15 Temmuz 1933 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 4

15 Temmuz 1933 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Üa e çe ” ” * ç SO FĞ CTC Andifili 80 Sene Evvel Nasıl Kuruldu Andifili, (Hususi) — Meis adası karşısında, iki liman orta- smda, kayalık bir arazi üzerine kurulmuş olan Andifili 70-80 sene- lik bir maziye maliktir. İlk devir- lerde Andifili bir kasaba değil, sade etrafına bina namınma çatılmış tek bir çatı bulunmıyan bir iskele idi. Zamanla bu iskelenin cıvarın- da yerleşilmiye başlanılmış ve evler, dükkânlar yapılarak bugün- kü kasaba vücude getirilmiştir. Bu küçük kasabacığa ilk ismi Türkler vermişler, Andifili demiş- lerdir. Rumlar da bu ismi beğen- miş olacaklar ki kendi dillerine Antifelos olarak almişlardır. Andifili bugün pek mühim bir Hicaret iskelesi haline gelmiştir. 20 binden fazla nüfusu vardır. bağı, bahçesi, havasının, suyu- nun güzelliği ve toprağının bere- keti ile şöhret almakta olan An- difili halkının yüzünden sıhhat akmakta, büyük küçük, herkes neş'eli olarak istihsal sahasında çalışmaktadır. Andifilide en ziyade istihsal edilen maddeler kereste, palamut, kömür, buğday, arpa ve pirinçtir. Akhiîarfda Buğday, Arpa, Afyon Fiat- leri Çok Düşkün Akhisar (Hususi ) — Buğday ve arpa mahsulleri çok düşkün- dür. Bakla mahsulü için alıcı bile yoktur. Bunun sebebi Fran- sanın bakla mahsulü — üzerine koyduğu kontenjandır. Alfyon mahsulü düşkün git- mektedir. Birkaç sene evvel okkası 45 - 50 liraya satılan af- yonun birinci nev'i şimdi (6 ) li- radır, Mürefte Bağları Kurtarılmalıdır Mürefte (Hususi) — Havaların uzun müddettenberi hemen hemen hergün yağmurlu gitmesi- bağla- mımızda mahiyeti ve tedavi usulü meçbul çeşit çeşit hastalıkların Zzühuruna sebep olmuştur. Bu hastalıklar günden güne sirayet sahasımı genişletmektedir. Bağcı bu vaziyet karşısında müşkül bir vaziyette — kalmıştır. Hastalığın teşhis — ve tedavisinde — büyük yardımları dokunacak bir ziraat mütehassısına ziyadesile - ihtiyaç vardır. Ziraat Vekâletinden bu ihtiyacı temin etmesini memleket iktısadiyatı ve menafii namına ehemmiyetle rica ederiz. Talât Behçet Muş Detterdarlığı Muş ( Hususi ) — Mülga Ha- kâri Vilâyeti Defterdarı Salih B. Vilâyetimiz Defterdarlığına tayin kılınmış, şehrimize gelerek vazi- fesine başlamıştır. 338 senesinde de yine şehrimizde muhasebecilik etmiş olan Salih Bey kendisini herkese sevdirmiş kudretli mali- yecilerdendir. SON POSTA BalıkesirinHaritasıYapılıyor Şehrin İstikbalde Alacağı Şeklin ı | Plânı Tanzğm —Ediliyor ler yapılırken, dar, çamurlu veya tozlu sokaklarda da iki üç katlı apartıman tarzındaki — binaların kurulması insanın gözünü tırma- hyordu. Hiç bir kayde tabi ol- madan yapılan bu yeni inşaat şehri güzelleştirmek şöyle dursun şehrin sekaletini arttırıyordu... Fakat... Bu hususta Belediye- nin gayreti inkâr edilemez her- şeye baş vurdu... Birkaç günden- 'Gönen'de Tiı'_ulef Ürpertici Bir Cinayet | Gönen, ( Hususi ) — Çakır İ nahiyesinde Karaköyde bir cina- yet olmuş, Himmet isminde bir adam — öldürülmüştür. Himmet silâhlı olduğu halde Molla Ahmet oğlu Eşrefin evine taarruzla Eş- refin karısını kaçırmak istemiştir. Gece sabaha karşı vuku bulan bu taarruz pek kanlı bir netice vermiştir. Eşrefle Kardaşi Meh- met silâhla tecavüz eden Him- mete yine silâhla mükabele et- mişler ve dört kurşunla Himmeti l kalbinden vurup öldürmüşlerdir. | Eşrefle Mehmet tevkif edilmişler ve mahkemeye verilmişlerdir. Gelibolu'da Tehlikeli Bir Yangın Güç Halle Söndürüldü Gelibolu, (Hususi) — Denize yüz metre mesafede ve kasabanın en güzel bir yerinde bulunan fırından ateş çıkmış, havanın çok rüzgârlı olmasına rağmen itfaiye- nin cidden fedakârane çalışması neticesi olarak fırınla yanındaki | iki dükkân yandıktan sonra sön- | dürülmüştür. Bandırma'da Bir Hılkat Garibesi Doğdu Ve Öldü Bandırma, (Hususi) — Çınarlı mahallesinde eskici Mehmet Ağa- nın refikanı Hasibe Hanım dört buçuk - kilo sikletinde bir çocuk doğurmuştur. Çocuğun — başının üstünde karpuz büyüklüğünde bir ur vardır. Çocuk çok yaşamayıp vefat etmiştir. harita heyetinin bu hususta Be- lediyemize yardım etmesi için yapılan teşebbüsler müsbet bis netice verdi. Şimdi bu heyet ta- rafından şehrin bugünkü haritası ile müstakbel şeklinin plânı ya- pılacak ve belediyeye verilecek- tir. Bu teşebbüsünden dolayı be- lediyeyi tebrik büyük bir borç- tur. Balıkesirde Et Ucuzluğu Kuzuların azalması dolayısile Ya Balıkesir (Hu- ; ğ kasaplarda — bir susi ) Bahkesir | l fiat arttırma ha- cidden güzel ve " yeketi başlamış- şirin bir — şehir tır. olmakla beraber Maamafih bu plansızlığı yüzün- vaziyet — devam den gü'ııdşı gü- ederse belediye Bö güRREÜ y tarafından narh ış:m Myeııi l"l::_. konacaktır. — İlk lan binaların yer- gae U lerine uygun ol- serbest — bırakıl- mayışı birer te- mıştı. Bu suretle zat —manzarası kasaplar — ara- şnöıılleıiyo_r.. Bğ- sında — rekabet geniş cad- Balıkesir Parki ve istasyonu başlamış - fiatlar delerde birer katlı küçük ev- | beri şehrimizde bulunan değerli | kendi kendine düşmüştü. Bu su- retle bu yıl ucuz kuzu yiyebildik. Köylü Sigarası Kaçıranlar Hacı İshak ve Hacı İsmail ma- ballelerinde oturan Ömer ve mail isminde iki arkadaş köyler- de dört kuruş üzerinden köylü sigaralarını toplayarak şehre ge- tirirlerden yakalanmışlardır. Ara- | nan otomobilleri içinde on beş kilo kadar köylü sigarası bulun- muştur. N;z;[—);te Asri Mezbaha pıldı Mezbahanın küşat resminden bir intıba; Ortadaki zat vali Akif Beydir Nezip, (Hususi) — İnşa edilmekte olan asri mezbaha ikmal edilmiş, küşat resmi yapılmıştır. Merasim esnasında vali Akif Bey mezbahaların faydaları hakkında bir nutuk söylemiştir. Küşat res- minden sonra belediye tarafından'Vdavetlilere 30 kişilik bir ziyafet verilmiştir. Balâ Kazası Nasıl Bir Yerdir ?__ —- Balânın umumi manzarası Balâ: Ankarada, (Hususi) — Balâ Ankaraya 75 kilometre me- safede ve deniz seviyesinden 1750 metre yüksekte 30 sene evvel teşkil edilmiş bir kaza merkezi- dir. Ankara civarının yegâne iyi su membaları olan yeri Balâ ka- zasıdır. Balâ da kış ne kadar şid- detli olursa yaz da © nisbette lâtif olur. Kaza, ticari, beledi ve içtimai sahada — ilerlemiye — muhtaçtır. Ufak bir himmetle Balânın her saha da inkişafını temin etmek mümkün olacaktır. Bugünkü hali ile kaza bir kasabadan ziyade bü- yücek bir köy manzarası — arzet- mektedir. Müsahabe —— — Cinayet Hikâyelerine Dair Nurullah Ata Son senelerde bazı Fransız münekkitleri, sergüzeşt romanları ile beraber cinayet hikâyelerine de alâka göstermeğe başladılar. O nevi yazılar zaten ötedenberi kari bulurdu; Sherlock Holmes ile Arsöne Lupin bütün dünyada meşhur olmuşlardı. Boş vakitle- rinde düşünmeği sevmiyenler bu gibi kitaplarla birkaç saatlerini geçirirler, basit düşünceli kariler de onlardan bedii zannettikleri bir heyecan alırlardı. Kitabı - vakit geçirmeğe bir vasıta addeden adamlar — bu- lundukça onlara hizmet eden muharrirler de çıkacaktır; hattâ bunların —öbür — muharrirlerden fazla para kazanması da tabiidir. Bunun içindir ki cinayet hikâye- leri yazılmasına hiç bir şey söy- liyemeyiz. Fakat onlar şimdiye kadar adeta gizli okunurdu; herhâlde onları okuyan yarı münevver bile bu kitapların bahsi geçtiği za- man gülümser iftihar etmezdi. Hele münekkitler bunları hiç söze karıştırmazdı. O kadar ki geçen sene, yeni modaya uyarak, polis ve hırsız romanları muharrirleri ile mülâkata giden bir gazeteci onlardan: “tanınmıyan meşhurlar;, diye bahsediyordu: yani eserleri çok okunan, fakat o eserler hiç bir zaman ciddi telâkki edil- mediği- için kendileri — büyük ediplerin — şöhretine — eremiyen adamlar. Cinayet hikâyesi yazan muharrirler böyle bir mevkide kaldıkça kendilerine tahammül etmemize hiçbir mani yoktur. Bugün onlara niçin daha büyük bir paye veriliyor? Bunu sadece umumi harbin veya sine- manın fena tesirleri arasına kay- detmek doğru değildir. Vakıa umumi harp insanları kanlı vaka- lara alıştırdı, sinemada çocukça hikâyeleri - kafaları basitleştirdi; geçinmenin güçleşmesi birçok mu- harrirleri, biraz fazla kazanabil- mek için, evvelce hor gördükleri tarzlara da sevketti. Fakat bütün bunlar, ne kadar kuvvetli - olursa olsun, hakiki edebiyat zayıflama- mış olsaydı, galebe çalamaz, olmazsa tesirlerini bu kadar ; ça gösteremezlerdi. Hakiki —edebiyat hayalden kaçarak, onu istihfaf ederek za- yıfladı.Sergüzeşt romanları, cina- yet- hikâyeleri hayale — bağlı idi; yegâne hikmeti vücutları muhay- yileye hitap etmeleri idi. Onlarda hayal, sırf hayal için, icat zevki içindir. Hakiki edebiyat onlara karşı gelmek için, hayalin bir vasıta olduğunu dahi inkâr * etti. İçlerinde hemen hemen - hiçbir vak'a an, sadece - ruühi bir hâlin tahlili ile iktifa eden roman- lar gözüktü. Bunlar karii ancak birer laboratoria tecrübesi kadar alâkadar — edebiliyordu; — zaten gayeleri de bu idi. Fakat müm- kün —veya imkânsız — vak'alar tahayyül etmek de insan oğlunun ihtiyaçlarındandır; sanat, bilhassa hikâye onun bu ihtiyacını tatmine çalışmağa — mecburdur. — Bunun içindir ki hakikf edebiyatın aley- hine olarak bayağısı günden güne ilerliyor.

Bu sayıdan diğer sayfalar: