12 Şubat 1933 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9

12 Şubat 1933 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

158 AHMET REİS Yazan! SON POSTA Piyer Melon Ahmet'in Hayali Göründü O Esnada Ahmet Çalılıkları Aralamış Markiye Bakıyordu İhtiyar Di Kastro nilesi, o senenin ya- zını San-Piye-d'Arena şehrinin dış varuşlarında geçiriyorlardı. Sene- nin en sıcak aylarında, Alplar- dan gelen rüzgârlarla denizin bavası, şehrin içinden çok daha gerin oluyordu. Öbür tarafta, mermer binaları va taş sütunları içinde bütün şehir adeta çayır çayır yanarken, bu tarafta, her yaprak mütemadi bir bareketle sallanır, akşam ile beraber ilerde- ki koyda sıhhat ve kuwvet kay- nakları basıl olurdu. Mrki Di Kastro, burada, eski bir köy evi satın almış ve bütün kış, bu evi tadil ettirip işe yarar bir hale getirmek için uğraş- mştı. Bu, onun için bir eğlence olduğu kadar Cenevedeki sara- yından uzak kalmak için de busust — bir vesile — teşkil et- mişti. Çünkü — orada, karr sının mütemadi — mevcudişetine tahammül edemez bir hale gel- ıı'ııfî. Çünkü büyük kız:ını meşbur Sforça ve Spinola ailelerine men- sup bir gençle evlendirdikten Bonra, markizin bülün düşünce- leri ikinci kızı Üzerinde toplan» yor, şimdi onu baş göz etmeyi düşünüyordu. Fakat anasının bu arzusuna rağinen onsekizine bar san Maddalenada, haval ve eğ- lence içinde geçen hayatımı ciddi aile vazifelerile degiştirmek arzu- sa uyanmıyordu. Onun bütün zamanı, büyük hemşiresinin çocuklarım gezdir- mek, onlarla beraber eğlenmek ve koşuşmakla geçiyordu. Fakat ba çocukların hâsıl olabilmesi için tt4ç .9. ğ ’jjgnı_.. B B b 6ö Çilt yakean dsvrinde donanma muharebes! —c.ıgid t.( b.n © (Tratalgar muharae- besinin umum! görünüşü) 21 teşrinlevval 1805 nup en küçük teferrüata kadar biçbir. şeyin mnoksan kalmadığı anlaşıldıktan sonra, di Kastro ailesi, yeni yazlık ikametgâhına nakletti. : Esasen, bu nakil tam zama- mnda yapılmıştı. ü eski bir Ceneviz vecizesinin — kaydettiği gibi, o yaz, mehtabın bile çakıl taşlarını terletebileceği derecede sıcaklar basmıştı. Markiz cenap- ları, kendisini sayfiyeye geliren süslü Bbayvandan ayağını yere basar basmaz adeti veçhile her şeyi tenkit etmiye başlamıştı. Esasen, kocasına karşı mem- nuniyetsizliğini ifade etmek için bütün yol boyunca düşünüp ta- şınmış, icap eden şeyleri kafasın- da haz rlamıştı. Birçok para sarfını icap eden meşhur sayfiye, bu kulübe mi idi? Hakikaten kârlı bir iş olmuştu, bu evin alınması! Bu ev, onun gibi bir Markizin ika- metine yakışık alamazdı. Hele o ablasında vukua gelen maddi, ma- | bahçe ! Herhangi bir kömürcünün nevi değişiklikleri gördükçe, ev- lenmiş olmad ğına memnun olu- yordu. Bu hal, annesile küçük kızı arasnda mütemadi münaka- şaları mucip oluyor ve bu münaka- şaları duyan Marki Di kastro #onbahar rüzgürinmm Öönüne katıl- miş bir haziran yaprağı gibi San - Piye - d' Arena'nın yolunu tutuyordu. Çünkü marki cenap- ları bir hayli ihtiyarlamıştı. Kızile karısının münakaşaları sırasında, Markiz di Kastro'nun el ve kok larile işaret yapmalarına, Allahın şehadetine müracaat edilmesine bir baba sıfatile vazifesinin ifa- tına davet olunmuya son derece tinirleniyordu. Çünkü, için için Marki cenapları kızına hak veri- Yordu ve eğer, şimdi, kendisinin- de reyine müracaat edilecek olsa, Mmuhakkakki bekârlığı — evliliğe tercih ederdi. Onun içindir. ki © da havann değiştiğini hisseder ttmez emektar kısrağını eğerle- tir ve yeni aldığı köy evinin İnşaatını görmek vesilesile derhal Uzaklaşırdı. Köy evi, zaman ile Büzel bir köşk halini almıya L'İıllllllh- Denize karşı, Toskan hn_ıı.d. güzel bir kasır vücüda iş, evin Üst kısınında İse, ='l ':ııldınnı tamamen - ka- 1 çok mnefls bir taraça vücuda Betirilmişti. e Yeni köşkte her iş tamam Oldüktan, halı, kilimler yayıldıktan Tobilyalar yerli yerine konduk- tan, mutfak levazımı tedarik olur bundan daha — güzel çiçekleri vardı, ve, evin kenarında vücude getirilmiş olan gül fidanlığını görerek haykırmıya başladı. Her- hangi bir ihtiyar balıkçının çalı- GRİPE TUTULMAYINIZ Her sabah bir kaşe NEOKALMİNA Aldığınızda Vücudunuza gripe karşı en kuvtetli silâhı vermiş Olursunuz. Mideyi ve kalbi kat'iyyen yormaz. 6 ve 12 kaşelik kutuları isteyiniz. şamaz bir hale geldikten sonra evinin etrafını süslemek — için araştırıp bulabileceği şey, ancak böyle bir fidanlık olabilirdi, ve bahçenin tarhları arasında dola- şarak söylenmiye başladı: - Eîu Ahmet gibi bir esiri satacak kadar boş kafalılık yap- mış olmasaydım, şimdi burasım bir cennet gibi görürdün, fakat zatı asilâneniz, birkaç — kuruş kazanmak için adamcağızı dee fetmeyi tercih etti Filvaki çccuklar için bu adam endişe veriyordu. Endişe veriyor- du amma, ben, bu mahzurun önüne geçebilecek çareyi söyle- miştim. ( Arakası var ) Vefat Istanbul — Müddeiumumi — Baş Muavini Hikmet Beyin valdesi Afife Hanım dün vefat etmiştir. Cenazesi Zincirli kuyudaki &- vinden kaldırlarak Fatihte na- mazı — badeleda Edirne kapıda aile kabritle defnedilmiştir Allah rahmet eylesin —— iIstanbul müddelumumiliğinden: İstanbulda bulunan Kocaeli iera me- müru Mehmet Kemal beyin derbal memuriyeti vİze mıdracaatı b İnhisarlar Umum Müdürlüğünden: İdaremiz ihtiyacı için pazarlıkla 20,000 sandık mukabili (259) metre ve (410)desimetre mik'abı kesilmiş tahta satın alınacatır.Ta- Hiplerin şartname ve nümuneleri gördükten sonra pazarlığa iştirak etmek Üzere * 7,5 teminat akçelerini hâmilen 18-2-933 Cumartesi günü saat 15 te Galatada Alım Satım Komisyonuna muracaatları. RAM NIVEA -» KREMİ NIVEA- KBREMİ A TAMAMİLE HUYUZ EDEMCE AÇ BN PARLANLIR SİRLAMADOMNDAN GUKDÜZLERİ DE KULLANILABILIR. NIVEA- KREMİ GERİYE YATLI GİR & . Karlı kavalarda GLLERİNİZİ VE YÜZÜNÜZÜ İLt rwict YĞLNUL gHK YERİN, GHU TAZE Ve #iksa Yek TUYAM iraat Vekâletinden: Şubatın on Beşinci Çarşamba günü Ankara'da Ziraat Vekâle- ti Mubayaa Komisyonu tarafından müstaceliyetine binaen pazar- hkla sekiz ton a rassas satın alınacaktır. Bu mübayaa takas ve kontenjandan müstesnadır. Taliplerin şeraiti anlamak Üzere İstanbul'da Birinci Ziraat Müdürlüğüne Ankara'da Vekâlet Mubayaa Komisyonuna müracaat etmeleri. Deniz Kızı Eftalya Hayatı, Şöhreti, Maceraları Hatıraları toplıyan: N... X3 Yine Bir Akşam, Bir Âlem ı Akşamı İdi İç Odanın Penceresi Önünde ... Ç çe İşte —meselâ bu, hayatımın en acsı unutulmar hatraları, zevk! satırlar, zevi. veren — hatıralar içinde vakit ge- çirmek gönül eğ- lendirmek — iste- gindeki - karileri alâkadar etmez, hatta sıkar. Ba — itibarla böyle çok acı ha- tıraları hayatım- dan — tarhederek Bize evvlâ ömrü- mün kısa bir tarih- hayatın gördüğüm en garip, en tuhaf ve dinlenmesi zevk veren vak'alarını anlatırım. Babam bir jandarma yüzbaşısı Idi Büyükderede şirin bir evimiz vardı. Ben daha küçücüktüm. Babam hoş sohbet, hayampe- rest olduğu derecede Alemi seven bir adamdı. Musikiye karşı derin bir sev- gile bağlı idi. O yaşımda saza karşı duyduğum sonsuz aşk ve alâkaya bakılırsa, musiki merakı bende irsi idi diyebilirim. Babamın saza, söze ve meye aşina ve ehil olan arkadaşları haftanın bir gecesini bizde geçi- rirlerdi. İçlerinde çok güzel oku- yanlar, ut, tanbur, keman çalan- lar vardı. Haftanın o toplantı gecesinde, sofralar kurulur, saza bürünen içten gazeller Boğazın suları üze- rinde sabahlara kadar yayılır, titrerdi. O geceler çocukluk - günleri- min dört gözle beklediğim ge- çeleridi. Sabahlara kadar uyu- maz, uykum — gelmez, onların bitişiğindeki odada oturur, zevkle mesti derecesini bulan bir keyifle sazı ve sesleri dinlerdim. Duyduğum — şarkıları hemen kapar, kendi kendime söylerdim. Söylemiye okadar merakım vardı ki en olmıyacak yerlerde ve variyetlerde — bildiğim — şarkıları mırıldanmamak için dudaklarımı ısırmak mecburiyetinde kalırdım. Yine bir akşam, bir #lem akşamı idi. İç odanın penceresi önünde denizi seyrederek oku- yordum. Dalmıştım, ve galiba az yüksekten çıkıyordum. Bir an, içeride sazın hatta seslerin tama- men kesildiğinin farkına vardım. Sustum, merak ettim, acaba ne olmuştu. O aralık kapı açıldı, babam geldi. — Aferin Eftol Dedi, beni kucakladı iki yanağımdan öptü. — Gel, dedi biraz da içeride oku. Bütün meclis sustu seni dinliyor. Dokuz yaşında bir çocuktum. Dinletmek — mubakkaktıki — bir zevkti. Fakat nefsime itimadım k.ttı. Zevk için söylediğim şark larımın ve sezimin dinlenmesinin Eftalga H. ve sevcesi Sadi B. çesini yapayım: Sonra geçirdiğim | başkalarına zevk verecek derecee de iyi olduğunu o zamana kadar hayal olarak bile akletmiemiştim. Hem sevindim, hem çekindim. Bu, hem çok zor, hem çok keyifli ve koltuk kabartıcı bir şeydi. Öyleya! Yaşlı başlı, görğülü, saz aşina İnsanlardan mürekkep bir mecliste okuyacak, dinlenee cek, alkışlanacak, aferinlerle take dir olunacak, türlü türlü iltifate lar görecektim. Ve oldu, hepsi; — Haydi küçük hanım! — Sıkılma hanım kızım! — Utanma yavrum, serbest serbest oku! Kabilinden cümleciklerle c saretimi kuvvetlendiriyorlardı. Içlerinden - birisi, babamın &n değerli ve yakın dostlarından biri Binbaşı ( M... ) Bey, bent elinden tuttu, yanına oturttu, saçlarımı — okşadı, — yanaklarımı okşadı : — Benim güzel kızım! dedi, bu sesi iyi muhafaza eder, usulü ilerlelirsen yarın rakipsiz bir san'atkâr - olursun!.. Yavaş yavaş meclise alıştım, ilk girdiğim dakikadaki çarpın- tılarım, helecanlarım sakinleşiniş, âsabım tabü bir huzura kavaş- muştu. İlk defa o gün, o mecliste hiç unutmam, Tatyos Efendinin bicazkârı kürdi makamından : Ehilaşkın neşvegihi küşel meyhanedir Bükiya uşşakı dilşat eyteyan peymanı di? Gültügüyi âlomo aldauma hep elsanedir Şarkısını — okuduğum — zaman kulaklarım, kuvvetli bir alkışın verdiği tevkle uğuldadı. İşte Cilk — şarkım. — İşte — ilk topladığım alkışlar, ilk takdirler ve işte hayatımın ea bulunmaz en — mnutulimaz — emsalsizlikteki hatırasış ve batırasının değeri itibarile en sevdiğim şarkı. İ Deniz Kızı.. Bu ilk muvaffakiyet saza karşı duyduğum temayülleri kamçılamış, aleşlemişti. O günden sonra bea; musikinin mecnunane bir ÂAşıkı olmuştum. Diyebilirim ki bir utun, bir. kemanın bir cesin tadına doyum ölmez nağmeleri arasına bırak İsam, hayatın en - tabil ihti- yaçlarım, yemeyi içmeyi, uykuyu wnutabilirdim. ( Arksar uer )

Bu sayıdan diğer sayfalar: