12 Ocak 1935 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8

12 Ocak 1935 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

g:' _ğ_ _Sıylı İ Şu muhakemede idi : Zevahir. de, bevatın da gün gibi meydanda. Görülen köye kulavuz istemez. Mızrak denilen alâmet te çuvala sığmaz.. Melek dedikleri ne idüği be- lirsiz mekkâre, kenarın dilberi fürümaye ile bu karşısındaki er- zel, eşna berifin arasında dalave- renin mevcud'yeline artık şek ve şübhe yok. Giz'iden gizliye mut- laka buluşuyorlar, görüşüyorlar. Mel'anenin mel'anun — odasını zi- yaret saati acaba bu saat mi ? Zira daha herkes uykuda bundan alâ zaman mı olur ? Nabi, —karyolasına — yanüstü uzanarak fosur fosur cıgara çe- ken, Tombulun — budalalalığını, gımarıklığını, koflığını hâlâ sayıb döken Bolsese bakarken Şeytan ona diyordu ki : — Ey gafil ve nüdânl. Na- bil dehirmi:in yoksa mumcu Ah- medmi, kör — Abdurrahmanmı veya tüysüz Haçik mi ?... Merku- mün gibi vasta mevkline sukut edib namussuz, hakir, zelil yaş- yacağına ne duruyorsun behey ser- sem ? Hemen yerinden sıçra; ha- bisin gırtlağına yapış, — olanca kuvvetinle sık: mel'unu boğ, ge bert. Katil olub 15 sene hapse tıkıl, âhır ömrünü zindanda geçir fakat namusunla geçir. Ayak sesleri kesilmişti, fakat çok geçmeden kapının - dışında bir fışırtı, bir etek fışırtısı... Nabi, yüzü Bolsere dönük, hiç vaziyetini bozmadan gözlerini kapıya doğru kaydırdı. Melekle gözgöze geldi. O an- da ikisi da do-akalmış, ikisinde de bet, beniz gitmişti. Nabi, sır- tını arkaya verib kafasıni duvara dayamasa, belki yıkılıverecekti. Taze dul da kapıya yaslanmasa, tokmağa tutunmasa muhakkak. ki yuvarlanacaktı. Melek, bu odada, böyle sa- bah kazanlığ nda Nabiye rastlıya- cağını, Tahsinle karşı karşıya sohbette göreceğini aklınm evin- den geçirmezdi, rüyada görse hayra yormazdı. « — Bu kambür, burada, bu saat- te ne arayor? Gözlerine İnanamıyacağı ge- liyordu. Rüya mı görüyordu? Melek, o derece — şaşırmiş, kendini kaybetmişti ki oradan hemen -uzaklaşmak, sıvışmak var- ken sanki ayakları kenetlenmiş gibi yerinden kımıldamıyor, şaş- kın şaşkın içeri bakıyordu, Bolsesin hâlâ -bir şeyden ha- beri yoktu. Diline doladığı Tom- bula yine veriştrmekte idi. Nabi, bakar körler gibi, bir YA DA di, hıçkirık totmuüş gibi bir alay bıçkırdı. Arkasımdan o muannit gıcığı yakalamış gibi öhü öhüye başladı. Bu aralık biraz kendini topladı. Hâlâ, kamburla taze dul, karşı karşıya idiler. Melek te kendini toplamış, ne düşündüyse düşün- müş ve sesiri çıkarmayı daha akılkârı bulmuş olacak ki (tık tıki) kapıyı vurdu. Tahsin, birden — yatağından doğruldu; gene kadını gördü. Melek, sordu: — Şimdi Gü!süm kadınla İl- bali uyandırınaya İniyordum; ses- “nizi duydum... Halinizde bir KŞ Resimli Büyük Müli Roman Ü - TOMBUL MİRASYEDİ Yazan: Sermed Muhtar Alus acaiblik görüyoraum. Kuzum Al- ' lahınızı severseniz benden - gizli bir şey mi var? Meraktan tıka- nıyorum, İkisi de kemkümde: — Sen, sen velinimet yadi- gânl.. Senden gizli bir nesne, bir habbei vahide varsa... Böyle bir iş mutasavver mi? Lâhavlevelâ- kuvvete... Sen baş tacımız kim, sana madik oynayacak kesan kim?.. Efendim nerede, bizler nerede? Kesan ve bizler diyor- sam — kelimeteyni — mezkureteyn bendel kemtere racidır; muradı çakiranem abdi âcizi dermeyan: dır. Estağfurullah ve hâşâ, bira- deri mükerrem ve mübeccelimiz 'Tahsin Beyimizi kasdden, maşrıkı aksa kadar baiddir. — Sizden saklı, yâni - size karşı ketmedilecek hususi... Gizli kapaklılığile ne münasebet a şe- şekerim... Ben ki müddeti haya- tımda, elif gibi doğru bir herif olduğum halde bu tabiatimden tecerrüd ederek.. Sen de tasdik edersin ya Nabi Bey birader AZİZİM.... Melek Hanım, başından derd eksikmiş gibi kendi ayağile gelib yeni bir derde çatmış, durub du- rurken, tepeden inme bir üzüntü ve merak içine düşmüştü. Vehimli kadın, biribirini tut- miyan bu İlâ'lardan fena halde Sarsıntı M Böztm nn SON POSTA 122 9. O6 e5 Nâbi Ile Tahsin Düzen Peşindelerdi.. şüphelenmiş, heyecanlı kalbi büs- bötün çarpmıya başlamış, her tarafı buz kesilmişti. Okadar kendini tuttuğu halde yine belli ediyor, her tarafı zangır zangır titreyordu. Odadakiler de pusu'ayı şaşır- mışlar, ipe sapa gelmez sözler sıralamıya — başlamışlardı. — Nabi- lügate boğuyordu: — Vediatullahım, elhamdü'i- lâh bizler gibi müslümansın! Fe- raizi dünyeviye ve uhreviyeyl sa- ati saaline getirmiyorsan da, emia ve mutmalnim ki kalbgâhından müttaki ve zahidsin.. Sözüme itmi'nanı — kâmilde bulun. İşte namı Rabbaniye tekrar alettek- rar, abdestimle kasem ediyorum. Nur didei ibtihaç Vehbimiz, barekallahı azze ve celle, mütea- fi ve münbeslitir. Peygamberan- dan bile zelle sudur. etmiş. Mu- maileyde dün akşam, hay huy nrasında biraz fazlaca atıştırdı. Sözüm o demek değil. Çakıştır- masına ilişmek maksadile zikre- diyorsam zebanı sağırım kurusun. Zarar ma şüt. Gençtir, cahildir; ezvakı hayata mütemayildi. İca- batı nevcivani hakkı sarihi meş- ruu namerde arzı ihtiyaç etmi- yor a, kendi paracığile keyfine bakıyor. Karışmak ahlatı erbea- hıktır. ( Arkası var ) intakasında 1316 Ev Yıkıldı Ve Çöktü ( Baştarafı 1 faci yüzde ) halinde devam ediyor. — Evvelki gün Erdekte gündüz ve gece on kere zelzele olmuştur. Balıkesir Va'isi Bay Salim, yanında doktor da bulunduğu — halde Marmara Adasma gitti, orada zelzele felâ- ketzedelerine — yardım tedbirleri alıyor. Ayrıca Marmaraya mo- törlerle ekmek, çadır, un, şe- ker, tahta ve çivi gönderidi. Adada felâketzede halk deniz ke- mnarında yapılan barakalara sığın- muştur, Zelzele ile beraber havanın donarak, bir hasta da vaziyeti ağırlaşarak ölmüştür. Zelzele Felâketi Nasıl Patlak Verdi? Erdek, 12 (Hususi) — lik fe- lüket sarsıntısının ürerinden sekiz gün geçtiği hâlde, sinirler balâ Ürperti içindedir. Marmara ada- ş sırda zelzelenin dehşeti içinde ölüm korkoları geçirenlerden" Gü- | verçin,, motörü makinisli Veysel ile konuştum. Bu satırları Voy- selin ağzından yazıyorum: “ — Geçen Cuma günü mo- bağı ladım. Kahvede — oturüyordum. Birdenbire çok derinden gelen gürültüler ve berkesi yerinden fırlatan bir sarsıntı oldu. Korku- PATRON OLSAYDIM FERNAND GRAVEY « MAX DEARLY - MİREİLLE BALİN Ayakta duramıyor, sallana sallana devri'iyorduk. Limandaki motöre kendimi bin zorlukla atabildim. Hava — çok — soğuktu, kar yağıyordu. — garsınlı — ortalığa dehşet salmıştı. Herkes — ev kıyafetile — kendisini — dışarıya fırlattı. Kadın, erkek, çocuk, bü- tün ada halkı sahile doğcu ko- şuyor ve acı acı bağrışıyorları — Allah, Allahi. Can kurta- ran yok mul, — Ölüyoruz... İmdadi.. Sahilde üç motör ve balıkçı kayıkları vardı. Halk bunlara a'ındı. Fakat vaziyetleri çok pe- rişandı. Kadınlar arkalarına bir yeldirme bile geçirememiş ve hiç kimse kundurasını giyememişti. Herkes sokağa çıplak ayak fırlar mıştı. Sarsıntı ile beraber evlerin, bir çırpıda, sanki bir elektrik düğmesine basılmış gibi hep bir- ( Devamı 9 ancu yüzde ) ATRON OLSAYDIM Neş'e saçan bir Fath&â Natan filimi Ttanburl Belediyesi Tepebaşı Şehir Tiyatrosunda Bu skyam £0 de iNSANLIK KOMEDİiSiİ 4 Perda Yazan: Balzak Bu akşam saat 20 de DELİ DOLU Operet 3 porde Yazanı Ekrem Reşit Besteliyan * Cemal Reşit Ikinci kânun 12 | Borsada Hafta İçinde Neler Duyduk ? Son yedi günün üçü bayrama rast- ladı. Bundan Ötürü büyük işler işidilmedi. Bununla — birlikte bazı ürünlerin piyasa gidişleri değişmiş tir. Aşağıdaki yazıda —bu yeni duramları her Ürün için aym ayn bulacaksanız. Afyon — Bayram günleri bile inhisar idaresi depolarında Eüıe çarpan bir çalışma vardı: işarı için satıldığımı bildirdiği- miz üçyüz sandıklık parti hazırlan- maktadı. İlk fırsatta bu maliarın gönderilmesi istenilmektedir. Yeni bir iş iş dilmemekle be- raber Afyon piyasası bu hafta ayak üstünde idi. İzmirden gelen bazı haberler piyasamızdaki tüc- carın biribirlerile uzun uzun ko- nuşmasına vesile verdi. Bayram günleri borsanın kapalı oluşu da bu vesileyi arttırdı. Herkes inhisa- rın piyasadan mal almasını bekle- mekte ve böyle bir durum olmadan afyon —işinin — düzelemeyeceğini oranlamaktadır. Son bir ay içinde serbest piyasada da hemen hiçbir iş olmadı. Tektük satılan ve tümü 15 - 20 sandığa varmıyan kaba afyonlar kilosu 500 « 525 kuruş labilmiştir. Bu durumda elinde malı olan tüccar için inhisar ida- resinin afyon almıya başlaması Bu kurum müdürü Bay Ali Sami ökonomi bakanı ile görüşmüş ve mlasal — bankalarımızın — inhisara yardım etmesi ve böylelikle piya- saden afyon alınarak sıkışık dü- rumun sona ermesi onaylanmıştır. Sukadar ki bazı ufak noktalarda nasıl yürüneceği hakkında öko- momi bakanından yeni direktiller almak lâzımgelmektedir. Perşembe vakit gehrimiz — töccarları ile — inhisar müdürü Bay Ali Sami nrasında bu iş için görüşmeler olmuş ve Ali Saminin ökonomi bakanımızı uğurlama sırasında alacağı son buyuruklara göre piyasanın gidi- şinin belli olacağı anlaşılmıştır. İnbisar piyasadan mal alma- dıkca afyon Fatlarının ve piyasa duramunun düzelmesini beklemek yersiz olacaktır. Tiftik — Tiltik piyasası bay- ramertesi yeni yeni duyamlarla karşılaştı. Bu arada 130 balya Kastamonu malınin kilosu 68 ku- ruş onparadan İspanya için satı- dığı söylendi. Bu fiat iki ay ev- velki kapanış fiatından yüzde 46 eksiktir. Bununla birlikte bö; bir işin olduğu Porşembe günl geç vakte kadar kat'i ol teyid edilemedi. Bu yılın büyük alıcısı y yadan henüz bir İstek yoktı Önümüzdeki yedi gün içinde p yasada kulaktan kulağa do duyumlar doğru çıkarsa yeni lerin açılması beklenmektedir. Yapağı — Yapağı pliyasafi sessiz olarak sürüb gidiyor. Sto az olduğundan piyasada satı; istekli adamlar da azdır. Bundi ötürü hiçbir iş yoktur. Yerli kumaş fabrikası iyi bir yün paf lisine kilosu 47 kuruştan olmuşsa da satıcı bu fiata rini vermeye yasa durgundur. Av Derisi Anadoludi kar başlamıştır. Fakat daha yük kâartiler piyasamıza gelme memiştir. Sansarların çifti 20- kunduzlar 15 liraya satılmaktad Porsukların fiatı üç lira arasınd işteklidir. Tavşan ve tilki postları aran mamakta ve — bu yüzden olsun bir fiat vermek kabil o mamaktadır. Buğday — Buğday pliya: sının — gidişinde — bir değişil yoktur. Günde yedi sekiz vago geçmemek üzere az mal geliyole Ziraat bankası muntazaman pi sada bulunmaktadır. Fiatlar b para ileri geri bep bir gitmel gir. Çok iyi ekstra beyazlar & 5.125 kuruş, çavdarlı mallar rışık oldukları nisbete göre kuruşa satılmıştır. Arpa — Piyasaya mat memektedir. Piyasanın gidişi saj lomdır. Gelesiye malların kilost :fı- kuruş üç paradan çt Fındık — Fındık birdenbire yükseldi eski yazıla! mızda da her vakit bu piyasani yükselmek istidadında olduğ yazıyorduk, öyle de oldu. Arife gününe kadar 45,5 ruş etrafında olan iç fındık p sası bayram ertesi hemon 3 ku fırlıyarak — 48,50 kuruş — buld Perşembe günü ise kilosu SI ki ruşa kadar üç dört vagon satıldı, piyasa — çok sağlam yükselmekte sütrrüb gidecek gil görünüyor. Dış pazarlarda da yükseklik görünmekledir. PATRON OLSAY, şarkılı tan başa nükteli. ve aai e n eli ISTANBULLULAR 14 Son Kânun Pazartesi gününden itibaren Istanbulda Alemdar Oynıyan: Her iki sinema- Şehzadebaşında a Bütün dünyayı heyecana düşüren bu eser başlıyor. BİTMEMİŞ SENFO MARTHA EGGERTH Milli ü Yarın malinelerden itibaren YILDIZ Sinemasında j GEORGES OHNET'in lâyemut şaheserinden iktibns edilen — ve GANGE tarafından filme alman: z DEMİRHANE MÜDÜRÜ , Oymyanları GABY MORLEY - HENRY ROLLAN - DEON B Bu filim Pariste Paramount _tiyılraııındı bütün hasılat rekorunu kıraış Atinada 80,000 va İskenderiyedi le 100000 kişi tarafından ulkışlanmışlır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: