27 Şubat 1935 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6

27 Şubat 1935 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

!İ% A aa l Yavukçuluk I halür Yumurta Ve Ehemmiyeti Yumurtanın en ehemmiyetli ksmı sarısıdır. Bu, Adeta koyuca bir mahlü! gibidir. Bütün yumur- tanın Üçte birini sarı teşkil eder. Sarının yarısının yabis maddeden ibaret olması da ayrıca dikkate Şayandır. Yumurta sarısının kuru maddesinde yözde 16 şibilr zülâl, yüzde 23 yağ, yüzde 11 lestio, yüzde 11/2 kolestrin ve yüz- de 2 de kül vardır. Sarıda bulunan şibihzülâl mütecanis değil, muh- telif şibihzülâl — mürekkebatının birleşmesindea — hasıl d""!l“': Bu meyanda Oyortellin denileni en karakteristik olanıdır. Bu so- nuncun fazla — miktarda fosforu ihtiva ettiği görülüyor. Diğer ta- raftan bunun tam bir şibihzülâl olmayıb şibihbztlâl He lesitini ara- sında bir madde olduğu da zan- nedilmekledir. Ayrıca ovortellin den yüzde 10-15 kadar İlestin çıkarılmaktadır. Sarida bulunan şibihzülâl mürekkebatının hakiki kimyevi terkibleri bugün — dahi kat't olarak teskit edilmemiştir. Yalnız bilinen bir nokta varsa o da, sarıda şibihzttlâl tablatinde yalnız - vitellinin bulunmayıb bur nun yanında yine buna benzer birçok cisimlerin, aynı xamanda şibihzllâl tablatinde olmuyan me- vaddı azotiyenin de bulunmasıdır. Yumurta sarısında Vitellin ile lesitin de vardır.. Bu sonuncu malüm olduğu veçhile fosfatitler- den olub yağlar sınıfına dahildir. Yalnız bunun — alelâde yağdan farkı hamını fosforu ve azot mü- rekkebatını ihtiva etmesidir. Yu- murta sarısında lesitinden başka diğer Adi yağlar, ezcümle iste- arin ve serbest hamızı şahmiye de bulunur. Eterde inhilâl eden bu meva- dın mecmuu taze yumurta sarısı- nın Üçte birini ve yumurta sarısı yabis —maddenin 2-3 nü tep- kil ketmektedir. Yumurta sarr sında —bulunan hakiki mevaddı şahmiye nisbeten sulu ve daha koyu olmak Üzere ikiye bölün- dükleri gibi diğer hayvan yağla- rından da — ayrılırlar. — Bunların terkibleri biraz daha başka ve (Di - Monogliserit ) hamızatı şah- miye ile zerreli karbonu ihtiva ederler. Bundan başka gliserin yanında palmitin ve İstearin ha- mızları da mevcuddur. Yumurta sarısında en mühim nokta İlestin ve mürekkebatıdır. Bunu yalnız telâkki etmek doğru değildir. Çünkü — yumurta sarısında bir lesitin yoktur. Burada biribirlerile birleşmiş birçok lesitinler ve ben- zerleri vardır. Mamafih şimdiye kadar yapılan taharriyat bu mah- lütu tam ve mükemmel olarak fyıramamıştır. Lesitin hamızı fosforu ve ko- lestrini ihtiva ettiğinden uzun zamandan beri nazarıdikkati ce- betmiştir. Sinirlerde ve dimağda, elimlei asabiyel merkeziyede ve bütün berhayat olan hüceyrelerde lesitine tesadüf edilmesi, bunun hayati ebemmiyetinin ne kadar büyük olduğunu — göstermektedir. Bundan başka * insanın gıdasım da mutlaka lesitin bulunmalı mı, bulunmamalı mı? ,, meselesi kat'i olarak tecrübe edilmemiştir. x Yumurtanın — sarısı, berkesin bildiği gibi çok açık sarıdan ve SCN POSTA İş Bvlariiığq_jşslılar İş Evlerinde Sabahtan Akşama Kadar. Bekliyen İşsiz Aşçılar, Mürebbiyeler Hizmetçiler Var Şimdi Hîz;xrıretrçi Arıyanlar Şîmları İstiyorlar: — Yüzü, İşi, Servisi Güzel Ve Kendisi Prezantabl İnsan. Dar bir merdiven çıktıktan sonra karanlık bir oda kapısını vurdum. İçeriden aesler, gürültüler geliyordu. Biri: — Oriste, seslendi. buyarunüz!, — diya Odadan içeriye adımımı ata atmaz, duvar diblerine yerleşti- rilmiş sıralar Üzerinde oturan bir sürü kadın toplanarak doğruldular. Hapsi de yüzüme ısrarla, ümidle Bir iş idarehanesi kapısından giren mürebbiyeler. Bir iş idarehanesinin içi bakıyorlar. Sesler kesildi, kimse kıpırdamıyor, bekliyor. Ne bek- liyorlar?. Ne ümid ediyorlar?. Buna çu karşılık verilebir; iş.. Iş evinin sahibi Madam Edit, bana yel gösterdi, içeriki odaya girdik. Iş idarehanelerine giren her yabancı, burada bekliyenler - İçin yeni bir peygamber gibl mukad- destir. Hizmetçiler, mürebbiyeler, aşçılar, dadılar sabahin saat se- kizinden akşam geç vakitlere ka- dar bu tahta sıralar Gstünde kâh örğü örerek, kâh esniyerek ve daima da çene çalarak derdleşirler. Derdin başı bay ve bayanlardır. Hepsinin nazarında bütün suç bay ve bayanlardadır. Haksızlık, ti- tizlik, — cimrllik, huysuzluk hep o:larda.. Kendiler yüzde doksan dokuz pirüpaktirler. Madam Edit oturduğum kana- peye — ilişerek ellerile dizlerini dövüyordu: — Artık bize iş kalmadı ba- yım. Her sene hesablârı — karıştı- rınca, kendi cebimden, birikmiş paralarımdan ziyan ettiğimi anlı- yorum. Ben tamam 22 seneden beri bu İşi yapı çok koyu altın sarısına tahavvül eder. Bu renk eskiden zannedildiği gibi yalnız bir mad- deden ibaret değildir, lütein ve leaseantin — denilen iki madde vardır. Her ikisi de yağda inbilâl eden nebati mevadi mülevvine- dir. Lütein nebatların bütün yeşil kısımlarında klorofil ile beraber bulunur. İkincisi de çok müute- şirdir. Ve misır tanesinla rengin- dedir. Diğer taraftan yumurta sarısına kırmızı altın renginl veren Garotin isimli bir maddedir ve bu madde en çok havuçta bulu- nur. Yumurtanın sarısında Garo- tinin bulunması vitamin A nın ilk safhası olması ve vücudda vitar min A ya tahavvül etmesi itibarile çok mühimdir. Bunları başka bir yazıda anlatacağız. Bereket tayak çiftliğl düm?. Gün elurdu ki, aşçı, çamaşırcı, mü- ( rebbiye, hizmetçi İsti- yenlerle başa çıkamaz, adam — bulamazdım. O zamanlar 25 liraya bir hizmetçi bulmak güçtü. İş çoktu, İşçi azdı, nasıl - didinib çırpındığımızı, kendi kendimizi yediğimizi bir biz biliriz. Halbuki şimdi öyle mi?, Iş ar, işçi çok (Allah için | Aylıklar düştü, hiz- motçi tutmak istiyen- lerin en kabadayısı nihayet 12 lira verebi liyer, 7 sekiz lira ay- hk verenler hizmetçi! beğenmez oldular. Bayan Edit evl yanmış, ocağı yıkılmış bir dertli gibi gözleri dola dola başını sal- hyordu. —İşsizlik gün geç tikce artıyor Bayım.. Eski alleler kalmadı. Bundan beş altı sene evvel aşcısını ayrı, hi metcisini ayrı, müreb- biyesini ayrı kullanan | lar şimdi ıı hizmetci İle iktifa ediyorlar, Bu yüzden de hizmetcile' arasında bir memnwniyetsizlik, b rakıb kaç- malar çoğaldı. Eh, All:ıh için siz | do söyleyin: Bir h'zmetci evl mi temizlesin, Beyefendiye, Hanım- efendiye, küçük beye, küçlik ha- nıma mı baksın, yemeği mi pişirsin, çamaşır mı yıkasın, ütü mü, kolamı yapsın?.. Hangisini?..(Mantığa dik- kat ediyorsunuz yal|) Bizim kızları tam bir yere yerleştiririm, haydi bakalım ikinci gün sonra çıka gelirler. Madam Edit parmaklarını çıtla- tarak nefes aldı: — Beon resmi ruhsatiye - ile bu iş evini işletirim. Halbuki son günlerde bizim başımıza apartıman kapıcıları da bela old ılar. Bir eve | Ütülerini kendileri yapıyor, çama- l taşını ay , hizmetel lâzım olur, bizden işterler. Biz de kalkar, göndeririz. Hizmetci gider, tam içeri gireceği zaman apartıman kapıcısı yakalar: — Sen buraya girme, kötü Insanlardır. Ben sana başka bir yer bulayım, der. Bizim bir iki liralık kazancımıza mani olurlar. Böyle birçok kapıcılar var İş peyinde koşan İşçilerden ikisi ki, hükâümetten gizli iş yaparlar. _b.Mıd.ııı Edit birşey hatırlamış | 8ıbiş | — Ha, dedi. Bakın birşey daha söyliyeyim; Italyanların 12 adalarından çıkıb gelen birçok rum kızları da hep fılınbulı üşü- #üyorlar, Gulatada dellal'ar var, onlar bu kızları alıb alıb öteye :nıl)-e hizmetci vermeğe başladı- âar, — Peki Madam işlerin azalma- sına başka sebebler yok mu?, | — — Başka sebeb?.. Dedim ya, Istanbulda eski aileler kalmadı. Kimisi Ankaraya, kimisi taşraya göçtü. Zengin aileler azaldı. Eski- den orta halliler hlzmetcis'z ede- mez'erdi. Şimdi, bütün işlerini kercileri görüyerlar. Çocuklarına kendileri bakıyor, — yemeklerini, Kari Mektubları Bir Tramvay A';' basında Bir Vak 4 Ayın yirmi beşinde, saat ü buçuğa — doğru Harbiyeye mek Üzere Türbey gelen Fatih- Harbiye Ikinci mevki ark” basında yolcuları müteessir bir. hâdise olmuştur. Bu af da, biri de karnında olmak üzefü dört çocuklu fakir bir kadıli vardı. Beş yaşında kadar tal edilen en küçük yıvnıoull» bilet istenilince para vuon.l' Inmek istedi, Bu sırada yolc! dan biri vermeye kalktı. Kadif bitkindi. Düştü, bayıldı. Ve civsf eczanelerden — birine — kaldı! Halbuki çocuk küçüktü ve bilet alınacak çağda değildi. Tra şirketinden, bu gibi vaziyetli biçare insanlara rahm İle mele etmesi için memurl: tekrar emir vermesini bıkl::l:/ şırlarını kendileri ;ı_lııyodır. â Dışarıki - odadan — kadınlart gürültülü sesleri geliyordu. Kaf açıldı, içeriye buruşuk yll’ kadife lr“zhlı ihtiyar bir kadf irdi. emmel bir. aşcı imih k Iyi yemekler pişirirmiş, Faktl geçenlerde bir yere girmiş. Çer maşır, Ötü, bulaşık, yemek, tahtii çocuklar falan derken dayana: miş, kaçmış... Madam Edit diyordu ki : — Şimdi hizmetciyi mıg sanıyorlar. İyi süpürmek, ye! işirmek, çamaşır yıkamak talaf Elp bir hizmetciden v yor. — Haydi De İse, nir metçi iyi muamele görse sevt seve bunlara katlanır. Hılbl'H üste de kötü muamele ederlt aylığını vermezler, sabun almaf tel almar, — sübürge almazlâr ederler. Sonra ned ol şimdi hizmetçinin yüzüne de $Öj bakıyorlar, Güzel, — prezenti olsun, iyi servis yapsın — fili sanki hizmetçi — almıyorlar d; evleniyorlar. ( Bu mütaleaya b diyecek yok | ,Aıılııo kapı açık kalmış!ı duvarlara dayanıb esniyen, :: ören hizmetçiler toparlanmışlı Hepsl de sessiz, sakin süküt © yordu. Madam Edit sesini kı fısıldadı: — Yalan söyleyorsam bı!: gözlerim — çıksın, ;çlırlnden zıları böyle — sabahtan ıll'; kadar bir dilim ekmekle be' şiyorlar. Bazı hafta üç dört kimsenin uğradığı olmıyor. | varsa çok nmazlanıyor, bu k kişiden birini beğenmiyor. giden hizmetçinin, aşçının, 4 rebbiyenin — arkasından benim ne hale geldiğimi — Ay çalacak, ay kırı ay şunu yapacak, ay bunu Y cak!.. diye geceleri gözüme gitmiyor.. Karşı odnd: ılyıhl:ğ uğraşan kadınlardan biri ı""— dmı Ldı::tım ben bu “" tan.. Sürüne ıgr::ıı ne j mi şaşırdım. Bıktım.. £ Sonra yanıma gelerek © — Ben 12 uııdoıb'y- metçiyim,. yere — girib birçok © eyl insanlar yavaş y."ı'r” yor.. Geçenlerde bir Iî( 4 girmiştim. Tencerelerin Ki ’ çıkarmak için tel ve sabutl olduğunu söyledim. Baysk — Ayol daha dün ne çabuk da — masri açmağa başladın. Sular #€ tükendi. O karaları !ı:;: çıkaramıyor musun?- bi Yamaşırı. tahtayı, - ütüyü ĞÜN hep bana ynHed_u. dim, birakıb . geldim. j h klı?* HiıııNW Kim baklı?. — Hi c iş verenler mi? Gelin de nklayın — *

Bu sayıdan diğer sayfalar: