1 Mart 1933 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8

1 Mart 1933 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SÖON POSTA İTTİHAT ve TERAKKİ — Her hakkı mahfuzdur. — Tefrika No. 79 Nasıl doğda?.. Nasıl Yaşadı?.. Nasıl Öldü?.. Hüseyin -Hilmi Paş_a,_ Abdülhamide Sarih Ve Müspet Bir Cevap Veremedi zi umumi, boş durm- yor, İstanbul'da bir hareket vü- cüde getirmiye çal şıyordu. (Selâ- nik heyeti merkeziyesi) nin de iştir * yapılan umumi bir içti- mada, uzun uzadıya müzakere- den sonra, İstanbul'da bulunan vükelâya birer tehditname gön deri karar — verildi. Bu karar mucibince, nazırlardan her birinin efF'al ve harekâtımı tenkit ve takbih edecek surette beheri on üçer sayfadan mürekkep ob mak Üzere birer beyanname tanzim edildi ve bunoların niha- yetlerinde de? (Bu gibi ef'al ve harekâtınızla bu zavallı vatamı, bu biçare milleti mahvediyorsu- nuz. Derhal makamınızı terkedi- niz. Eğer bunu yapmazsanız, mil- letin size hazırladığı ağır cezayı yakında çekeceksiniz) denildi. Bu tehditnameleri Zişan HL aldı. Gömleğinin altına, o pak muhterem vücudüne gımsıkı sardı. İstanbula getirdi. Avukat Baba Beye teslim ettl Aym zamanda pu izahatı da verdi: — Banlar, münasip vasıtalarla birer birer vükelânın eline veri- lecek. Ve münkün olduğu kadar da bunların hâsıl ettiği tesir, tetkik edilecek... İstanbul merkezine mensup snda bu İşi görebile- iliyette adam yoktu. Bu- na binaen, avukat Baha Bey, ne yapacağını düşünüyordu. O srada — yazıhanede #staj gçören Mektebi Hukük — talebesinden (Vasfi Raşit B.) () isminde bir genç vardı. Baha Bey, bu işi onr — gördürmeyi — düşünüyor; fakat tehlikeyi mazarı dikkate alarak bir türlü cesaret edemi- yordu. Bir gün Baha Bey söz arasında bundan bahsederken, Vasfi Raşit Bey hararetle atıldı: — Ben, ku işi memnuniyetle yaparım, Diye bağırdı. Sevine sevine acsine kendisini ateşe atmak istiyen bu | imanlı gencin karşısında, avukat Baha Bey donmuş kalmıştı. Kısa bir münakaşudan sonra Vasfi Raşit B. tehditnameleri kâmi.cn yanına aldı. Bunları - nazırların odacıları vesair vasıtalarla - birer birer dağıttı. Ertesi gün birdenbire ortalık Ü) Şimdi, Şebinkarahisar meb'usu olan Vasfi Raşit Beydir. Telgraf ve posta başkâtibi Talât B, karıştı. Odacılar isticvap ediliyor; bafiyeler, eşkâli her tarafa tamim edilen — ( 6, meçhul genç ) i arıyordu, * İstanbulda ve Rumelide biri- birini takip eden bu gibi hâdi- soler dolay.sile artık Yıldız sarayı sakinlerinin gözleri iyiden iyiye açılmış, gizli bir kuvvetin gittik- çe cesarelini artırarak bir şeyler yapmak istediğine şek ve şüphe kalmamıştı. Büyük hâdiseleri çok evvelden keşfetmek hassasına malik olan fakat böyle şeylere karşı velve- leli tedbirler almaktan hiç hoş- lanmıyan Abdülbamit, kendi -- leyhinde mühim bir teşekkülün vücuduna kanaat getirmekle be- Bu akşam 21,30 da HİLE ve SEVGİ Haile 5 porde Tirciline eden Ktardut Erlediyesi ŞehirTiyatrosa Sabri Bey Zabitan gecesi ı mıu AA ( temsli vardır. " raber, çiban başı kopartınaktan korkuyor, bu meçhul kuvvetin hakikatini pek mahrem vasıtalar- la anlamıya çalışıyordu. Bu hususta Möfettişi Umum! Hüseyin Hilmi paşaya birkaç de- fa şifreli telgraf çektirdi. Bir ke- re de gayet mahrem - olarak ili- mat ettiği adamlardan birini gön- derdi, izahat istedi. Fakat Hilmi Paşa, Abdülhamid'e sarih ve müs- pet bir cevap veremedi. Ve. Veremezdi. Çünkü cemiyet, teş- kilâtındaki mahremiyeti şiddetle muhafaza ediyor, cemiyelin her ferdi ( Haricl )lere karşı renk vermemeyi en büyük — vazife biliyordu. Selânikte bulunan hükümet kuvvetlerinin bütün şüpbeli na- zarları, ( Mason ) localarına çev- rilmişti. Bulgar, Yunan ve biraz du Ermeni komitacılarının teşki- lâtından maada Türk ve müslü- manların esaslı bir teşekköl ya- pamıyacağını zannediyor.. Bütün bu gizli ( Fitne ve fesat ) ların muhakkak Mason localarındaı intişar ettiğine — kanaat riyorlardı. — Fakat bir delil ile tesbit etmek ihtimali yoktu. Çünkü localar birer ecnebi müessesesi olduğu için ne bun- ların içtimalarını dinlemek ve ne de gizli evrakınmı elde etmek münkün değidi. (Arkası var) e) ea TANNENBERG HARBI ALMAR . ORDURUNUN BÜYUK MUVAFFAKİYEYİ Ş ŞAHANE MENEKŞELER Mümessilesi: RAOUEL MELLER Yarın akşam ARTİSTİK Sineması BÜYÜK GALA OLARAK Baştan sonuna kadar — gençliği, yüzlerde boya, ;öılef& sürme görmiyeun ve göz kamaştırıcı bir tabiat ve hayatı tasvir eden SGENÇ KIZLAR KLÜBÜ Şahes rini takdim edecektir. Nefis taganni edilen musikisi — ve tangoları havi olan bu mükemmel film berkesin hoşuna gidecek ve lâyik olduğu muvaflakiyeti kazanacaktır. İlâveten : FOX JURNAL Sultanahmet'te görülmemiş heyecan Te kalabalığın sebebini söylüyoruz. Çünkü: BEDİA, FERİHA, VASFI,iki BEHZAT, MUAMMER, REFİK, GALİP gibi kendi san'atkârlarımızın canla başla ve büyük kudret ve aşkla hazırladıkları TÜRK opereti KARIM BENİ ALDATIRSA!.. Bu gece saat 9,30 da hem ALEMDAR hem Kadıköy HALE sinemalarında başlıyor. zdihama mahal kalmamak için sinema müdiriyetleri her türlü tedbiri almıştır. Bd DÜĞÜRÜÜ y DA 4B L ĞAAT a d L S Etüe a Şarkta Kaçakçılık Hangi 1 çe Yerlerde Yapılır? ( Baştarafı 1 İnef — sayfada ) cadağ yolile Mihalli Aşiretini ge- çerek Direk ve Viranşobir ara- sından cenuba giderler. Harput ve Siverek köyleri; Çermik - Siyahdağ ve Siverek « Viranşehir — arasından — geçerler. Çünkü bu yollar tannmş, bilin- miş yollar değil, ancak kaçakçı rehberlerinin — bildiği patika ve dağ yollarıdır, sapadır. Ya köş- lerden uzaktır, yahut dağınık evli :ğylü!crin müzaharetine ermişler- ir, Kaçakçılar hududu gece ve hudut karakollarımızın bulunduk- lari mmtakaların uzağından ge- çerler, Hududa yaklaş nca kaçak- ç lardan birkaç silâhşor bir keşif yaparlar, budut devriyesi olup olmadığını anlarlar. Yoksa hay- vanlarına binerek hududu aşarlar, Ekseriyetle hudut karakolla- rımızın. ve gümrük Mmemurları- mızın pususuna düşerler ve bazan hududu atlarlar. Kaçakçılar dönüşlerinde ayni yolu takip ederler veya tehlikeli yerlerde, yol olmıyan dağlık ve çöl araziyi takip ederek nihayet dağ patikalarını bulurlar. En Çok Neler Getirirler? Kaçakçılar cenuptan; - sigara kâğıdı, kullanılmış elbise, her nevi ipekli, çitare, kibrit, cakmak laşı gibi kaçak eşya getirirler. Altın götürürler, 35 gümüş meciciyeye bozdurup gümlş para hes: bile kaçak eşya alırlar, Şayam dikkattirki, gelen eşya en çok Osmanlı devrini ve onun imtiyazatını batırlatmaktadır. Eşya Fiatları Her pakat 90-120 desteden ve tan ibaret olan sıyara kâıdı pake- tine her destesi 70-90-120 yaprak gümüş para hesabile 10 kuruşa alarak dahilde yine gümüş para ile 70-80 kuruşa satarlar. Kullanılmış caketi 25 kuruşa ve bir yeleği 15 kuraşa alarak dahilde 60-80 kuruşa satarlar. Bir top İpekliyi; gümlş 4-5 me- cidiyeye alarak 15-20 mecidiyeye verirler. Bir top çitareyi 30 ku- ruşa alır ve 70-90 kuruşa verire ler. 4 kutu mümlü kibritl kırk paraya alarak burada 3-4 kuruşa satarlar, Böylece kırk paralık bir mal Türklere 40 kuruşa satılıyor ve Memleketin kanı olan altın Ce- nuba gidiyor. Kaçakçılık Mevsimleri Kaçakçılar, — kaçakçılık — için senenin iki mevsimini — intihap ederler. Bir defa suların henüz çoğalmadığı ilkbaharda, bir de sonbaharda, Çünkü yazın çöl sı- cak ve susuz. - olmu beraber | kaçakçıların - tarladan kalkacak, | savrulacak, — içeriye — konulacak ekinleri yahut meraya gitmiş koyun ve keçileri vardır. Cenw- ba gidiş ve dönüş en az on, en çok on beş gün sürer. Hududu Geçtikten Sonra.. Kaçakçılar hududu geçlikten sonra Cenuptaki ecnebi karakola veya polisine silâh ve cephane- sini teslim ederek mumara ve adımı kaydettirir. gider eşyayı ahp dönüşünde silâh ve cep- hanesini alarak yine geceliyin bududu geçerler. Anlaşılıyor kt komşularımızm hudut askerleri ve zabıtası - bile bu iktisadi mücadeleye iştirak etmiştir. Kaçakçı Klavuzları Bu havalide Bretiyan aşireti vardır. Bu maruf aşiret temamen göçebedir. ve koyuncaluk yapar. Yaz mevsimini Bingöl yaylasında, kışı Viranşehrin cenubunda ve kar yağınıyan havalisinde geçirir ler. Koyun sürülerini götürüp Halepte satarlar. Bu itibarla Ha- lap halkı ile her zaman temas ederler. Cenup mıntakasını karış karış tanırlar. Yalnız koyun tica- reti ile de kalmıyarak ferdt bir ihtirasla memleketin ıktisadi bün- yesini kemiren kaçakçılığı da yaparlar. e bu aşiretin adamları ka- çakçıların çok mahir - rehberleri- dir. Yaptığım tetkikatla anla- dım ki — gece — yolculuğunda yolu şaşıran kaçakçılar rehberi Ççıra yakarak çöl toprağının çene gini tetkik ye hangi mıntakada olduklarını anlayarak — yollarına devam ederler. Bir kaçakçı grupunun mutla» ka Biretyanlı bir rehberi vardır. Bir Ruhi Mesele Kaçakçılar, seviyeleri, iktısa- dt bilgileri ilibarile — memleket- ten çıkan parayı — yani altını değil, azla ulıp çokla — satmağı düşünürler. Diğer cihetten — bu havalide cıgara kâğıdı çok rağbet görür. Çünkü köylü, — en ucuz İnhisar tütününün en ucuz paketini gü- müş para iki kuruşa alıyor. İçin de 20 gram — tütün 20 yaprak cigara kâğıdı vardır. — Halbukli purasız olduğunu söyliyen köylü kırk — paraya 120 — yapraklı kaçak sigara kâadı, kırk parayar da 40 gram kaçak tütün alarak bununla iki Üç gün idare ediyor. Umum! kanaata göre Tütün İn- hisarile kaçakçılar arasında ce- zal müeyyideden başka bir de ti- car! rekabet teessüs ederse köy- lünün başı inhisar idaresine çe- virilmiş olur. - Turgut — isidalra Bu akşam bütün şehir halkı MELEK ve sinemalarına koşacak ve ELHAMRA dünyanın en moeşhur tenoru JAN KİEPURA'yı MAGDA SCHNEIDER,LUC'EN BAROUX vePİERRE BRASSEUR ile beraber temsil ettiği ve İtalya göllerinin sihramiz ğüzellikleri arasında geçen MUHTEŞEM FRANSIZCA SÖZLÜ BİR GECENİN ŞARKISI filmini nazarı takdirle seyrecek ve tagınni , edeceği RİGOLETTO, TRAVİATA, LA BOHEME vesair bir çok İtalyan serenatlarını kemali zevkle dinliyecektir. y Lütfen yerlerin evvelden temin edilmesi rica olunur. Bu akşamdan itibaren OPERA SiNEMASİ Entrikalarla dobı ve seyircileri heyecan içinde bırakacak oŞANDÜnN esrarengiz filmini göstermeğe başlıyor.

Bu sayıdan diğer sayfalar: