21 Temmuz 1933 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7

21 Temmuz 1933 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SON POTSA Ziraat Bilgisi (*) Anızları Erken Bozunuz ! Orak mevsimi geldi. Artık memleketin her köşesindeki ekin- ler yer yer biçilmektedir. Bundan sonra tarlalar üç dört ay süren bir istirahate çekilecek ve ka- sımda yeni senenin tobumlarına tekrar sinesini açacaktır. Ziraatte bu devrenin bü- ğük ehemmiyeti vardır. Tarla ügünler zarfında ne derece yo- lunda bir tımar ve terbiyeye ma- ruz kalırsa o derece berekete namzet olacağı gibi ne kadar kendi haline bırakılırsa o kadar otlu ve verimsiz bir hale geçer. — Malüm olduğu üzere tar- ladan aldığımız ekin ne kadar temiz olursa olsun içinde bir ta- kım yabani ot tohumları da bu- lunur. Ve ekseriya bu tohumlar ekinin biçilmesi esnasında topra- ğı gömülür. Sonradan ekin to- ümu temizlenerek ekilse dahi toprağa vaktında dökülen bu muzir. ot tohumları —yüzünden çimlenen ekinimiz tufeyli misafir- lerle karşılaşır. Şu halde tohu- mun kalbur makinesinden geçi- rilmesi lâüzumu kadar tarlanın da temizlenmesi zaruri oluyor. Bunun yegâne — çaresi ken ve sathi anız bozmadır. Orak başlarken tarlada hafif bir rutubet bülnnduğunu, batta bu "hı:tde u::lhııılu için makbul sayılan otların türediğini herkes bilir. İşte bu « beş altı santim derinliğindeki bir sürme ile anız bozulacak olursa birçok yabani ot tohumları tekrar çim- lenerek büyürler, Kasımdan evvel tarla bir daha sürülecek olursa henüz çiçek açarak yeni tohum dökmiye — vakit bulamıyan bu yeşillikler tekrar gömülmüş, mah- vedilmiş olur. Tabiatile bu saye- de tarla da işlenmiş, temizlenmiş olacaktır. Diğer — taraftan — ayırırken bozulan —anızların — rutubetlerini ::Yİ âîl;:lyîlâl:hn ve bir yaz ıı;ev- iminde mikropların faa- liyetlerine sahne — olduğu Aanla- şılmıştır. almz şu var ki anız boz- manın erken olduğu nispette sathi olması da şarttır. Birinci sürmenin bazı yerlerde yapıldığı gibi derin tutulması hatalıdır. Görüştüğüm birçok- çiftçiler bu yüzden ademi muvaffakiyete düş- müşlerdir. Bu takdirde bilhassa delice tohumları derine giderek Müsait seneler için saklamır. Ke- zalik ayrık kökleri de meydana çıkarılacak yerlerde toprağa gö- Mmülmüş olur. Hulâsa, bereketli bir mah- sul almak, yalnız tarlanın verimi- ne, tohumun - cinsine, havanın gidişine bağlı değil, yapılacak ftımar ve terbiyeye de bağlı bir keyfiyettir. Anız bozma hububat - için olduğu gibi diğer mezruat için de aymdır. Bakla anızmın erken bozulması baklanın kökünde bu- lunup toprağı — kuüvyetlendirmiye hizmet eden mikropların faaliye- tini tezyit eder. Hububat için kıymetli saydığımız bakla yeri erken bozma ile bir kat daha kıymetlenir. Velhasıl erken anız. - böz- Manın ziraatteki ehemmiyeti bü- yüktür. Müterakki — memleketler bu sayede tarlalarını seneden seneye daha verimli bir hale getirmiye muvaffak olmuşlardır. — Cifiçi V) Ziraat hususundaki müşküllerinizi Sorunuz. Son Posta'nın “Çiftçi, «i Viza cevap verecektir. er- -— TARİHİ MUSAHAB Sivas'ta Üç — — Bin Kişi Diri Diri Mçgara Gömüldü l Dul kadınlar haykırıyor, genç kızların yanık feryatları gökleri titretiyor; çocuklar hıçkıra bıçkıra ağlıyor, delikanlılar, aksakallı ih- tiyarlar, büyüklü küçüklü herkes ölüm iniltilerile kâinata dehşet veriyordu. Tarihin o uğursuz gü- nünde “Sıvas,, cehennem ve Sıvas halkı zebaniler eline düşen gü- nahsızlar gibi perişan olmuştu. Şarktan garba azgın bir fırtına gibi saldıran “Timurlenk,, yolunun üzerine — düşeu her yeri ve her beldeyi — yakıp yıkmış; hünkâr ve halife ordula- rını, tek nefer kalmayıncaya ka- dar kılıçtan ge- çirmiş, zevki ve hırsı uğruna in- san — kanımdan çağlıyanlar coş- turarak — Sıyasa kadar dayanmış- tı, Timurlenk Sı- vası da eline ge- çırıp — Yıldırım Beyazıdın üstüne yürümek istiyor- du. Sıvasta Yıldı- rım Beyazıt namına valilik yapan şehzade Süleyman, Timur ordu- sunun “ karınca misal ve çekir- ğe , olduğunu görünce hırpa- lanmak ve parçalanmak korkusile ürkerek kaçıp kurtulmaktan başka çare göremedi. Hemen yağız beygirine atlıyan şehzade Süley- man gizli geçitlerden yola düzüldü ve en kestirme yoldan babasının yanına gitti. Şimdi Sıvas başsız ve Sıvas halkı yapayalnız kalmıştı. Timurlenk ince eleyip sık do- kumak gibi işlerle kafa yormaz, isteklerini, kolay yoldan yürüyüp çarçabuk başarırdı. Sıvas kalesini mutlaka ve hemen eline geçirmek isteyen topal Timur, vezirlerinden birine şu emri verdi: — Yarm saat sonra Sivas benim olmalı, Sıvaslılar da senin!. * O tarihe kadar geçip çiğne- diği geniş ülkelerde tamam otuz altı hükümdarın kellelerini uçuran, mülklerini harap eden Timurlen- gin, Sıvas için verdiği bu ilk: ve son emir çok açık bir dehşet manasını taşıyordu. Vezir bu emri alınca yerlere sürünerek Timurun ayaklarını öptü ve derhal dışarı fırladı. Biraz sonra Timurlengin ordu- gâhından Sıvasa doğru giden üç atlı, Sıvas halkına aksak hüküm- darın ilk fermanını gütürüyardu. Sıvaslılar Timur ordusuna kar- şı koymayı akıllarından bile ge- çirmiyorlar, canlarının bağışlan- masından başka bir şey dilemi- Juludı. Üç atlı Sıvas beldesine girince Timurlengin fermanını Si- vas eşrafına teslim ettiler. Biraz sonra, koca beldenin geniş ve dat, bütün sokaklarında münadi- ler şöyle haykırıyorlardı: — Zinhar Timur — ordusuna karşı durmiyasınız. Şevketlü pa- dişah cümlenin canını ve malını bağışladıklarını ferman buyurur- lar. Hemen Timur leşkerine he- diyeler ihzar edesiniz. Münadilerin bu müjdesi, ölüm karşısında çaresiz kalıp. gerdan kıran, ağlıyan, inleyen ve sızlayan Sıvaslılara sükün wermiş, biraz evvelki büyük korku diner gibi olmuştu. Timurun fermanını cdep- le öpüp başlarına taceden eşraf, Timurlenge yazdıkları arizada, Sıvası kendisine hediye ediyorlar, Sıvaslıların da Timura kul olduk- larını söyliyorlardı. ——— Topal devletlâ bu arizayı ve- zirine okutup dinledikten sonra zalim kararını verdi. * Önde bütün haşmetile Timur- lenk, arkada yıkılmaz bir heybet ve kırılmaz bir hey'et gibi ordu- ıu-hKı_leln ından ınocıııeıdşıî e doğru ilerliyordu. Eıes:külen genç vmiyu er- kekler istilâ ordusunun önünde secdeye kapanıyorlar; dilber kız- lar, yaşlı kadınlar pencereler- den uzanmışlar, evlerindeki ve ellerindeki — herşeyi — sokaklara saçıyorlardı. Ve “Timur asker- leri, kürtüluş hediyesi olarak ha- hları, kilimlwiı;. altın bilezikleri, gümüş tasları kapışıyorlar ve avaz avaz haykırıyorlardı: — Umrümüz devletlümuza öm- rüne feda olsuuun!... * Beldenin tam ortasında Timur alaca atının gemlerini kastı, sonra başını arkasına kıvırarak - kolile sert bir işaret savurdu. Bu işaret yekpare bir kütle gibi yürüyen orduyu — durdurmuş, — hareketsiz bırakmıştı. Timur, etrafını keskin arile süzdükten sonra, atı- :ı:ıhçtyıkhn dibinde secdeye varan vezirine irade etti; sefillerin - tediplerini derim. emrşude yatan vezir, bu irade ine yayından fırlıyan ok gibi İ:î::-.: ’:n-nı katıştı, ıkfık etlünun fermanını dümen ne- erine kadar bir hamlede ulaş- tırdı. Bir an için hareketsiz duran Timur ordusunda bir kaynaşma, akıcı ve çok şiddetli bir hareket belirdi. Her taraf, her köşe çep- -— TAKVİM — CUMA Vhi 21 TEMMUZ 933 77 T Arabi Bneki T 25 Rebililevvel 13852 |8 - Temmuz « 1349 Ezemi|Vasati| Vakit (Ezanl oınl Akeşana iz — Vanati 19 37 2 92 ı » Vakli Güneş Öğle ksindi 4 46| Akışam |J2 — (43)1220) Yater | 165 saa | 16 18| İmasakk (6 89 ve çevre sarıldı, sokak başları, kapı önleri tutuldu ve müthiş bir insan talanı başladı. Kapılar kırılıyor, kızlar ve kadınlar - saçlarından yakalanarak sürükleniyor, Timura, Timur —ordusuna — secdeye varan bütün erkekler teker teker avlanıyorlardı. Tatlı canlarının bağışlandığını sanan zavallı Sı- vaslılar bir nefeslik gibi kısa bir zaman içinde kıskıvrak kementlenmişlerdi. Şimdi koca Sıvas bağıranların, ağlıyanla- rın, inliyen ve sızlıyanların perişan — feryatlarile — sarsılı- yordu. Kadınlı erkekli tamam üç bin dört yüz elli bir kişi ya- kalanmış, kalın iplerle biribirle- rine — bağlanıp perçin — edilmiş- lerdi. Biraz sonra hep birden tek- me ve kırbaç sil- lelerile Sıvas ka- lesinin diş tara- fiına sürüldüler, * Can çıkmayın- ca ümit çıkmaz. miş, derler. Fakat bu perişan kütle ağlıya sızlıya kale etekle- rine vardığı zaman Ümit denilen tesellinin gönül evinden candan çok evvel uçüp kaçtığını anla- makta güçlük çekmedi. Çünkü Sıvas kalesinin yürmi üç mızrak boyu ilersinde açılan çok geniş ve çok derin bir kuyu, mukadder akıbetin fecaatini canlandırıyordu. susturulamıyan inil- ve — dindirile- bir kumanda her tarafı titretti. Bu kumanda Timur ordusunun en kuvvetli fedailerini, yayına basılmış bir zemberek gibi der- hal harekete getirdi. Hepsi bir- den üç bin dört yüz elli bir zulüm ve işkence esirine şiddetle saldırdılar, koca kuyuyu bu canlı ölülerin yalvaran, hayat dileyen ve henüz nefes alan cesetlerile doldurdular. Hareketler biribirini yıldırım hızile kovalıyordu. Geniş ve derin çukur ağız ağıza doldu, toprak yı- gınları bir solukta örtüldü. Artık bu mahşer yerinde ses ve nefes duyulmaz olmuştu. Korkunç bir sessizlik yuhlara Ürküntü veri- yordu. Akşam Sıvasın istilâsının bay- ramını kutlulayan Timur ordusu- nun yırtıcı mensupları bu üç bin dört yüz elli bir. ölünün tek me- zarı üstünde sabahlara kadar at oynatıp hora teptiler. Tarih, bu eşsiz facia karşısın- da hayretini şu cümle ile göste- riyor: “... Timur nice asker ile Sıvas sahrasına gelip alay gös- terdikte) Sıvaslı sulha Talip ola- cak nisa ve sübiyana taarruz et- memek ve ricalinin dahi kanına girmemek şartiyle —ahdetmekle kaleyi teslim ettiklerinde güya ahdine vefa deyip bir kebir çu- kur kazdırıp üç bin dört yüz elli bir müslümanı hayyen çukura doldurup üzerine toprak çekip helâk - etti. ,, Yeni Kooperatifleşme Hareketleri - Reşadiye İncir Kooperaltifi Reşadiyede ikinci bir incif kooperatifi teşkili için Reşadiye — Kredi kooperatifi tarafından bir teşebbüs yapılmıştır. Bu hususta hazırlanan talimatname İzmir Ti- caret müdüriyetine verilmiştir. Ş Ticaret Lisesl Kooperaltifi | İstanbul Ticaret lisesi Talebe kooperatifi senelik içtimamı yap- mıştır, İçtimada mektep müdürü Hüsnü, İktisat muallimi Servet, iktisadi coğrafya muallimi Celâl Eeyle: G:ıııluıııııııılırdır. Evvelâ idare — heyeti reisi T:;gî"&y söz almış ve koope- ratifin yaptığı hizmetlerden uzun uzadıya bahsettikten sonra çıka- rılan mecmuanın ayda bir çıka- rılması temenniyatında bulunmuş- tur. İçtimada daha birçok orlak« lar söz almışlardır. emettüün tevzii meselesi de kararlaştırıl- dıky sonra içtimaa nihayet verilmiştir. ıf Kitap Yazanlar Kooparatlil Ankarada yakın zamanlarda teşekkül etmiş olan “Kitap ya- zanlar kooperatifi., bu kere Tyür- kiye petrol madenleri — namile Kemal Lokman Beyin kitabını da bize — vermişti.. Bu — kitapla kooperatifin bastırdığı kitap ade- di altıyı bulmuştur. Kooperatif :iıııdiye kadar bastırdığı eserlerin epsinde meııâıkelo olacak hiz- meti göz önünde tutm . Kooe p:ııtg bastırdığı ki:l:hr mü- nevverlerimiz candan ös- termelidir. ki kooperatif — bize atiyen de klu_l güzel eserler verebilsin. Kooperatif iktisadi mevzulara temas eden birçok eserler daba hazırlamış olup ya- kında basacaktır. sat Vekâletinde Bankanın e.mrin. Eçomk fabrikaların faaliyet tarz- rı ve idare — şekilleri hakkında bir nizamname hazırlanmaktadır. İsca altlimike ç.’ı"h.,..;.,ı.d.".f' a ğ malları ırıikılııııı azami Ka ete geçmeleri ihti: isset- mektedir. eBııınlııe :%.çmwdtı çteki sanayi erbabının arala- rında bir kooperatif vücude îm— J melerine çalışacak ve doğrudan doğ bi kküle kredi u'heü:x:“ny. Hdt Bentiflerk meleri memle- — et iktısadiyatında kuvvetli taaz- zuvlar doğuracaktır. Edirne Memurlar Edirne Memurlar temmuz ayının bhgıîm E:İF ne valisi ir, e mebusu Şeret Beylerle, — mahalli fırka ve belediye reisleri hükümet ve h'k'. halk kütlesinin huzurlarile açılmıştır. Bu yeni istihlâk koo- peratifine muvaflakiyetler dileriz. m Kooperallil Kooperatifi Resim Tahlili — Kuponu Tablatinisi öğrenmek — letiyorsanız Tesminizi S adet kuüpoa lle bir- likte gönderiniz. — Resminiz sıraya dâbidir. ve lade edilmez. Bulunduğu memleket Resim — intiyat edecek wal ? Reslnin kliyesi VO — kuruşlüğ Pul mukabilinde gönderizevilir faaliyetle hare- — erkânile Edirnenin maruf ve — T vE ğ mda büle- | mulacaktır. Sana ıy::glıbmm koo- —

Bu sayıdan diğer sayfalar: