23 Kasım 1934 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6

23 Kasım 1934 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

miştir. Canlı Bir Simoğraf Aleti.. Amerikamın Solvad şehrinde yaşıyan Cenny Be- ar isminde bir mürebbiye, muhi- tinde canlı bir sis- Amerikada Ööhret kaza- nan bir müreboiye rak tanınmıştır. Bu mürebbiye o derece haşsastır ki, mese â Japom- ya gibi çok uzak mem.ekette bi e bir zelz le oldumu, derhal bütün vücudunda bir Ürperme hiiset- mekte ve yine dünyanın bir kö- şesinde bir felâket vukua ge diğini söylemektedir. Mürebbiyenin bü- tün tahm'nleri şimdiyekadar doğru çıkmıştır. * Amevlkı kadınları arasında Eu son baharın başlanğı- cındanberi — yeni bir moda çıkmış- tır. Bu moda kulak memelerinin boyanmasıdır. Ame- rika gazetelerinin iddia ettiklerine göre kulak memelerinin tozpembe bir renk alması kadınlara çok yaraşmaktadir. * Iıtokholm şehrinin en kalaba- hk caddelerinden biri geçen hafta şiddetli bir arı hücumuna uğ- ramıştır. O dere- cede ki Istokho'm gazetelerinin verdikleri malümatta mübalâğa yoksa, bu sokak birkaç dakika içinde arı kovanına dön- müş, gelip geçme kesilmiş, hatta tramvay seferleri bile tatil edi- Bir sokaa vi hücumu- na uğradı Bu vaziyetin. önüne — geçen akıllı bir dükkâncı olmuştur. Bu dükkâncı hemen bir miktar şe- keri su ile karıştırarak macun hâline getizdikten sonra masasını mağazasının Önündeki ağaçlara sürmüş, sonra bu ağaçlara hücum eden arıları bir küp vasıtasile toplamıştır. * ıngihennîn Lautern Rdilvey şirketi tramvay arabalarında müşteri için büyük ŞUT | Köğeşük teşki eder arabalarındoa cek yeni bir usulü Sir genilik | tecrübe — etmekle muşguldur. Bu usul her yoleunun ineceği — İstasiyonda — tramvayı kendi hareketi ile durdurmasıdır. Bu maksatla her yolcunun otur- duğu sandalyenin önüne bir elek- trik tablosu konulmuştur. Bu tab- loda tramvayın duracağı istasiyon- ların İsimleri yazılıdır. Her istasi- yona — İsiminin yanında da — bir düğme vardır. Yolcu bu düğme- lerden — birine bastımı tramvavy o noktada kendiliğinden vurmaktadır. * Yonl Kine adalarının bir kııımıdı şimdiye kadar de| medeni âleme be- a b kıt'a bulunmuş ve bir toprak | bu kıt'nın içinde tamam (200,000) yarı vahşi insan yaşadiğı — hayretle görülmüştür. Yeni Enı iasanları ya tirmeye çalışmaktadır. Gün CUMA Kasım 30 23 2 nci TEŞRİN 924 16 — Arabi Rumt 14 Şaban 1383 | 102 ci Teşrin 1440 Yakit | Exa | Vasati| Vakit Haant | Vasa Güneş | 210 6 S6| Akgam l12 — | 16 45 Öğle ııııhzı» Yatsı |i d6e |i n yö'Mda n | tundi | muğraf aleti ola- * BabaAhıÇabukTutar, Derler Filvaki İki Yıl Sonra Bu Ah Kendil:  — Bana kıydın Mehmet, Fatih Sultan Mehmet, Kara- man hükümetini kaldırdıktan son- ra Karaman halkından çoğunu da yurtlarından sürüp çıkarmış ve şuraya buraya serpiştirerek — yer- leştirmişti. Tehcir olunanlar ara- sında Muhiddin Mehmet Çelebi adlı ulemadan bir adam da vardı, Amasyada iskân edilmişti. Mehmet Çelebinin bir oğlu oldu, onun da adı Mehmet kondu. Bu çocuk çok zekl idi, parlak bir tahsil gördü, Amasya mahkeme- sinde ikincl kâtiplik ve daha son- ra başkâtiplik yaptı. Fakat mu- hitini kudretine nisbetle dar gö- rüyordu. Kalktı, Istanbula geldi. Kadılık silkine girdi, Sofyada, Silivride, Serezde, Galatada — va- zife gördü, bir aralık Fatih ima- retine mütevelli tayin edildi, ar- kasından mesleğini değiştirerek Defterdarlığa, yani Maliye nazır- lığına yükseldi. Yavuzun İran seferinde Piri Mehmet Efendi defterdar — bulu- nuyordu. Seferden dönüş sırsında vezir oldu. Fakat ordunun İstan- bula avdetinde, askeri bir karı- şıklıkta parmağı olmak töhmetile, divanda hakaret gördü, elleri arkasında — bağlı olarak — so- kağa atıldı, Üç gün sonra affo- Hunmakla beraber günün birin- de yine gazaba — uğradı, başına hünkârdan birkaç yumruk yiyen | Sadrazam Hersek oğlu ile beraber | Yedikule zındanına konuldu. O- radan yeni Sadrazam Sinan Pa- şanın şefaatile kurtuldu ve yine divandaki yerine oturdu. Yavuz Mısırı zaptedip döner- | ken Sadrazam Yunus Paşayı kat- letmişti. Piri Mehmet Paşa, o va- kit İstanbul muhafızı Idi. Ken- disine gelen emir üzerine Şama gitti, hünkâr ile görüştü, Sadra- zam tayin edildi ve Yavuzun o tarihten sonra bir buçuk sene daha devam edon saltanatında imperatorluğu dirayetle, kiyasetle idre etti. Yeni Hünkâr Kanıni Süley- man, babadan kalan bu vezire çok saygı gösterdi, huzuruna gel- dikçe ayağa kalkardı. Fakat üç sene sonra vaziyet değişti. Piri Mehmet Paşayı çekemeyen göz- deler çoğaldı. Padişah ta ondan kurtulmak ve bizzat hükümdarlık etmek — İstiyordu. Piri Paşada, açık veya kapalı, bir nevi vasilik “kekusu, wardı., —— e UwW UN .. Piri Paşayı çekemeyenlerin birl ikinci vezir Ahmet Paşa idi. Bu adam, Sadrazamı düşürüp yerine kendi geçmek istiyordu. Bu maksatla durmadan iftiralar tertip ediyordu, hünkârı dolduru- yordu. Sultan Süleymanın gözbe- beği kadar sevdiği has odabaşı İbrabim ağa da, devletin en yük- sek mevkiine bir hamlede çıka- bilmek için Pirl Paşanın düşme- sini dört gözle bekliyordu. Rados fethinden sonra onun mevkil son derece nazikleşti. Hün- kâr artık cakisi gibi ütifat etmi- yordu, saygı göstermiyordu, hattâ adi bir ihbar üzerine hakkında tahkikat yapılmasına bile emir verilmişti. Bununla beraber hünkâr, ba- badan kalma vezirini -tatlılıkla feda etmek yulunu tercih etti. Bir gün onu yanına çağırdı. — Lala, dedi, bir sevgili ve pek sevgili adamım ver. Ona büyük bir ikram yapmak isterim. Acaba ne yapsam gerek ? Piri Paşa işi anladı, hemen yer Öplü, şu cevabı verdi: O kadar - teveccühünüzü kazanan bir kula ancak benim yerim yakışır |.. Piri Mehmet Paşa bu suretle Iı'" —| Feki Zabtiye, Çatalçeşme sokağı, 25 İSTANBUL erzani Gazetemizde — çıkan yan ve resimlerin bütün hakları mahfuz ve gazetemize vittir. ABONE FİATLARI | Abone bedeli peyindir. Adres Geğirircek 28 burdıtur aat < Gelen evrak geri verilmez. Mânlardan mes'uliyot alınmaz. Ce ktuj 10 k z %î:nıpıl;:mdıı Beraek Posta lıılıouı TAl (stanbul Telgraf :Sov 'Teleton : 20: 8 ——— Tarihi Müsalıab 'ğinden Çıktı , 'Tanrı da — sana kaysın! sadaretten ayrıldı, Silivrideki çift-« liğine çeğildi. Arasıra İstanbula geliyor, zafer alaylarına ve hüne kâr düğünlerine karışıyordu. Ye- rine Ibrahim Ağa geçmişti, hür- kârdan daha parlak bir surette hükümet sürmeye koyulmuştu. Aradan on yıl geçti. İmpara- torluk alabildiğine büyüdü, geniş- ledi, Türk ordusu Viyana önlerine, Bağdat hurmalıklarına kadar gi- decek bir kudret gösterdi, bu “suretle İdare makinesi de nazik- leşti, birçok güçlüklerle karşılaşıl- dı. Ve arasıra Piri Mehmet Paşa- nın adı. anılır oldu, çünkü onun mahir bir iİdare —adamı olmak şöhreti henüz yaşıyordu. Sadra- zam İbrahim Paşa, bütün impe- ratorlukta kendinden zeki bir adam görmiyordu, öyle bir İsti- dat taşıyanları da fırsatını düşü- rüp ortadan kaldırıyordu. Fakat mütekait ve münzevi Piriden son derece üÜrküyordu. Onu sadaret- ten atabilmiş ise de bıraktıği İyi adı. kötületememişti. Hünkârın ona buna Piriden bahsettiğini işitince için için üzülüyordu, ye- rinde duramaz oluyordu. Viyanadan — dönüş, galibane bir ric'at olmakla beraber Ibra- him Paşanın mevkiünli sarsan bir hâdise idi. Hünkârın bu muvaf- fakıyetsizliği kolaylıkla afledemi- yeceğini seziyordu ve Piri Paşanın “bu münasebetle sadarete gelmesini mümkün görüyordu. Binaenaleyh düşündü, taşındı, müteknit vezirin vücudünü — gidermeyi tasarladı, | Zeki Ibrahim, bunun için yabancı vaşsıtalar aramıya İüzum görmedi doğrudan doğruya Piri Paşanın oğluna müracaat etti. Bu oğul, Edirne Kadısı Mehmet Efendi idi, ahlâksız ve sefih bir adamdı. İbrahim Paşa işte bu kötü herifi çağırdı, bol para verdi ve babasını zehirlediği halde kendi- sinl kazesker yapacağını vadetti. Oğul, baba katili olmayı deruhte etmekte tereddüt etmedi. Padi- şahı Edirneden İstikbale gelmiş olan babasına bir macun sundu * — Velinimetim, dedi, hünkâr ile görüşeceksin. Seni ihtiyar gör- mesin. Şu macunu ye; mücerrep- tir, dinçlik verir, Baba, evlât elinden ağuyu aldı. ve hemen ihtizar haline düştü. Zehir >kuvvetli idi, Piri Paşa — ölüyördü. — Son - nefesinde Kari Mektupları Bir Banliyö Yolcusunun Şikâyeti Son hafta zarfında vukua gelen sis yüzünden Köprüden Haydare paşaya hareket edecek olan vas purların seferlerinde pek - tabit olarak bazı İntizamsızlıklar oldu. Fakat Akay Idaresi bütün müş- külâta Tağmen banliyö yolcularını son vapurla Haydarpaşaya ulaş- tırdı. Burada son trene yetiştik. Son trenin 21,35 te kalkması lâzımdı. — 21,45 olduğu — halde kalkmadı. Sebebini sorduk. Ha- reket memuru, yolda vapur bu- lunması, trenin de son tren olması hasebile yolda vapurla gelecek banliyö — yolcularının kalmaması için treni beklettiğini bildirdi. Trende beş yüzden fazla yolcu vardı. ve bunların bir kısmı dğ kadın ve çocuktu. Treni beklete memesini ve bir başka tren yap> masının mümkün olduğunu söy- ledik, memur bey bizi dinlemedi ve biraz da rencide eder bi vaziyetle yürüdü gitti. Biz dâ bekledik ve bu yüzden Haydare paşa ile Erenköy arasındaki yolü tam bir saat 10 dakikada aldıl, Erenkoy: M. Rıfat Topkapı - Yenibahçe Yolu Topkapıdan Yenibahçeye inen bir yokuş vardır. Bu yol Te- tanbul Türklere geçtiği günden- beri tamir görmemiştir. Yolum parkeye tahvili için bundan beş sene — evvel — keşif — yapılmış, ihale oedileceği esnada galiba keşif evrakı ortadan kaybob muştu. Geçen — Fırka Köongre«s sinde de bu yolun ilk yapılacak yollar meyanında olduğu tekarrür etttirilmiştir. Bu yol Yenibahçede yapılacak olan Büyük Stadın en mühim yoludur. Edirne - Istanbul muva- salesini kestirme temin —eden yoldur. —İkinci simıf maddedir. Buna rağmen - bakımsızdır - ve orada oturanlar, o yoldan ge- çenler pek büyük — müşkülâtla karşılaşmaktadırlar, Bu yolun bir an avvel inşası, kaybolduğu söylenilen keşif ev- rakının buldurulması için alâka- darların nazarı dikkatini celbete menizi rica ederiz. Topkapıdan: 8. Kes. elini göğe kaldırdı, acı acı inledi: — Bana kıydın Mehmet, tanrı da sana kıysın! Bir iki yıl geçmedi. Katil evlât, bir gece fazla içmişti, çakır keyif yatıyordu. Baş ucundaki muüm devrildi, yatak ateş aldı, alev onun entarisini de tuluş- turdu. O can havlile uyandı ve sarhoşlukla yanı başındaki ra- ka destisini yakaladı, su destisi zannile Üstüne boşaliti, bu suretle alevler on kat fazlalaştı, hain adam bağıra bağıra yanıp ge- berdi. Piri Mehmet Paşanın ahı yer« de kalmamıştı, nitekim oğlunun bu feci ölümünden bir yıl sonra da sadrazam Ibrahim Paşa - hün-« kârın emrile - boğulmuştu, yatağı: nın içinde çırpına çırpına ölmüştü. Kan Mkııiı kanı dökülür. M. T

Bu sayıdan diğer sayfalar: