28 Ağustos 1933 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 4

28 Ağustos 1933 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Çiçek Soğanları Dikiniz Bahçelerin yazlık ve kışlık en iyi çiçeklerini soğanlı çiçekler teşkil eder. içek — soğanlarının sonbahar ve ilkbaharda dikilen cinsleri vardır. Bunlardan birkıs- mi her sene topraktan çıkarılır fakat birkasmı 4-5 sene ayni yerde bırakılarak topraktan çıka- rılmaz. Topraktan — çıkarılması lâzımgelen soğanlar eğer çıkarıl- mayıp toprakta bırakılacak olur- larsa dibe yani toprağın derin kısmına saplanarak yavaş yavaş çürümeğe başlarlar. Lâleler, sün- büller, sünbül teberler, bu me- yandadır. Bunun için soğanlar, çiçeklerini verip yaprakları ta- mamen kuruduktan sonra çıkarıl- malı ve bir hafta kadar e kurudulduktan — sonra rutubetsiz bir yerde dikim zama- nıma kadar muhafaza olunma- hdır. Zerrin cinslerinden sim, bala, deve boynu, fulya, katmerli me- nekşe, berra, zanbak cinslerinden bazıları, Fünkin, amarilis, İstan- bul glayolu, buhuru —meryem, altın top, süsenler, tesbih çiçek- leri topraktan çıkarılmadan scnc- lerce olduğu yerde bırakılabilir. Fakat: Dalya, lale, sünbül, sün- bül teber, mon bretya, glayol, begonya, kaladyom, kala, y glok sinya gibi soğanları toprak- . ta bırakmıyarak ve rütubetten muhafazalı bir yerde ilk bahara kadar dir. bu soğanların hepsi de kuvvetli yani kumlu ve gübreli toprakları se- verler. Yalnız begonya, kaladyom, kala, buhuru meryem, amarilis soğanları yarı yarıya funda top- rağile karıştırılmış çürümüş yap- ka cins toprakta güçlü şayabilirler. Çiçek soğanı me zamanı Ağustostan kânu- nevvelin bidayetine kadar ©- lan müddet ile şubattan mayısa kadar olan müddet arasındadır. Bu müddetler içinde dikilecek soğanların — diplerindeki — küçük yavruları ayrılmalı ve yalıız baş soğan denilen anaçlarım dikme- lidir. Yavru soğanları da ayrı bir yere dikerek büyümeleri te- min olunmalıdır. Baş soğanları 24 saat kadar su içinde bırak- malı, badehu hazırlanan tarlayı bolca sulayarak toprağın tavlan- masına itina etmelidir. Taylanan toprağa 10-12 san- tim aralıklı olarak ve beş santim derinliğinde soğanlar dikilir, üze- rine toprak çekilir ve sulanır. En Üstüne de İ0-15 santim kalınlığın. da bir tabaka kuru ot gserilir. Haftada 2-3 defa veya hiç ol- mazsa bir defa bol su verilir. Bunlar sulanırken otları kal- dırmıya Tüzüum yoktur. Maksat, suğanların serin kalmaları ve köklenmeleridir. Soğanlar yeşer- miye başladıktan ve uçları top- rağın yüzüne — çıktıktan — sonra hava yağmurla. değilse son defa | bir su daha verilmesi lâzım gelir. Ondan sonra sulamıya lüzum yok- tur. Tarlaya dikilecek bu gibi soğanlar arasında en dayanıklı ve turfanda çiçek veren cinsler zerrin, lâle soğanlarıdır. İlkbahar- da dikilecek soğanlar için bu usu- lün tatbikıma lüzüum yoktur. Yani su içinde — bulundurmıya — ve- ya fazla sulamıya hacet kalmadan yeşerirler. Soğanlı çiçekler bahçe- İerini en kıymetli ve zevkli çi- * çeklerinden — başlıcalarıdır. ğ'u— masrafla her sene çiçek ve yavru soğan almak için en iyi nebat- lardır. Lüâtfi Arif Ü Ziramt bususundakl müşkü lerinizi sorunuz. Son Posta'nın (Zicaat mü- Gehnanıer ) size cevap - verecektir. Tire'de iktısadi Vaziyet Tire (Hususi) — Tire havza- sında bu sene pek çok feyzü ve bereket vardır. Arpa, buğday, darı ve emsali hububat, üzüm, meyva ve sebze boldur. Fakat fiatlerin yok bahasına - olması çiftçiyi endişeye düşürmüştür. Bu hafta Tire zahire loncasında hiç bir kimsenin yüzü gülmemiştir. Çünkü on beş kilo buğday 25-35 kuraşa, on kilo arpa 12 buçuk kuruşa verilmekte ve buna rağ- men de alıcı nadir çıkmaktadır. Bu hafta Tire pazarı hakikaten görülmemiş günler geçirmiştir. Atpazarında biraz faaliyet görü- müştür. Fakat en ziyade satıc- ların tasalı vaziyetleri nazarıdik- kati celbetmektedir. Çünkü Atpazarına gelen satı- çılar, zahiresini — satamıyan ve tediyesine mutlak surette mecbur oldukları taahhütlerini yapamıyan ve bunu da çift hayvanlarım sat- mak suretile telâfiye çalışan köy- Tarihi Fıkra Canın Kıymeti Var Mıdır ? Yazın sıcağından midir, / nedir?.. Bu aralık şehirde kazalar fazlalaştı. Hergün bir otomobil ve vapur kaza- sına rast geliyoruz.. Denizde boğulan- lar, evlerinin pencerelerinden düşen- ler, cinayetler, katiller, aşk ve sevda faclaları birbirini takip ediyor.. — Hele öyle cinayetler var ki, artık bir insan çamının bu kadar ucurza satıldığını havsala bile almak istemiyor.. Niha- yet bu bir candır.. Her mahluk dün- yada canın selâmeti için - didinir.. Yaşamak insanların €n çok üzerine düştükleri, tapındıkları, — çırpınıp ku- caklamıya çalıştıkları bir matadır Bu eskiden böyle değildi. Bizim Osmanlı tarihimizde can, “Dinüdevlet ve padişah uğruna feda ,, idi. Canın biçbir. kaymeti yoktu. Bir hiç için xoparılan başlar, paralanan vucutlar vı ” | hudut kalelerinde mahvolan Yeniçe- Feci bir bukran Şeçiren Tire kasabası De- lüleriiniz. ve çiftçilerimizdi:. ğgerinden aşağı fiatlarla Jarını satmıya mecbur olan köy- lülerden bazılarının pazarı ağlıya- rak bırakıp gittikleri ek- tedir. Pazarda dıııılişulâm ko- hayvan- eşekler 3-4 liraya, keçi ve oğlak 80-100 kuruşa satılmıştır. Sebze pazarında da — arabalar — dolusu patlıcan, soğan, domates, patates ve saire müşteri bulmıyarak yı- ğgınlar halinde terkedilmiştir. Garip Şey Bir Adam Tanımadığı Üç Kişiyi Vurdu Van ( Hususi ) Vanın Sihke caddesinde —Harabe hamamda uykuda bulunan Kasım — oğlu Ibrahim, Hüseyin oğlu İsa ve Davut oğlu İsa, bir silâh se- sine uyandıkları zaman hüvi- yeti meçhul ve karanlıkta tanı- madıkları bir şahıs tarafından a' şe alınmışlardır.. Bunlardan | sım oğlu Hüseyin başından aldığı yara ile ölmüş, Hüseyinin oğlu İsa ile Davut oğlu İsa da ağır surette — yaralanmışlardır. Yaralılar Memleket hastanesine kaldırılmışlardır. Bu garip cina- yetin faili aranmaktadır. Bu Sene Kendir Az Oldu Kastamonu, ( Hususi ) — Her yerde olduğu gibi bu sene Kas- tomonuda da ilkbahar çok yağ- murlu geçmiştir. Bilâfasıla devam eden bu yağmur bazı mahsulâta dolayısile kendir mahsulüne ol- dukça zarar vermiştir. Vaktile çapalama ameliyesinden geçmie- diğinden müteecssir olan kendir eçen seneye nisbetle *030 nis- etinde noksan olacağı anlaşıl- mıştır. Buğday, arpa,” mmısır mah- sulü çok iyidir. Bilhassa bu sene Kastamonuda meyva ve sebze bolluğu vardır. — Emrullah Bandırmaya Yarış Kayığı Verildi! Bandırma (Hususi) — İstan- bul, Kocaeli, Bandırma ve İzmir mıntakaları için Avrupadan geti- rilen son sistem yarış kayıkların- dan bir tanesi federasyon tara- fından — mıntakamıza — gönderil- miştir. Gelecek sene yarışlara iştirak etmek için deniz sporcularına ders göstermek üzere bir kaç güne kadar mmtakamıza bir an- trenör gelecek ve on beş gün kadar burada kaldıktan sonra İzmire geçecektir. Diyarıbekir'de Bir Kalpazan Kumpanyası b lli e Kalpazanlardan T- Halil, 2- Mehmet ve kullandıkları eletleri - Diyarıbekir, (Hususi) — Şeh- rimiz piyasasında son günlerde sahte yirmi beş kuruşlukların do- laştığı zabıtanın nazarı dikkatini celbetmiş, şiddetli takibe baş- lanılmıştı. Emniyet Müdürü Sait Beyin aldığı tertibat sayesinde bu nikel 25 kuruşlukları ya; €ürmü- mqlıu;“îulinde yakalanmışlardır. Bunlar Kilisli Halil ve Mehmet Bunlar Kilisten üç evvel şehrimize imişler, lollabaha- ettin mahallesinde Ahmet ağanın evini kiralamışlar ve derhal sah- te para yapmıya başlamışlardır. Kılpuınîın: üç gün içinde 48 Hralık sahte para yapmışlar ve bundan 24 Hiralığını sarfetmişler- dir. Paralar gayet muntazam ve sahteliği ilmıyacak — kadar düzgündür. Yalnız — tırtıllarında biraz intizamsızlık vardır. Bunlar kurşun ve bakırla imal edilmekte Gemlik'te Bir Haşere İle Mücadele Için Başka Bir Haşere Üretiliyor Gemlik (Hususi) — Dut ağ larına — musallat ve lo:: cukların gözlerini harap eden haşere ile mücadele için kulla- | aalün ilâçlar dut ağaçlarına zarar vermekte idi. Şimdi başka bir m(:::el; şekli bulunmuştur. İtal- a u haşereyi yiyen başka haşere getirilmiştir. Bu yeni haşerenin dut ağaçlarına zararı dokunmamaktadır. — Üretilmesine başlanmıştır. Zeytin ağaçları hasta- lıkları için *de mücadele yapılmakta ve herkes ağaç başına yüz dirhem zeytin vermek veya parasını öde- mek suretile mücadeleyi kolay- laştırmaktadır. Havza'da Un Fabrikaları Havza, (Hususi) — Kasaba- daki sanayi müesseleri arasında wn fabrikaları mühim bir mevki işgal etmektedirler. Bu fabrika- lar birer, ikişer kilometro mesa- fe ile “Tersakan,, irmağı üzerin- de kurulmuşladır. Beşgöz, Teşvi- kiye, İstikamet, Şeref,S ekizgöz markalarile piyasaya un veren bu fabrikalar iyi un yekdiğerlerile rekabet etmekte ve tesisatlarını en asri cihazlarla enilemektedirler. Bilhassa — bu ıbenrsik:üı:du ikisi dA.vnıpıııııı en ni yi ayarında un çıkar- maktadırlar. Vanda Kaçakçılık Van ( Hususi ) — 12 kişiden Abaret kısmen silâhlı bir kaçakçı şebekesi Vanın Hoşap iyesi Melkâva karyesinde j tarafından müsademe etmeksizin derdest edilmişlerdir. yıpılnııktıdfrj yaparlarken yakalan- ı yun 2-3 liraya, inekler, 7-10 liraya —lı:nııı ÇA ııîkelâ; Kalpazanlar para cürmümeşhut — halü: mışlardır. Kalpazanlarda ayrıca bir kilo kadar da esrar yakalanmıştır. | riler “can ,, dan tocrit edilmiş mah- Tüklardı. * Bağdat muhasarasından payıtabta dönen zorba sipahiler, daha ilk gün- den itibaren Sadrazam Hafız Paşayı istememiye — baslamışlardı. — Çünkü Hafız Paşa ile beraber yedi devlet düşmanı Husrev Paşayı sadaretten düşürmüşler, * Böytülmal , | silip sü- pürmüşlerdi. Nihayet bir sabah Atmeydamnda toplanan zorbalar saraya hücum edi- yorlar, padişahı divana — çağırarak “devletö bethah,, olanların başlarını istiyorlardı: — Bunları ver. Parahyahın! diyor- lardı.. Dördüncü Murat, bu zorba gürü- hunun dağılacağına kanidi. — Evvelâ saraydan hiçbir ses çıkarmadı ve ne- ticeyi bekledi.. Halbuki vezarete göz diken Recep paşa durmadan zorbaları - kışkırtıyor, padişahı ayak divanına çağırmalarını söylüyordu. Şehrin bütün dükkânları -kapan- zorbalar (arzularına — cevap verilmediğini görünce akım akın orta kapıdan geçiyorlar, kocamış çınarlı sarayı hümayun bahçesinde toplanıp padişabı ayak divanına çağrıyorlardı. Dördüncü Murat İsyanın — büyü- düğünü görünce derhal Babüssaade önüne gelmiş, * Kul taifesi , ni tes- kine çalışmıştı. fakat zorbalar bir türlü eöz dinlemiyorlardı.. ille Hafız Paşa ile diğer " Bedbah , ların baş- larımı istiyorlardı.. Dördüncü Murat bu divandan bir gey çıkmıyacağını anlayınca, hizla geri dönmüş, Hafız Paşayı Yalı köş- künden Üsküdara kaçırmıya baş- lamıştı. Fakal asiler gittikçe azıyorlardı. Topkapı sarayının kubbeleri bu defa tehdit seslerile çınlamıyada başla- mıştı. Zorbalar bağırıp çığrışıyorlar: — Devlete ve padişaha yar olmu- yanları elbette viresiz, yohsa iş gayri olur! diye Muradı rabil tahttan ata- caklarını söyliyorlardı.. Genç padişah, son defa divana çıkınca uzun uzun nasihat etti.. Zor- baları teskine çalıştı. Fakat bir türlü sözünü geçiremedi. Şaşkın — şaşkın etrafına en, biraz evvel yo- handan çevrilip getirilen Hafız Paşa atıldır B Padişahım. - Hezar Hafız - gibi kulun yoluna fedadır. Ancak ricam budur ki beni sen katletmeyip ko bu zalimler hünu nâhakanı rizan ve beni şehit etsinler. luhdiç_ meytimi Üsküda da defnettiresin.. Eytam fıkarasına nazan inayetin rica ederim. dedi. Kollarını sıvadu. — Sesinin — bütün kuvvetile : — Bismillâhirrahmanirrabim. Velâ havle velâ kuvvete Mâ billâhit'aliyül- azimi. İnna lillâh ve inna ileyhi raciun İ. Diye bütün hızilâ ortaya atıldı. Sipahiler bir anda Hafız Paşanın #zerine üşüştüler ve zavallıyı parça parça ettiler. * Can eskiden “ feda , idi.. Şimdi #aziz,,dir. Fakat bu azizlik barzan kendi ayağile kendi kendini tepiyor ve hiç bir yüzünden; sönüp gidiyorl.. * »4

Bu sayıdan diğer sayfalar: