25 Temmuz 1935 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5

25 Temmuz 1935 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

atbuatında ÖRDÜKLERİMİZ SĞT RARLE Ki LzERE A Z ENDANERSNA oktor Konferan- « Toplandı Susyada laşandan İmsana kan naklini ve bilhas- sa koaserve kan kullanılmasını ko: dok nuşmak Üzere bir . Km:f“' konferanm — toplanmıştır. Prof, Sransın — konuşma temalini elaç öT Şamof'un yaptığı tecrik İ ” teşkil etmiştir. Bu tecrübe- 10 kesilmiş köpeklerden almıp .,.:a“ buz içinde saklanan bir h.“' hğnüı hayatta bulunan kıı. bir köpeğin damarlarına 'Üb:l ta, diğer taraftan, bu tec- 'nmıırln muvaflakıyetle netice- esini mütcakip Moskova Üni profesörlerinden Judin uğramak — suretile ölmlüş bi larır kanlarını alarak, ihti- lwut:üunın hastalara vermeyi uştur, etmiş ve muvaflak ok ielâtede 2400 vak'a hakkında Hüt verilmiştir. Şimdi Rusyada Bi 2 kan kullanılması genek tehirr Üzeredir ve tayyare İle bir irden diğerine konserve kan Hamaktadır. * Bnıı hastalaların ölmüş sanı. —— larak diri diri gömülmesi vak'alarımın çoğal- ması Üzerine Ak manyada Harte- İr 7 ment adını taşıyan ©n adamı ortaya: '“'d* Doktorların bir ölü karşı- 8 bulmup bulunmadıklarını lanşfak için kullandıkları vasıta- ı,ı:l". lğlîb'ul şyaşmaz, değildi. şek- Tüduz, İr nazariye atmıştır. Teklifi h.ş: Artık ölmüş sanilan blir lng ?? Mmezarda dirilmek ihtima- Üü de kurtarmak içla, cese- &İ mutlaka yakmalıdır. ğ Almanyada yeni ortaya konu- M .bn teklif Avusturyanın Grata şeklade — ötedenberi başka bir bu lde tatbik edilmektedir. Zira Bin tehirde, ölen bir hastanın kak '*'l'lî ince bir bıçak batırmak su- ki yi Gümünün kat'ileştirilmesi cs pomanlardan beri adetolmuştur. Bl*lîîî"" bunlara karşı, Amerikada M lön damarlarına Fluoresceine ANASI sos RIZI Edebt Tefrika Na 387 .D_“'““m—k istiyorum. — Fakat Üai imdeki bu izler hep © hayal _:"d“--- Istiyorum ki © gecenin yıı—ıhn saatlerini tekrar yaşaya- taçı Sarhaş gibiyim. Öyle bir aa Yluk ki baş döndürmeden, n.:;,'"' germeden, vücudü yor- an zevk veriyor. l'iı.â;l“d'm artık.. Bu, genç kıze Üi beni yarı yolda bırakan dlııâ"'h' olgunu, nişanlı iken ken- ü Yoklardım. Acaba seviyor- '“'î::;duv' arkadaş'arım bana E* Nişanlımı sgeviyor musun? öv. Gtün bu yoklayışlara özlü bir u-hp b',ll"P veremiyordum. Oku- l)ı::m'. işittiğim aşk maceraları dalları, ©2 garip gelirdl O sev- im:_:n duyduklarını ben duya- Tiyordum” Düşündüklerini düşüne- bur o'dum. Onlar gibi kıskançlık hıw._'“'lları geçiremiyordum. Son ““t;:lt bir kıskançlıktan çok bir di ieşpetelesi idi “Nail,, İn mad 4 ifadelor için beni çiğneme- YÖz yumamazdım. Bunu da ki ; Atauç'ık değil, belki de bir hınç | arati ;M“'_'_ Bu hunçla ona bir daha ';,“"4 göstermedim. Sürnme savtunermuvum 7 İtalyanlar İngilizle- Meşhr Monte Karlo Ga- zinosu Satılacak Mıydı Bu Gazinonun Yıllık Safi Geliri 30 Milyondan Yukarıdır AFT Ğ re Çatıyorlar İngilizler 53 Sene Evvel İskenderiyeyi Bombardı- man Etmişler Roma, 24 (A. A.) — İtalyan ba- “an, İngiliz donanması — tar lskanderiyenin bombardima: sinin 53 üncü yıldönümü ilgisile uzun lar yazmakta ve Misir ulusal pare alini protesto eden Ve_l_(um Franııd;n Gönderilen Sandıklarda Ne Çıktı ? Paris, £8 ( AA ) — Maton gaze- tesinla haber verdiğine göre, 325 sandıl içerizinde bulunan ve Fransa- dan Buenos Alres'e (Arjantine) gön- derilmiş olan 25 bim kilo ağırlığındak! silâh ve cephane, ambargodan ötürü, Fransa'ya gönderilmiştir. Sandıklar, Haver İmanında açıldığı. zaman, içlerinde ile kumdan güyri bir gey çıkmamıştır. Arjantin Ayanında Bir Cinayet İşlendi Bir Polis, Ku;şu_nl Öldürdü, Bir Diğerini De Yaraladı Bucenos Alres, 24 ( ALA ) — Arjan- Âyan Kurulunda, bir görüşme sında — üyelerden Dellatora İle mane ve Tarım Bakanları ve bir de başka bir üye arasında çıkan kavgd osunsnda geçenlerde İşinden — çıkarıs lan Valdes adındaki bir polis komi- veri, oturduğu locadan tabanca ataş etmiş ve Finans Bakanı Borda Beberö'yi oldürüp, Tarım / Bakanını da yaralamıştır. Lenan aa ee sanananaeaaam ee z mahlülü karıştırılması teklif edil- ahlül öyle bir mad- miştir. Bu m. dedirki, eğer cesette hayat eserl varsa derhal damarlara geçer ve insan vücudünün rengini değiş- A kil! Diyorlar ki sevilen insan kıs- kanılır. Bana Emin Tosun Beyin benimle evlendikten sonraki çap- kınlıklarını anlattıkları zaman bir şey — duymadım. Hattâ bunların sahi olduğuna İnandıktan sonra bilel Sevmiyor mıyım? Buna da cevap veremiyorum. Sevilmeyen bir koca, hele karısımı ihmal eden bir koca :ılınıyı mahkümduür. Emln Tu.ıu'n Beyi belki bir gönül buhranı Ve sevmiyorum.” Fakat © beni ihmal ettiği ve önüme pek çok fırsatlar çıktığı halde onu aldatmadım, ve aldatmıyacağım. _Oqı aldattı- ğun gün kocam değildir. Bu da benim kafama yerleşmiş bir garip fikir ki romanlarda tesadüf ede- medim. Aldatmak için kimse çart, şekil, formül aramıyor. Eşref Bey. Onun dizlerime temas eden başı benim yalnız kalbimi gicik- ladı, etimi ve sinirimi değil. Bu temas belki da kocamın hakkın- dan çalınmıı!ır.' Fakat masum bir arkadaşlığın samim! ve mndd: lmiş — sevgisi hezeyanlardan — Sıyır iz ve berrak ki buna dadr rı"-m»l—mlvı dilim varmıyor. NIN ua > Cahit /y' A n Ni olurga alda- | gazinosu hakkında çıka: Mesele çok sararlı görülmekte ve İşi lddla olunmaktadır. Bu gazinonun senel a Finans Bakanını “Romanyada Bir Rezalet Bır Albay 25 Milyon Ley Rüşvet Almış Bükreş, 86 (A. A.) — Polla ileri gelenlerinden — Albay Kalatoresko, dolandırıcıık ve dövriz kaçakçılığı suçlarlla yakalanmıştır. Kalstoresko, Belçikalı bir endüstri kurumunun Romasyadakl paralarını dışarıya çıkartması için gereken izai, Vu'usal bankadan koparmak adağına kar| Vyalık, o kurumdan £5,000,000 ley rüşvet | | imş olmakla / suçlandırılmaktadır “Keşki bu gecenin ibadete, âyine — benziyen o dakikalarını tekrar yaşayabilsem, hayatımın en mes'ut dakikaları onlar oldu. Eşref Bey. Bu ince ruhlüu adam birkaç bafta içinde havaya karışmış bir koku gibi nefeslerimle beni tılı- sımladı. Buna zehirledi demiye- ceğim, — çünkü şikâyetim — yok. Fakat eksir gibi, ruh gibi yavaş yavaş yulum yutum beynimden süzülüp geçerek içime işledi — Bu gecenin hatırasını sak- hyalım. Dedi. On sekiz yaşına kadar masom kalmış bir genç kadın | için bu gecenin hatıradan çok kudretli bir akide, bir iman gibi ağına onü Dasıl İnandıra- — Burada kalsın. Çünkü üç aylık bir evli kadından feragat beklenemez. Dedi. Buna ben de şüphe etmiyorum, Kocamım benim için çıldıran, ben« den başka bir kadın düşünmiyen içli bir erkek olmadığını biliyo- rum, Fakat hayatta her izdivaç çılgin bir aşkın mahsulü olmak lâzım gelseydi çokları bekâr ka- lırdı... Ben kocamdan beni say- masını istiyorum. Bana hörmetsiz- lik etmesin yeter. Ben © fikirde- | ylın ki onu eldatmıya karar verdi- ğim gün onun adını taşıyamam. Buna karşı ondan yalnız bir şey ÜN ğ AŞ BU © Satılan Akıl Günlük garetelerden birinde “Alal satin alınıyor,, — başlığı altında şöyle bir Bölek |fıkra| okudum: “Her ana baba, çocuk- larının akıllı olmasını ister, Japon yada bü dileğe ermek kolaydır. Orada bir kız veya oğlan çocuk en flç yaşına gelince bir mabede götürülür, biraz para — verilir, sonra dualar okunur ve arkay bakılmadan dönülür ve bu türenle çocuğa akıl satın alınmış olur!,, Cevdet — tarihinin — sekirinci cildinde ve belgeler arasında da Şöyle bir yazı var: “Galatanın Beşiktaş nahiye- sinde Paşa mahallesinde devletlü inayetlâ Valide Sultan hazretleri- nin kâhyaları sandetlâ Yusuf ağa hazretlerinin yalılarında toplandık, Hacı Sadullah ağanın sözlerini Montekarlo, 24 ( Özel ) — Bir ara satılacağı haber verilen meşhur - sahil ktadır. fn içinde milyonluk mı lik geliri 80 milyonda Holanda Da Mas- rafları Azaltıyor Lihaye, 24 (A. A.) — Genel mas- rafları azaltan yasa tuslağının görüs şülmesine, âyan kurulunda devamı edilmiştir. Başbakan, genel masraflar hakkıne daki görüşmelerin ortaya atilmasını dilemiştir. Kabinenin ya çekileceği veyahut ki, saylavlar kurulunun dağı- tılmasını istiyeceği sanılıyor. Dolfüs İçin... Viyanada Ruhani Âyin Londra, 4 (A. A.) — Röyter ajansı Viyanadan öğreniyor; Yarın Dolfüsün öldürüldüğünün yıldönümü münasebetile çıkıması ihtimali olan kargışalıkları gözönüne getiren polla, sakni (ihtiyat) tedbiri almak Üzüre nazi oldukları belll 500 kişiyi tevkif etmiştir. fazladır . ' sin. Eğer aldatıyorsa benim ha- | berim olmasın. Onun için Emin Tosun Beyden şikâyetim yok. Her erkeğin ken- dine göre hevesleri, zayıf taraf- ları olabilir. Her hoşa gitmeyen şey için ayrılık lâzimgelse kimse evli kalamaz. Eşref Beni iyi an- lamış. Dışarıda ayak sesleri var. Be'ki annem kalktı. Emin To- sun Beyin bu saatte geleceğini hiç zannetmem. Kapım vurulur gibi oldu — Sen misin anne? Emin Tosun Beyin sesi : — Uyumadın mı daha? — Şimdi uyandım. — Konuşabilir mişim. — Tabli. Gel. İçeri girdi. Elektrik düğme- sini çevirdi. — Açmasaydın. Mehtap var. Soyunmamıştı. Ağır ağır, et- rafına bakınarak geldi. — Saant kaç? — Daha on iki. — Nasıl oldu. Bu gece erken döndün. Sesinde bir kırıklık vardı: — Öyle lâzım geldi, Yüzü karanlıktı. Bir şeye canı sıkılmış olduğuna şüpbe yok. Yalağın İçinde doğruldum: — Kim er vardı? — Eşref Beyden başka herkes, Yüzüne baktım. bekliyorum. Beni küçük düşürme- Burun delikleri açılıp kapanır dinledik. Bu Ağa gönül hoşluğile ve kendi — isteğile yedi — yallık ömrünü Yusuf ağaya bağışladı, biz de şahit olduk.,, Bu, bir Hüccettir, Galata Kadısı Kavaf oğlu Mehmet Emin tarafından yazılmıştır, mahkeme kütüğüne de geçmiştir. — Tarihi (1217) dir ki şimdi kullandığımız takvimdir. (1802) demektir. Hüc- cetin altında yalnız Kadının değil tanınmış hocalardan İrfan oğlu Arifin, Saray kapu —çuhadarı Ömer ağanın, Hünkâr musahip- lerinden Sadık ağanın da İmzaları vardır. Şu belgeye göre yüz otuz yıl önce Istanbulda ömür satmak ve Ömür satın almak mümkün oluyormuş. — Bu, — inanılamıyacak birşey. Fakat Japonyada bugün <bile akıl — satıldığım — duyunca Istanbulun vaktile »değer verdiği o alışverişi hiç de gülünç bulma- dim. Yirminct asırda akıl satıldıktan ve satılan aklı satın — nlacak akılsızlar bulunduktan sonra on dokuzuncu asırda ömür satanlar ve Ümür satın alanlar niçin bulunmasın, yahut onlar niçin gülünç olsun? M. T. Tan ——— yor; ne demek istiyordu. Bunu anlamamarzlıktan gelerek sordumt — Poker yapmadınız mı? Uzun bir münakaşaya hazır- lanacağını gösteren bir ağırlıkla koltuğa yerleşti, halinde bir tut- kunluk vardı, duvarlara bakarak: — Hayır, dedi. Bugece taze Ada haberleri dinlemekten pokere vakit bulamadık. Sinirlendim. Dilin'a altında bir şeyler vardı. Geveliyordu. Bugüne kadar benimle ©o kadar açık ve temiz konuşan bu adam neler söylemek istiyordu. Ona karşı ilk bir isyanla göğ- süm kabarıyordu. — Bu taze Ada haberlerini bana da söyliyeceksen, bekleme! Niyetin yoksa hemea git. Uyul Benim kestirme, kısa fikirlari- me alışkın olduğu İçin mırın kırın edemedi. Kafasını kemiren bir şey vardı. Ayaklarının ucuna ba- kıyordu. — Bekliyorum, dedim, söyle. Düşündüklerini söylemek için hazırlanmış olacaktı. Benim böy- le açık, ve atılgan halimi görünce bu hazırlık bozuldu galiba. Fa- kat ne kadar olsa iş adam, çabuk toparlandı. — Bütün ada çalkanıyor, dedi, — Fırtına mı varl Gülümsedi: — Bir fırtına var. nizde değil, karada. ( Arkası ver) Fakat de-

Bu sayıdan diğer sayfalar: