10 Şubat 1933 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9

10 Şubat 1933 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

13 Yazan: Pigyer Melon <— <—— £ON POSTA ÂAhmet Kaybolmuştu “Ramazan Arifesind Herkeste Hayret Uyan Çünkü, bir İnsanın şçeçmiş hayatına bu derece saplanarak |cak şöyle söyliye- onu tekrar yaşamak - İstemesi ya hastalığına, yahut ta hususi bir emel beslemesinin delili idi. Ceza- irde Ahmet Reisi tanıyanlar işte | buna hükmetmişlerdi. Bu hal, evinin ziyaretçilerle dolup boşan- masına sebep oluyordu. Abhmet Reis, gelen misafirleri Lüyük bir nezaketle karşıliıyer, bahçelerini gezdiriyor, gölgeliklerde dolaş- tırıyor, sonra, bir incir altından | fışkıran havuz kenarıma — götürüp İstirahatlarını temin ediyordu. İş- çilerine yol verdikten sonra ÂAh- medin bizzat bahçe hizmetine koyulması, bütün bu misafirleri onun aklından zoru olduğuna meylettiriyor, — içlerinde, biçare adamı bir an evvel tedavi ettir- mek arzuları uyanıyordu. Cezairin | İhtiyar insanları, aralarında bu bahsı uzun boylu konuşup oldur- duktan sonra maksatlarını Oruç Aliye açtılar, Zamanın en kale raman bir korsanının böyle vakit- lerini boş geçirmesine Allahın ve kullarının razı olamıyacağını da anlattılar ve birkaç parça sepze yetiştirmek uğrunda geçirilen fır- satların doğru olamıyacağını söy- lediler. —İçlerinden en ihtiyarı töyle konuştu : — Ya Ali! Böyle bir ada- mın günlerini kova, kova su taşımakla öldüreceğine, kuvvetli | kalyonların başma geçerek dava- - Mızin düşmanlarına — cezalarını Yermesi daha — münasip değil midir ? Oruç Ali cevap verdi: — Bilmem ve hem bir hüküm vermek için herhangi bir san'a- tim de yok. Bir diger ihtiyar söze atıldı: — Senin yeğeninin bali, bana Öir acem masalını halrlatıyor: Riyayet ederler ki yaktile bir balıkçı varmış. Bu balıkçı, balık- ları daha iyi cezbedebilimek için altan olta kullanırmış. Filvaki, aİtin renginin su İçinde parılt- tinı gören balıklar sürü halinde balıkçının oltasına akın ederler- Hiş, O gsuretle ki, ©6 zamana kadar kimsenin görmediği türlü tekilli balıklar yakalamıya mu- Vaffak olurmuş. Fakat netice bat — çıkmış, — demir — olta n diğer balıkçılar hergün, Sopet, sepet av yakaladıkları de gayet büyük balıkları tutan A oltalı balıkçı bunları sudan Yşarı çıkaramaz ve bir netice tlde edemezmiş. Abmedin vaziyeti de buna '*lıılyor, O, altın sarfederek ı'vılııı sebze yetiştirmiyo vak- "_!lni. bir İnsandır ki herhangi bir sahada, bugünkünden daha “verişli ve faydalı bir şekilde Balışabilir. Doğruyu söylemek ::mgollm. Ahmet Rels kanuna muhalif hareket ediyor, — Vallahi kestiremiyorum. «& sonra sakalını sıvazlıyarak Sevap verdi: — Belki eseri — gördükten hükmünü erken verdiğine Man olursun. yar muhatabı, bu manalı söz önünde an- bildi: — Hakkın ola- bilir. Onlar, bir ta- raftan böyle ko- nuşurlarken di- ğer taraftan da Ahmedin bahçede çalışışını — tetkik ediyorlardı, Abmet - rels etrafına — bakın- sola dolaşıp du- rüyordu. İhtiyar misafirler evden içeri — girdikleri zaman — gençlere yakışık — alır tarzda, önlerinde baş kırarak hürmetkârane bir selâm vermiş, sonra — yanlarına bahçenin en nadide meyvalarından bir sepet koymuş, —kuyudan soğuk — sü çekerek meyvaları içine atmış, sonra işine koyulmuştu. İhtiyar- lar bir tarafta amcasi!e konuşur- larken Ahmet reis bir defacık olsun — misafirlerine bakmamış, hep kendi âleminde yaşamıştı. Nibayet muhavere bilip te herkes ayağa kalktığı zaman, ilk söze dbaşlıyan ihtiyar; Oruç Aliye şu sözleri söyledi: — Hakkın var, Ali, Allahın bikmetinden sual olunmaz, ve arkadaşlarile beraber Ahmede doğru yürüdü. Ahmet relis, işini bitirmek Üüzere idi. Onların gidi- şini görürken tekrar selâm verdi. Ihtiyarlar şülümsiyerek selâmına eki Bu Kayboluş dırmıştı Korsanlık devrinde bir filo mukabele etliler ve yola dizil- diler. — Yürüdükleri — patikanın sonunda, ber biri bir tarafa ay- rılmak — ve — evlerinin — yolunu tutmak — mecburiyetinda - idiler. Veduîışırlııken, içlerinden biri mırıldandı: — Bu Ahmet, hakikaten anlaşılmaz adam! Hep birden baş'arını eğdiler ve sessizce bu hükmü tasdik ettiler. x Bir sabah Cezair'de herkesin hayretini uyandıran bir haber dolaşıyordu. Ahmet reis ortadan kaybolmuştu ve hiç kimse gittiği yeri bilmiyordu. Hâdisenin b hassa garivliği, bu kayboluşun ramazan arifesine tesadüf etmesi idi. Cezair müslümanları, arife ünü birbirine, büyük iftar ziya- etleri verirler. ( Arkası var ) 10 Şubat Cuma İstanbul — ( 1900 metro ) 1T Mu> şerref H., 18, Kemal Niyazi B. ve ar- kaşları, 19 Orkestra, -0 Belkıs H., 20.30 Hanımlar saz heyeti, 21,90 Or- kestra, ajans ve borsa haboeri, saat ayarı. Ankara — (1588 motre ) 12,30 Ankara Palas oörkestrası, 15 tan 17 ye kadar M. M, M. halk konseri, 18 saz iŞataraban — faslı). 19 sjana — haberleri, 1015 Ekrem B. tarafından — keman konseri, 20 Pr. ders. i Varşova — (14li — motre ) 18.10 gemici konseri, 17 gamici ve halk şir kılârı, müsababe, “1.15 Soönfonik kon- şer (Haydân, Tsehaikovsky, Respighi), 24 dana musikisi. Peşte — (580 motre) — 20,05 Sa- lon orkestrası, 21.80 — İliristiyan kız- ları cemiyetinin konseri, 22.90 haber- ler, mütsakıhen Mucar halk şarkıları. Münih — (632 metro ) 18 Frank- |, furtlan könser, mtlsahabe, 2030 aa« yeli musikili neşriyat, YZ..5 bafif ha- valar ile fantaz lar. V.yana — (GİT7T mütre) 17.40 ta- gannlli konsor, mühtelif, 21 R jisör Öswald Kabasta'nın ' ıdaresir d, Juliug Bit ner'in — esorlerinden tagannili saa- fotik koönker, 22.15 — müsahabe, 23 Gustav - Macho — takımının bafif mu> elkisi. Milâno - Törino - Florensa “0.45 plâk, kahve müsikisi, 21.35 müsaha- be, plük, 29 senfonik konsar (Bach, HMoAi — ÇAST melro ) 2025 sakno- fon konsori, £0.00 — operet parçaları, 22 karışık tagennili yarım sast, 22.gö piyano — sonatları. Roma — (4$1 metre) 21.50 ka- k konger (Donizotti), 22.15 piyes, konserin — dövamt ( Opera par- S'gan müsikisi ve |- P eC C. # EEĞR —-.7 TAKVIM — CUMA Kasım | 10 ŞUBAT 933 «5 ” Mal t 15 - Şavgl — 5l &o Vakit | Ezanijvasati| ' Özle ikindi Resim Tahlili — Kaponu | Tabiatinizi öğrenmek — ktiyorsaaız resminizi B adel kupoa Üe bi /| Hkte gönderinik. — Rosminiz sraya aâbidir. ve İade edilmez Bulunduğu momleket | göonra mantoların: 933 Türkiye Güzelliğine Nazire_ Hamm*Seçildi (Başptarafı Sinci sayfada ) alarak müsabaka harici kalmış- lardı. Geriye kalan dokuz güzel arasında da son intihap yapılar gaktı. Fakat hakemlerden birkaçı iliraz ettiler: — Üç numaralı güzeli daha görmek istiyoruz. Ve hemen kabul edilen bu tek- liften sonra 3 numaralı güzel mahcup bir eda ile tekrar salona alındı ve yine menfi not alarak uzaklaştı. Şimdi müsbet not elan dokuz güzelin son imtibanlarını seyredi- yorduk, Bu imtihan tenasüp, şive, gülüş ve umum! vaziyet yoklaması şeklinde olüyordu. Peyami Safa ıonıyordgı z bir — Hangi — mektepte — oku- dunuz? — Sen Benuvada. — Fransızca bilir misiniz? — Evet. — Heyecan duyuyor musunuz? Ve bu sual dolgun bir kah- kahaya vesile veriyordu. Fakat bu kahkaha sahtedir. Maksat güzelleri güldürmek, onların gü- lüş — vaziyetlerindeki * kusurları veya meziyetleri anlamaktır. Bu imtihan da bilmiş, menfi ve müs- bet notlar verilmişti. Bu son yaklamada dört güzel müsbet not almıştı.. 23 Nazire, 45 Feriha, 18 Melâhat ve 21 Adalet Hanımlar. İstanbul güzelini seç- mek için bu dört güzeli üçüncü bir imtibandan geçirmek lâzım, Dışarda, — sokak — ortasında kalabalık bir kütle müsabakanın kat'i neticesini bekliyor ve sabır- sızlanıyor. No çare ki netice ancak geceki baloda İlân edile- cek. Fakat duvarların kulağı var, derler ya., bu da öyle oluyor ve en kuvvetli ihtimalin 23 Nazire Fevzi Hanım üzerinde toplandığı şayiası kulaktan kulağa sekiyor- du. Tabiidir ki ilk seçmede mü- sabaka harici kalan güzelleri de merak etmişsinizdir. Onlar şüp- besiz ki yeis içinde aşağı iniyor ve evlerine dönüyorlar, Simdi herkes, hatta hakem- ler bile son beyecanlarını yaş: yorlardı. Bu sefer “dört — güzel arasında —et sonuncu imtihan yaplacaktı. Dört güzel tekrar sa- İona alındı, hakem beyetinin tet- kikinden bir daba geçtiler. Ve artık hiç şüphe etmiyelim ki İs- tanbul çüzeli kat'i olarak seçik mişti. Fakat acaba kim kazandı? ! Bunu da öğrenmek müşkül ol madı. Bu dörtten üçü, 45 Feri- ba, — 18 Melâhat ve 21 Adalet Hanımlar — salondan — çıktıktan giydiler, loş gölgeli merdivenlerden yorgun adımlarla kapıya doğru indiler ve gitliler. Artk yukarda kalan 23 Nazire Hanımın İstanbul gü- zelliğine — seçildiği açıkça anla- şhyordu. — Filhakika — baken- lerin münakaşalarından, müta- learından sonra — Nazire Fey- z H 933 yılının — İstanbul güzelliğine büyük bir ekseriyetle seçilmişti. Neticeyi taşlıkta bek- leyen yüzleşce halk Nazire Ha- nımı, G”İa:nbul gözeller püze- | Jini giyaben alkış'ıyor, bravolar, L — M dERE M | çok uzün sürmedi. İstanbul gü- Resim — intişa edecek mil ? Resimla klişesi BO kuruşluz Vul mukabilinde gönderilebilir FF —. (9 müe) (ü — metre) 1 e mofon, 14 keza, 18 radyo o:hıtrc:ıı.. 19,85 keza. 21 sönfonik konser (List, Baescu), 22.20 koza (Strausa). Breslau — (325 metre) 18 Po- puriler, 20 radyo orkestrası, 21.80 Gitar Pefakatile şarkılar, 210 Dane- Jar ve şarkılar, 23,00 Bereladen dane musiksli. yaşaaa...lar!. SN Türkiye güzelinin seçilme işi zelinin intihabından sonra <- mir güzeli Neriman, Bursa gü- zeli Leman ve İstanbul güzeli Nazire Hanımlar hakem beyeti- nin huzuruna çıktılar. Pğıkım heyelini teşkil edenlerin birçoğu daha ük bakışta Nazire dHıııııı[u tasarlamışlardı ve netice de öyle oldu. mhul güzeli Nazire Ha- nun 933 yıl nn Türkiye güzellik kıraliçeliğine - seçildi. İzmir gü- zeli Neriman H. ikinci ve Bursa güzeli Leman Hasım da üçüncü - oldular. 45 Feriha Hanım da İstanbul — ikinciliğine — seçildi. Merak — ve heyecanla — başla. yan * güzellik İmtihanı yine mee rak ve heyecanla neticenlenmiş, bitmişti, Türkiyenin yeni güzek ler güzeli Nazire Hanımı bu bü- yük muvaffakiyetten dolayı teb- rik ederiz. Güzeller Balosunda 4 İntihabın ilâm güzeller şere« fine gece Tokatlıyanda — verilen baloda ilân edildi. Evvelâ Türki- ye güzelliğine seçilen — Nazire Hanımın İsmi okundu ve alkışe landı, sonra da İstanbul ikincilk gine seçilen 45 Feriha Hanımın ismi okundu ve ©o da alkışe landı.. Bu sırada — baloda hazır bulunan Aka Gündüz Bey itirax ederek hakem heyetinin tarafkir« Kk yaptığım, Türkiye güzelliğina Feriha Hanımın seçilmesi lâzım- geldiğini — söyledi ve bu iliraza baloda bolunanlardan bir kısmı alkışlarla iltihak etti. Ancak sou karar hakem heyetine ait olduğu :Şiı. halkın fikri çok mubterem İmakla beraber hakem heyet- nin karanrmı — kabul — etmek lâzımgeldiği — bildiri'di. Bu sırada Feriha Hamm bir iskemleye çıkarılarak baloda bu- lunan — taraftarları — tarafından uzün uzun alkışlandı. Dün gece geç vakit tahkikat yaptık. Aldığımız cevaplar şöy- ledir: Müsabaka programına göre mbul — ve Türkiye — güzelini seçmek hakkı nihal olarak ha- kem heyetine ait olduğu için hakem beyetinin kararı mutâ olmak lâzımdır. Nitekim de öyle olmuştur. Türkiye Güzeli Nazire H. İlk İhtisaslarını Anlatıyor Muharririmiz 933 İstanbul ve Türkiye güzellik kıraliçesi Nazire Hanıma ilk olarak şu suali so- ruyor: — Bu netice sizi di mi? Güzelliğini masum ve sevimli bir tebessümle süsleyen Türkiye güzeli cevap veriyor: — Şüphesiz Beyefendi.. Hem kendi namıma, hem de sevgill yurdumun hesabına çok mes'udum Çok mümtar ve yüksek mevki sahibi Bey ve Hanımefendilerin teşkil ettiğzi bir hakem heyetl bana Türkiye güzelliğini temsil etmek — gibi şerefli — bir vazife diler. Nasıl memnun olmam, YT Güzellik hakkanda fikriniz? — Güzellik her kadın için, bilbassa ber genç kiz. için idealdir. Ben kendime gözel diye- miyeceğim. Fakat zevklerini eser- lerile ispat eden bir hakem heyeti azası bende Türk güzelliğinin karakterlerini bulmuş demektir. — Şu dakikada.. 033 Türkiye güzeli bir zekl hamlesile muharrimizin — sözünü kesiyor: — Şu dakikada şüphesiz ki çek heyecanlıyım.. Pek çolr.. 933 Güzeli Türkiye Güzellik Kıraliçesi Nazire H. Son Postaya güzel- liğin ince sırlarını ve hayatını anlattı vevindir- Yarın AÖkuyunuz

Bu sayıdan diğer sayfalar: