17 Şubat 1933 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6

17 Şubat 1933 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

! Sıviı Dünya Hüâdiseleri | r.. Sahne Hayatınm Kadınlar Üzerin- de Cazibesi Amerikada merika Ye- sahne — hayatının | kadınlar özerinde | n büyük bir tazibe ni Bir Hasta- ğ yaptığı görülüyor. lığa Tutuldu| Bu cazibenin te- siri, sadece kadınlarda değil, bil- hassa yüksek sosyeteye mensup genç kızlarda görülüyor ve bur- | lardan Hyatro, sinema ve bar bayatına atılanlar korku verecek derecede fazlalaşıyor. Yeni çöze çarpan ve dikkati celbeden bu gereyan münasebetile, bazı ga- seteler, alâkadar genç kızlarla görüşüp fikirlerini 'sormuşlar. A- d kları cevapları, yine bu kızların ağıadan, şöyle anlatıyorlar : “ Sahme- ve san'at — hayatı çabuk meşbur yapıyor. Sonra birçok insanlarla tanışmıya vesile -oluyör. Onun için “ beğen beğendiğini al ,, gibi bir variyetle bulunuluyor. ,, Son bir ay zarfında, bu su- ratle san'at hayatına giren aile kızlarının adedi, sade Nevyorkta altınış beşi bulmuştur. » Frııııılınn meşhur lüks va- Atlântik, geçenler- de, ufak bir arı- zasının tamiri için Bordo limanından Havr şehrine yi- insanı derken yolda yangın çıktı, gemi | bir ankaz haline geldi. Milyonlar sarfedilerek vücuda getirilen bu vapurun içinde tek bir yolcu yoktu. Bir ara yangının bir kasıt eseri olduğu zannedildi, Sonra bu fikirden vaz geçildi. Masmafih —ateşin çıkma şekli bakknda tahkikat yapılmaktan geri durulmayordu. Nihayet tah- kik beyetine kanaat geldi ki, yangın bir kamt eseridir. ve bu kastı yapanlar bugün, yarın ele geçeceklerdir. Bu arada geminin bukuki vaziyeti de halledilmek Tâzımdı. Eski bir kanuna göre bir ge- mi, sefer yapamayacak hale ge- "!5. buna karar vermek bakkı mahkemeye Atlantik va- purunun * sal da, sefer yapamayacağına dair bir “mahkümiyet,, kararı aldılar. Şimdi eğer bu yangının bir kast eseri olduğu ve İddia edildiği gibi ecnebi bir devletin adamları tarafından — yapıldığı — tabakkuk ederse, rezalet ayyuka çıkacak denieklir. Frunı zlar, Ötedenberi, Fran- sız modaların n taklit edil- digini ve bu tak- KİRyA lilgilik hususunda Casusluğu | kuvvetli bir casus şebekesinin Fransada| çalıştığından şikâyet ederler. Son gelen malü: mata göre, aslen A vusturyalı, Fa- kat elyevm Amerika tabüyetinde bulunav Grube isminde bir moda casusu Fransada tevkif edilmiştir. Bu adam bu garip casusluğu 4öy- le yapıyordu: Bir takım ressamları müşteri “adfatile muhtelif moda mağazala- mna' gönderiyor, orada, satılmak Özere hazırlanan modelleri tetkik “ettiriyor, her birine muayyen bir vazife veriyor; meselâ birine ek bisenin yakasınmı, diğerine - orta, diğerine alt kısmını tetkik ettiri- yor sonra gördüklerinin resmini yaptırıyor, bu resimleri boyatıyor ve Amerika, Almaüya ve avus- turyaya — gönderiyordu. — Fransız gabılası, bu moda casusunu ya- kaladığı zaman postaya verilmek Özere hazırlanmış ve böyanmış iki yoz moda #esimi bulmuştur. leride mahkemeye | müracaat ettiler ve gemi hakkın- | | ner orada... | bokkabaz | yapmıya... 'OV |'(*')TN HOKKABAZIN MARIFETLERİ Ne Sihirdir Ne Keramet, El Çabukluğu Marifet!.. Ağızda Yumurta Pişer Mi, Pişer... Şap- kadanSekiz Tane SaatÇıkarM,Çıkar!.. Ne — sibirdir, ne keramet.. El çabukluğu mari- fet.. Hokkabaz- lığın bundan da- ha kestirme Lir tarifi yapılamaz. Evet, el çabalı- luğu.. Bütün hü- Hok- kabazın eli, âde- ta göze görüm- mez bir şeydir. Geçen akşam arkadaşların zo- rile parlak var- yete numaraları gösteren bir eğ- lenti yerine git- miştim. Orada bir gör düm. Amma, ne hokkabaz.. Eb, işte olursa okadar - olur. Efendim; bu adam ıvnll sahveye geldi, seyircileri yerlere kadar eğilerek selâmladı. Sonra, başladı. birer birer numaralarını Bize ilk gösterdiği bir boş kutu idi. Kutuyu altüst ede- rek içinde bir şey saklı olmade ğına dair teminat verdikten sonra yüzüstü yere kapadı. Bir saniye sonra, mini mini bir kedi yavrusu miyaylıyarak — kutunun — İçinden çıkmasın m?.. Lacaların birinde süslü bir madam, kedi yavrusunu daha yakından görmek arzusuna ka- pildi. Kediyi elden ele madamın locasına kadar götürdüler. Ka- dıncağ z, - şaştı kaldı: — Poli mikro kadakimu.. de- diği zaman sevincinden ağıı ku- laklarına varıyordu. Hokkabar, biraz sonra ortaya bir musa getirdi. Maşanın Us.ü sürahilerle, bardaklarla dolu idi. Hokkabaz bu bardaklardan bir tanesini eline alarak içine hol- ladı. Keramet bu sefer elinde değil, nefesinde 1di. Derhal bar- dağın ortasnda kocaman bir be- yaz mendil peyda oldu. Mendili gösterip tekrar bardağa yerleşti- rince elliı, yeşilli, morlu Üç men- dilin ayai bardaktan — çıktıklarını gördük. Yanımda oturanlar, münaka- şaya giriştiler : — Masanın altı delik.. — Bardağın dibi yok: — Mendilleri kolunun saklıyor.. Ne olürsa — olsun, herif menin tam manasile hokkabardı. Yaş'ıca bir hanım: — A Vallahi — inanmam., dedi, herif gözbağcı ayoll.. Hok- kabar, devam ediyordu, Şapka- sını başından ç karıp seyircilere kurşı derin bir reverans yaptık- tan sonra şapkayı yüz Üstü ka- padı. Kaldırdığı zaman içinden yedi tane münebbihli konsol saati çıktı. Saatlıar, bep birden çalğı çalmıya başlayınca büyük banım dayanamadı: — Bir yaşıma daha girdim. içlei keli- vay kâlir herif vayi! Lıye hokka- baza iltifatta bulundu. Hiçbir hareketini gözden ka- çırmadığım halde, nasıl bir el çabukluğu ile bu işlerin yapılk- dığını bir türlü kestiremiyorduk. Yanımda oturan bir sweyirci, durup durup söyleniyor: — İşin bir püf noktası amma... — Evet. o “ Püf,, noktasını bulmak lâzım... Hokkabaz, eline yanar bir mum aldı. Mumu kâğıt içinde söndürerek bir kenara bıraktıktan — sonra, ayaı kâğe dın arasından sekiz tane yanar mum peyda olmasın mı? — E., Artık, bunun — karşısında akan s#ular dururdu. Hokkabaz, bunların sahiden yanar mum — olduğunu göstermek İçin her birinin alevine ayrı ayrı birer kâğıt tutup par- lattı. Kâğıtlar kıvrıla kıvrıla - gö- zümüzün önünde yandılar. Hokkabaz, mangaldan yanar bir ateş alıp ağzına alınca salo- nun her tarafından çığlıklar ,uk- var seldi: — Ayyyya Birisi bağırdı: — Ba mübarek ağrını bakır mi kaplattın ? Hokkabaz blr «z sonra ııbıgı | SON POSTA İK TC VOREAAC TC Yevmi, Siyasi; Haradis ve Halk gareteri * İl!ıbblll Eeki Zapti İdıve: rayyel A ral a Benie Telefoni lstaobul - 20203 İstanbul - 741 ABONE FİATİ TÜRKİYE ECNEBİ 1400 Kr. &CO Xr 750 , GAyY 1400 , 400 « 3 » BoO , Ü0 a Ü 300 , ÖGelen #evrak geri verilmez Dünlardan mes'uliyet alınmaz ara (6) kuruşluk 1 Sena bürün kakları mahfa ve gasetamlas elttir, boşaltılm:ış çiy yu- müurtayı — dilinin üstünde dolaştır- diği ateşe at- tığı gibi yumur- la, cazir çuzür pişmiye başladı. Aradan iki da- kika geçmeden, ağrından el ka- dar bir ömlet çıkarmasın mı 7 Haydi şakır şalar alkışlar.. Büyük H. ye- rinde doğruldu: — Allah, hak dinini nasip et- sin! No derse niz deyin, bunun Rüfalden eli var ayol.. Hokkabaz, hiç boş durmu- yordu, bir aralık üÜzeri yüzlerce bardak, kâse, çanak çömlekle tiği gibi.. Hepsl şangır şungur yere düşüp kırıldı zannedersiniz, değil mi? Ne münasebet! Bir tek bardak bile yerinden kımıl- damadı. Sanki çivi ile mhlı idiler. Hokkabaz, bunların masa- | ya bağlı veya mıhlı olmadıklarını ispat etmek için elile birer birer | dokunup yere düşürdü. Sonra eline bir mukavva boru alarak bir taraftan üflemiye başladı. Her üfleyişte borudan bir np zp Taşı — düşüyordu. Boruyu yere koyup ikincl — defa eline aldığı zaman bu sefer de içinden — parça parça yere dökülmiye başladı. Nasıl meşhur fıkradaki bektaşi: —Rakı ol ya mübarek! deyip suyu rakı yapmışsa bu herif de eline aldığı şeyin mahiyetini de- iiıliriyordu. İçi su dolu bir bardağı baş aşağı — kapayınca #suyun — yarısı mavi, yarısı yeşil oldu. Sonra — birdenbire su kıpkır- mızı kesildi. Birkaç seyirci — Çilek likörül.. Ver de içe- lim ! diye bağrıştılar. Hokkabaz, bu #özü işitme- mezlikten geldi. Boyalı suyu tat- tırmak anlaşılar İşine gelmemişti. | Eline büyük bir uçurtma kâ- gidi aldı. Parmaklarını — kâğıdın Gstünde gayet çabuk hareketlerle | dolaştırmıya - başladı. Acaba, ne yapmak — istiyordu? — Şurasından burasından jrasgele parçalar - ko- | pararak kâğıdı delik deşik etmişti. On dakika sonra, sahne bir- denbire- aydınlanınca bird e ne görelim. O param parça ve di dik didik edilen kâğıt, oyalı bir Acem seccadesinin bütün ince nakışlarile -dolü değil mi? Hok- kabazın en kuvvetli numarası bu olacaktı. Ve: snı beklediler, ** sucuklar | Kâğıttan — seccadesini | gözümüzün önüne serdikten sonra | | seyircileri selâmlıyarak. çekildi. | — Bizi Bizl diye haykıranlar | baş yere perdenin tekrar açılma- Şubat - 16 Karl Mektupları Edirneliler |Konserve : Yapacaklar Memleketimizde hemen İşle» miya hazır bir halde bir konser- ve fabrikası vardır. Bu fabrika Alpulla şeker — girketine intikal etmiş bulunmaktadır. Şirket bu fabrikayı faaliyete geçirdiği tak- dirde Edirne sebzeciliği büyük bir inkişafa mazhar olacak, seb- zelerimiz de konserve halinde ilb- raç edilebilecektir. Eğdirae Osman Eskişshir'de Kütüphane - İhtiyacı Burnda bir kütüphane vardir. Fakat halkın ve bilhassa talebe- nin bu kütüphaneden istifadesi hemen hemen imkânsızdır. Çünkü kütüphane kapalıdır ve yahutta bir ziyafet ve konsera tahsls edilmiş olduğu için münhasıras davetlilere açıktıktır. Kütüphas * nenin umuma açık olduğu günler pek adır. Eakişehir Liscninden; Adil Cehelibereket'te Sıhhi Kontrol Lâzımdır Her yerde İlokanta, kahve, hamam ve saire gibi halkın ist- fadesine mahsus yerlerde çalışan- | lar sıhhi muayeneye tabi tutuk dolu olan masanın örtüsünü çek- | maktadır. Halbuki burada bu usule riayet edilmiyor. Belediyenin | umumun sıhhati namına bü İşle alâkadar olmasını temenni ederim. Cebeliboreket; Salt oğlu Mehmet İzmitte bir “Türk,, imzali karie Ahmet Haşim Beyin Alman profesörleri hakkında iktıbas et tiğimiz yazısı, sizin zannettiğiniz gibi, oulara hakaret kasdile ya- zılmış bir yazı değildir. Onu biz nefasetine binaen iktibas etmiştik. İhtiva ettiği fikrin anlaşılması için bir defa daha — okumanızı tavsiye ederiz. * Ankarada “Yine o kari,, imzali karist Son İikazinıza teşekkür ede- riz. Tefrikayı yazan arkadaşımır zın nazarıdikkatini celbettik. Bu kabil hataların tekerrür etmiye- ceğinden emin olabilirsiniz. x4 Artvinde Mehmet Baha Beye: — Dartlifünanun , herbangi bir fakültesine girmek için Hse, mezunu olmalv şartlır. Bu itibarla orta mektep ve İiseyi bir ai evvel bitirmeniz lâzımdır. Şabar — detnamedeki derece mevzubabi değildir. . Ankarada Melübat Hanıma - — Bahsettiğiniz — mücssest — memlekette — namuskâr — olarak tamamıştır. Bu itibarla siparişt hize herhalde bugün'erde - cevap verecektir. Biraz bekleyiniz, napr# Jâzimgelen teşebbüslerde — buli” nursunuz. * Moraklı tmzalhi mektap sahitint — Tayyare postaları ilir hatf lede Ankara - İstanbul ıul" tatbik edilecek bilâhare bO'E mem'ekele Leşmil edilecektir ——

Bu sayıdan diğer sayfalar: