önünden arabaların geç- mesi menedilmişti. Bu memnu- iyetten haberi olmuyan gafil ara- bacılar, kemikleri kırılımcaya ka- dar dayak yiyor; veyahut (Li- yon)un keskin dişlerile didikle- niyordu. Bu hal ( 10 temmuz ) inkılâbına kadar devam etti. Ve birçok Bursalıya bir hayli azap çektirdi. Meşrutiyet ilân olduğu gün, herkeste bir tereddüt vardı: — Acaba Fehim paşa, yapacak?,. Bu suale, ne hükümet ve ne de inkılâpçılar, bir cevap vere- miyorlardı. Fehim Paşaya gelince, finkılâp)jm manasını bir türlü am- lyamadığı için bidayeten bu işe biç ehemmiyet vermemiş, Bursayı altüst öden nümayiş ve terabü- ne tı, ( cülüsu humayun ) şenlikleri | gibi bir şey zannetmişti. Fakat, | İstanbuldan — gelen haberlerde, (Arap İzzet Paşa), (Necip Melha- me Paşa) ve saire gibi adamların firar ettiğini, saraya — mensup mühim adamlarla meşhur hafiye- lerin tevkif edildiğini haber alın- ca şaşaladı. Tam o esnada, İs- tanbuldaki (baş vasıtası, Süreyya) ya sureti mahsusada bir adama yollamış: — Ben, Avrupaya kaçıyorum. Paşa da başının çaresine baksın.. Diye haber göndermişti.. Fe- him Paşa, bu vaziyet karşısında ne yapacığını düşünüyor, bir türlü karar veremiyordu. Vakıa etra- fiında, tepeden tırnağa kadar müsellâh birçok adamları vardı. Fakat bu umumi! galeyan karşır sında hünkâr bile süküta mecbur olduktan sonra, kendisinin de hiç- bir şey yapamadığını anladı. Fil- hakika kendisine hiçbir tecavüz vâki olmamıştı. Çünkü Bursada şanın ahlâk ve temayülâtını bili- Konya (Hu- susi) — — Malül gaziler cemiyeti Konya — şubesi, cümhuriyet bay- ramı münasebe- tile çok hayırlı bir iş görmüş- tür. Cemiyet şebrimizde sek- senden fazla şe- hit ve malül ga- zi çocuğunu ye- ni elbiseler giy- dirmek — suretile sevindirmişlir. Gönderdiğim re- simde, — büyük gün münasebe« tile yüzleri gü- len yavruları gö- rüyorsunuz. Kony;cia Malül Gaziler yor ve beyhude yere kan dökmek istemiyorlardı. Terddüt devresinin geçmesini ve inkılâbın kuvvetler- mesini bekliyorlar ve o zaman bu ele avuca sığmaz adamı hbiçbir hâdiseye meydan vermeden ele geçirmek istiyorlardı. Buna binaen köşkü uzaktan tarassut altına ab makla iktifa etmişler ve her ihti- male karşı firarına meydan verik memesi için mülhakata telgraflar çekmişlerdi. Ayni zamanda Fehim Paşa da artık silâhla mukavemet imkân- nın azaldığını görüyor, gürültülü bir bâdise çıkarmaktan ziyade, başını kurtarmayı düşünüyordu. Nihayet kararını verdi. Bütün kıymetlar eşyasile parasını bir çantaya doldurdu. (Arabacısı Ah- met) © bizzat gizlice emir vere- rek (Şahin) l6 (Yıldırım) 1 hafif bir faytona koşturdu. En sadık adamı olan (Arnavut Ali) yi ya- nına aldı. (Mudanya) ya doğru kaçmıya başladı. Maksadı, Mu- danyaya - gitmek ve oradan bir vasıta bularak İstanbula geçmek- ti... Bilâ hâdise Mudanyaya ka- dar gitti. (Arkamı var ——— ——— İcra —Pah;ılıxa Mal Öldua (Baş tarafı 1 inci sayfada ) nunu çıkmış, bu kanunun bir maddesi de Emniyet Sandığını tasfiye edilecek hesapları icra vasıtasile yapmıya sevketmiş | Malüm, İcra dairesi bir şel- kat ocağı değildir, bilâkis bir sırat üne benzer. Binaenaleyh Emniyet sandığı gibi borçluyu defalarca ikaza mecburiyet gör- memiş, beni tam gününe yakın biriki kelime ile ikaz etti, etek- lerim tutuşta, sağa sola baş vur- dum, parayı — tedarik — ederek gittim, fakat bu defa da gör düm ki Üzerine icra masrafı diye birkaç tuzlu kalem de inzimam etmiş !,, Karimizin — şikâyeti — budur, Emniyet Sandığınıa eski bir dos- tu ve müşterisi s:fatile istediği de: * — Em”mniyet Sandığının icra kanunundaki maddeden şu veya bu şekilde azade kalarak müza- yedelerini eskisi gibi kendisinin yapmasıdır. Aksi takdirde icradan geçince muameleler ve maaraflar çoğalacak ve tefecilere kapı açı- lacaktır.,, Karlimizin — çikâyetini - tetkik ettik ve gördük ki, mütaleaları- nın esasında haklıdır. Çünki Ziraat Bankası da Em- niyet Sandığı gibi iş gören bir müessesedir. Fakat eski usulden vazgeçmiş — değildir. — Köylüyü, çifçiyi ve balkı borcunu Ööde- mek — için ikaz — etmektedir, yığın yığın masraftan — kurtar- maktadır. — Faydalı olan cihet şudur: — Halkın şimdiye kadar alıştığı —usulü değiştirmek 1â- zımsa bunüu tedrict — yapalım. Kendisine — vakit — kazandıralım ve bozcunu en az masraf ile ödemesine — çalışalım. Emniyet sandığı şefkati halkın üzerine bir kanat gibi germelidir. | bir zatin bulunduğu ;DiplomatlaraHümeeGi—z]iı_/v;t"lr BeyazRuskKırallığınıDoğ- madan Öldiğren Kimdir? (Baştaraft | inci sayfada ) vak'a, bu teşkilâtın maksadına ermek için gösterdiği cür'et, bir an gevşemiyen inat ve israrının derecesini — göstermek — itibarile şayani dikkattir. Vakit 1920 senesidir. Başında Baron Aleksi Ösnobişmi isminde eski Rus Duması azasından ve Çar hassa ordusu jenerallerinden bir beyaz Rusz murahhas heyeti Parise gel- miş, Bayar sokağında 24 numa- ralı otelde mekân tutmuştu. Bu heyet, diğer birçok Rus arazisin- “da mantar gibi yetişen istiklâl taraftarı muvakkat hükümetler- den birini temsil ediyor, Lehistan ile Litvanyanın yanında müstakil bir beyaz Rus hükümeti kurul- masını istiyordu. Bu heyet Paris- te iyi çalıştı. Amerika Reisicüm- huru Vilsona derdini anlattı ve yardımınt kazanmıya — muvaffak oldu. Tarihi, siyasi ve iktısadi delillerini göstermek ve davasını teşrih etmek Üüzere konferans huzuruna ildı. Fakat İngiltere hükümeti, Le- hirtanla Litvanya — meselelerinde olduğu gibi böyle bir hükümetin teşekkülüne muarızdı. İşe mâni olmak vazifesini Entelicens servis Bzerine aldı. Bir gece sabahın ikisine doğru Bayar sokağındaki otel hüviyetleri meçhul bir takım adamların baskınına uğradı. Bayaz Rus heyetinin eşyaları ipliğe kadar arandı. Gürültü yap- mak istiyen Baron Osnobişni de eli ayağı bağlanarak zarar veremi- yecek bir hale getirildi. Daha ev- vel otelin telefon telleri maharetli bir surette kesilmiş olduğu için zabıtaya haber verilemedi. On dakika zarfında her iş olup bit- miş, murahhas heyetin bütün vesikaları — derlenip — toplanarak meçhul bir istikamete yollanmıştı. Bu siyas! bırsızlığın neticesi, ha- kikaten beklenmiyen bir şekilde tecelli etti. Ertesi sabah erkenden, Şam zelize polis merkezine giderek geceki vak'ayı anlatan ve hak-» kında yapılan muameleden şikâ- yette bulunan Baron Osuobişni Fransız polisleri tarafından tevkif edildi. Kendisine, — Almanyanın dehinde casusluk yapmak cürmü lsnat ediliyordu. O zaman bir hayli dedikodu mevzuu teşkil eden bu hâdisenin aslı gçu idk Beyaz Rus heyetinin evrak ve mühürlerini ele geçiren meç- hul adamlar, bu mühürlerle Be- yaz Rus heyeti aleyhinde müthiş vesikalar tanzim etmişler ve bu vesikaları, Fransız Emniyeti Umu- miyesine göndermişlerdi. Emniyeti Umumiye Müdürü de, Dahiliye Nazırının müsaadesile Baron Os- LİLİAN HARVEY ve Fransız komiklerinin en meşhuru ARMAND BERNARD CAMBAZ ( Guick!li ) Filmtnde, pek yakında sinemartada iğneden | | nobişni tevkif etmişti. Tahkikat birkaç hafta devam etti. O müd- det zarfında Beyaz Rus Heyeti reisi de hapishanede kaldı. Far kat hakikat anlaşılıpta binbir itizar ile hapishanenin kapıları açıldığı zaman, konferans masa- sını başkalarının işgal ettikleri görüldü. Müstakil bir beyaz Rus devleti teşkili fikri Entelicens Servis tarafından işte bu suretle akim bıraktırıldı. ö * Son senelerin siyasi hâdiseleri arasında mevki almış adamlardan biri de, Mısır milliyetperverlerinin lideri Sait Zağlül Paşa idi. Sulh müzakereleri yapılır ve konferanslar biribirini takip eder ken, o da bir heyeti murahhasanin başında olarak Parise gelmişti. Bu adamın Pariste kaldığı müd- det zarfında, dünyanın en fazla tarassut ve takibe maruz bir im- sanı olduğunu söylersem, hiç bir mübalâğaya sapmamış olurum. Sait Zağlül Paşa, belki on, belki daha Fazla bütün hizmetçilerini şoförünü, ahçılarını, kâtip ve dak- tilolarını — değişlirmiye — mecbur kalmıştı. Fakat Sait Zağlül Paşa zeki bir adamdı. Etrafına sureti mahsusada yerleşlirilen adamla- rın hüviyetlerine nüfuz etmekte gecikmez ve bunlara oyunlar ter- tip ederek eğlenmektea zevk alırdı. * Bir defa, şüphelendiği şoförü | ile gezmiye çıkmıştı. Otomobilini bir binanın önünde durdurdu.İçeri girdi. Fakat bir daha çıkmadı. Çünkü binanın iki kapısı vardı. Şoför kapı önünde tarassuda me- mur olduğu efendisini beklerken Sait Zağlül Paşa da öbür tarafta istediği gibi serbesiçe hareket ediyordu. Yine birgün, dostlarından biri, Sait Zağlül Paşanın daktilosun- dan şüphelenmiş ve bu şüphesini dostuna bildirerek kadının kovuk ması İüzumunu söylemişti. — Salt Zağlül Paşa güldü ve şu cevabı verdi: “— Ben bunu sizden daha evvel hissetmiştim. Fakat işinde alıkoymayı tercih ettim. Hiç ok mazsa, bu suretle, şüphelendiğim adamı elimin altında bulundur- muş oluyordum, Esasen bu kar dini kovsam bile evvelâ kendisi kullanmadığı bir adamı benim kuk lanmama lnıikern müsaade eder mi hiç?,, Sait Zağlül Paşa,zekâsı, neş'er si ve ihtiyatı ile işte bu suretle Entelicens servise mukavemet göt” terdi, Bu teşkilâtın en kurnaz unsurları bile, paşayı, birgün ok san gafil avladığını İddia eder mezler, Çünkü o, gölgeslikden bile şüpltelenen bir adamdı ve hakhı endişesi onu, daima, tedbirli bur lunmıya sevketmişti. Diyarıbekir Şark Yardım Bankası Teşekkül Etti Diyarıbekir, (Hususi) — Mer kezi şehrimizde olmak üzer? birinci umum müfettişlik mımntf” takasının ihtiva — elttiği dokul vilâyetin idarci bususiyeleri M ğ rifetile bir yardım bankası teşei” kül - etmiştir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: