2 Ağustos 1935 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7

2 Ağustos 1935 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

————— —— a 1 Ağustos Hangi Mektebe Gireceksiniz ? Okuyucuların Sorgularına Cevaplarım İzmir Karalaş ortamektebinden 34 Dündar Tekine: — Böyle bir mektep bilmiyo- ruz. Olsa da, belki yalnız kendi | Momurlarının 6 ay, bir sene oku- dukları bir. mekteptir. * Ankara Ulucanlar daracık sokak No. 13 de Sabiha; — Gördüğünüz ilân doğrudur. Bunun üzerine yapacak tek bir fedakârlığınız kalır. Bir sene daha İiseye devam edin, iyi derece alın, ondan sonra mektebe başvurun. Sizi tercih ederler. » Mardin okuyucularımızdan Şükrü'ye: Yaşınız epiyce İlerlemiş. İlk- mektep sıralarındaki bir ihmaliniz görüyorsunuz ki, bütün hayatınıza tesir etmiş. Yapacağınız şey bu- lunduğunuz Maarif idaresine mü- racaat ederek gelecek sene bua- kaloryalarına kaydolunmaktır. Çünkü bu çeşit olgunluk imtihan ları yapılmış ve bitmiştir. Yenl Neşriyat: —mmeaseeimimiiz Yücel — Ayda bir çıkan bu edebiyat, san'at ve fikir mecmua- Bının 6 inci sayısı bir piyes ilâvesi ve tanınmış yazıcıların birçok makale, şilr ve hikâyelerile çık- muştır. Dinlerin Tarihi — Üniver- Bİte dinler tarihi doçenti A. Hilmi mer Buddu bu, 400 sayfalık eserini — dün ve yarın tercüme kütüphanesinin 36 1ncı neşriyatı olarak kitap halinde çıkarmıştır. Muharrir, birçok Ingiftr, Fransız ve Amerikan müverrihlerinin eser- lerinden tetkikler yapmış, dünya yüzündeki bütün dinleri ve pey- gamberleri salâhiyetli bir ifade ile hakil ve izah etmiştir. Müderris Ahmet Nalm — Dartilfünun ceki müderrislerin- den Ahmet Nalmin hayatı, ailesl fikrt vo hissl evsaf —ve mesalsi hakkında M. Cevdet İnanç Alp tarafından yazılmış bir eserdir. Türk fiziği ve tebil ilim- ler bildirikleri — Cemiyet tarafından Fransızca ve Türkçe olarak çıkarılan bu bildirikler, güzel bir baskı ile intişar etmiştir. Ha ancenesmerenesenAnRe eAaRARARAE dALASEKAEAANEEEARANEASE NN İSTANBUR — | İ Gazetemirde Öâ *e resimlerin ı Mahfve ve gatet elite —— ABONE FIATI.ARI | * Abono bedeli peşindin Adres değiştirmek 55 burüştür. | —— Gelen evrak geri verilmee lânlardan mes'uliyot olınmaz. Covap i ektuplara 10 kur: m“â?ılîhu?l:'ıîndm e Yelgrat 1Sonposti Talofan 120203 | bu müsahabeyi yaz SON POSTA Tarihi Müsahabe Osmanlı Edebiyatının Meş - hur Kasidesi : Güzel Bir Nedimin Yüzüne Sıçrayan Zifos Yüzünden Doğmuştur Veliyüddin oğlu Ahmet Paşa, Fatih Sultan Mehmet devrin'n en tanınmış adamlarındandır. Osman- h şilrine İran düşlüncesini bulaş- tıranların başında o vardır. Gerçi güre, görünüşte güzellik getirmiş- Hr. Konuları çeşitleştiren, ölçi- leri çogaltan, dile abenk veren o dur. Lâkin Türk şiirini bir baş- ka ulusun nüfuzu altına sokan da kendisidir. Ahmet Paşayı kısa, fakat özlü bir biçimde gözden geçiren bir bilgen şöyle diyor: “Zarif tslübu, temiz lisanı, zengin hayali saye- sinde - şeyhten sonra - Türk şilri- nin on beşinci asırda en büyük üstâdı tanınmıştır, bütün o devir şalrleri üzerinde çok derin teslri vardır. Hattâ Necati ve Bakl g- bi birinci sınıf şairlerde de bu te- sir sezllir. Fakat henüz sağ İken bile Iran şairlerinden fikir çaldı- ğı söylenip dururdu. Bu, yalan olmamakla beraber en büyük bir şalr olarak tanımaktan bizi geri koyamaz. Hüseyin Baykara sara- yında da Veliyüddin oğlunun şir- leri sevilerek. beyenilerek oku- nurdu, Cami gibi değerli bir şairi imrendirirdi. ,, Biz Ahmet Paşanın şairliğini değil, güzel söz söylemekteki, yerinde nükte fırlatmaktaki yüke sek kabiliyetini göz önüne alarak ı in oğlu Ahmet Paşa Sarahabeyl yazdık. - Eskiden umazmunperdazlık, ,, “ nüktodan- lık,» , “ hazırcavaplık,, , * meclisk Arâlık ,, denilen ruh inceliğine, an'layış ve anlatış olgunluğuna şimdi Eprit diyorlar. Fransızcada binbir anlama gelen bu kelime, flkir inceliğini de ifade etmekte- dir. Bu ilgi e eskiden * mükte- dan,, dediklerimize şimdi "Esprisi var,, diyoruz ve * güzel söyledi ,, yerinde “espri yaptı .» elmlesini kullanıyoruz. Ahmet Paşanın da esprisi çok kuvvetli Idi. En küçük hâdiseden çok ince fikir alır ve İnce bir deyimle onları ortaya atardı, din- A l S va H dak na boğardı. Fatih leyenleri heyeca- Sultan Mehmet, kasldelerinin veya gazellerinin gü- zelliğinden xziya- de,bu kudretin- den dolayı onu çok severdi, sa- rayından ve ya- nından ayırmaz: di. Ahmet Paşa- nın esprileri bol- duür, dört yüz elli yıldanberi de dillerde dolaşıp durmaktadır. Fa- kat ikl sözü var- dır ki kitaplara geçmiştir. Bun- lardan biri, kendi. sini hünkârın ya- nında bir. kat daha değerlen- dirdi, kese kese akçe almasına ve son derece yüz bulmasına sebep oldu. Öbürü ise ters bir — tesir yaptı, dill belâsı kafese konan bülbül gibi zavallı galri zındanlara attırdı, İnim ihim inletti. Biz, zifom hikâyesi adını verdiğimiz ikinci vak'ayı yazmak Istemekle beraber birincisini de burada hatırlatmayi faydalı buk duk, Ahmat Paşa, bir gün Fatihin yanında idi. Kendinden başka bir kaç şair de vardi, edebiyat Üze- rine konuşuluyordu. Bir aralık Fatib, düşünür gibi oldu, sakalını karıştırdı ve #onra - Veliyüddin oğluna döndü. — Bre Ahmet, dedi, hani Fa- risice bir beyit vardı: “Ânan ki hâkra benazar kimiya künend, diye başlar. Alt tarafı neydi onun? Hünkârın okuduğu bu misrain Türkçesi “onlar ki bir bakışla toprağı altın ederler, demektir. Alt tarafı da: “Âya büved ki küşel çeşmi bema künedn,, gek- linde olup “ataba bize gözlerinin ücile bakmazlar mı,, anlamınadır. Ahmet Paşa, hünkârın düşünüp de bulamadığı ikinci mısrar bilk yordu. Lâkin Espri yapmak istedi, hemen kendiliğinden bir mura uydurup okudu: “Hâki mübareki kademet tutiya künend,, bu &- retle beyitin müânası şu biçime girmiş oluyordu; “cir bakışla toprağı altın eden yüksek Insan- lar, senin ayak tozunu gözlerine sürme yapmakla iftihar ederler!,, Hünkâr, bu ince buluşu çok be- gendi, şaire birçok armağanlar verdi. Şimdi gelelim zifos sine. — Veliyüddin — oğlu — her zaman olduğu gibi, bir gidiş günü Fatihin yanında bulunuyor- du, atlar kırlarda dolaşıyorlardı. Hünkâr önde ve hünkârın pek sevdiği genç nodimlerden biri ile şair arkada at koşt aruyorlardı. hikâye- Kerem Fatih Mehmet Birçok atlı daha vardı, onlar da geriden geliyorlardı. O aralık htün. kârın bindiği hayvanın ardayak- larından fırlıyan zifostan bir parça genç nedimin yüzüne çarptı, ya- nağında bir “ben,, peydah olu- verdi. Şair, çamurun yaptığı bu izerin yaraşıklığına dayanamadı, arapça Üç kellme fısıldadı. Bu, Kur'*an ayotlerinden birinin yarısı olup “ keşki toprak olaydım ,, anlamını taşıyordu ve cümledeki toprak, 0 duruma göre çamur yerinde kullanılmış oluyordu. Fatihin kulakları çok iyi işitir olmalı ki at nallarından çıkan gü- . rültüye rağmen şairin birşeyler fısıldadığını duydu ve yine bir espiri savurduğunu — uranlıyarak genç nedime sordu. — Veliyüddin oğlu ne söyliyor? Delikanlı iyl okumuş bir gençti, Ahmet Paşanın ancak — yazısını okuduğu ayetln bülününü okuya- rak cevap verdi: Kâfir, keşki top- rak olaydım, diyorl.. Hünkâr, başını çevirip genç — nedimine baktı. Zifesun yaptığı beni gördü, şairin nasıl bir özlemle böyle bir nukte savurduğunu anladı, küp- lere bindi ve hemen orada Ah- met paşayı,, bağlatarak zindana yolladı. Her nüktesile yeni bir ikram görmeğe alışan şair, şimdi geve- zeliğinin cezasını çekiyerdu, atıl- dığı karanlık ve korkunç zindan- da kıvramıp durüyordu. Fakat hünkârın kendisini.. Orada öldür- miyeceğine da inanıyordu. Niha- yet bir gün parlak bir kaside yazdı,! dostlarından birine vererek hünkâra yolladı. Fatihte, bu şilrin hazziyle onu affetti, zindandan çı- karitı. Osmanlı edebiyatında pek meşhur olan “Kerem,, kasidesi işte bu Zifos hikâyesinden doğ- muştur. M. T. Tan Kari Mektubları Okuyucuların Sorgularına Cevaplarım Fatihte Bayan Hikmetet — Kızlar için leyli meccanl bir mektep bulmak güçtür. Size önümüzdeki eylülde yapılan leyli meccani Hise ve ortamektepler imtihanına girmenizi tavsiye ede- riz. Bu imtihanlar hakkında Kültür. Bakanlığı ağustos niha- yetlerine doğru gazetelerle şeralti ve İmtihan tarihini bildirecektir. Daha fazla malümat edinmek için Hi temmuz tarihli gazetemizde okuyunuz. * Boyacıköy okuyucularımızdan M. Zekiye: — Alâkanıza teşekkür ederiz. Mevrzubahs şikâyetlerinizi nazarı- dikkate alacağız efendim. * Kadıköy Aziziye sokak No. G1 de Musikfa oğlu İsmete : Bir istida ile Istanbul Kamus tanlığına müracaat ediniz. * İzmitte Ömerağa mahallesinde Sal. kım sokak No. 13 te Kerim Esene: Bundan bir müddet evvel mek- tubunuza — moektep — sütunlarında cevap vermiştik. Burada tekrar ediyoruz. İstanbul gehir yatı mek- tepleri İki senedenberi talebe kabul etmemektedir. Binaonaleyh çok küçük olan bu yavrucaklara birer bâml bularak, onlar vamtasile okutulmalarını tavsıye ederiz. * 'Trabzon Zağaus mahallesinde Mu- ammer ÂAbanoza: Mevzubahs — ticaret mektebi Sultanahmettedir. Yatılı değildir. Bir de deniz ticaret mektebi vardır. ki, kayıt ve — kabul şartlarını 27 Temmuz tarihli ge- zetemizde neşrettik. Bu gazeteyi buldurup okuyunuz. » Denizli İstanbul Puzarında Kâzim Üzderene: — Sizin ve diğer köylülerin gördüğü bir sarbadan başka bir şey dehildir. Boş bir odada nasıl ağaçlar ve suyu parlayan bir göl görürseniz, sabahın aydınlığında güneşi de Böyle alt alta iki tane görürsünüz. Bu hâdise, birçok yerlerde tekrar eder, durur. x Okuyucularımızdan Ş. S. & — Gazetemizde çıkan plyans ko numaraları tali numnralardır. Piyanko Müdürlüğü bu numarala- ri evvelce alıp tetkik ve tasnif ettikten sonra liste halinde neşre- der. Bu listeler sahih ve kanunldir, * Samsunda Küzım Paşa sinemosı karşısında Mehmet Şekibei Oğlunuzun terbiyesi anasına ve babasına düşen vazifelerden birldir. Onu orta mektebe kadar okutup, ondan sonra leyli bir mektebe verebilirsiniz. Yoksa hiç bir evlât, babaya yük teşkil et- mez. Her iki tefrikamız da yakın- da- kitap — halinde — çıkacaktır, Ikinci sorgunuza pek — yakında doktorumuz — tarafından — cevap verilecektir. * Yazilli Yağ han No 3de boya ve levbacı H. Hüsnüye: Tlânınız yalnız bir gün için 150 kuruştur. Üç günlük 450 kuruştur. * Uşak geker fabrikasinda Kenan Özbalkana : Konservatuvarın kayıt ve ka- bul şartirrımı. 4 temmuz tarihli gazetemizde neşrettik.

Bu sayıdan diğer sayfalar: