2 Nisan 1934 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7

2 Nisan 1934 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ÖRDEKLER. DEN HURTU. * LMAKİÇİN, TAVYYAREL! / G earemer eee ee ResAs a aA a ae T T n Kara Kedin — EYİKİ ÇAPA- Y UNUT MA — MUŞIM b Hoo00P!. ( O tma üüüyeler | İnsan Köpekler Siz de bilirsiniz. Avcılar ava ıktılar mı, peşlerine bir sürü de wy) /?,)';'_',. köpek - takar- SÜ R !/_(l'/( lar.. Köpekler ' V gp î. el % !g her zaman ha- K IN zırdir.. — Silâh Ütt patlayıp ta av yere yuvarlandı. mı, köpek bir la koşar, avı yakalar. B Bundan başka köpekler, ge yiklerin, seylânların düşmanıdır. Avcılar — geyiklerin, — ceylânların arkasından koşunca, köpekler öne geçerler, zavallıların - bacakların- dan ısırır, yere yuvarlarlar, ya- büt ta yollarını: keserlerdi. Bir gün ormanda bir geyik ile bir ceylân konuşuyorlardı. Geyik dedi ki: — Ceylân kardeş, bu köpak- lere doğrusu şaşıyoruml, — Ne diye?, — Ne diye mi? Düşün bir kere... O da hayvan, biz de.. Bi- zim kardeşimiz — sayılır.. Fakat bizi yakalatmak için elinden ne geliyorsa yapıyor. Ceylân güldü: — Ne diyorsun sen de, dedi. Madem ki insanlarla yaşıyorlar, elbette böyle olacak!.. amrimmera ee el aa amnen d p Tikra Milyoner Mektepte çok l ' vardır Bu” oceğim ni Milyonerdi.. birgün bahçede ko. Buşurlarken çocuk Afacana dediki; — Babamın bir nasihatı vazi, — Ne masihatı?. — Fakirlere daima iyi mua- mele et! ,, demişti — Neden?. — Çünkü büyüyünce onlar- da zengin olurlarmış da!.. ——— Ü lnei Aptallığı Kim Yapmış ? Te Bu NE?,, ÇAPA DENİZE Ördeklefieî_ Harbi ONMH . HAZIRLOP 9p İRAV Ivıwıu. ADK ÂV| BÖYLE BİR T ZIYAFET BULAMAMİ. e > tccekEREEERA. Buhlar Yara (Afacan sabneye alır ağir girer seyircilere selâm vererek — durur, İki tarafa korku koika — bakınır.. Sonra elini uzatarak fısıldar gibi söylemiye başlar, | — Vallahi duymasınlar amma, bu, bizim evdekilerden adeta bık- tım, usandım, bir kere adım çıkmış.. ne yapsam yaramazlık, ne etsem yaramazlık.. bir şey de- ğil, yaramaz aşağı, yaramaz yu- karı derken kendi ismimi de unu- tacağım.. unutacağım değil, unut- tum galiba.. beni ismimle, Afacan diye çağırdıkları zaman, başka- sını çağırıyorlarmış gibi - geliyor bana.. aldırış bile etmiyorum, Fa- kat “yaramaz,, dedilermi derhal koşuyorum. Mektepte yetmiyor- muş gibi bir de evde bu söz.. Akşam mektep dönüşü şöyle _l:_ir mutfağa uğrayayım diyorum. el dolaba yaklaşıp, le hoşa gidenlerden biraz îiiş'&airıu ı'l- mak hakkım değil mi?.. Ne yapa- hm canim?. Belediye nasıl dük- kânları, aşçıları muayene - ediyor- sa, ben de öyle yapıyorum.. ben de bizim dolaptakileri muayene — Şuna senel.. büyüyünce — zengin timri olacağım de- koysalar siler karnına Minik Ali müthiş oburda.. Okadar oburdu ki, önüne ne verseler — yutardı. O ufacık okadar Yemek te landı. Yatağa düştü.. ga mazlık İ ı Mı? labıyık — modası kaldı mı yal.. 'ekiri de iskemleve oturttum. Hınzır kâfir, benim iyiliğimi an- layınca öyle güzel, öyle hoş kuruldu ki.. Onun da boynuna havluyu sardım. Traşa başladım. Tekirin birkaç dakika sonra o koca bıyıkları kayboluverdi. Kay- etsem ne olur?, Fakat gel gele- | boldu amma, işte tam bu sırada lim ettirmiyorlar efendim, bırak- mıyorlar.. tam ben bu muayeneyi yaparken bir ses, annemin sesi: annemin fırtına gibi sesi kula- ğımın dibinde: — Seni gidi afacan, seni! bu —NEe o, yaramaz çocuk, yine ne| ne yaptığın! diye bağırmaz mı?. yapıyorsun? Diye patlayıveriyor. ( Seyircilere doğcu, yürüyerek ): Siz söyleyin canım, bu da yara- mazlık mı Allahaşkma?. Birkaç gün evvel evde uslu uslu otururken, akıma yine tatlı bir şey geldi: Haydi kendi kendi- me berberlik ım.. Köşede bucakta, ııılıoıy:ıwıy n falan buldum.. — İşe başladım.. Fakat — berberler saç- keserler.. Ben neyi keseceğim.. Ne yapsam ne etsem diye düşünürken sobanın fırçası gözüme çarptı.. Hahi. İşte şu fırça saçı sakalile uzamış bir insana benzer.. Fırçayı alıp bir iskemleye bağladım ve havlu ile etrafını sardım.. Fırça tıpkı is- kemlede oturan bir insana benzer. Makasla tarak başladı şıkır şıkir | işlemiye.. tıpkı berberler gibi hem kendi kendime söyleniyor hem de hafif hafif " firça beyi, traş ediyordum. Tuhaf değil mi “fırça beyin,, saçlarını bir türlü beyene- medim, çok dağınık... Biraz daha keseyim dedim. Biraz daha, biraz daha derken — zavallı fırça bey galiba fazla kırpıldı. sıfır. numa- raya döndü, Kala kala bir sapı | kalmasın mı?. Hay Allah cezasımı versınl." Şimdi ne yapmalı? Tam bu sırada odaya bizim tekir kedi girdi? Hah, buldum.. Kâfirin ne E âri bıyıkları - vardıl Nedir bunlar canıml.. Zaten bu uzun bıyıklara ben her zaman kızar um. Bu zamanda TOBURLUK a. Bu onun İçin koskocaman bir illetti.. Nihayet babası dü- şündü, taşındı. Minik Aliyi doktora götürmeye karar ver- di. Bir sabah beraberce dak- süpürür, nasıl sığardı? demeyin sığardı | tora gittiler. - işte.. Yer, yer, yer, mütemadi- Doktor muayene etli ve yen gyerdi. — Yemeklen — güç Babasına döndü : kalkar, annesi daima onu — Kaurtulmak için yalnız uzarlardı.. hamur İşi, çarba_. ubu,.msyva, Bir gün Minik Ali hasta- | yumurta yiyebilir ! dedi. Fakat Minik Ali derhal atıldı ; Tuh, ne yapmalı şimdi?.. Ka- çamadım.. Annem beni yakaladı. Kırpa kırpa kel ettiğim fırça ile ahp verdi. Alıp verdi. Yani, şey, çok azarladı.. Öyle azarladı, çok fena oldum. Pestil gibi yerlere serildim. ISeyircilere doğru dönerek dudak- tarak, havlu | larını büker) — Siz söyleyin allah aşkına, bu da yaramazlık mı canım? — Senin saçların siyah, kar- deşininki sarı neden ?.. — Annem kardeşimi, saçlarını sarıya boyadıktan sonra doğurdu da... Kuş Beyni Kuşları severmisiniz?.. Hele — şimdi, ilkbaharları kuşlar çocuke — ların çok ho- şana gider.. v Yatağınız dan v kalkınca hep onların sesle- TEDAK ( rini dinlersiniz. değil mi?. Kuşlar kendi aralarında konuşurlar amma biz ıııı(lımyıı.. Neler — söyl u ler konuşurlar, o güzel sesler î ötüştükleri vakıt nasıl şarkılay bilmeyiz.. J SörleC ÜN Tlkbabar “ b yumurtadan çocuklarını çıkardı ve onlara, bir çınar tüne dalların birinde bir yava yaptı. Aradan ler geçti, çocuklar bir haylı büyüdüler.. Ana kuş her sabah erkenden — kalkar, kırlara, tarlalara gider, — çocuklarına, buğday, arpa taneW leri, ekmek kırıntıları getirirdi. Yine bir bilek vaktı geldi ve — oştu: ; ""'_İ"îd.'ı'ı”::çuu.;, dedi. Yae 1 değil mi E Y aklardan biri üst daldaki” k: 4 yeTaN G aere . dedi Örüml daha güzeldir. Sabahları bütüm — müzikleri hep onlar din!iyor, biza kalmıyor. — O kata bıh' | çıkalım! —« Ne Lüzum Var? Afacan birgün annesine sordu: ,—Anne sana birşey soracağım — — Sor oğlum!. — Yemekleri bize kim deriyor?. bi Oyııneıld' arı?.. — Allah.. — Bebekleri ?.. — Allah.. Ati K -.gu?:hbınııı Üzu var anne?.. KI Timsahların Göz Yaşı — Of anne ıuıuılıkg'ıııı ölüyoruz 1.. —— — .' — Ağlayın ağlayın.. Göz yaşlarım j göl yapalım 'da- içine girip kurtulalımı. ——— Ğ hi B ğ Mi ,

Bu sayıdan diğer sayfalar: