26 Aralık 1934 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5

26 Aralık 1934 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

TLŞR SÖON POSTA Siyaset Âlemi | Faşizm Ile Nazizm Bir zamanlar siyana alanında elele Yürür gibi görünen Faşizm ile Narizm, Almanların Avusturyayı alarak Cer- menliği İtalyanın Brenner hududlarına kadar indirmek — istemesi — üzerine gürültülü bir talak yaptı. Bu talakı Bay Hitler lle Musolininin ilk ve son Körüşmeleri temin etti. O vakte ka- dar İtalyanın bazan muzahir, bazan Muhasım sıyasasından bir gey anla- Buyan Alman Başbakanı Hitler, vazi- Yeti açık konuşmak Üzere - İtalyaya gitmek lüzüumunu duydu. İki ulusun başbakanları, filbakika açık - konuştu- lar, Bu konuşma, tarafların kozlarını Meydana koydu ve o gün, bugüü Alman ve İtalyan siyasaları birbirine Hd vaziyetler almakla — kalmadılar, Matbuat vamtasile de münakaşadan RBeri durmuyorlar. Hafta geçmiyor ki in Nazizme, Nazizmin de Fa- Hizme falkiyeti ve birinin diğerinden daha kidemli olduğunu İddiâ seden yazılar yazılmasın. Meselâ Eschmann isminde bir Alman, “Faşizmin dış Siyasası, adile bir — kitap — yarzdı. Bu xat, İtalyanın Tuma havzası poli- tikası ile Balkanlarda güttüğü saya kapalı bir surette iliraz ettikten tonra, Almanlığın yakın bir Atide, Tunada faik bir vaziyet elde ede- teğini haber veriyor. Ayrıca faşizm ve Nazizm akidele- rini — karşılaştırıyor. — Façizmi ondo- kuzuncu asra aid, bugünkü ileriliğe ve soysallığa ( medeniyet) nazaran geri bir. hareket olarak gösteriyor. Esehmanna göre, Nazizm, — içine faşizmi de alan daha geniş ve kâmil, modern bir harekettir. İtalyanlar bu iddiaya göyle cevab vöriyorlar. Nazizmin evrensel ( cihanşümul ) “bir hareket olduğu kabul - olunamaz. Çünkü ırk esasına dayanır. Binnena- ve yine bu noktadan onyedinci ve önsekizinci esırların bir — tefekkür mahsulüdür. Tabit, fikri vö saf bir hareket değildir. Sun'idir. Bir taklid ve tertib eseridir, Almanların barışta ve savaşta bilhassa kullanageldikleri bir tabirin muhtevasına dahil olarak Mücerred ve gayri mücerred mana- ları da dahil olmak üzere tam bir “ersatr,, dır. * Faşizm — ile Nazirmin karşılıkh üyetleri şimdilik budur. — Süreyya Fransa Ve İtalya Konuşmaları Paris, 25 (A.A.) — Pöti Jurmal gazetesine göre, Başbakan Bay Flan- den ile Hariciye bakanı bay Lııvııl'ı laşması için tinden sonra olacağı anlaşılmak- diyor ki : hati — tarihinin peak yakın olduğu fazla nikbin olmaksızın in Londra seya tehir. etmiye- Birçok gazeteler de aynı fikirdedir. ler. Hattâ Figaro — gazetesi, Roma ün yılbaşından evvel olaca- mektedir. gim Noel Bayramı Bu Yıl Birçok Yerlerde Refah Ve Coşkunluk İçinde Geçti Pariz, 25 ÇAA.) — Gazeteler, No- elin eğlenceli bir Noel olduğunu ve hiç de bir darlık Noeli gibi geçmedi- gini kaydediyorlar. Pöti Jurnal gazetesi, Naelin, Başba- kan Bay Flandenin verdiği nikbinlik dersinden İstifadeye vesile olduğunu yazıyor. Amerikada Vaşington, 25 (A, A.) — Cümhur relsi Bay Ruzvelt radyoda verdiği söylevinde demiştir klı « — Bitirdiğimiz yıl zarfında, bir eyler yaptık. Bu yıl yeni üÜmit- Ç ada Bay Ruzvelt mühtaçlara yiyecek ve oyuncak dağıtılmasına yardım etmiştir. Nevyork, 25 (ALA.) — Bu yıl Noel bayramı, skıntı. devresinin sonunu tesid ümidinde bulunan bütün Ame- rikada 1929 yılındanberi en — şen ocalağa benziyor. Oyuncak, yiyecek ve çikolata satışı 1933 yılına bakarak yüzde 20 - 30 artmıştır. Binlerce taşra halkı Nevyorka gelmektedir. Belediye 200 bin fakir aile çocuğuna oyuncak- g ve her yıl yapılan yar«e ka 300 bin çuval kömür ve 614 bin kutu &t dağıtmıştır, italya Elçileri Arasında Sofya, 86 (AJA.) — İtalyanın Sofya erta elçisi bay Kora, Şili bü- yük elçiliğine ve yerine dışarı işleri ikinel müdürü bay Mlmiştir. Sevmediğin Edebi Tefrika 28 A 26 / 12 / 934 — Kimse gelmemiş. Ayşe, Beyhanı merakla süzü- verdi: — Hamam talımınızı unut- Muşsunuz. Sonradan — aklıma geldi, arkanızdan koşmak istedim amma, yetişemiyeceğimi anladım, vazgeçtim. Hizmetçi kızın hüsnüniyeti, Beyhanın hoşuna gidiverdi: — Yolda hatırıma geldi. Ayşenin soruşu hösnüniyetin- den değil, bütün hizmeçi kız ve kadınlardaki anlamak, dinlemek, tecessils illetindendi: — Demize giremediniz, tabii! Beyhan, kendisinin sorguya çekildiginin farkında bile değildi: — %:.ırhdıııııı gitmiştim, ondan iğreti aldım. Fakat bu cevab, Aygşenin aç Merakını doyurmamıştı: — Aman bugün, nekadar da Yanmışsınız!.. Beyhan da bunu*biliyordu: — Sahi, pek mi çok yanmışım? Ayşe, genç kızın derisini dik- katle gözden geçiriyordu: — Hele enseniz, öyle yanmış ki ün gün, güneşte mi oturdunuz? Beyhan, boş bulundu: — Motörde idim! Dedi, lâkin bunu dediğine de hemen pişman oldu. Hizmetçi kızın hemen gözleri parlamıştı: — Kimin motörü? Ayşe, bumu saffet ve samimi- yetle soruyordu ki -Beyhan şüb- helenemiyordu: — Bir arkadaşımın motörü... Hizmetci kız Oürüu, fazla bir- şey sormadı; eline, dedikodu için ikl ip ucu geçirmişti. Bakalım, Beyhan, annesile neler konuşa- caktı? Ayşe, kapıdan dinliyerek, epeyce şey Öğrenebilirdi. Boyhan, annesine görünmeden odasına çıktı, soyundu. El ayna- sını alarak elektriğin altına gitti, omuzlarını, ensesini muayene etti: — Sahi, fena yanmışım! De- rilerim yüzülürse ne yaparım? Bütün gün güneşte, deniz Üs- tünde, gezmiş, gülmüş ığlıııııf'qli. Yorgun değildi, fakat gezmesine, eğlenmesine rağmen içinde garib bir bezginlik vardı. Balkona çıktı, teker teker uyanmıya başlıyan solgun yıldız- lara baktı. Kalamış koyu, bir göl ibl durgundu. İ KnyuşıuFınır tarafındaki kiyrr sında kotralar, motörler duruyor- du. Beyhan, motörlere bakarken omuzlarını kaldırdı. Kendisi de bugün, motörle gezmişti. Beyban, bunun zevkını |Almanyada Karışık Gün- İler Geçirildiği Söyleniyor Bir Habere Göre—230_l(işi Asılmış, Binlerce Kişi Tevkif Parls, 25 (A. A.) — Le Jurnal gazetesi, bütün Almanyada " ahlâk , meselesi yüzünden birçok adamlar yakalandığını ve bunların başında Silezya Valisi Brukaer ile (50) kadar taraftarının bulunduğunu yazıyor. Eko dö Pnris gazetesi de, Çekos- lovak mecmuası Valtbahn'dan alarak “geçen haziran günlerinin tekrar başladığımı bildiriyor ,, ve diyor ki: “30 hazirı indenberi Silezya Valisi Brukn başlayarak ( 230 ) kişi asılmış ve birçok eski milis Nazi ile hücum kat'alarından 3 bin kişinia silâhları alınmıştır. Sar reylâmından (19 ) gün övvel ı':l:iı h:mlh(iuhn_ blnuııll ve ı;.. de ir İmemesi şlerin a gitmekte olması lln:.dın ”» Ordu Bakanı Diyor ki : Berlin, 25 ( AA.) — Ordu baka- ni General Fon Blumberg, Asosyated Pres'e şu beyanatta bulunmuştur: “— 30 Haziran tarihimdenberi hü. cum kıtalarında aakerlik oyunu oy« manması bitmiştir. Hitler'in sarsılmaz arzusu ve hücum İt biye reisinin de fikri böyledii Almanya — raygverle — &| beraber, mecburi azkerlik hizmetine taraftarım. Eğer Almanya harb fütu- hatını düşünürse meslekten yetişme ordu, kısa hizmeti kur'â efradından daha müsaiddir. Busunla — beraber orduyu seciye için bir okulug telâkki ediyoruz. Bunun içindir ki, — bültün Almanların bu mektebden geçmesin! dileyoruz. Hücüm kataları ve İş biz- Macaristan VeAndlaşmalar Budapeşte, 25 (A.A.) — Eski baş- bakan kont Betlen Ujsag gazetesine verdiği beyanatta demiştir ki: “— Azlıklar, (ekalliyetler) meselesi, andlaşmaların değiştirilmesi işinden önce gelmelidir. Azlıklar durumunı düzeltilmesi bugün Macar dış siyaaa- Sının başlıca amacı olmalıdır. Bu dü zeltme ulusu varlığımız ve orta Ay- ruj barış için bir garanti olabile- cektir.,, inkâr edecek kadar zevksiz de- gildi. Fakat plâjda onlar motöre binerlerken — etraftan hased ve gıpta ile açılmış bakan gözlerin, hırsını ve kinini unutamıyordu. O, gözlerin, her bakışı, Beyhanın gözlerini, yüzünü ve hattâ deri- sini, kızgın bir damga gibi dağ- lamıştı. Evet, Beyhan, o bakışlar: dan, vücudünde bu, dağlanma acısını doymuştu. Acaba bu, bu kadar hırsa, hasade, kine, gıptaya değer bir şey miydi? Kumsalda, bir an: — Acaba, kendimi zorlasam, sever miyim? Diye düşünmüştü. Fakat bnnun pek boşuna bir tecrübe olacağını, motörde anla- mıştı. Sevmek için değil, onun ve bilhassa Harun Şinasinin meclisine tahammül edebilmek için kendini zorlamıştı. Lâkin bu zorlayış, — sinirlerini bozmaktan başka bir şeye yaramamıştı. Mo- törde gülüyor, eğleniyor görüm müştü. Hattâ Behice de öyle zannetmişti. Halbuki Beyhan, için için kendini yiyor, bitiriyordu. Harun Şinasiye emretmese, yüzüne haykıracaktı. Bira içmese, belki okadar güleryüz gösterebi- leceği şübheliydi. Kendini hayale kaptırmıştı : — Motör var, otomobil de alırır Dünyanın zevkini çıkarmalı! Yaşasın hayat! Fakat bu, hayalde iyi, hayalde güzeldi ! Kendinli niçin zorlayacaktı ?. I l l ı Edilmiş Alman ordu bakanı Genersi Fon Blumberg meti teşkilâti da birer mektebdirler. Filbakika, bunlar orduyu tamamlama için başlıca depolardır ve itaat, İnzi- rlar. General, Bay Hitler'le arasında anlaşamamazlık bulunduğunun doğru olmadığını ve teknik adamı olduğun- dan Almanyanın silâhları hakkındaki sorulanlara cevab vermek istemediği- ni söylemiştir. Sarda Plebisit Başlıyor Sartebrük, 25 (A. A.) — Sar'da yapılacak plebisit için seçim listeleri anıklanmıştır. Bu İistelarin yapılma- sındaki doğruluk yüzde doksandır. Görülen tektük yanlışlıklar belgelerin eksikliğinden ileri gelmektedir. Ple- bisit komisyonu gazetelere — verdiği bir — tebliğde #seçim komitelerine teşekkür etmektedir. Zorlamakla sevilir miydi? Sonra bu, ne içindi? Para.. Yalnız, sadece para İçin.. Beyhan, kendi kendini sat- y mı çıkaracaktı? Onun iyi- Liğini isteyen arkadaşları, herşey- den kevvel kendi menfaatlerini düşünmüyorlar mıydı? Türkân, açıkça söylememişti; lâkin Behice, hakikati bütün çıplaklığile söylemekten — çekin- miyordu, Demek, dostluk da, samimiyet de, bir maden gibi işletilebiliyor- du! Ve bu, yüz kızartıcı bir hareket olmayor; tersine, zekilik, akıllılık sapılıyor, — etraftan da o, gözle görülüyordu! Acaba, gününü gün ederek yaşamak bu mu idi? Böyle de olsa bu, yine doğuşa bağlıydı; göre- nekle, kulak dolgunluğu İle alışır ve kolay başarılır. bir nesneye benzemiyordu. Buna, yalnız kafa- sını değil, İnsanın — sinirlerini ve içli dışlı bütün benliğini verib, kapdırıb alıştırması Tâzımdı. Beyhanın aklına birşey — geli- yordu; şirketten çıkıb başka bir müceseseye giremez midi? Muhit değişince, bu dedikodular; daha doğrusu, herkesin kendi çıkarına çevirmek — istediği — manevralar, plânlar da suya düşüb eriyivere- cekti. Beyhan, bu fikri, fena bulma- yordu. Yalbız, iki arada düşünüyordu. Şirkete ve arkar daşlarına alışmıştı, İşinden — ve şeflerinden memnundu. Yeni — gi- receği müesseseyi yadırgamıyacağı bir | Geçen Güzellik, Geçmiyen |Güzellik | İzmirin (Kasaba) sında, oturan | Bay (T. R. R.)in bir gönül hikâ- yesi ve bu gönül hikâyesinin de tereddüdlü bir noktam var. Ken- disi üç senedenberi — bir kızla tanışır, konuşur, fakat muamelesi hep kardeşçedir. Yalmız bu şekilde — konuşup tanışmanın küçük bir muhitte de- | dikoduyu mucib olduğu bir aile muhitinde söylenir, evlenme teklif | edilir. Erkek — henüz bu fikirde | değildir. Binaenaleyh — kız da | haysiyetini tehlikeye koymaktansa aradak! münasebeti geser. Fakat ©o zamatı görür ki — kalbinde beslediği hlss, —zannettiği gibi kardeşçe değildir, aşktan doğma- dır. Kıza müracaat eder, tekrar | konuşmak ister, kız da bir ay içinde evlenmeleri şartiyle muva- | fakat cevabı verir, erkek te bu şarta razı olunca tekrar konuşma | başlar. Yalnız bu okuyucum el'an tereddüd . içindedir. Çünkü bu kızda, tam istediği karekter — ve &1 olmasına mukabil haya- linde besleyip büyüttüğü güzellik yoktur. Ve bana soruyor. Ne yapayım ? okuyucuma aynı vaziyette diğer — okuyucalarıma — verdiğim cevabı tekrar edeceğim : Istediği karektere malik, kendisile tama- men anlaşabilecek bir kız bula- bildiğinden dolayı kendisini mes'ut saymalı ve Üst tarafını bir ke- nara bırakmalıdır. Fransız. mi- harriri Marsel Prevost'un bir Sözü vardır : — Mümkün olsa, karşıma çıkacak her kadının kafasını açıp | beynini görmek isterim, der. Doğ- rudur. Saadeti yapacak olan mü- tekabil anlaşmadır. Güzellik bur günün görünüşüdür, geçer, hiçtir. TEYZE —— Dünya Pamuk Mahsulü Nevyork, 25 (ALA.) — 1934 yılında acun pamuk ürünü 29 milyon 591 bin balya tutmuştur. 1933 yılında bu ürün 25 milyon 327 bin balya idi ki, 9 milyon 736 bin balyalık bir eksik * demektir. ne malümdu? Orada, eski şirket- teki rahatı bulabilecekmiydi? Bu, kendisine, biraz da kaç- mak gibl geliyordu. Kimden, ne- den ve niçin kaçıyordu? Kaçmak, zaaftan başka bir şey miydi? Hal- buki, vaziyet icabı, kendisinin mevkte hâkim olması lâzım ge- lirdi! — Hayaller, beni Ürkütüyor... Beni, bu kadar korkutan - sevil- mek mi? Behicenin de, Türkânın da şımarıklık, dedikleri kadar var.... Kaçtıkca kovalayacaklar, kaçtıkça kovalayacaklar.. Fakat genc kız, gerilememek için kat'i bir karar vermek - iste dikçe, kendi — kendini zorlayıb cabaladıkca, daha kararsızlığa düşüyordu. Beyhan, o gece uyumuş mu idi, yoksa uyanıkken rüyalar, kâ- buslar mı — görmüştü? —Bunun farkında değildi. Sabah, vücudu, bir uykusuz- huk kırginliği ile ağrıyor, —sızlı- yorı O gün, şirkette, yorgun yor- göen çalıştı. Kalem âmiri Bay Şevket Yahyanın: — Bugün, rahatsızsınız gliba, Bayan Beyhan? Diye manalı soruşuna, yorgun | yorgün gülmekle cevab verdi. | Pertev Nejadın mütecesis göz- lerinden kaçmak için, mütema- diyen işile meşgul göründü. Mukayyid Bay Nafir Yusuf, bir ara: (Arkamı var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: