-— —-. Adisababa Mektubu Habeş Kadınları “Ölüm,, Taburları Kuruyorlar ( Baştarafı 1inci yüzde olduğuna şüphe yoktur. Yenl Bir Yol Yapılıyor : Demiryolunun tahrip edilmesi ihtimaline karşı, münakaleyi temin etmek üzere yeni bir yol yapılmaktadır. Bu yolda çalışmak Üzere şimdiye ka- dar ikl bin amele gönderilmiştir. Habeşistanın en mühim demiryolu köprülerinden olan Avaş köprüsü düşman tayyareleri tarafından görünmiyecek — suretle çalılarla gizlenmiştir. Tayyarelere karşı kullanılmak | Üzere kuvvetli projöktör.er ısmar- lunmıştır. : Habeş hükümeti müşavirlerin- den Mister David Hal Almanya- dan buraya dönmüştür. İtalya Kararı Reddedinca : Italya hükümetinin, beşler ko- mitesinin teklifini reddetmesi, bu: rada büyük bir heyecan uyandır- mış ve bu fena haberin bilhassa Habeşlilerin yılbaşı ve Maskal bayramını kurtuladıkları bir sırada ıg_lı!mesl derin bir tesir yapmıştır. atta İmperator biraralık umumi seferberlik emrini vermeği düşün- müş fakat son dakikada bundan Barfınazar etmiştir. Bayram Töronl Ve italya Elçisi: Maskal bayramı münasebetlle resmi ve büyük bir âyin yapılmış ve imperator Haile Selassie kır- miızı yaşdıklarla süslenmiş altın yaldızlı tahtına oturarak bu me- rasime riyaset etmiştir. Merasimde bütün ecnebi elçi- leri ve bu meyanda İtalyan elçisi kont Vinçi de bulunmuştur. Im- perator diğer sefirlerle beraber kontun elini de sıkmıştır. Âyin esnasında rahipler ilâhiler söyle- yerek İmperatora kabı mücevher- lerle süslü bir incil uzatmışlar; imperator mukaddes kitabı büyük bir hürmetle öperek tekrar rahip- lere iade etmiştir. Bu münasebetle 5000 askerin . 2 ve 20 kamprimelik ambalajlarda bulunur. Ambalaj ve komprime- , lerin üzerinde halisliğini tekeffül | le İmperatora sadakat Ovaş — şehriye eden &-markasım arayınız, İştirakile parlak bir geçit resmi yapılmış ve kıtat büyük merasim- yemini etmişlerdir. Yağmurlar Henliz Dinmedi : Ümidin hilâfına olarak yağ- murlar henüz dinmemiştir. Bun- ların daha üç hafta devam ede- ceği tahmin edilmekte ve halk, bu müddet zarfında Italya-Habeş ihtilâfının sulhan halledilebilece- ğini ümit etmektedir. Ölüm Taburları : Habeşistanın her tarafında Habeş kadınları tarafından“ölüm,, taburları — teşkil — edilmektedir. İmperator bunların harbe İştira- kine müsaade ettiğinden bu kadın taburları yakında cepheye gide- ceklerdir. Bunların omuzlarında kırmızı pelerin, ve bellerinde de otomatik mavzer tabancaları var- dır. Toprak rengi birer kilot pantolon giymekte ve bacaklarına deriden yapılmış dolaklar sar- maktadırlar. Her Taraftan Asker Gellyor: Adisababaya memleketin muh- telif yerlerinden hergün asker gelmektedir. Bugün de Çeliya ha- valisinden Üniformasız, fakat silâhlı 15,000 asker gelmiş ve şehrin ha- ricinde kurulan çadırlara yerleş- tirilmiştir. Bunların çoğuna cep- hede harp etmek istiyen karıları ve hemşireleri de refakat etmek- tedir. : Geçenlerde İtalyan sefirl bu- radaki — İtalyan — sefarethanesinl muhafaza etmek İçin muhafaza kıtaatı ve altı tane de mitralyöz getirtmek istemiş fakat İmperator sefirin 'bu talebini reddetmiştir. Ingiltere sefarethanesine — böyle bir müsaade verildiği halde, bu- nun İtalyanlardan esirgenmesi ve bilhassa İmparatorun bu red ce- vabını — İstizam eden sebepleri izah etmemesi buradaki Italyan kolonisini hayret ve endişeye dü- şürmüştür. aS o # .. Dr. ETEM VASSAF...i vta. Cağa ozlu Orhan B., aparamamı Tek.22033 ' im, TER N < A ll bi Fi FH < Ew Kadizöy Bwehar yelleri sokak Tael,ö079 . İ 5e Dilin di Pa K eei eli lll z YA L WW A T Sovyet Dostları- mıza Karşı Hazırlanıyoruz ( Baştarafı 8 inci yüzde) Çünkü belki futbolcularımızın Rusları mağlüp ettiklerini göre- miyeceğiz. Fakat hiç değilse, bu seferki mağlübiyetin sonunda — bahane dinlemekten kurutulmuş ve fut- boldaki hakiki kuvvetimizi de- nemiş olacağız. Geçmiş günleri hatırlayanlar, bu saadete 1500 lirayı çok görmezler sanırım | * X * Nasıl Çalışiyorlar ? Şimdi sahadayız. Onların nasıl ter döktüklerini gördükten sonra kamptaki konforlarına karşı duy- duğum gıptadan eser kalmadı. Çünkü biçare çocukların Mano pansiyonunda — sürdükleri rahat Fener - stadında — burunlarından fitil fitil geliyordu. — Jimnastik, oyun, yürüyüş ve koşu, saat on bir buçuğa kadar sürdü, Bu geçen saatler içinde beni en fazla hayran eden, elli yaşında olduğu söylenen, —ve otuzunu otuz gün aşmamış kadar genç görünen İngiliz antrenörün diaç- liği oldu. Çünkü, çocuğu olacak yaşta gençlerden çok fazla yürüdüğü ve koştuğu halde, ensesinl ka- şımış kadar bile yorulmamış gibi görünüyordu. Selim Toevfik Misafir Balkan Atletlerine Konser Verilecek Istanbul Konservatuvar san'at- kârları, bu akşam saat 21 de, şehrimizde bulunan Balkan atlet- lerl için, olgun programlı bir müzik konseri tertip etmiğştir. Bir Ana Çocuğunun Ölü- müne Sebep Olmak Suçile Mahkemede ( Baştarafı 1 inci yüzde ) gitmiş ve İçine düşerek can ver- miş. Altı yaşındaki küçük Saba- hat de kardeşini kurtarmak için kuyuya atılmış; o da yaralanmış. Mehmet, eşi Haticenin, çocukla- rina karşı alâkasızlığından ve müş- terek çocuklarının ölümüne sebe- biyet verdiğinden davacıdır. Siyahlar giyinen- kadın, göz- yaşları içinde ayağa kalkarak | şöyle konuşuyor: — “Hâdise günü, kocamın gömleğini dikmek üzere komşuya gitmiştim.. Kuyunun ağzını ka- patacak kadar paramız yoktu: Yarı tok geçinip duruyorduk. Başımıza böyle bir felâket geldi.. Sayın Hâkim.. Rica ederim düşününüz.. Hangi ana, Öz ço- cuğunu İsteye İsteye ölüme Bü- rükler.. Benim acım kendime kâfi değil mi?. Ben mahkeme- lerde ne arıyorum. ,, Bundan sonra muhakeme baş- ka bir güne bırakıldı. İstanbul Aaliye Birinci Tica- ret Mahkemesinden ı Lâater Zil- berman vapur acentesinden alınmış 3275 varak ve 50 poliçe numaralı 49 seferli Milos vapuru ile Anversden gelen AB markalı ve 4086/1 ve 3 numaralı 2 sandık porselen düğmesi- ne ait bir kıta ordino zayi olduğun- dan iptaline karar verilmesi W. Ub- belohde tarafından talep edilmiş ol- mıkla mezkür ordino her kimin ye- dinde ise mahkemeye vermesi ve ilk Hân tarihinden itibaren 45 gün zar- fında ibraz edilmediği takdirde ipta- line karar verlileceği Ticaret kanunu« nun 638 nci maddesine göreilân olu- nur, (4849) Ü6 0 can a SÜ zddnrilü, Zayli — Fatih Askerlik şubesin- den aldığım terhis tezkeremi zayi et- tim. Yenisini çıkaracağımdan hükmü yoktur. Hanzarlı Aşir oğlu Mehmet 312 .. c *i ) Eyıuı ZI —— MÜSABAKALI N HİKÂYELER - üçüncü Yeraltı Şimendiferinde Esrarlı Bir Ölüm : —Ğ Müddelumumiye nazaran İş ga- yet basitti. Bay Erington kendisi- ni İz'aç etmeğe başlıyan gayrl meşru bir münasebetten yakayı kurtarmak istem'şti. Bekârdı, zen- gindi, yakışıklı idi.. Sosyetede ve fen mahafilinde güzel bir mevkil oldukça itibarı vardı. Ihtimal kl, parlak bir izdivaç yapmak eme- linde idi. Fakat ondan evvel, aya- gındaki bağı çözmek lâzımge- liyordu. Onu kendilerine damat edin- mek hevesinde bulunan birçok ailelerden bahsediliyordu.. Ünlü avukat Sir Artur İnglevud, hari- kulâde maharetini bir kerre daha gösterip, ittiham şahitlerinin ifa- delerini altüst etti. Evvel emirde, lacivert elbiseli adamla müttehem arasında kat'i bir müşabehet görmediğini Bay Kembele ikrar ettirdi. Ve on da- kika süren mukabil bir sorgu ne- ticesinde zavallı borsacının akıl ve fikrini o derece perişan etti ki adamcağız mahkemeden çıkınca, eminim kendi adamlarını bile katiyetle tanımak hususunda zah- met çekmiştir. Lâkin, uğradığı şaşkınlığa rağ- men, Bay Kembel, trende gör- düğü adamın, kadının elini sıkıp da “Bu akşam geç kalmayın!. Allaha ısmarladık!. ,, dediği anda mak- tulenin sağ ve neşeli bulunduğu hakkındaki iddiasında ısrar etti. Onun fikrince, o mechul adam, kadına her hangi bir zehir yut- turmuş dahi olsa, her halde bunu yine o kadının rıza ve muvafakati ile yapmış olacaktı. Bay Verner de, tren yanaşır yanaşmaz, vak'anın hâdis olduğu kompartımanın kapısı önüne ge- lip, Bay Kembel iner inmez, der- hal oraya bindiğini, kompartı- manda, kendisile o kadından baş- ka hiç kimsenin bulunmadığını ve Farington sokağı durağından, Aldgate durağına kadar olan mesafede, kadının en ufak biİr hareketini dahi görmediğini kat'i surette tekrar etti... —İ — Yine aynı köşede, hem saf hem de şeytant olmak garabetini gösteren mahut tebessümile, alay ediyor muş gibi yüzüme bakan ih- tiyar, bu sefer elindekl slcim par- çasının sayısız düğümlerinden bi- rini çözmeğe uğraşarak: — Hayırl! dedi. Bay Erington mahküm olmadı. Olmadı amma, bunu avukatının maharetine ve belâgatine borçludar. Müttehem, lâcivert elbiseli ve şık kıravatlı adamla hiçbir. mü- nasebeti olmadığınma, o meş'um günün sabah saat birinden itiba-< ren bayan Hazeldane'sin yüzünü bile görmediğine yemin etti. Kart vizitine gelince, bunun ne süretle ve ne münaebetle orada bulun- duğunu izah edemiyordu. Ettiği yemine karşı sarih ve ciddi bir töhmet medarı bulama- dılar. Diğer taraftan, Bay Kem- belin de ifadesine göre, lâcivert elb'seli şahsın mutlaka kadının katlli olması lâzım gelmiyordu. Filhakika, — damarlarında, — asld prüsik gibi şiddetli blr zehir ta- şıyan bir kadının, kendisine bu zehri telkih eden adamla tatlı tatlı görüşmesi ve ona nezaketle veda etmesi aklın kabul edeceği şeylerden değildir! Şimdi Bay Erington yabancı bir memlekette yaşıyor. Böyle bir vak'adan, idama mahküm olmak tehlikesini geçirdikten sonra, ta- biatile Londrada oturamazdı. Onun gerveti, şıklığı, bilgisl ve her türlü muvaffakiyetleri, bir çok kimselerin hasedini, çekeme- mezliğini uyandırmıştı. Bütün bu adamlar, bu hadi- seden sonra, onün — büsbütün aleyhine — döndüler.. Dedikodu yaptılar ve mahkemede beraet ettiği halde, efkârıumumiye hu- zurunda onu mahküm ettirmeğe çalıştılar. Zabıta bile, hâlâ ondan yana ümidini kesmiş değildir. Günün birinde, hakikati İkrar ve itiraf etmesini bekliyor. Hattâ, muzun müddet, şahit Vernerin de peşine adam koyup, gözetlediler. Halbuki bu zat fevkalâde dürüst, namuslu bir adam olarak tanınmıştır. Fazla olarak, Hazeldene ailesile de müddeti ömrlünde hiçbir münase- beti olmamıştır.., (Sayın okuyucularımızın burada dürup, düşünüp, hadiseyl —örten esrar perdesini bizzat kaldırmağa çalışmalarını rica ederiz.| (Üçüncü hikâyenin sonu) ge n wYenl Neşriyatı HOLIVUT HOLİVUT bu hafta Büyük Har- bin Mütareke senelerinde Enver pa- şanın Turan İmperatorluğu maceralas rına karışarak bütün Çini dolaşan | bir muharririn akıllara hayret vericl sergüzeşti ile çok güzel resimli ve en son sinema haberlerini yüklü ola- rak çıkmıştır. — Kötü bir badana Duvarın çirkinliğini büsbütün meydana vurur | İyi pudralanmamış bir kadın yüzü Kötü badana vurulmuş bir duvara benzer... Yalnız ve mutlaka PERTEV PUD ile pudralanınız | RASI HB AA P Si S — — — L AF L