12 Ocak 1933 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 4

12 Ocak 1933 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

M x I, kanzaraları Silifke Eski Eserler Hazinesidir Silifke (Husust) — Silifke'nin tarihi bir şehir olduğu, Roma ve bilbassa Bizans devrine ait bir- çok eski eserleri mubtevi bulun- duğu malümdur. Fakat şimdiye kadar buulara ehemmiyet verik memiş ve kıymetleri takdir edi- memişti. Geçenlerde buraya gelen Asârı atika mütehassısı Remzi Oğuz B. ik hafriyatı yaptırmıştır, çıkan esarler'« — şehrimizde bir müze açmış, cuhtelif sütun başlıkları işlemeci yazlı taşlar, mezarlardan çıkan şişeler, paralar, demir, ba- kir Aletler ve beykeller bu mlü- 'zenin ilk eşyasını teşkil etmiştir. Eski eserlere ve bunları bulup çıkarmıya karşı umumt bir alâka uyanmıştır. Hergün muhtelif yer- lereen ihbarlar vaki olmaktadır. Hafriyatı yapan Remzi Bey bu | hususta bana şu - malümatı ver- m iştir “ — Ben Silifkeye şimdiye | kadar gelemediğime müteessifim. | Cenup vilâyetlerinde bir seyabat apıyordum. Birkaç sene evvel | ğuııdıki ( Topraktepe ) için bir elsane meydana çıkmış; güya altında Üç yüzden Fazla beykel [ varm $. Son zamanlarda o semtin sahibi Vekâlete müracaat etmiş Hattâ mütehassıs masrafını hafriyat ücretini, her türlü nakdi kısmı da banbbüt ediyormuş, / Silifteye, bili: | hassa bu iş için gönderildim. Toprakteyenin alt kısmında bir duvar, ortasında da kemerli | ( Tol ) bulunuyordu. Bu tolun bir zamanlar — silâb deposu olarak, | bugün de samanlık olarak kulla- maldiği görülüyor. İlk bafriyatta tezenin sun'i1 olduğu ve !oprnfm sonradan yığıldığı görüldü. Fakat altında heykel vesaire bulunduğu masaldan ibare! olduğu anlaş İdı. Burayı gelmişker. biraz tetki- katta bulunmak istedim ve gör- | düm ki Silifke asarı atika itibarile | Anadolunun en zengin bir şehri- dir ve bir seyyai şehri olabilir, Silifke bilhassa hıristiyanlık noktai nazarından da çok mü- bimcir. Hiristiyanlığın ilk kubbeli muazzam kilisesinin ikincisi (Mer- yemlik) denilen mahaldedir. Şehirdeki eserler, bilhassa Bi- zansın ilk devrine aittir. Bu mem- leket halkı, büyük bir zahmete girmeksizin sadec elini uzat- makla kıymetli eser'er bulabitir. Bunun üzerinde çal şmak ve mu- azzam bir şehir müzesi meydana getirmek — lâzmdır. Biz. buğgün maarif müdür Hamdi Beyle bBir- “likte o müzenin bir nüvesini mey- | dana getirdik. Eminim ki bu mü- zeyi Silifkeliler gayretle zengin- leştiröcekler ve şehirlerinin - ıy- metibvi dünyaya — tanıtacaklardır. Biz de kendimize düşen her yar- dımı yapacağır. | Pazarkaş mzhallesinde bulu- | naa mezar Lizınslılara aittir ve | 1500-1700 #seneliktir. Büyük bir kaya içindedir. Üzerine ve yan- larına da şaşırtmak için bazı şey- ler oyulmuştur. Bu yeraltı. oda- sna murabba şeklindeki ka; ısın- dan girildiği zaman sol tarafta üç çocuk mezarı, sağda karş da birer büyük mezar görülür. İçin- deki kemiklerden bu mezarlarda da Üüçer kişinin defnedilmiş olduğu anlaşılıyor. Burası bir aile kabrı bulunan kama, bıçak gibi şeylere göre de ya bir sanatkârın ve yabhut bir mubaribin mezarıdır. Ölüler büyük bir kurşun Tevha- nın Üstüne yatırılmış, bir tarafı da füzerine Grtülerek sarılm ş, dış'a kalan kollar ve başta ayrıca kuürşün — leyhalara sarlarak — bir nevi mumya yarılım ştır. Kurşnn levhaların altında ve kemikler arasında birkaç şişe, balır bile- zik ve yüzük, iğne bakır ve toprak çananaklar, bıçaklar - ve | mükemmel | faaliyetini | ve ayakkplarını MEMLEKET HABERLERİ diği Bayburt, (Hu- susi) — Hergün yeni bir umrana doğru — yürüyen Bayburt'umuzun ne kadar güzel olduğunu — yaz- makla tarif ede- mem. Üç bin beşyüz haneden müteşekil — olan kaza merkezimiz birçok — vilâyet mer kez leri silz- den daha ” çok hal- dedir. Kazanın beledi — intizamı gelip geçen binlerce yolcuların nazarı dikkatini es'n etn * ktedir. Bayburt halkı tal sile gok Javes- lidir. Bayburt gen,liğ b.. vakit- lerinin ekserisini, ilmi, ziral ve edebi eserler okumakla - geçirir- | ler, boş kalan zamanlarında da | #por kulüplerinde — toplanarak Gelibolu'da |Himayei Etfal Şıi)eıı Fak'rr, Çocukları Sevindiriyor Gelibolu ( Husust ) — Küçük ve nisbeten fakir olan Gelibo- lu'da teşekkül —etmiş bulunan Himayei Etfal şubesi cidden çok hayırlı — faxliyetler yapmaktadır. Evvelki gün yapılan kongrede cemiyetin çok çalışkan reisi . İb- rabim B. şubenin - bir senelik izah ederek masarif ve varidat bütçesine ait hesaba- tını verdi, Kaymakam Beyin riya- setindeki üç kişilik bir heyet bu hesabatı tetkik ve idare heyetini takdirle ibra etti, İbrahim Beyin ve arkadaşlarının kıymetli mesa- isi neticesinde Himayci Etfal şubesi burada 60 fakir çucuğa her gün sıcak yemek ve gıda tevzi etmekte, mekteb levazımını almakta, bayramlarda elbi...erini temin etmekte- dir. Cemiyetin Gelibolu için cid- den şayanı ehemnm” hayırlı mesaisinde devamını ve yardımlarının daha fazla inkişa- fiını temenni ederiz. Gelibolu'da Ramazan Gelibolu, (Hususi) — Rama- zanın birinden itibaren ezan ve kamet Türkçe okunmuya — bap lamıştır. Ramazan geceleri çok hoş yeçmektedir. Sahur vaktine kadar bü'ü0n kahveler, gazinolar ve bunlara mümasil eğlence yer- leri açktr. Tekirdağında da ezan ve kamet Türkçe okun- maktadır. —e — ——— —— binayı kemerlerini sötunlar ni saireyi gösteren kıymettar resimde vardır.., Remzi Bey şunları - söyledi: — Bir mezardan sonra — gülerek sekiz bin taksim ettik. Remzi Bey bu - cümlelerile bir şayiaya işaret etmek istiyordu: Hakikaten dedikoducular böy- bıçak kınlar., bakır paralar bul- dük. Şişelerden biri üzerinde bir le bir şayia çıkarmışlar bu şayia- da aüratle şebirde yayılınışt . M. Samni Kadar Yardı | olan - bu | mektedir. | sokaklarda dolaşmak lira prada ç kardık, arkadaşlarla | SON POSTA Güzel Bayburt ve Çoruk nehri aralarında eğlenceler tertip eder- ler, ve İncesazlı kırathanelerde saz dinlerler Bayburt halkı ve Bayburt gençliği ayni zamanda çok misafir perverdirler, Garip vatandaşlarına ellerinden geldiği kadar yardım etmeyi adetâ bir | borç talâkki ederler. Memleketi- | Edirne'de Ramazan Neş'e İçinde Geçmektedir #Ramazanda Selimiyeden bir manzara Edirne, (Hususi) — Şehrimi - de ramazan geceleri çok hoş geç- Havanın — soğukluğu imkânını selbetmese Edirnede gece hayatı gündüz — yaşayışından — farksız olacaktır. Halk Evi sinema salonunda ramazan münasebetile gece mı- tineleri tertibine başlanılmıştır. Matinelerda baş ve on kuruş üc- ret alınmaktadır. Bu para ile fakir talebeler himaye — ultına ahnacaktır. Cümhuriyet sineması sesli ol- duktan sonra sinemaya karşı hal- kıa rağbeti artmıştır. Adana'da Fırka Kongresi Açıldı Ve Devam Ediyor lâyet köngresi yeni idare heye- tini ve büyük kongreye gidecek murahhasları seçmiştir. du müna- dd | ölçüler Adana B (Husust)C. H. F. Vi- | tarafından çarşı da kilo Üzerin- | den her şeye yeni “narhlar,, ve- | tilmiştir. Bü ün esnaf eski Bayburtlular Misafiri Sever Gurbet Vatandaşlarına Ellerinden Gel- mı Bir Vazife Bilirler mizde — ilkmek- teplerle beraber bir de ortamek- tep bulunmakta- dır. Bir şaylaya nazaran memle- ketimizdeki or- tamektep lağve- dilecektir. Maarif Ve-kâ- ! letinin bu nurlu mücaseseyi mem- leketimizden ala- rak — halkımızı mahzun etmiye- ceğini zannedi- yorurz. İstikbalde birçok madenler Bayburt'un etra- fında ölmez birer memba olarak memleketimizi ihya edeceklerdir. Gaz ve bakır gibi birçok ma- denleri havi olarak civarımızdaki ocakların bir kısmı işletilmiş sotra yarim bırakılmış bir kısmı da keşfedilmiş fakat işletilme- miştir. — Vamık Fai . , Merzifon'da Orta Mektep Güzel Bir Müsamere Verdi Merzifon,H( Hususl ) — Kasa- bamız ortamektebi çok güzel bir müsamere verdi ve “zafer yıldı- zı, namındaki piyesi muvaffakr yetle temsil etti. Aka Gündüz Beyin tasarruf hakkındaki son monoloğu pek beğenildi. Bundan başka birçok monoloğlar söylen- di. Salonda tasarrufa ait levhalar ve kıymetli san'atkârlardan resim muallimi Fikri Beyin Çanakkale ve Türk istiklâl harbine ait mah- telif tabloları teşhir edilmişti. Da- vetliler çok memnun kaldılar ve takdirle ayrıldıları — Ça Ga Tekirdağı'nda Kar Tekirday (Hususi) — Vilâye- timizin İşıklar balkanına 3 gün evvel epey kar düşmüş; balkan bembeyaz olmustur. Kamyon Devrildi Silifke ( Husust ) — Silifke - Mersin yolunda bir kamyon dev- rilmiş, yolculardan Mersinli Naci Ef, kamyonun altında — kalarak ölmüştür. Diğer yolculara bir şey olmamıştır. g'HŞ El'aziz'de Yo-Yo Elâziz ( Husust ) Burada Yo- Yo iptilâsı umum! bir şe'si| almıştır. Hamen, hemen bitün çocukların e'inde bir Yo- 10 vardır. Buraya Yo- Yoyu ilk getiren Hamdi Bey isminde bir rattir. Uşak Şekeri Uşak (Hususi) — Uşak şeker | Fabrikası 1932 kampanyası hitam bulmuştur. Fabrika 112832 çuval şeker istihsal etmiştir. Merzifonda Yeni Ölçüler Merzifon, ( Hususi ) — Yeni ayın — birinden itibaren tatbikine başlanmış ve belediye okka ve dirhemlerini kiloya, grama göre yaptırmaktadırlar. — Ça.(Ça, ! | | dik eder. — Kânünusmi 12 Tenkit 'Canlı Bir Kitap Nurullah Ata Falih Rıfkı'nın “ Roman ,, ai (1) okürken, birçok yerlerinde * Voltaire'i hatırladım... Yine mi büyük isimler? Falih Rıfkı'yı, dünyanın en büyük mu- harrirlerinden biri olan Voltaire'e mi benseteceğiz ? Bu mukayese onu ezmek için mi ?.. Hayır, on- Tarın arasında bir mukayese kurs mağa kalkmıyorum; fakat bazf büyük muharrirler yalnız kendi eserleri Üzerinde değil, bütün bir “ tarz , üzerinde hak iddia edebilirler. Bugünkü bir mubar» rirden bahsederken onun şu veya bu büyük muharrire benzedi söylemek, sadece tuttuğu yola aşağı yukarı bir İsim verebilmele içindir, Falih Rıfkının “Roman,, : da Voltaire'inkiler gibi zevkle okur nan, tamifi xzor kitaplardandır ; fakat bunlar esas. bir müşabehet teşkil etmez. “Roman,, da, me- selâ “Candide, —asıl hatırlatan cihet, yıkıcılığının yapıcılığından çok daha kuvvetli — olmasıdır, Falih Rıfkı, zamanımızın insans larının — zayıf, — gülünç, — hattâ iğrenç — taraflarım — görüyor — ve onları İyi bir karikatürcü kabili- yeti ile gösteriyor. Hiçbir tpi, kitabının merkezi edecek kadar muhafaza etmiyor ama hepsine, unutulmaz birkaç çizgi ile bir canlılık, bir sahihlik vermesini | biliyor. | Bu kitabı. bir san'at eseri, bir roman addetmiyor. San'at eserinin ne olduğunu tamamile tarif etmek kabil değildir; en iyisi bir canldık gösteren her eserde san'at bulunduğunu kabul etmektir ; Falih Rıfkı bu kitabını san'at göstermek için değil, bir gayeye hizmet için — yazd.ğını söylemek — istiyor.- Fakat — büu yolda yazılan — eğerlere, san'at eseri değildir dersek yalnz Vol-« taire'i Tolstoy'u değil, Moliere'i, Shelley'yi, Gorki'yi de sanatten atmak İâzıungolir. Zansederim bir muharririn, yııdığı şeylerin sanat eseri olup olmadığını bilmemesi daha iyi oluyor. , Fakat “ Roman ,, hakikaten bir rtoman değil, halbuki onda bir, hatta birkaç romanın unsur- ları var. Muharriri, kendini biraz sıkmak İstese İdi onu herhalde yarabilecekti. Üslübun, birtakım «sülslere ve oyuncaklara alem olduğumü zan- nedenler müstesna, bugünkü mu- harrirlerimiz arasında Falih Rıf- kı'nn| en kuüvvetli üslüp sahiple- rindenbiri olduğunu herkes tas- Onun görüp gösterdi- ğini söyledim, Remy de Gour: mont'a — göre — asıl muharriri, yahsiyet sahibi muharrir böyle olanıdır. “Roman,1 ökürken ep- basın çoğunu duyar, görür gibi oluyoruz. Hem Falih Rıfkı bunun için biçbir. hileye başvurmamış, mühtelif zihoiyetlerde İnsanları konuştururken onların lehçelerini, | şivelerini taklide kalkmamış. (Ba- zan, meselâ iki alafranga hanımın | mektuplarında olduğu gibi, bir- kaç İüzümsüz fransızca kelime.) Onların rzihniyetlerini taklit edi- | yor, “kafa,larının - karikatürünü apıyor. Ön — önbeş senedir çır ıın taklitli bayağı kitaplardan sonra bunu okumak insanın yü- zünü güldürüyor, bizde de har kikt edebiyatın başladığı mü/- desini veriyor. Falih Rıfkı'nın berrak ve ko- şan bir lisatı var. Hiçbir. sunilik, bir süs hevesi görlülmüyor. Yı niz bazan şöyle bir cümle biraf yabancı kokuyor: "“Dost başlir düşman ayağa bakar, derler, Ve kadın — karına bakar., — Niçif | “Ve....? Kadın da...., Daha iyi — | değil mi? Z : () 1 etli, 6 ia *

Bu sayıdan diğer sayfalar: