25 Ocak 1935 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6

25 Ocak 1935 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Dünya Hâdiseleri Bedava Seyahat İster Misiniz? *Sar,, bavzasında yapuan Meksikadan "Pıi:.bi-.“::':ı; gelen bir. | iardan — biri de Alman geçen hafta “Kü- anlatıyor pul,,da kendisine mufassal bir bira ziyafeti çeken bir Almandır. Bu zat demiştir ki: Ben Meksikada — otururum ve iki yılda bir defa Avrupaya ge- lerek (Sarbrük)te yerleşmiş olan ailemi ziyaret ederim. Fakat bu yıl İşler fena gitti, sayahatı ya- pamamaktan korktuğum bir sırada Alman konsolosu gelib de rey vermek üzere beni (Sar)a gitmeye davet etmez mi? Elbette evet dedim, cebime iki bin mark koydu ve hemen yola çıktım. Ve bir saniye sonra da ilâve etti: — Tabit (Sar)da İstatatüko- nun devam etmesi İlehinde rey verdim. — Nasıl, (Hitler)i sevmiyor mısınız? — Hayır, mesele orada daeğil, lstatuko devam ederse bir defa daha pilebisite yapılır, bir defa daha bedava seyahat ederim. Fakat ne çare ki istediğim olmadı. x Bu kararı Parisin ceza mah- kemelerinden biri vermiştir; Bir. adam — bir dostunun karısını sever, iğfal eder Aidatılan bir koca al- datanın aleyhinde l TELİ bulunamaz! =l:|:ı:.d;:= keti getiren sabık dosfu hakkında küfürle dolu bir mektub yazarak bir tamim şeklindeki müşterek tanıdıklarının hepsine gönderir. Davayı açar, Üste hırsız tabirine masadak olarak, kadını alıb ka- çıran adam da zem ve kadeh iddia etmekte, manevl zarar ola- rak 200,000 frank istemektedir. Yalnız bu arada kaçırılan kadın öldüğü için talebi yüzde ona indirmişlir. Mahkeme tarafeyni dinledikten sonra mektubu yazanı - (200,000) veya (20,000) franga değil, sadece bir franga mahküm etmiş ve bu suretle aldatılma halinde dahi bir adamın zemmükadh — teşkil edecek — kelimelerin rakibinden Bahsedemeyeceği prensibini or- taya koymuştur. Diğer taraftan davayı açan adamı da, mahkeme masraflarını ödemeye mahküm etmok suüretile hattı hareketini takbih etmiştir. esserecererArALEtEERELERELARLAR BÜTÜN ÜLKEYİ DOLA FAKAT fıMAiSlNlZ M& ;Pos BürÜN Ürkevi HER'CUN BOLAŞIR SON POSTA Tarihi n!üsahahe 300 Yıl Evvel: — İstanbulda Bir Bayram! Bu Bayraîn, Yaman aŞey Olmuştu Musa çelebi de, üstüne hançer Üşürülerek parça parça edildi 1632 yılındaki ramazan, Os- manlı tarihinde sayılı aylardandır. O orüac ayı Mart günleri içinde doğub batmış olmakla beraber ortada yaman bir kış vardı. Kar, bütün sokakları kaplamıştı. Soğuk, iliklere saz çaldırıyordu. Herkesin tandır başından, ocak yanından ayrılmayı güç bir İş saydığı böyle bir eırada ansızın bir karışıklık yüz gösterdi; bütün Istanbul halkı sokaklara döküldü. Heyecan, kışı unutturmuştu. Me- rak, görünmez bir alev gibi damarları ısındırmıştı. Artık Üşü- yen yok gibidi, yedisinden yetmi- şine kadar herkes evinden dışa- mda dolaşıyordu. Karışıklığı yapanlar, Sipahilerle Yeniçerilerdi. Husrev adlı sadrı- azamın — öldürülmesinden dolayı saraydan Öc almak İstiyorlardı, elbirliğile ayaklanmışlardı, halkı da ayağa kaldırmışlardı. Gürültü —çıkaranların saraya verdikleri ültimatoma göre mali- ye nazırı demek olan defterdar ile yeniçeri ağasının, bir de hün- kârnı göz bebeği sayılan Musa Çelebinin kafaları kesi'mek icab ediyordu. Padişah, defterdar İle yeniçeri ağasını kolayca ortaya attı. Musa Çelebiyi ise kurban vermecye kıyamadı, yalvarıb ya- karmıya girişti. — Beri taraf da onu İstemekten vazgeçmedi, ayak direyib durdu. Halk, kar ve fır- tına altında bu — didişmeyi, bu kanlı alış verişi seyrediyordu. Musa Çelebi, henüz on yedi yaşında bir delikanlı Idi. Onun nasıl bir. yaradılışta — olduğunu anlamak için o devirde yaşamış ve Musa Çelebiyi görüb tanımış olan büyük şalr Nef'inin şu si'ri- ni okumak yeter: Yuzufa İsa şiyem Musa ağa kim tal'atı Gün gibi birşu'ladir güya çerağı tur'dan Tıyhetipâkinde yok 'asla küdürettem eser : Cisminl halkeylemiş bâri taalâ nürdan. Böyle xiba süretü pükizesiret gör- medim $ Bir melektir kendisi, etmiş tevel'üd hür'dan, Cebhei berrak ile ol gerdeni külür. renk Zâhir oldukca giribanı siyeh - sam- mür'dan: Seyreden kimse tulü etti. kıyas eyler heman Aftabı âemârâyı şebideycür'dan ! Işte Osmanlı edebiyatına da giren bu gene Nedim için birçok gürültü oldu, sonunda saray bo- yun eğdi ve Musa Çelebi de, üstüne hançer Üşürülerek parça parça edildi. Topkapı sarayının avlusunda, vezir konağının önün- de kümelenen kar, arlık beyaz deği'di, knıl görünüyordu, çüzkü Üç kafa için başlıyan gürültü, sayısız kafaların parça'anmısi.e de dinmemişti, sürüb gidi, ordu : Sarayı — #indiren — sipahiler'e Yeniçerilerden bir kısmı, yağma olunan evlerden ele geçirdikieri: le kanmamışlardı, başka bir soy- gün yolü açmışlardı. - Geceleri çeşit çeşit hayvan — biçiminde kâğıttan yapdıkları — heykeleri sokak sokak dolaştırarak halkı bu eğlenceyi seyre çağırmak, #vlerden de temaşa vergisi top- lamak!... Gelişi güzel İstenilen vergiyi vermiyen evlerin şahniş- leri meş'alelerle tutuşturuluyordu. Ramazan işte bu gürültüler, bu kanlı patırdılar ve silâhlı orta oyunu ile geçti. Kâğıttan heykel sevrettirip Ve göre İ Kaski Zabüye, Çatalçeşme sokağı, 25 ! İSTANBUL pPes'ne sallavın Gazetemizde — çıkan — yazı ve resimlerin bütün hakları mahluz ve gazetemize nittir. ABONE FiATLARI Abone bedeli peşindir. Adres değişltirmek 26 kurüştur. Gelen evrak geri verilmes, Hânlardan mes'uliyet alınmaz. içil kti 10 ki S w:ılî:v:?ıl::ndu. a Posta kutusu: Til Lstanbul Telgref :Sonposta Tolefon 120203 para kazanmak, bu işi yapanlara pek tatlı geldiğinden bayramda da yeni oyunlar uyduruldu. -Beli yatağanlı, eli palalı kaldırım yi- ğgitleri Istanbulun geniş sokakla- rını araları da — paylaşmışlarcı, her sokağa salıncak kurmuşlardı. Osmanlı imparatorluğundaki üze- ninde otura bütün büyük memur- lar - sadrazam, şeyhislâm, kazas- ker, defterdar, yeniçeri ağası da içlerinde bulunmak şartile - bu acaklarda sallanmıya davetli idi . Daveti kabul edib gelen'er gibi bir bahane bulub gelmiyen- ler dahi her salıncak için «Saçın adı verilen bir armagan vermiye borçlu idi. O devrin bütün dev- letlileri hangi salıncak için ne kadar ve ne gibi para ve kumaş isten yo'sa hbık mık — demeden ödeyorlardı. Şimdi halk bu salıncakların seyrine koşuyordu. Çünkü her salıncağın yanı ve çevresi, bedes- ten düxkâlarına taş çıkaracak bir şekil almıştı. Hindin, Çinin, Ve- nediğin, İngilterenin şalları, can- fesleri, kadifeleri yük yük, yığın yığın oralarda görülüyordu, arşın- lanıb satılıyordu! Ramazandan evvel bir pabuç alacak parası olmiyan nice tırıl kişiler, oruc ayında kâğıttan hey- kel seyrettirmek, bayramda da salıncak kurmak yüzünden sayılı zenginler sırasına girmişlerdi. Ar- tk salıncıkları bozub, Istanbulun şurasında burasında han, hamam kurmıya koyulmuşlardı. Zavallı Istanbul. Sen bu iyi ve tasasız günlere erebilmek için neler, ne günler görüp geçirmİşsin? Âdil imzasile Konyadan mektub yollyan — okuyucumuza: T Yılan hikâyesile Âli Cengiz oyu- nunu birer müsahabe şeklinde yazmıya buşladım. Bunlardan biri çıktı, Çapan oğlu, Cebbar zadesin bozulmuş biçi- midir, Yüz elli yıl kadar evvel bua adı taşıyan — bir aile vardı. Bozok ta- çaflarında derebeği gibi yayardı. Ye- niçeriliğin gemi azıya alıb da devlet oülnzünü Sıhra — düşürdükleri sırada 8 o da İsmail Bey, Bozokta Cebbar oğlu Süleyman Bey, İzmirde Küara Usman oğlu birer küçük — aaltanat kurmuşlardı. Hattâ bu adamların 08 imauli padişahlarile muabede imzala- dkları da görülmüştür. M. T .. .B Köy Maarifi Köy maarifi szhasındaki riyatı okuyan okuyucularımızd tecrübeli bir köy muallimi husustaki müta'âa ve temen lerini bize bildirmektedir. Okt? yucumuz diyor ki: — “Köylerde üç yıllık 1 hayatı azdır... Köy maar.fini b hca sarsan bir cihet te devafif sızlıktır... Bu devamsızlık birç! köylerde salgın bir hastalık lindecir... Bilhassa Mart, N:saf Mayıs aylarında devamsızlık melf teblerde fazlasile göze çarpmalt tadır. Talebenin birçoğu keçl koyun peşinde ekserisi de tarlif larda öküzün önündedir, Şüphesif | bu çocukları o yılın bilgisinin v rısından mahrum bir vaziyetti ler. Köy muallimi bu dev. sızlığın Önüne geçmek için b tün mevcudiyetile çalışıyorsa elde mevcud bulunan ilk tedrit kanunundaki — devamszlığa maddelerdeki cezalar ex gelme tedir... Çünkü: Mektebe devam etmif yen talebe hakkında mualllk evvelâ velisine teb.igat yıpıl_'; Bzere köy muhtarına bildiriyor Bir hafta, on gün zarfında ço ğun — velisine tebligat yıpı)m Çocuk yine mektebe gelme: takdirde — muallim bu ıobliıda kâğıdı ile birlikte bir müzekkert yazarak aid olduğu Kültür met murluğuna gönderiyor.. — Kültüf — memuru bu evrakı kaymakatli vantasile Kaza idare hıyıt“! tevdi ediyor.. — İdare heyetindt iki aydan fazla bir zaman g dıktan sonra idare heyetinin ke* rarile ©o çocuğun velisine kuruşun beş misli 125 kuruş ı:oliıı veriyorlar... Tahsildar bu - parayf daha tahsil etmeden mekteblef tatil oluyor. t Köylülerin bir çoğu (bendefi alacaklerı 125 kuruş değilmi çocuk bana on İiralık iş yapar) gl* zihniyetle hareket etmektedirler: lşte köy maarifinin en büyül ihtiyacı da devamın temlinidife Ikinci cihet de köy tahsilinlii ameli hir cihette olmasına ehem” miyet verilmelidir... Bunun llM köy muallimi köylerde talebe ile birlikte nümune bahçeleri, fidaii? cılık, arıcılık, sebzec.İ.k, ipek böf cekciliği, tavukculuk ıılıılınn“i çalışmalıdır, devawın temini v& deralerin ameli bir surette olmasl köy maarifine çok parlak y ışıklar verecektir.. Adapazurmla Deayğ D oam Mektubunuzda Şişlliden Bay İ. Hâkiye: Zelzeleler belibaşlı ikl ..ığ olur. Biri yanardağların yaptiğ” zelzelelerdir. Diğeri Ce arzın det İ rinliklerindeki boşlukların zamap'” ve çöküntülerle dclmasıdır. $ loji ilminde bunlardan birip! de iklıcisine * C wolkanik zelzele, t tektonik zelzele derler. ) « * $ Pendikte Bağdad caddesindt Bel M. Namıka; R T::lllh Esasiye Kanunun Bahsettiğiniz — maddöleri dÜ tirilmiştir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: