21 Mayıs 1935 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6

21 Mayıs 1935 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

6 Sayfa Dünya Haâdiseleri Yılan Zehrine Karşı Tifliste çıkan Zarya Vostoka azetesinden: Sov- Töküte ıol Ermenistanın panzehir avalu ( Develi olan kadın | olacak ) köyünde Cevahir Serkisyan lsminde -bir kadın vardır. Bu kadının vücudü- no yılan zehiri katiyen tesir yap- maz, hattâ zehirli bir yılan tara- fından ısırılan kimselerin yarala- rıma tükürüğünü sürer sürmez yılanın zehiri tesirini kaybetmek- tedir. Bir kelime ile: Cevahir Ser- kisyanın tükrüğü yılan zehirinin anzehiridir. 1931 senesinde birçok imsenin huzurile yapılan tecrü- boler gayet iyi neticeler vermiştir. Bu kadının şöhreti o derece etra- fa yayılmıştır ki Sovyet Rusya sıhhat işleri komiserinin tayin ettiği bir hey'et Covahir Serkis- yanı yeniden müşahede altına alıp tecrübeye tabi tıtıuktu._ TAKVİM Gün SALI Bızir $1 21 MAYIS 935 16 Arabi 17 Seler 1354 ıı Maya 1061 Vaklt Güneş Bzan! (Vasatli Vakit 00 M |4 88 | Alışam J13 — | i9 24 446 |10 10| Yataı |1 88 |at 17 6441609 )| İmeük |T7 0e|3 Bi Öğle İkdadi Nöbetçi Eczaneler İstanbul tarafı; Şehzadebaşında (Hamdi), Aksarayda (Ethem Per- tev), Karagümrükte (Suat), Topka- puda (Nazım), Samatyada (Ridvan), Zeyrekte (Hasan Hulüsi), Eyüpte (Hikmet), Kumkapuda — (Belkıs), Balatta (Tolidis), Çemberlitaş (Ra- sim), Hahçekapuda (Beşir Kemal), Bakırköy - (Hilâl). Beyoğlu taratı; Beyoğlunda (Kanzuk), Pangaltıda (Güneş), Takalmde (Karakin Kürk- çüyan), Galatada (Hidayet) Kurtu- huşta (Necdet Ekrem), Kasımpaşada (Merkez), Hasköyde (Halk). Kad- köy tarafı; Modada (Alâeddin), Pa. saryolunda (Rıfat Mümtas), Büyük. adada (Şükrü Rısa). Bir Doktorun Günlük di Notlarından (*) Deniz banyoları Deniz banyoları yorgun - sinirler ve kansızlık için en kuvvetli bir Klâç tesirini yapmış — olmasından- dır ki vücudumuzu idare eden dabili ifraz güddelerimizin de bu banyolardan pek gok istilade et. Üklerine şahit oluyoruz. » * Nitekim midesindea ve barsakla- rodaki — hazımsızlıktan — çiküyet edenler ve erkeklik ve kadınlık kabiliyetleri ve iktidarfarı noksan. laşan kimseler uzun zaman uyküs suzluktan şikâyet edenler, kemik hastalıkları, sinir ağrıları, romatize ma ve siyatik sancıları geçirenle- rin banyo mevsiminde bütün bu haatalıklarını gidereceklerini, de- niz banyosu almak suretile bir- çok faydalar elde edeceklerini ve büsbütün yeni bir sıhhat ve ha« yat kazunacaklarını müjdeleye- bilirim. ** * Deniz banyoları ne kadar yapıl- malıdır? Suda ne kadar kalmalı- d? Günde bir defa mı iki defa m) girmek faydalıdır? Banları da yarın ayrıca bildiriyorum. Üj bu netları kesip saklayımı, yahut br allüme yapıştınp kollekaiyon yapı- pır. Sikisti samanınızda bu motlar bir dektor gibi Iadadımza yet'gebilir. Rumi SON POSTA Tarihi Müsahabe Nemrudun Beynini Yiyen Sivrisineğin Hikâyesi Garba Doğru Git- tikçe Şekli Değişir Bizim Son Posta birkaç gün- denberi “Batıl itikatlara İnanır- mısiniz,, sorgusuna dayanan bir anket açtı. Verlien cevapları ben- de tatlı tatlı okuyorum. Ayni za- manda düşünüyorum: Acaba an- ketçi arkadaş bir yolunu bu'up da *“ tarih ,, denilen yaşı bilinmez ve kocamak ta bilmez ihtiyarı sorgu- ya çekse masıl bir cevap alır?.. Ne milyarlarla, ne tirilyonlarla sa- yıları ifade olunamıyan gelip göç- müş İnsanların ağrile tarihin böy- le bir sorguya vereceği cevap, kuşkuya yer yokki “evet, inanmı yorum,, şeklinde olacaktır. Tarihi söyletemezsek bile oku- yoruz ya. Bu okunan asırlar için- de ne gülünç inanışlar, ne akla sığmaz kanaatler var. Söz gelimi- *“ British Museüm,, da bulunan Mezopotamyadan gelme “taş ki- tap , ları ele alalım, bunlar ge- danilerin Kozmogunilerile Nemrut efsanesinl bize öğreten pek eski escerlerdir. Batıl itikatların millet- ler hayatında veğtarihte nasıl yer tuttuğunu anlamak için bu taş kitapları kısaca gözden ge- çirelim: Gök ve yer yökken deniz ve ucu bucağı olm- yan bir girdap yardı, bunlar bir« leştiler. Kuş kılı- ğgında cengâver- ler, İnsan başlı boğalar, — balık kuyruklu İnsanlar yarattılar. Daha sonra yerle gök. onların ardından birkaç Allah ya- ratıldı. Allahların elile de yıldızlar vücuda geldi. Bu Allahlardan biri, Merdük — adlısı, babasına kendi başını kesmesini söyledi ve akan kandan İnsanlar üredi. Merdukun kanından doğan Insanlar 'sefil bir hayat geçiriyor- lardı. Bir gün Kızıl denizden balık vücutlu, insan sesli bir hay- van çıktı. Ne olduklarımı ve ne olacaklarını bilemiyen insanlara edebiyat ve san'at dersi verdi. Hendese öğretti, şehir kurmak kanun dözmek, mabet yapmak, yollarını gösterdi. Bu âlim hayvan | gün batarken denize dalardı, gecelerini su içinde geçirirdi. Hayli çey öğrenmiş, adam gibi yaşamıya başlamış olan İnsanlar, gün geçtikçe azdılar, mabutları ve mabetleri bir yana bıraktılar, çılgın bir sefahate daldılar. Kısi sotros adlı biri, insanların gemi | azıya almalarından tecssür duyu- yordu, için için Üzülüyordu. Büyük | mabutlardan “Bel,, ona şu emri verdi: “Bir gemi yap, her canlı mahlüktan birer çift alıp gemiye bin. Mabutlara doğru gitmeğe hazırlan!,, Kısişotros “bu emre göre ha- reket etti, bir gemi yaptı, elra- fını ziftile sıvadı, altınlarım ve gü- müşlerini, çolu. ğunu çocuğunu, ehli ve vahşi hay vanların — birer çiftini yanıma ak dı, geminin kapı- sını kapayıp bek lemeye koyuldu. Biraz sonra hava kararmıştı, orta. hk zından kes'l- mişti, gökten yere denizler dökülü- yordu, artık yer- yüzünde durula- mazdı, her taraf su altında İdi ve bütün Insanlar, bayvanlar boğul- muştu. Yağmur ve rürzgüâr, neden son- ra dinip hava açılınca Kısisotros geminin penceresinden dört yana bakındı, insan cesetlerinin — su üzerinde küme küme yüzdüğünü görüp ağladı ve bir müddet daha bekleyerek karaya ayak basmak Imkânı hasıl olunca Kalde toprak- larına İndi, “ Bâbil ,, — şehrini kurdu. Işte Geldanilerin kozmogonlsi budur. Birçok milletler, bu, hikâ- yeyi » adların değişmesi şartile bemeu harfi harfine - kendi ara- Eski efaanelere göre ilk yaratılan ilâhlar larında da tekrar etmişlerdir. Ne- tekim biz de hikâyenin son kı- mını sinemada ve beyaz perde östünde seyrettik. Tik geminin nasıl yapıldığını ve fillerin, aslan- ların, yılanların, tavşanların, eşek- lerin, kuşların yanyana o gemlde nasıl bağdaştıklarını görüp güldük. British Museumdaki Nemrut efsanesi daha eğlenceli bir eser- dir. Bu taştan kitap üç bin sa- tırlık on iki kasideden teşekkll etmekte ve on İki levha Üzerine yazılı bulunmaktadır. Belki elil asırlık bir Ömre malik olan bu pek değerli eserden anlaşıldığına göre Nemrut, Allahları tanımı- yacak kadar gürür sahibi Idi Kendi kudretine pek güveniyordu. Bir gün canı sıkıldı, Göğe çıkıp orada saltanat #slüren Allahları tepelemek istedi, bir kule yap- maya koyuldu. Nemrudu göke çıkaracak olan büyük merdivenin kurulmasından mabutlar sinirlen- miş'erdi. İlk iş amelenin çalışma- sına engel olmak iatedilor, her birini başka bir. - dille ko- nuşur yaptılar, Artık ne usta, ne urgat birbirini — anlalayamıyordu, Gölünç bir karışıklık yüz göster- mişti. Nemrut, bu kargaşalığı gideremedi, amelenin ürküp da- gılmasının önüne geçemedi. İşte yer yüzündeki dil Aayrılığı da bundan İleri geldi. Fakat Nemrut, kolay kolay emelinden dönecek adamlardan değildi. Amelenin dağılmasına rağmen başka iİşçiler buldu, kuleyi yükseltti ve kendince münasip olan irtifan bulur bulmaz yayını aldı, göke bir ok attı. Bu, harbin başladığını gösteriyordu. Mabutlar, atılan oku, geri çevirdiler ve Nemrudun yüreğine yapıştırdılar!,, Bu efsane de birçok milletlerin kitaplarına girmiş ve asırlarca gerçek bir vâkıa gibi okunmuştur. Yalnız Mezopotamyadan — garbe doğru uzaklaşıldıkça masalın da rengi biraz değişmiştir. Söz gelimi Nemrut'un ölümü bir kısım millet- lerin masallarında beynine bir sivrisineğin — girmesinden — dolayı vukubulmuş — olarak 'Österilir, Güya bu sinek, Bâbil Hükümda- rının beynini yavaş yavaş yiyordi herife â':;nınılmu’ “'hhuı:ıly vut yordu. Köleler, nöbetle ve bir küçük topuzla Nemrut'un başını dövüyorlardı. Sinek bu — dar- belerden Ürküp beynini yemek- ten bir nebze geri kalıyordu. Hü- kümdar da rahatlaşıyordu. Fakat kölenin biri bu tatsız işten usan- dı, topuzu olanca kuvvetile he« rifin kafasına indirdi ve Nemru- du öldürdü. “Ebediyete ok atan cesur avcı,, nın kafası parçala- nınca içerde ki sivri sineğin bir gerçe dar — büyüdüğü — görül- müştül! Işte tarihinde hâlâ göğsünde taşıdığı batıl itikatlar bu çeşit şeylerdir. Biz bugün Nemrut ku- lesinin düpedüz bir rasathane ol düğunu biliyoruz. Fakat o kule- nin yapıldığını görenler ve gören- lerden İşitenler, hükümdarın göke çıkmak İstediğini sanmışlar ve bu yanlış zehaba göre de mufassal bir masal uydurmuşlardır. Acaba on yıl sonra bugünlün kozmogonisine de masal demiye- cekler ml ve bizim hakikat sandı- ğımız birçok şeyler, gelecek ne- silleri güldürecek birer efsane olmıyacak mı?.. M. T. Tan Kari Mektubları —Bu Adlar Kulak Tırmalayorlar Son yıllar içinde dilde yapmaf başladığımız büyük devrim küç! Asyada Türk ulusunun en ci devrimlerinden biridir. Osmanlıcanın ve daha b dillerin konuşmamıza - sakı Jparçalarını da çıkarıp yerl yenilerini ve öz Türkçele ahyoruz. Fakat buna kar H -çok semtlerin, köylerin, ı a isimleri eski yabancılığ duruyor. Geçenlerde resmi gi tede Vana bağlı — köylerd bazıları gözümü çokti, şaştıf Bu isimler bize okadar yabı ve aykırı ki, hangi dilden old ğunu bir türlü çıkaramadım. dili araştırma kurumunun önünde bulundurmak İçin lardan birkaçını yazmakla ediyorum ! Çarçalan, — Uste; Sükunis, Nurebin, Dim, Babi Rikava, Zağ, Takân, Şikei Şahmanla, Helezo, Ahulan, Hlııl_ ilâ., ilâ.. Ankara okuyucularınızd Necati Zorlugenç Bir Şehit Yavrusunun Dilekle! Ben, fakir, kimsesiz bir yetin Babam İstiklâl savaşında , ulusu ve Türk toprakları çarpışıp şehit oldu. Hayatta cik desteğim o idi, o da kay lunca kimsesiz kaldım. Bana bf güne kadar yardım cemiyeti!” baktı. Babam savaş şehidi oldüy için manevi bir saadet içindeyif| fakat maddi sefaletim beni kal' bahtlı yaptı. Yetim olduğum? dolayı bakım evine başvard beni kabul etmediler. Mu: İ larıma hiç kimse kulak asmâ” bütün sesime, haklarıma ra; beni dinlemediler — bile.. BöY| büyük bir müşkülât içinde çıff nan bir şehit yavrusu için | nanın kiymetli İlbayının, beledi! başkanının yardımlarını dilerit | Adana erkek lisesi birinci #i 188 merhum Hakkı oğlu Koşan'da okuyucularımızdan Temail'er — Alâkanıza teşekkür ede | Pazarola Hasan B. de diğer P" || zerleri gibi bay olmuştur. Y&r | bay kelimesi adının sonuna * | mıştır. efendim. İ » Kars Kafkas Ziraat banketi? | Bay Fehmi O, Keskiner'e : BUTUN ÜLKEYİ — Mektubunuz sarih d Daha vazih bir şekilde ş dileriz. ğ N HERGÜN Mayıs 2' h Bu araf

Bu sayıdan diğer sayfalar: