6 Ekim 1934 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 4

6 Ekim 1934 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

" Sıyh Malatyada Kış Hazırltığı Malatya (Hususi) — Malatyada Eylüâlün 15 in den sonra Kânunu- evvele kadar geçen günlere güz mevsimi derler. Bu mevsmde her ev kışlık, yakacak, yiyecek, giyecek mas- raflarını görmiye ve tamamlamıya başlar. Yerli halk hemen bütün kış ihtiyaçlarını tuzlarına ve sa- bunlarına kadar toptan alırlar. Kış için bir Malatyalı yerlinin evinde odunluk, bulgurluk, — yar- malık, dömelik, nişastalık buğ- daylar hazırlanır, değirmenlerde öğütülür, ağaçtan birkaç gözlü büyük ambarlara — yerleştirilir. Beyaz nohütt, kara nohut, merci- mek, maç, fasulyelçi, bakla, haş- lamak ve kavurmak için mısır, şehriye gibi şeyler de çarşıdan toktad alınır temizlenir ve bazır- lanır. Burada kışın kuru sebze ye- mekte mutattır. Meselâ patlıcanın içini oyar, kabuğunu soyar “ Gü- lah,, adile haşlar patlıcan dolması yaparlar, diğer, domates, bıyar, yeşil bi- berden de ayni şekilde gülah ya- parlar. Yeşil — fasulyeyi doğrar temizler kurunur kışın suda taze- ler pişirirler. Tarhana, — soğan, patates, peynir, yağ, tuz gibi ihti- yaçlarda bu mevsimde — toptan alınır ve tamamlanır, Evde mu- hakkak birkaç çeşit te turşu eksik değildir. Diğer yiyeceklere gelince domates ezmesi, erik — ezmesi, kayısı reçeli, Üzüm, erik, elma, kabak, vişne kızılcık gibi meyva- lardan her evde beş altı çok nefis yapılmış ve hemen hep- si de dut petmezile balledilmiş nefis kokulu reçeller de bulunur. Kış meyvalarına gelince: Her ev nüfus ve varlığına göre kış için yaş ve kuru meyvasını zamanında ucuz olarak sandığında, dolabında evinde bolca bulundurmıya çalışır. Meselâ duttan — pestil, kesme, dut dövmesi, dut kurusu, kuru üzüm, cevizli sucuk, köpüklü pestil, kayısı, tatlı çekirdek, ba- dem içi, ceviziçi, elma, armut, ayva, nar gibi kuru yaş her çeşit meyva bulundururlar. Diğer taraf- tan yazdan odun kömürünü, gi- yecek iç dış elbiselerini ve evin bütün noksanlarını tamamlarlar. Bu mevsimde evlerde kadınlar çarşıdan her gün hamalların posta posta yetiştirmekte oldukları kış aşlarını temizlemek, hazırlamak, tenekesine, kutusuna, torbasına, küpüne, — sandığına yerli yerine yerleştirmekle uğraşıp çırpınırlar. Tekirdağında Esnaf Birliği Tekirdağ, (Hususi ) — Şehri- miz esnafları aralarında bir tı lantı yapanşlar ve bu taplantıda “ Esnaf birliği cemiyeti ,, teşki- Hne karar vermişlerdir. Karar derhal tatbik edilmiş, ve faaliyete başlanılmıştır. Burdur Valisinin Tetkikleri Burdur (Hususi) — Vali Saip B. köylerde tetkikat yapmakta- dır. Köylünün bilhassa mektep ve su ihtiyaçları tetkik edilmektedir. Bazuk olan yolların tamirine der- bal başlanacaktır. Şehre de civar | yaylalardan su getirilecektir. Somada Bir Kaza Soma, ( Hususi ) — Durgut Alp köyünde Ahmet Beyin fab- rikasında un Ööğütmeye — gelen Bergamadan Kadıköy ahalisinden Şaban ağa geceyleyin değirmen çarkının arasına düşen çakmağıni almak isterken çarkın dişleri ara- sında kalmış, kaburgaları kırılmış, Manisa hastanesine kaldırılmıştır. kurutup kışın banu | SON POSTA Diyarıbekir Ve Havalisinde Bu Sene Diyarıbekir , | (Hususi) — Buğ- | day ve arpa bu sene yine nisbet- siz bir derecede ucuz — satılmak- tadır. Fiatlar şu şekilde * teşbit olunabilir : Buğ- dayın yirmi ki- Tosu yirmi ile kırk, arpanın on sekiz kilosu on iki ile on üç, mercimeğin kırk dört, —nohudun yirmi ile yirmi sekiz, — çekilmiş bulgurun kırk İle elli, çekilmemiş bulgurun elli ile altmış kuruş arasında satılmaktadır. Halbuki köylünün buğdayının yirmi kilosu altmış gümüş kuruştan aşağı sa- tıldığı takdirde köylü hiçbir vakit emeğine mukabil para almış sayılmaz. Diyarıbekir ve havalisi Ziraat Zahire | bankasının köylüden borcuna mu- kabil buğday alımı mıntakasından hariç bırakılmış olduğundan köylü bu cihetten de bir şey elde ede- memektedir. Her ne kadar Ziraat bankası köylüye bir iyilik olmak özere buğdaylarını buradan Mer- sine kadar sevkettirip orada gü- Hendekteki çeşit | siyah | Cinayet Katil Bir Kan Davası Güttüğünü İtiraf Etti Adapazarı (Hususi) — Hende- ğin Karadere köyünden dayısı abaza Yusufu tarlasında öldürüp kaçan 18 yaşında Servet jandar- malar tarafından yakalanmıştır. Servet ifadesinde cürmünü itle raf etmiştir. Bu itirafa nazaran Yu« suf daha üç yaşında iken Servetin babasını öldürmüştür. Servet bü- “yüyüpte babasını arayınca dayı- sının öldürdüğünü — öğrenmiş ve © günden itibaren Yusufu öldür- mek için fırsat kollamıya başla- mış, nihayet dayısını öldürmüştür. Adapazarında Üç Çocuk İki Torba Esrarı Kına Diye Satacaklardı Adapazarı (Hususi) — Beş altı yaşlarında Üç çocuk İstaş- yonda kerestöler arasında yonga toplamaktalar iken istifte bulunan kerestelerin arasında ikl torba esrar bulmuşlar ve bu esrarı da kına zannederek çuvallarına ko- yup satmak Üzere Yenicami avlu- sunda bakkallık eden Asım Efen- diye — götürmüşlerdir. Çocuklar Asım Efendiye : — Bizde kına var alır me sin demişler, bakkal da tor- baların — muhteviyatını muaye- neye başlamıştır. Bu sırada dük- kâmıa önünden bir delikanlı geç- miş ve bunlar esrardır, bunları nereden buldunuz demiş. Asım Ef, de bu sözü işitince korkmuş ve doğruca zabıtaya giderek me- seleyi polise haber vermiş ve es- rarları da teslim etmiştir. Zabıta esrarların sahibini aramış ve İs- mail isminde birisini yakalamıştır. Satışl nün piyasası mucibince sattırmakta çç Diyarıbekir zahire pazarından ğir görünüş lse de bu satış bütün masarifat çıktıktan sonra bankaca köylünün borcuna mahsup edilmektedir ki bura satışından daha aşağı düş- mektedir. Zahire pazarımız her yere nisbeten daha fazla faali- yette olup günde yüz elli bin ki- Toya yakın buğday alınıp satıl- maktadır. Günde 56,800 kilo iki fabrikası — 12,000 kilo tren yolu kısım müteahhitler 12,000 - kilo fırıncılar 24,000 halk, 45,200 ki- lo da Van, Muş ve Bitlis ahalisi tarafından buraya gelinerek alın- maktadır. Piyrsaya gelen Mardin, Derik, Viranşehir, Siverek ve Urfa havalisi buğdayları daha arı Çok Ucuz larından — biraz fazlaca fiata satıl- maktadır. Zahire pazarı — mahşer kadar kalabalık- tır. Sabahtan ak- şama kadar satış muamelesi de- vam etmektedir. Ticaret ve Zahire borsası buraya tartı için koydur- duğu — baskülün n başına bir de me- 5 muür - birakarak buğdayları tart- tığı zaman karar mucibiace binde iki kuruş resim almakta ve satışın da intizamına dikket ederek köy- lünün zarar etmesine meydan vermemektedir. Zahire — pazarındaki — gedikli hamallar hemen hemen imtiyaz- hdır. Her hangi bir zahire alan müşteri mutlaka bu hamallarla buğdayını naklettirmek mecburi- yetindedir. Hariçten hiçbir hamal buraya gelip te nakliyat yapa- maz. Buğdayını münasip bir fiat bulup ta satamıyarak akşama kalan köylü ya Zahire pazarında yatmak ve yahut oradaki dükkân- cılara ucuz bir fiatla satmak mec- buriyetinde kalmaktadır. ki bu son satış artık hiç bahasına gibi iyice oldukları için bura buğday- | birşeydir. Bigada_Biçki Ve Dikiş Dersleri Bigada seyyar dershanede çalışan hanımlar Biga (Hususi) — Seyyar biçki ve dikiş ustası Fehime Hanım buraya geldi ve kırk gün ilk- mektebin bir odasında arzu eden hanımlara — bilmedikleri — geyleri öğretti. Elli altı hanım bir araya toplanarak türlü nakış ve makine ile halı işlemek vesair el bilgileri öğrendiler. Hoca Hanım tarafından hep- sine ayrı ayrı İşler yaptırildi. ve cümlesi çok güzel muvaffak ok dular.Hoca Hanım, nakış ve dikiş makinelerinin tamir edilme şekil- lerini dahi kendilerine göstermiş ve birçok makineleri dahi nez- dindeki — makiniste — meccanen enartmıştır. —Z ——— ——— Emette Memurlar Mahfeli Emet (Hususi) — Yeni Kay- makam Raşit Bey gençlerle çok yakından alâkadar olmaktadır. Gençler Birliğinin bir odasını İş- gal etmekte olduğu fırka bina- sında bir de memurin mahfeli tasis edilmiştir. Bütün memurlar vazlfe zamanları haricinde bu mahfelde toplanmakta, hasbühal- ler ve öz Türkçe konuşma tec- rübeleri yapmaktadırlar. Emetlilerin Hamiyeti Emet (Hususi) — Emet halkı memleket müdafaasına büyük bir kıymet vermekte ve bu alâka ile tayyare cemiyetine elden gelen yardımı esirgememektedir. Tay- yare cemiyeti merkezi umumiye Emetin ikinci tayyare alacak va- ziyette bulunduğunu bildirmiştir. Elbüstanlılar Halkevi İstiyorlar Elbüstan (Hususi) — Maraş C.H.F. relsi Halit Bey buraya gelmiş, Gençler evi tarafından şe- refine 30 kişilik hir ziyafet veril- miştir. Hasbihal esnasında genç- ler Halkevi ihtiyacı Üzerinde te- mennilerde bulunmışlardır. Halit Bey 19 Şubatta Elbüstanda da beş kolu ihtiva edecek olan bir Halkevi tesisine — çalışacaklarına söz vermişlerdir. İzmit Tütünlerinin Nefaseti İzmit, (Hususi) — Izmitin Kar- şıyaka tütünleri bu sene pek ne- fis olmuştur. Nefaset şimdiye :i.d" görülmemiş bir derecede- ir. Emette Avcılar Bayramı Emet, ( Husust ) — Buradaki avcılar da bir bayram tertip et- mişlerdir. Bayrama 100 avcı işti- rak etmiş, Eğrigöz dağı etekle- rinde hep bir arada avlanmışlardır. Münakaşa Darte'ye Dair Bir Kitap " Nurullah Ata ti İki sene evvel Petrarca hal& kw kında bir kitap yazan Nüshel £ Haşim Beyin bu senede Donte'yf w bir kitabı çıktı. Italyan edebiyati f_' memleketimizde pekaz tanılır; bunli " için Nüshet Haşim Beyin bizt u onu öğretmek hususundaki gayl © reti elbette alkışlanmağa değerti B Şimdiye kadar intihap ettiği |ı= b ler de isimleri ile yalnız Iİtalyall milletinin değil, bütün İnsanlığıtf b iftihar edeceği adamlardır. Bunt * dan başka her ikisi de, yani Peti ll: rarca da, Dante Alighieri de bı gün bizim için ön çok b!lînmğ © lâzım gelen şairlerdir; çünkü lar sadece bir takım şlirler yazt makla iktifa etmemişler, o şiirl yazarken bir dil yaratmışlardır. Petrarca ile Dante Alighieri hakt kın dilini ilim, sanat dili mertebet sine yükseltmiş, ölü dillerin hât kimliğini yıkmış, milletlerine hist lerini de, fikirlerini de en alâyiş* siz hâli ile söylemek imkânınl vermiş adamlardır. Fakat Nüshet Haşim Beye, bul yeni kitabı için, bir kaç sitemi, edeceğim. Dante'nin hayatını ant latmak iyi; fakat bu şair kimdiri niçin büyüktür? Mademki bif onun eserini bilmiyoruz, büyüke Küğünü ancak bilenlerir ağzındam yani bir rivayet kabilinden duyur yoruz, onun hayatı ile de peli alâkadar olamayız. Petrarca'nıl sonelerinin, Alighleri'nin “ Divinâi Commedia,, sının dilimizde biret teretimesi - >olsaydı, —— elbette Nüshet Haşim Beyin kitaplı bizi daha ziyade celbederdi. İ Kitabının önsözünde Dan'teyi bilhassa lise talebelerine anlatı mak istediğini söylüyor, talebeye, eserini — bilmedikleri, bir tercü* mesini bulup tetkik edemiyeceke leri bir şair hakkında malümat vorr mek İâzım mıdir? — Zararlı değil midir? Bizde — öteden beri calğ görülen, teşvik edilen bu usulüü fenalıkları olduğuna kaniim; genç* — —— n —— aa ae Fo momror lerimizi bizzat tahkik etmediklerİ hükümleri kabule, eski Iptidaiye- lerde 27 peygamberin adedi sa“ yıldığı gibi birtakım Avrupalı şalr, filosof İsmini ezberlemeğe sevke ediyor. Kısacası onlar kendilerint bahsedilen büyük muharrirleri bile miyor, onlar hakkında “malümat,; ediniyorlar. Hem niçin mektep talebesi için yazıyor? Bir bilginin mekteps ten cemiyete değil, cemiyettef mektebe geçmesi lâzımdır. Gar“ bin büyük eserlerini memleketi- mize tanıtabilir, kabul ettirebilir- sek mektep talebesi de onlari anlıyarak, severek — öğrenebilir« Hasılı bence bir bilginin toplu; * tam şekli, o işten iyi anlıyanları alâkadar edecek şekli hulasasın- sından, herkesin — anlıyabileceğl şeklinden daha evvel alınmalıdır. Maamafih bu hususta benim gibi düşünenlerin apek az olduğunu biliyorum; — münevverlerimizin de ekserisi kültürün mektep vasıtas sile yayılmasına taraftar ve bif' bilginin ancak yavaş alınabilece* ğgine kanidirler. Böyle düşünüldü- ğü takdirde Nüshet Haşim Beyim | kitabi çok iyi ve kusursuzdur. Zaten bu meviden — kitaplarıt | şüphesiz ki en eyilerindendir. () Dante ve / Divina Cömmediâ Devlet Matbaası, 106 S. 35 K

Bu sayıdan diğer sayfalar: