8 Aralık 1932 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 14

8 Aralık 1932 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 14
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İ Gelişigüzel Musahabe Bağrı Yanık Bir Mektuba Ve Kaynanaya Dair.. Son Postanın bağrı bir haylı yanık olduğu anlaşılan okuyucu- larından birisi, gazeteye gönder- diği bir mektupta diyor ki: “ Şu kaynanalarla bir mücadele açıla- | maz mı acaba? Meselâ kaynanı- | lardan bağcı y nanalarla cemiyeti ,, diye bir cemiyet teşkil edemerz- ler mi?,, mücadele Buü mektubun daha Üst taraf- ı larından anlaşılıyor ki bağrı ya- mik okuüyücümüz, — bir evli iken, karısını severkea <"inün birinde kaynana yüzündon evi, barkı yıkılmış, bekâr kalr ış' Sultanların saraylarda iH o zamanlar | mazsa otuz, kırk kadnla berber | yaşadığı — devirlerde uydurulmuş bir ata sözü vardır: * Bekârlık sultanlıktır,, derler. Cümhuriyet devrinde yaşıyan ekuyucumuz, sultanlığa, her - bal- de, farla düşman olacak ki bunu istemiyor ve kendisini “ yaplığı kaynanasına biliyor. Kaynana, her halde ilk mat yaratıldığ: gündenberi sevil- memiş bir bahtsızdır. Oras hakkak. Hatta Adem babamızın bir kaynanası olsaydı, daha cen- nette iken, daba yer yözüne Ş meden Havva annemizle arasını Ozalar; birisi yer yüzüne X V veki, annesinin yanında kalırdı. nir Onun için, yer yüzündeki devişvendiyetimizi bir kaynanasız- ; borçluyuz alış olmaz. sultan ,, için diş da- inerse N Kaynana nefreti halk edebi- yatında, halk musikisinde ne nu- | desek belki de | büyük bir yer tutmuştür, bilirsi- | nü. Değme şair: Kaynanam cadı karı Dilini soksun arı... Beyti kadar candan, yürekten söz söylememiş, değme bestekâr >bu beytin dahil olduğu türkü kadar yanık beste yazmamıştır. Maamafih kaynanayı — büsbü- tün de haksız buluvermemeliyiz. | Biçare kadın, bir parça, kart bir elma ağacına benzer. Üzerin- de Üzene, bezene elmaları — kopariyor, — karşısında yemiye kalkışıyorsunuz, O, biraz teessör gösterdi . mi, — dallarını sarsmak, yapraklarını yere ser- mek istiyorsunuz. Bunu böyle söylediğime bakıp ta beni kaynana lehinde yınız. Hatta bağrı yanık okuyu- cunun teşkil etmek istediği cemi- yete bile icap ederse girerim. Fakat böyle bir cemiyete girmek için kılibık olmamak âzımgelirse, bu sıfatı tamamile haiz kaç nam- Kaynana ile damat geçimsizliği, beşeriyetin en eski davalarından- dır. Bu eski dava hakkında sev- diğim bir muharririn şu fıkrası nekadar hoşa gider : Deveye inişi mi seversin, de- mişler, yokuşu mü ? — Düz yolu göğe mi çekti- ler? Demiş. Onun — gibi, birine sormuşlar: rahatını — bilen yetiştirdiği | sanma- | | uğramıştır. Uşak Şeker Fabrikası * Çanakkale Sandalcıları 100BinÇuvalŞeker Yolculardan Fazla İstihsal Edilecek Para Mı Alıyorlar? nık olanlar “kay- | , Uşak şeker fabrikası Uşak, (Hususi) — Üç aydanberi faaliyette bu- lanan Uşak şeker fabrikas, şimdiye kadar 49 bin ton pancar İşlemiş, 81500 çuval şeker — istihsal et- miştir. Şimdiye kadar fabrikaya 60720 ton pancar gelmiştir, daha 12 bin ton pancar gelecek, fabri- ka 25 gün daha çalışacak ve şeker istihsal miktarı yüz bin çuvala iblâğ olunacaktır. Bitlis'te Bu Sene Kış Mevsimi Eğlenceli Geçecek Bitlis (Hususi) — Civar dağ- kar yağmıya Mahrukat fiyatları ucuz — olduğu için kış bu sene o kadar endişe vermemektedir. Bir araba odun yüz kuruşa, altı okka kömür 8 kuruşa satılmaktadır. Bu senenin kış mevsimi ayni lara zamande eğlenceli geçecektir, ye- Di İinşa edilen sinema bitmek üzeredir. Sinema — derhal küşat edilecek haftada üç gün — munta- zaman yeni filimler gösterecktir. Diğer taraftan şehir hergün bir parça daha güzelleşmekte, hergün yeni bir bina yükselmek- tedir. Nafıa ve Belediye tarafın- dan bütün yollar yeniden yapık maktadır. Şoselerde viraj ve ram- başlamıştır. | | | kazançlarını anlaşma neticesinde sandalcılar tutturabildikleri fiat istemekte ve halk bundan çok zarar görmektedir. Vapurlar karaya 30-40 metre mesafede bu küçük mesafe için bir Hiradan aşağı para kabul | etmemektedirler. Gaziantep |Memleket "Hastanesi palara herkes tarafından kolayca | görülebilecek (Dikkat) levhaları | konacaktır. Malatya'da Haydutlar_Bir Çobanı Öldürdüler Malatya (Husust) — Sinanlı köyünden Abo oğlu Ali satmak üzere Adıyamana bir sürü koyun | götürürken Abdülharap mevküin- de silâhliı adamların taarruzuna silâhlı adamlar evvelâ Aliyi öldürmüşler, Bu sonra sürüsünden en iyi koyunları — se- | çip alarak savuşmuşlardır. zet bulabiliriz? Orası şiiphelidir. | — Kaynatayı mi tercih eder- | sin, kaynanayı mı ? — Dünyada yetim kız kalma- di mi Demiş !.. TOPLU İĞNE Malatya'da Bir Kundakçılık Malatya (Hususi) Trakso na- biyesinin Agalan köyüude Süley- man oğlu Yusufun evi kundak sokularak — yakılmıştır. Bu — düş- manlığı kimin — yaptığı tahkik edilmektedir. Cebelibereket'te Bir Müsamere Cebelibereket, ( Husust ) — Yeni teşekkül eden spor klübü- nün zarur! masraflarının karşılığı ikmal olması noksanlarının edilmesi için bir müsamere tertip ve | edilmiş, bir de temsil verilmiştir. Temsilde kalabalık bir halk - kit- lesi bulunmuştur, Hastane Sertabibi Dr. Nuri B. Gaziantep, ( Hususi) — Bu- rada, halkın hayat ve — s:hhatile | | Çenakkale iskelesi Çanakkale, (Hususi) — Çanakkaleden vapu a binip inecek yolcuları sandal ve matörler taşımak- | tadır. Yolcuları taşıyan kayıkçılar anlaşarak günlük aralarında taksim etmektedirler. Bu ortada rekabet kalkmakta ve demirlemekte, sandalcılar Adana'da Gazi Hz.nin Heykeli İçin Proje Hazırlandı Adana (Husosi) — Gazi hey- keli için Vali Mümtaz Beyin riya- setinde toplanan komisyon, proje- sini bazırlıyarak, Ankaraya gön- dermişlerdir. Projenin tasdikından | (o an'atkârlar arasında bir müsabaka yapılacaktır. Adana'da Tenis Birincilikleri Anada (Hususi) — Üç hafta- haftanberi devam eden tenis tur- | navası nihayet bitmişti. Tek kadın birincisi Mm. Kunş- Tek erkek birincisi İsmet Bey ve muhtelit birincisi de Leylâ Ha- nımla İsmet B. olmuşlardır. Tarla Fareleri Öltdürülüyor Adana (Hususi) — Şehrimi | otz üç ve Kozan kazasına bağlı 23 küyda birkaç. gündekerl' tarla son derece alâkar bir hastanemiz | | vardır: Memleket hastahanesi, Hastane mahalli — muhasebei husi Elli yataklıdır. Harici ve dahili hastalıklara nit olmak üzere iki kısımdır. Hastane binası yüksek havadar ymabalde — hişa | edilmiş geniş dairelerden mürek- keptir. len son sistem ve moödern bir ameliyathanesi vardır. Hastaha- | nenin mübim ve fedakârlkla te- | mini mümkün olabilen bazı ihti- yacatım Sıhhiye Vekâleti temin etmiştir. Bu hastane yalnız vilâ- yet hastahanesi olmaktan çıkmış şark ve cenup vilâyetlerinin ade- ta bir şifa yurdu haline gelmiştir. Milâs'ta ve bir Geçen sene ikmal Museviler Bir Türkçe bütcesinden idare edilir, | edi- | farelerinin itlâfına buş'anmıştır. Ceyhan'da Köyle;iîa_s;n Şakiler Yakalandılar Ceybhan (Hususi) — 'Geçenlerde | | imiş. Kinunuevvel &$ N Bi öeimei . — ıkra ı “Karışık İsmifail,, İmiş ! Kâni veziri Paşa isminde değerli bir “1278h - 1861,, m de saraya çağırırlar, “Gümrük işler rine nizam verilmek lâzımge'diği- ni,, ve kendisini teşkil edilmesi tekarrür eden Rüsumat Eminli- ğine tayin edeceklerini - padişah namına - söylerler. Kâni Paşa, Gümrük Dairesine gidip telkikat yapmak ister, müsa air, © daireye yollanır ve en eski bir memuru yanına çağırır: — Anlat — efendi, Gümrük işi nasıl döner? Seksenlik bir ihtiyar olan me- mur, şöyle bir düşünür ve sorari — Evvelinden mi başlıyayım? — Evet, evvelinden başla, so- nuna kadar getir! İhtiyar, — diz Gümrük işlerinin yapmıya girişir: — Efendim. Gümrük, ne türkçedir, ne arapça, — Frenkçe bilenlerin söylediğine göre latin: cedir. El'uhdetü alerravi “Come mercium,, kelimesinden alınmış Evvelce diyarımızda kar& ve deniz gümrükleri vardı, bus der, bu çöker, bizdekl bir tarihçesini | ralarda “İhtisap,, ve “Baç,, uw mile bir vergi alınırd. Tarife yoktu. Beher yükten dörtte bi | üçte bir, ikide bir hesabile bif | mi munzamlar, | lerdi. Değirmendere ve Yalak köylerini | basarak eşya ve para gaspeden eşkıyadan Mebmet — Hanife ile arkadaşları — yakalanmışlar — ve eümhuriyet — Müddeiumumiliğine teslim edilmişlerdir. Gaspettikleri para ve eşyalar istirdat olunmuş- tur. Bu şakilerin takibinde jan- darmamızın — gösterdiği — gayret | şayam takdirdir. | Menemen'de De Yo-Yo Salgını Menemen (Hususi) — Her yer- de salgın bir hastalık halini alan Yo-Yo meraki burayıda - istilâ etmiştir. Yo-Yo yu Menemene ilk getiren tenekeci Mehmet EL olmuş, bu san'atkâr eline geçen bir yoyoyu numume ittihaz ederek birçok 'Vo: Yolar' yapmıp ve 'oa | kuruşa satmıya başlamıştır. Konuşma Birliği Yaptılar | Milâs ( Huıu;) — İzmirdeki | Musevilerin türkçe konuşma ha- reketinden sonra şehrimizde de bir “Türkçe Konuşturma Birliği,, tesis edilmiştir. Birlik faaliyete başlamıştır. Cehelibereketteki Damgasız Keresteler Cebelibereket (Hususi)— Or- man Müfettişi Hüsnü ve Muame- lât Müfettişi Abdürrahman Bey- ler şebrimizdeki kereste fabrika- larında bir arama yapmışlardır. Bu arama neticesinde ( 1300) parça damgasız kereste zühur etmiş ve musadere olunmuştur. para koparılırdı. Frenklerle muw hedeler aktolunduktan sonra bir nevi tarile usulü teessüs etmiş ise de kapanlarda, mizanlarda, çartaklarda, mengenelerde ame* diyyeler, reftiyyeler, ruhsatiyyes ler, imaliyyeler, kâtibiyyeler, rese kantariyeler ves saireler yine gelişi güzel hesap olunurdu. Kâni Paşa anlamak İstedi : Kapanlar, mengencler nedir ? — Bunlar ayrı daireleri idi. Eminler, naipler, kâtipler, mubassırlar marifetile ve müstakillen idare olunurlardı. Defterleri yoktu, fakat kâtipleri vardı. Ne alıp ne verdiklerini kendileri bilirlerdi. Yalnız bunlar mıya? — Bazı vilâyetlerde, sancaklarda “ Mef- ruzülkalem ,, — “ Maktuülkalem,, namile kurulmuş başka çeşit yüm- rük idareleri de mevcuttu. Bunlar da, baç diyip, haraç diyip gelen geçen eşyadan vergi tahsil eder« Tarife ve kanun olmadığı için her gümrük emini kendine mahsus bir mikyas kullanırdı. Meselâ Halepten harice çıkarılan ham bez, sahtiyan, Hindi Horasan denklerinden ikişer buçuk ve: ayrı gümrük | pamuk ipliği denginden bir reyal | hem kuruş ve bir rubu, ipeğin her denginden bir Osmanlı, Ravent vesaire denklerinden yüz kuraş alındığı halde İzmirden, Selânikten çıkarılan incirden, üzümde Üç gümrük alınırdı. Gümrüklerin kimi reyal, kimi kuruş, kimi altın esasını kabul et Bir tarafta reyal alınrken öbür tarafta esedi altın istenirdi. İpek ve ipek ko- zası — zinet eşyasından, — kahve, tütün, enfiye gibi mükeyyifattan baç, hem gümrük resmi, hem mizan parası, bem ruhsatiye, hem imaliye tahsil olunurdu. Kâni Paşa, sakalım karıştırar rak düşündü: — Desene bu iş karışık ismi- fail imiş. Şimdi nas ldır ? İhtiyar memur, tecrübesiz ve- ziri şöyle bir sü — Karışık is I, daim rişık ismifaildir. Mastar olmaz kil.» İhracat Ofisi, tukas müz1kes releri, tarife tadilleri, vesaire vibit Gürlüğe teallük eden kıl leri gazetelerde gördükçe hatırım..chep bu karış.k ismifsil şeliyor! M T*

Bu sayıdan diğer sayfalar: