19 Ocak 1933 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6

19 Ocak 1933 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

6 Sayfa SON POSTA Paranın Getirdiği Felâket Amerika'da —dört yüz elli milyonluk bir ser- 'kâ ::;’ vet bırakan eski g bir Alman muha- cırına git bir miras ' meselesini mevzubahs etmiştik. Mirası bırakan öldükten sonra bu mirasa hakkı olabilecek kimseleri tahkik etmek Gzere Avrupa'ya gelen bir Ame- rika'lı avukat 92 yaşında Madam Hakel isimli bir Alzas'lı kadın bulmuştu. Mirasın bu kadına ait olduğu tesbit edildi ve ken- disina bir miktar malısuben para werildi. Fakat Madam Hekel'in bu miras ile beraber rahatı da bozulmuş oldu. Çünki bu kadın, Ötedenberi evinde yelnır yaşı- mıya ve oturmiya — alışmıştır. Paraları ahıp evine geldikten sonra bir müddet bunları nerede saklıyabileceğini düşünmüş, ta- tınmq. uykuse kaçmış. Bir ara anknotları yatağının altına yer- leştirmiş, fakat yine gönlü rahat ıdı;emlı. 'ara çantasıni kaptığı gibi koruşusuna gitmiş, derdini ıı::l- mış; © da hak vermiş. Yeni mil- yoner kadına bir yatak yapmışlar yatırmışlar. Fakat ertesi sabah uyandığı zaman para çantasının ğ'rîndo yeller estiğini görmüş, ağırıp çağırmıya başlamış. Ev sahibi şiddetle cevap vermiş, iş gabıtaya aksetmiş. Ev sahibi tevkif olunmuş. Az bir müddet sonra vwicdan azabı duyarak paraları teslim etmiş fakat bu defa içim den bir miktarını alakoymuş. iş davaya binmiş hâkimler bu işi ballede —dursunlar doksan iki yaşına gelen, kimseya muhtaç olmıyan ve şurada birkaç günlük ömrü kalan bir kadıncağız, bir- gdenbire cebine giren milyonların tesirile rahat ve huzurunu kaçır- mıştır. e yal para her zgaman saadet getirir mi? * Şıı Amerikalıların garipliği aca- ba daha ne katdar zaman de- .- vam edecek? Mis- ter Filipson iş- minde çok zengin bir Amerikali ik- 'nsan Gibi Konuşan Köpek tısadi buhran dolayısile fabrika- anı kapatmak — mecburiyetinde kalınca kendisine yeni bir meşgale bulmuştur. Bu zengin Amerikalı en İyi cinsten olmak Üzere tamam yirmi beş tane köpek satın al- miştır. Mister Filipson şimdi bun- lara papağan gibi konuşmak dersi vermekte ve bu işle yalnız başına kendisi meşgul olmaktadır. Mister Filipson bu köpeklere kelime öğretebileceğini ve bu kelimeler sayesinde onları biri- birlerile konuşturabileceğini iddia etmektedir. Bu garip adam bütün rahatını köpekleri uğurunda feda etmiştir. Oulara hergün sabahtan akşama kadar kelime öğretmek İçin uğraşıp durmaktadır. Bakalim muvaffak olabileck mi? Yeni Neşriyat: Holivut Holivut'un 9 üneü sene S üncü sa- yisı çök güzel — resimler ve ön sön sinema — havaditlerini — havi olurak intişar etmiştir. ö ( e— — —— TAKVİM —— | Gün PERŞEMBE — Kasim | S1 19-İkinci KANUN 933 73 Arabı Ruml 21 - Ramasan 1351 6 aci Küş -1348 | Vakit (Exzani vasati| Vakit (Ezani fwasati | Güneş |i da İK zz fakşam | E—| 17 08 Öğte Dü 6 )>2 | Yataa (1 36 | 1864 İlsladi 135 |- 56 l....ı.İızmâ.w Dünyada Olup Bitenler — Bir “Kız Tamam AÂltı Sene Bütün Hıristiyanları Aldattı Fakat İşin İçine P-a;aîla_r Karışınca... Terez Nöyman'ın gözleri birdanbire açılivermişi! a Almanyanın Bavyera mıntaka- sında bütün fen âlemini altı senedenberi meşgul eden bir hâdise devam edip gidiyor ve fen, karşışında sadece hayraet duyduğu bu mevzuu anlıyamıyor, anlıyamadığı için de anlatamıyor. Mesele şudar: ş Bavyera'nın Konnersröyt isim- Hi kasabasında bir terzi vardır. Bu terzinin on çocuğu vazdır. Onuncu çocuk sarı saçlı ve bi- gün tam otuz dört yaşında bir kırdir. Bu kız yirmi sekiz yaşın- da iken Konnersröyt'te bir ya- gin oluyor. İsmi Terex Nöyman olan bu kız da, birçok köylüler gibi yangında çalışıyor, eşye, su taşıyor, bu sırada feci bir kazaya üğryor. Bel kemiği zedeleniyor. Bu yüzden topal kalıyor, kulakları işitmiyor ve gözleri görmeyor. Terez Nöyman dindar bir kiz- dır. Hasta kaldığı ve yataktan ç- kamadığı bütün bir sene rarfında hep din kitapları okutup dinliyor, Ve bir gün, tam kazanın Üzerim- den bir sene geçip te ogünün devri senevisi olduğu zaman ya- tağından kalkıyor, gözü iyileşmiş, kulakları - düzelimiş, vücudunda hiçbir arıza kalmamıştır. Herkes, bu hâdise karşısında şaşırıyor, bir müddet sonra Terez Nöyman apandisit oluyor. Doktorlar ame- liyat lüzümunu ileri sürüyorlar, Fakat kız razı olmuyor. Bu has- talığı da kendiliğinden geçiyor. O günden sonra kıza, kendisinde ilâhi bir varlık olduğu kanaati geliyor. Bu arada bir başka tezahür göze çarpiyor. Genç kızın vücudü yara içinde kalıyor. Bu yaraların verdiği ıstırap - ile ağladığı zaman, gözünden yaş “yerine kan geliyor. Sonra, bu kız, din! cezibelere tutulüyor ve cezibeye tutulduğu zaman, oku- ma, yazma bilmemesine ve Ab- manyanın da yalnız Bavyera lehçesini konuşmasına rağmen, İsa'nın lisamı olan Arameen dilini konuşuyor. Hatte, bu dil ile saatlerce konferans bile veri- yormuş. İşin diğer bir garip tarafı da şudur: Bu kız, cezbeye - tutulina | alâmetleri başladığı altı seneden- beri ağzına bir lokma bir şey koymamıştır. — Birçok — kimaeler, kızın yanında tam altı hafta geceli gündüzlü nöbet beklemişler ve hiçbir. şey yemediğini gör- müşlerdir. Onun içindir. ki bu kızın evi, binlerce hristiyanın bir ziyaretgâhı olmuştur. Fakat kıza ve ailesine, gerek sadaka, gerek hediye namile şimdiye kadar biçbir şey kabul ettirmek müm- kün olmamıştır. Diğer taraftan kızın altı senedenberi bir şey yemediğini duyan en maruf fen adamları ve doktarlar da — kızı muayene etmiş, fakat bu fevka- Hâdeliği izah edemiyerek sadece hayretlerizi göztermişlerdir. Yal- nız, bazı Rhvalde fon, İnsanın deri Üzerindeki küçük delikler vasıtasile — gıdalanmasını — kabul ediyorsa da bu takdirde, vücu- dün — mabiyetinde —husust bir değişiklik hâml oluyor ki bu hal Terez .Nöyman'da yoktur. Bugüne kadar malüm şeklile bu kızın bir histerik olmasını aaerere kabul etmek te mümktün olma- mıştır. Onun İçindir ki bu kızın vaziyeti canlı bir muamma halini almıştır. Maamafih Alman peskopos- larından mürekkep bir heyet toplanarak bu kızın - allesine müracaat etmiş ve kazlarımı, maruf doktorlardan mürekkep bir fen heyetinin lüzum göreceği kadar müşahede ve muayenesine müsaade — etmesini — istemiştir. Fakat kazin aklesi bu teklifi reddedince, o vakte kadar bu kızı bir aziz telekki eden Alman kilisesi, umum! bir beyanname ile vaziyeti halka bildirmiştir. Yirminci asrın mucizesi telekki olunan ve hristiyanları akın akın kendisine çeken bu kıza ve ailesine, şimdi harkes bir sahte- kâr gözile bakıyor. PERTEV NİYAL VAFINDAN: Köprübaşında Valde hanı tahtında 9-34 No, lu mağaza « 28 No, lu » » " " 9. ” » » » » " »derunundal3-14 No.lu maa odamağazal —» » . * . * | 10 No, lu mağara 9 . v BU Sr vür D 3ai 7 No.lu İda ”$ ğ » » » # » 10 No, lumanoda mağazal » » " » » » tahtında — 26 No, lu mağaza n ö îkııuydı Gureba Hüseyinağa mahal. Nalıncı sokak 14 Nolu | » " ane Silvrikapıda Belgrat eaddesinde 22 No, lu bosten Bi e . Şişlide Meşrutiyet mahal, Ebe Kız so. Valde aprt. 5No. dairel —» . Pertev Niyal vakfı akaratından balâda mubhurrer emlâk yirmi gün müd- detle ve açık arttırma surelile müzayedeya konulmuştur. Kiralamak iste- yenlerin müzayede günü aolan şubatın Szuna müsadif perşembe — güuü saat 15 kadar İstanbul Evkaf Müdüriyeti mene müracaat etmeleri, Beyoğlu Kazası nde vakfı mezxkür İdaresine veya Encü- Defterdarlığından: Kilo Menşe Nevi Denk Bursa 4 B * 5 2 " 6 22 v Ş 7 42 68 2108 . lekarta 12 B0 372 Trabzon: filiz 6 32 I ö » T 161 1 11580 " . Hekarta 116 6960 pul » 536 20904 lskarta i 12 468 518 Yektn 42302 Galata Maliye Şubesine borçlu Bank Belej Burla Tıranjin Aksarayda Sineklibakkal Redifpaşa konağında mevcut mahcuz tütünlerinden balâya yazılı cem'an 42302 kilosu bu ayın 23 üne müsadif parartesi günü merzkür konakta açık artlırma suretile satılacaktır. Müzayedeye aaat onda başlanacağından tafsilât almak istiyenlerin daha evvel Galata Maliyo Şubesi Tahsil memurlu- ğuna ve yevmi müzayede günü satış mahallinde Maliye memuruna müracaatleri. 3 ımı'mlddıtlı 1 Postane Hâdisesi Büyük Postanede Bir Hâdise Oldu ( Baştarafı 1 inci sayfada ) mışlardır. Fakat — memurlardan evki Boyle d.ib'kh: arkadaşı araya girerek başmemurnu kurtarmak, mütecavizleri de ya- kalamak — istemişlerdir. Ancak kavga çok çetin bir şekil aldığı için ayırmak müşkül olmuş ve bu arada Şevki Bey de birkaç yumruk darbesile yaralanmıştır. Şevki Beyin yözünden kanlar ak- mıya başlamış, gözleri ve yanak- ları mosmor kesilmiştir. Fakat işin duyulduğunu farkeden müte- cavizler Ahmet Beyi bırakarak koridorlardan döne dolaşa kaç- mışlardır. Hâdiseya derhal posta ve tek başmüdürü Hüsaü Beyle tolgraf buşmüdürü Samih Bey va- ziyet etmişler, tahkikat yapmıya :xl:ııışlu&r. Bu hâdisede ka- tli olan memur vazsa şiddetle tecziye edilecektir. Diğer taraftan kendisine atılan klarla ya- ralanan memur Şevki Bey mah- kemeye müracaat ederek beşbin liramanevi zarar ve taxminat İste- miştir. Meçhul mütecavizlerden birl- nin isminin “Sadi,, olduğu — söy- lenmektedir. Dün memurlardan bazılarının ifadeleri alınmış, bir hanım memur da idareten Beyoğlu postanesine nakledilmiştir. Küçük Orhan Nasıl Yandı ( Baştarafı 1 inci sayfada ) civar ev sahiplerini hakiki bir endişeye düşürmektedir. Bu ço- cuklar, soğuk günlerde hep bir olup mahalledeki evlerin tahta« larını sökerek kâğıt ve talaşlarla büyük bir atoş yakarlar ve etra- fına dizilerek ısınırlarmış. Bu semtin sakinlerinden bi” çoğu bu vaziyetten aldkâdür makamlara müracaat ve şikâyet ettikleri halda hiçbir — netice elde edememişlerdir. İpllkîlı hamamında bakkallık yapan et Efendi, dükkânda 9-10 y;ı.ım:k. blı:l oğlunu bıra-« kıp, — dışarıdaki e meşgul olmaktadır. İşte bu çocuk, evvelki gün dükkânn ardiyesinden gaz almıya lerken, mektep ve ma- halle arkadaşı Orhan da peşine takılmış ve hep beraber gaz çıkarmıya gitmişlerdir. Dükkâna lâzım olan gazı tene- kesine dolduran küçük Mehmet arkadaşını yalnız bırakarak, dük- kâna dönmüştür. Bu sırada gaz tulumbasının ne olduğunu merat eden Orhan tulumba ile oynarken, birden bire gazlar fışkırmış, vü- cudu baştan aşağı gaza bulanmış tır. Bu vaziyeti gören Mehmel ise, çocukluğunun saflığı ile onal şu nasihatı vermiş: *“— Aman, annen görmesin, seni Öldürür. Git, bir ar su ik #stünü yika da gaz kurusun ,, Küçük Orhan gazın kuruyar cağına aklı keserek, üstünü başın' #u İle gilmiş, sonra dişarı çıkaral aklına gelen ikinci bir fikri tatbik koyalmuş.. Öteden beriden top ladığı birkaç kâğıt ve tahta par' bir nteş yakmış, ateşil başına g gazı kurutmağa başlamıştır. Bu sırada ateşe fazla yaklı şan Orhanın — gazlı elbisesi olarak tutuşmuştur.. Alevler a snda birdenbire şaşıran — ki Orhan feryat etmeğe ve kaçmı başlamıştır. Bu feci man: ören komşular derhal koş L. alevler içinde kaçan küçt, Orhanı yanmaktan — kurlar çalışmışlardır. -Fakat ı&nduf: işi pek çabuk olmamış, Orbü bacakları, karnı, yüzü ve koll feci şekilde yanmıştır. Za' kta cuk Z.ığl': surette hasta - Llnl:: e ıta yaptığı ta ticesinde küçük lg'lııkl:ll !/km din bu meselede biçbir olmadığına kanaat l'“"*î

Bu sayıdan diğer sayfalar: