12 Ocak 1933 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

a İ KB Suy” - SÖON OP STA (ÖPİTTİHAT ve TERAKKİ Z — Her hakkı mahfuz.dıır. —- ııııııııııııııııııııııııııııı Tefrika No. 33 Nasıl doğdu?, ğin | Nasil Yaşadı?.. Nasıl Öldü?.. J Mahmut Paşa Partiyi Kaybettiğini Anlayınca İşi - Alaya Vurdu — ÂAh. Sen yok musun sen.. Hep beni, sen iğfal ettim.. Başı- ma bu işleri getirdin... Diye bağırmıya başladı. Bu iki hıra ve menfaat ortağının arasında bir kavga başladı. İkisi de biribirinin yüzüne haykırıyor, ikisi de kabahati biribirine yük- letmek istiyordu... Bu esunada: — Yemek hazır... Diye' hâaber geldi. Münir Bey, misafirlerini yemek salonuna da- vet etti. Fakat Turhan Paşa ml- tamadiyen ağlıyor: — Aman ölüyorum... Yemek Filân istemem,. Allah aşkına Mü- nir Beyefendi, — kalk gidelim., Mahmut Paşa mıdır, nedir 0 he- rifle yüzleşelim... Bittim, mahvol- dum... cöğim... Diyordu... Turhan Paşanın şu halini görüp te acımamak müm- kün değildi. Münir B. de müte- essir oldu. Onları zorla yemeğe götürdü... Yemekten sonra hep beraber oötele gittiler. — Damat Mahmut — paşayı davet ettiler. Mahmut paşa, Sefir Münir Beyin do İştirakile vaki olan bu davete pok sevindi. Bütün tekliflerinin kabul edildiğine dair İstanbuldan cevap geldiğini xannetti. Zafer kazananlara mahsus biüyük bir gürür ve azametle oötele — geldi... Fakat Münir Bey vaziyeti izah eder etimez damat paşa fena hal- da bozularak ayakları suya erdi. Münir Bey, maboeyn başkâti- binden gelen tolgrafı okuyor, fa- kat Turhan Paşanın haysiyetini kırmamak için ona dokunan yer- leri hazfediyordu. Turhan Paşa Aağlıyor; — Aman beyim.. oku.. sinl oku... hep- Diyor, mevki ve istikbalinin — kıl üstünde asılı durduğu şu ramanda haysiyet ve şerefini hiç düşlinmiyordu. Dama* Mahmut Paşa, partiyi kaybettiğini anlayınca işi alaya yurdu: Turhan Paşaya dönerek; — Vay gidi vezirialişan... De- mek ki,>-bunları yaptınız ha.. Vahı. vah.. vah.. şimdi haliniz ne olacak?.. Diyordu... Turhan Paşa, bit- kin bir halde idi. Her ne bahası- na olurda olsun kendisini kurtar- mak istiyor; — İşte, huzurunuzda itiraf ediyorum., - (Efendimizi)n bu iş- lerden haberi yoktu. Ben yalan söyledim... Vallahi yalan söyle- dim.. billâhi yalan söyledim. - Diye, zelil ve makhur bir halde cürmünü itiraf ediyordu. * Bu hâdiseden iki gün sonra, Pariste intişar eden ( Şafak ) is- mindeki franszca gazetede şu fıkra göründü: ( Mücahidi muhterem Damat Mahmut Paşa Hazretlerini İstan- bula ikna için mühim zevattan mürekkep bir heyet Parise gele- rek kendilerine müracaat ve pek büyük menfaatler temin eylemiş ise de, müşarünileyh hazretleri, Memaliki- Osmaniyede ciddi ve mükemmel bir ıslahat İcra edil- İstanbula ne yüzle gide- | zarları t 1 e aa --,-.1 " #yeMş yo> ıy_t B v “'" 523 ..ı.â,' ,ı'" medikçe vatana avdet etmemiye karar verdiklerini söylemiş ve bu parlak — tekdifleri tamamen red- deylemişlerdir.) İ **6 Bu esnalarda Damat Mahmut Paşanın ( organ)ı olan Şafak ga- zetesinin bu havadisi, bütün na- tekrar Mahmut Paşanın Üstüne celbetmişti., Ahmet Rıza Beyle arkadaşları, (bu davet ve ademi icabet... ) in iİçyüzünü çar- çabuk öğrenmiş!.. Damat Paşaya karşı kalplerinde bir tiksinme hissetmişler.. Ve Fakat (Jön Türk) lüğün menfaatı namına bunu ilfşa etmek istememişlerdi. Çünkü son zamanlarda bazı Jön Türklerin aldıkları tavır ve vaziyetler, artık bu küvvetin inhilâle doğru «sü- rüklendiğini gösteriyor, büna da en ziyade Ermeni komitecileri gülüyordu. Millf mücahedelerine başladıkları — gündenberi hiçbir menfaat karşısında eyilmiyen bu adamlar, kendilerine mücahit sü- İstanbul lll!dlunl ŞehirTiyatfrosu mww Bu akşam saat 21,30 da SARI LEYBEK 'Opereti UMUMA |. L ERTUĞRUL SADETTİN Tiya rosunda Bu akşam İGLORYA'ta DANS CiNNETİi JOAN CRAWFORD ve CLARK GABLE'n Muhteşem temsilleri FOX JURNAL Ci e ru-ı* w J ’_(ı',g, _&, e K ea A: - ;.Jkı W,— e _A,_,_, (L—'Lıı—;. İ R u . Z0 AM ) YT A, T. Kuşdili ) Bu q(-wıi HAMLET ve NERONJ 'Horaşyeden kudret ve san'atla seyret —Pek yikmdı DON JOSE MOJİKA En son ibdaı SİYAR KARTAL bâ a mi — Filmindea * Yü Ki b At Di SK b li v , KARİ e DT AĞ üüi Hd eee d Z S adai ai nn Gi lli 0 el di dd b S İ ll FÜK l Si Ö L Jön Türkilkten ferayat mektubu sü vererek Avrupaya gelen e sonra da zelilâne bir ric'atla da- valarından vazgeçen menfaatpe- restleri gördükçe, bütün türklere ayni nazarla bakıyor; (vatanper- verlik) hissiyatında Türklere ta- kaddüm etmekle iftihar- ediyor- lardı., Bu telâkkide dea haksız değillerdi. Çünkü: Daha mektep sıralarında iken (Abdülhamidin zuülmüne ve iİdaresizliğine) karşı isyan eden ve onunun rütbeli, nişanlı memurlarını kastederek: (Köpektir. zevk alan seyyadı biinsafa hizmetten...) Diya faryat — eyleyen İshak Süküti, Abdullah Cevdet, Tunalı Hilmi Beyler gibi ilk hürriyet kahramanları, kendilerini Avru- pada tahsil gören gençler arası- na kaydettiriyor, Abdülhamidin (tuğra)sile — süslenmiş — senetlerle (muhtacin) - tertibatından maaşlar alıyorlar: ( Arkası var ) —— ea —— —— —e ——— e e İ NE DÜŞÜNÜYORSUN ? Ramazandaki zevkini, neş'eni istediğinden daha lezzetle -bulacaksın. Sinema venüsü LİLİAN HARVEY'i Armand Bernard le KUK PALYAÇO bi 933 ün en güzel filminde Buna İlâvetaen : VATAN HAİNLERİ | hangisini methedelim. Bunlar ayrı ayrı İezzettir. Bugün başladı. Matinelar : 2,30 - 5 geca 9,10 | cağı zamanlar | bayramı günü | bında, belediye e— Ce ——— KAânunusani " ü* Almanya 'da Ingıİız -Casusları Vilhelmshafen Limanındi; Bir Gece Soygunculuğul, ( Baştarafı i inci yfıdı ) bahçe, bu bahçede büyük bir tarlanın ortasında bulunuyordu. En yakın bina, lâakal 200 metre uzakta, büyükçe bir başka köşk- ten ibaretti. O da vasi bir bıh- çenin Ortasında kurulmuştu. Bu adam, önünde durduğu evi haftalardanberi tarassut et- miş, içinde oturanların Üüç, dört kişilik bir aileden ibaret olduğu- nu tesbit eylemişti. Kadın, erkek nüfusu hemen de müsavi miktar- da idi. Fakat onlarda nazarı dikkati celbeden şey, cümlesinin pek ziyade itina ile giyinmekte olmaları, parmaklarının da kıy- metli yüzüklerle süslü bulunması id.. O gece evde kimsecikler yoktu. Köşkün önünde nöbet bekler gibi duran adam, birkaç saat evvel Üç kadınla bir erke- ğin geniş muşambalara bürüne- rek sokağa çıktıklarını görmüştlü. Günlerce yaptığı tarassut netice- sinde vasıl olduğu kat'1 kanaat, ev halkının şimdilik bunlardan ibaret olduğu merkezinde idi. Meçhul adam, bir parça daha durakladıktan - sonra — bahçenin en az aydınlık tarafındaki par- maklık kısınına yaklaştı, hafif ve kuru bir çıtırdı işitildi, sonra boğuk bir patırdi duyuldu. Es- rarengiz adam bahçenin parmak- lığından içeri atlamıştı. Şimdi, bahçenin yaş çimenleri Üzerinde bnlunuyordu Gürültü — çıkarma- mak için bu çimenlik üzerinde yürüyerek —ve dalma karanlık tarafları tercih ederek köşke doğru yürümiye — başladı. —Az sonra yağmur sularile ışıldıyan, bütün pencereleri simsiyah olan evin Önünde bulunuyordu. Bütün pencere kepenkleri ka- pılı idı. Fıkıt ırkı tırıfta ve Halk Fırkası Halk Hatı y leri Yetiştirecek — yardımı İle karşısında bir tavan kısmıma yakın bir kÜÇ” “ pencrenin kepenkleri kapant'''nı mıştı. Evin bu cephesinde ve H pencereye koltuk — vermiş ':" : bir de garaj bulunuyordu. Meç adam garaja — yaklaştı. gi muşambasının kemerini sıkıf! Garaja dayal: ve oluk!ırdın #ÜLİ yağmur sularını içinde toplafi” $, için konulmuş duran fıçının _, '*— rine çıktı, oradan garajın Ü atladı. Şimdi, bu açık pen ," üç metre kadar yaklaşmış " nuyordu. Elile duvarda İsi edebilecek bir nokta aradı, "i " demir çivi buldu, bu çivinin Y17 dımi ile kendisini yukarıya ç& C. ve hızlı bir hareketle penc den içeri atladı. Bu adam, ©0 den kudretli bir atletti. Odad' ? - içeri girdiği zaman mutlak ”| karanlık içinde kaldı. Kalın & E U, yümuşak bir hah üzerit'| olduğunu anladı. Cebinden Ö* Ül hal küçük bir elektrik feneri f k kardı, düğmesine bastı. CCP nerinden fışkıran ziya huzmo bulunduğunu gördü, Bu kap Pı doğru yürüdü., Kapı beyaz boy'hu, idi. Elini uzatarak tolımığııı 4 ( vireceği sırada kafasına öyle Bi kuvvetle vuruldu ki gık bile ##İN miye vakit bulamadan olduf'lu yere yığıldı. Meçhul adam, yedi$ Pi darbenin tesirile bayılmıştı. * — h Şimdi bütün ev ve evi çer$' İ | veliyen bahçe derin bir sükütt? Pi içinde uyuyordu. Fakat ara SiP' || sokakta dolaşan bir polis mem' | * runun asfalt cadde Üzerinde akisler bırakan ayak sesleri diliyordu, - Memur, yakasını k dırmış, ellerini cebine sokm her - tarafından — giril — şıril yağmura ehemmiyet nrmly 'fŞ bir aşağı, ble yukarı ııılnly ' Halk Hatipleri İçin Bir Talimatnam? Yapıldı Faaliyete Başlanıyor B “ KISIM V Hatipler — vazifelerini — nasıl | görürler : İster bütün memlekete ait büyük milll günler olsun, ister mahalli sevinç veya keder sebep- lerile hbalkin bir arada - toplana- olsun, her yerde ve her toplanışta Fırkamızın sesi işitilmelidir. Meselâ: Cümhuriyet memleketin — her tarafında Fırkamız nammma nu- tuklar vermek Jlâzımdır. Diğer meselâ, memleketimizin aziz bir parçası olan herhangi bir kasaba veya Kköyümüzün düşman işga- linden kurtulduğu gün o mahalda Fırkamızca nutuklar söylenmeli- dir. Bir. köyün muhtar intiha- ve meb'us inti- haplarında Fırka hatipleri yer yer nutuk — söylemelidirler. Meselâ, bir köyde — umumi sünnet düğünü, kasabalarda — pa- nayir sebeplerile toplanışlar ha- tiplerimizin faaliye leri için iyi ve tabil zeminler hazırlarlar. : Fırkanın — halk — hatiplerinin, esasları kaydeden not defterleri bulunmalıdır. Nutuk ve hitabe- ler ya yazılı bir kâğıttan okunur veyahut ağızdan söylenir. Fakat halkın hisleri üzerinde tesir ya- nış ve uyanış tesiri yıpır Wi » el A V Ko z A ll d! pılmak istenen mevzuların ol? Wn maktan ziyade söylemek tarzınd” P" telkini muvafıktır. Hatip bu tar£” İ söylerken madde başları yaz” bir nota -bakabilir. Yazısız lenen nutukların esassız ve mü zusuz olması çok fenâ maküs bir tesir yapacağı dalif? akılda tutulmalı ve söylenect ! mübim — esaslar — ehemmiyetif” |i göre — ezberlenmelidir. Bilhast' |h köylülere sık sık söz söyliyect Yu hatiplerin kendi — sınıflarında” kıyafet ve halce ve hatta gi mek tarzı itibarile mümkün möf tebe kendilerine benzer olm? faydalıdır. Fakat bunlar ışagıdı. t.;k | bahsinde yazılı şekilde yetll d | lirken her halde ana fikirler iyi ezberletilmelidir. Köylüler ve "', | sit görüşlü vatandaşlara söz 0) ÜN liyecek arkadaşlarımız nisbe basit ve müuhtasar konuşmıü lar. Bunlar tarafından, iyi ve B” zel fikirlerin, muhatapları yott”” yacak bir surette, fakat dovamhf f gebatlı bir tarzda ve her vesi ',",j w tekrarlanması halka kuwetlı » » | Ö. 4 â m gö H ÜR y v üi p li Kati ll Te ll

Bu sayıdan diğer sayfalar: