27 Eylül 1935 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Matbualı gııı (GÖRDÜKLER __l Efendim, Bizde Pazarlık Yoktur ! Nevyork gazetesi diyor kil: Bir kafile Amerikalı Nevyork | Dalgın bir Hmanında, — Nor- 1 - mandila vapuru İle olcunun ÜVü“| brrige giden bir şınane gelir?| aos'larını geçir- dikten sonra evlerine dönüyorlar- dı. Yolda konuşurlarken - birisi sordu: - — Bir yolcuyu geçirmeye gi- den adam dalgınlık neticesi va- purda kalırsa ne olur? — Konuşanlardan bazıları bu dal- ginin pilot romarkörü ile dönebi- leceğini söylediler, bazıları ise bu dalgın yolcunun Fransaya ka- dar gitmek mecburiyetinda kala- cağını iddia ederler. Neticede içlerinden biri Fransız vapur kum- panyasına telefon ederek sorar. Şu cevabı alır: — “Bu dalgın yolcu Fransaya kadar gider, İşgal ettiği kamara kaçıncı İse onun Ücretini varir, fazla olarak kaçak telâkki edi- leceğinden bir ay hapis yatar.,, Fakat acaba her memlekette, her vapur kumpanyasında adat böyle mlidir? Meraklı adam bu kere de Al- man vapur kumpanyasına müra- caat ederek sorar: — Tesadüfen sizin memleke- tinize gitsem ve sizin vapuru- nuzda bulunsam biletsiz olduğum kaç gün hapis yatarım? Fransiz- lar bana bir aydan bahsettiler. Telefonun öteki ucunda Al- man memuru birkaç saniye dü- şünür, anlaşılan suali pek iİyi halledememiş olacak ki şu ce- vabı verir: .— Efendim, bizde yoktur. pazarlık _Yunanistnnda : İngiliz Gemileri Patrasta Atina, 26 (A. A, ) — Patras kör- fezine beş İngilir denizaltı gemisl Edabi Tefrika No: 100 — 27/ 9 / 35 Geldiğim gündenberl size karşı »büyük bir sempati duyuyorum, Yüksek bir kadınsınız. Fakat çok tesssüf ederim ki bugüne kadar olan vazifemi yarından sonra bırakmak mecburiyetinde — kalıyorum. En büyük kederim, sizden uzaklaş- mak olduğundan hiç şüphe et- meyiniz. Şaşırdım birdenbire: — Fakat ne var Eliza, dedim, niçin bu.. O böyle sorgu karşısında kalacağını hesap etmemişti. Durakladı. fi — Niçin, dedim. Seni bizden uzaklaştırmaya mecbur eden sebep nedir? Toparlandı. Yüzü kızarmıştı: — Müsaade ederseniz buna cevap vermiyeyim. Yalnız sizi te- min ederim ki şahsınıza karşı bü- yük saygım ve sevgim vardır. Buna karar verinciyekadar hep sizi düşündüm. Size çok alıştım. Fakat öyle bir vaziyet ki daha fazla kalmama iİmkân bırakmıyor. Çok rica ederim bunu sormayın dal Elzının dilinin altında birşey Holandada : Fırtınadan 16 Kişi Öldü Amsterdam, 26 (A. A.) — Ülkenin kuzey doğusunda hüküm süren fırtına, sekiz kişinin —ölümüne — sebebiyet vermiştir. Selmeer'de 4 balıkçı boğul- muş, Amsterdamda düşen bir ağacın altında kalan bir kadın ezilerek ölmüş ve rüzgârın şiddetinden Öötürü direksiyonları kullanamıyan Üç bisik- letçi otomobil ve tramvay a!tında kalarak ölmüşlerdir. Conevrn_de : Memel Hakkında . a v e Bir Bildirik Cenevre, 26 (A. A.) Memel statü- sünü teahhüt eden Üç devlet hukuk- şinasları Berline gönderilmek üzere bir bildir:ğ hazırlamışlardır. Bu bildiriğ, gelecek seçimlerde, seçim Özgürlüğüne Triayet edileceği hakkında Lozairitis tarafından varilen inancaları hatırlatmakta ve Alman hükümetini de, ayni şekilde tam bir bitaraflık muhafazasına davet etmaek- tedir. Almanlar Memell Istilâ Etmiyecekler Berlin, 26 (A.A.) — Süel kuvvet- ler toplamış olan Almanların Memeli istilâ etmek niyetinde olduklarına dalr Stokholmdaki “Soclal demokra- ten,, gazatesi tarafından verilen haber resmi kaynaktan yalanlamaktadır. Macaristanda : Gömböş Uçakla Berline Gitti Peşte, 26 (A.A.) — Gömböş uçakla Berline gitmiştir. Ne zaman döneceğl belli olmamakla beraber, haftanın sonundan Önes geri — gelmiyeceği anlaşılmaktadır. Londrada 'Bir Depo Yandı Londra, 26 (A. A.) — Times mehri üzerinde ve içerisinde yığınlarla ham kauçuk bulunan yedi katlı büyük bir depodan yangın çıkmıştır, 300 itfalye neferi 8 saat uğraştıktan gsonra bu yangımı ancak bastırabilmişlerdir. İki Uçak Çarpıştı Versaillös, 26 (A. A.) — İki avcı uçağı çarpışmış ve paraşütü uçağa takılan pilotlardan biri yere düşerek ölmüştür. — — vardı. Fakat bu terbiyeli kadını söyletmek iİmkânı yoktu. Yalnız darhal kafamda aydınlanan bir güpheyi deşmek ihtiyacını duydum. Dedim ki; Burhan Cahil — Peki Eliza. Seni haklı bul- | duğun kararından - vazgeçirmek İstemem. Yalnız birşey anlamak isterim, — Buyurunuz madam, — Ben farzet kl seyahate çık- mışım, Yalnız olarak. Sen, ben ve çocuğum. Beraber gelirmisin, Kıpkırmızı oldu. Başı göğsüne düştü. İçimdeki şüphe tam hedefini bulmuştu. Titrek bir sesle: — Gellrim madam. Dedi. Artık birşey stormadım.» Yahız elimi uzattım: — Peki Eliza. Öyle ise dedi- gim gibi yapacağız. Rahat uyu. Ağlayacak gibiydi. Onun omzunu okşadım ve odama çekildim. İğrenmiştim. Artık iğrenmiştim. Bu kadar bayağılık, bu kadar kirlilik idra- a. hu K n İZİ İ SON POSTA | HARİCİ TELGRAFLAR TT a - Ruzvelte Karşı Ford Cumur Reisliğine Namzet Gösterilecekmiş ö w Ford Cumuriyetçiler, Parti Namına Gös- terilecek Namzeti Bulamıyorlar Londra, 26 (Özel) — Vaşingtondan bura gazetelerine bildirildiğine göre: Cümhuriyet partisi merkez heyeti, 1936 da yapılacak cümhür reisliği intihabatında parti namına namzetli- | ginl gösterebileceği kimseyi bulama- mış ve. çok müşkül bir vaziyeta düş- müştür. Hattâ, btu yüzden muhafa- zakâr — cumuriyetçilerle — muhafaza- kâr demokratlar arasında bir anlaşma busulüne çalışıldığı söylenmektedir. Bunun *çin üniversite profesörle- rinden mürekkep bir grup - cümhuri- yet partisi merkez heyetine Şşayamı" hayret bir teklifte bulunmuştur. Bun- | ler elimhur roisliği için, Ruzvelte karşı meşhur — otomobil fabrikatörü Henri Fordu ve ikinci relslik içla de demokrat — partisinin en — nüfuzlu âzasından ve — bir. Aralık — bütçe teftiş heyetinde bulunmuşken sırf Ruzvelt'in mali siyasetini protesto makamında istifa etmiş olan Leuis Douglas'ın namzetliklerinin — ilânını tavsiye etmektedirler. ğ Ford daha yakın zamanlarda Cu- muriyetçi olmuştur. Evvelce Wilsona ve Demokrat partisine rey veren bu zat Kulic zamanında Cumuriyet par- tisine intisap etmiş ve o zamandan beri Ruzvelt idaresinin müthiş bir aleyhdarı kesilmişti. Eskiden Ruzveltin çok samimi dostu olan Douglas, Muhafazakârlarca an'anevi usullere müstenit bir İktisadi programa sadık kalan muktedir bir maliyeci olarak tanınmıştır. Ancak muhtelif sabeplerden dolayı eümhuriyet partisinin Fordu namzet gösteramiyeceği zannedilmektedir. Muhafazakârlar tarafından yapılan teklif, cümhuriyetçilerin teröddüdünü göstermesi itibarlile çok dikkate değer Bunların cumur relsliğine — namzet olarak gösterebilecekleri zevat mah- duttur. Bunlar meyanında Herbert Hoover ve Frank Knox gibi adamlar varsada bunların hbiçbirinin — siyasi nüfuzu Ruzveltin mevklini — tehdit edecek kadar kuvvetli değildir. Profesörlerin teklifinden, cümhuü- riyetçilerin sağ cenahının âyandan Borah'anın gittikçe kuvvet karanmasın- dan korktukları ve ona karşı bir mücadele açmak İstedikleri anlapıl- maktadır. : kiman ettirdi. —— Eliza Zürihli fakir bir Alman allesinin kızı İdi. Ne bileyim ken- dine göre güzeldi de. Bütün bir | tipteki klâsik Alman güzellerin- den. Fakat onun hafif bir kadın olmadığı muhakkaktı. Hayatını ve ilerisini kurtarmak için çocuk dadılığı eden bu kızdan şüphe- lenmek İçin hiçbir. sebep yoktu. Ve onun bu akşamki hali en büyük Şşabitti. Fakat ne garip tesadüf ki ötekilerin mahmurlaştıktan sonra meydana çıkan hüyiyetlerinden iğrenip eve gelir gelmez onun bu masum " yüzü ile karşı karşıya gelmiştim. Derler kl aşifte kadın haya- tından usanan erkekler masum kadın yüzlerini görünce şaha kal- karlar. Beiki de doğrudur. Vaziyet Ööyle gösteriyor ki Pa- risin kaldırım çiçeklerinden artık | zevk alamiyan bizim Aksaray beyi de ( Eliza )nın masum yü- zünü görünce evinin çatısı altında ve karısının havasında olduğunu da unutarak bü pembe şeftali çiçeğini koklamak için hoyratlık etmiş.. Içimden kızgin bir kin kabardı. Hayatta yerleri ve şöhretleri ne olursa olsun ruhları yüksele- miyen, ğerllikto, hamlıkta takılıp kalan bu kategorl insanların dü- T boanü, L Zd LİREA'DN e b aü "e DBi & ? 'e Cumuriyetçiler tarafından nam- zet gösterileceği söylenen meşhur fabrikatör Ford Fransada : Yahudilerle Ar- bede Oldu Iki Yaralı Var * Paris, 26 (A. A.) — Bir toplantıdan çıkmakta olan “ Fransız dayanışma ,, birliğinin yüz kadar üÜyesi, birçok Yahudi müşterilerin oturmakta olduğu bir kahvenin çamekânlarını kırmış ve masalarını devirmiş ve ateş etmişler- dir, Yahudiler matrakalarla saldıran- lara karşı gelmiş ve bunlardan ikislini yaralamış!'ardır. ; — Kavga edenlerden çoğunun - polis gelmeden evvel dağılmalarına rağmen, Üçü silâh taşımadan suçlu olarak 12 kişi yakalanmıştır. zelmelerine imkân yok. Birkaç haftayı evinin sakin ve temiz havası İçinde yaşayan bir adam macera ve sefalet dolu dünkü hayatını artık unutmuş, süfli kadın heyecanları geçirmiye doymuş görünüyordu. Demek ki sokakta kaldırımda kadın avcılığına alışkın olanlar için evlerinin çatısı altında boş oturmak kabil değil.. Bugüne kadar ikl kocamdan da bana sıcak bir bağlılık gör- medim. Bu bir tesadüf mü, yoksa bütün erkekler böyle mi? Bunu tecrübe etmeye İmkân yok.. Fa- kat görüyorum ki hayatıma karı- şan erkeklerle aramızda çözülmez gönül bağlırıkları olmayışı onları ve onlarla beraber beni de evlilik hudutlırından uzaklaştırıyor. Ben önce tecrübesizlikle ilk kurduğum yuvayı bütün bir öm- rü dolduracak kadar kuvvetli ve gen'ş bulmuştum. Küçlük bir rüz- gâr onu yıkıverdi, Burada mes'ut mu İdim. Benim gsaadetim iki haftalık ömrü olan bir dağ aşkı oldu. Ben saadeti bu on beş gün ve on beş gecede tattım. Bu dağ aşkı bana bir hbatıra bıraktı. Şimdi bütün gönül kabiliyeti yal- nız evlât sevgisl etrafına toplanan bir anayım. Kocam, paylaşılacak sofradaki | yemğimizden a bir şym | Mektepsiz Kalan Talebe Meselesi Genel Savaş sırasında - birtakiım hay rsever kurullar, yurdumuzun dört yanına adamlar çıkarır.ar, — bitiler | yollarlar, bildirikler yağdırırlar, snır boylarında « bakıma:z bir durumda - yurt için kanlarını döken yüksek ruhlu askerler için kışlık çorap, fanile, gömlek ve don toplamıya savaşırlardı. Dört uzun savaş yılında bu hayırlı İş yapıldı. Fakat, kendim işin içinde bulunduğum için, çok iyi biliyorum, şimdi de içim yana yana hatırİryorum, © kurulların bu tutumları, bu varışları hep geç kalırdı, bu yüzden çekilen zahmetten, halkın gönül hoşluğile verdiği armagandan — sınır — boyun- men her yıl « kişlik armaganların toplanmasına zemheri içinde baş- 'Tanırdı. Yazıp Çizmeler, köy ' köy, kasaba — kasaba, şehir şehir " toplanan şeyleri ambarlamalar, sonra | denkleyip smra doğru — çıkarmalar antak mayıs ayı sonlarında biterdi ve askerler, yaz ortasında fanile giye- _ |miyecekleri için © zahmetler heder olup giderdi. Mektepsiz kalan talebe meselesi de aşağı yukarı buna benziyor. Mekteplerin açılacağı, dermnlere baş'a- nacağı sırada okul azlığı, öğretmen yokluğu ve talebe çokluğu ele alını- yor, mektep ve Öğretmen aramıya kalkışılıyor, ortaya yersiz ve zamansız bir. mesele çıkmış, daha doğruüsü çıkarılmış oluyor. Bönim düşünceme göre “mektep- siz kalan talebe meselesi, diye bir meselenin çıkmasına, eğer dilenirse, meydan verilmemek gayet kolaydır. Çünkü her yıl İlle okullardan kaç talebe çıkacağı bellidir. Nitekim ben bile kültür işlerile uğraşır bir işyar olmadığım halde gazetecilik merakile bu yıl ilk okullardan on bine yakm talebe çıktığını ve bu süretle orta okullarda okuyanlar sayısının altmış beş bine çıktığını Öğrenmiş bulunu« yorum. © Şimdi bu on bin rakamı, hiç ol- mazsa, mart ayı içinde elö alınsaydı eylül sonunda bir. “M iz kalan talebe meselesi,, çıkmazdı. Çünkü üç dört ay içinde yeniden mektep mi, yoksa mekteplerde şubeler ml açıla- cağı düşünülür, sessiz ve dedikkodusuz her şey yapılırdı. Bugünün işl yarına bırakılmaz!. - M. T. Tan yok. Fakak onu ve beni bağlıyan birkaç ay önce olduğu gibi yalnız konsoloshane memurunun defte- rindeki kayıttır. Ona karşı biraz mahcup, biraz arkadaştım ve belki hir parça da şefkatli olabilirdim. Fakat bu onun çok gürültülü geçen maceralı hayatından bana tam ve gerl gitmez bir şekilde dönmesile kabildi. Evimin havasında, — yuvamın çatısı altında beni kızımın dadısı artık benimle hiçbir ilişiği kal- mamıştır. Bu iİğrenç hâdise okadar el- nirime dokunmuş ki — gururum değli, insanlığım isyan ediyor. Fakat sinirlerime hâkim olmıya çalışıyorum. yanına çekildi. Saat on bire geliyor. Kararımı verdim. Içimde artık kökleşmiş bir iman var. Gönül dolusu bir aşkı ölesiye vadeden bir erkeği haya- tıma eş yapmıya İmkân yok. Bel- ki tablat, belki iİnsanlar, belki de hâdiseler hiçbir aşkı, baharı, çiçeği ve gıcıklayıcı kokusu ile uzun zaman yaşatmıyor. Fanilik insanlar için. - " (Akası var) MS! e n BU GÜN dakiler faydalanamardı. Çünkü - he- - ile aldatmıya kalkan bu adamın Eliza odasına, ( Sevengül ) ün - Kiğelu ? TÜ - İ a ll Ka lar MAT C *” __;_ ; *. -.