30 Eylül 1935 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 3

30 Eylül 1935 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İngilterenin Bugünkü Vaziyeti - — YAZAN: RANDOLF ÇÖRÇİL Tngiliz Devlet Adamlarından Birl Cihan harbinin menşeini araştıran- lar arasında, İngilterenin vaziyetini er- kenden sarih bir şekilde tesbit etmedi- ği için ovaktin başbakanı Sir Edward Greye çatmak âdet olmuştur: Bunlar derler ki, eğer Sir Edward Grey Almanyaya bir kaç gün evvel, Belçıkanın bitaraflığı ihlâl edildiği tak- dirde İngilterenin harbe gireceğini bil- dirmiş olsaydı, harbin önüne geçebi- lir idi. Bu adamların anlamadıkları bir nok- ta var : Sir Edward Grey onların iddia ettikleri zamanda bu sözü söylemiş ol- saydı, Hükümet, Parlamento ve millet tepeden tırnağa kadar, ikiye ayrılacak ve hükümet muhakkak düşecekti. Almanya, Belçikanın bitaraflığına tecavüz etmedikçe kat'i adım atmak mümkün değildi: Fakat bu tecavüz va- ki olduktan sonra artık hükümetin ha- rekete geçmesine lüzum kalmamıştı. Millet kendisi silâha sarılmıştı. 'Ayni iddia bugün de yapılabilir. Loid Corç İtalyayı yola getirmek için hükü- metin, İngilterenin siyasetini sarih ola- rak ilân etmesinin kâfi olduğunu söy- lüyor ve Hariciye Bakanı Sir Samuel Hoar'ı sarih olmamakla itham ediyor. Fakat İngiltere birkaç ay evvel, bugün olduğu gibi, sarih vaziyet alıp müeyyi- deden bahsetmiş olsaydı, millet baştan başa ikiye ayrılacaktı. Fakat Sir Samuel Hoar bugün Sir Edward Grey'in vaziyetinde değildir. Bugün bütün millet hükümetin arka- sındadır. Hattâ hükümetin siyasetini beyenmiyene, bizi bu siyasetin tehli- bugün «haklı veya haksız, herşeyden evvel İngiltere demeğe başlamışlardır. dİngiltere başka milletlere — münase- betinde haklı veya haksız olabilir, fa- Kat bizim için İigiltere her zaman hak- hdır». Onun için hükümet bilir ki, si- Resimli Makale SOVIVWV PÖSTA SAAT H Zararlı Kitaplar B Çocuğun kafası ve kalbi beyaz küâğu gibidir. Oraya ne yazarsak onu okuruz. Çocuk bülün iliyatlerini küçük- ten edinir. Çocuk on yaşına kadar me öğrenirse bütün hayatında ouun İzleri görünür. Küçük çocukların okudukları kitapların, oynadıkları oyuncakların bu bakımdan ehemmiyeti vardır. Esrarongiz, rubunu bozabilir. borcumuzdur. aa *Ö ÜN 5a DF ahlâk Lozucu, korkumç cinâl romanlar, çocuğun kalbini ve Çocuğun okuması ve oynaması kâfi değ ldir, okuyacağı kitabın, oyayacağı oyunun iyi seçilmesi lâzımdır. iyiyi kötüyü bilmez, ona iyiyi kölüyü göstermek bizim Çocuk —— — > DAHİLİ HABERLER İstatistik Ve Nüfus Sayımı Yurtdaşîl;r Ödev Ba- şına Çağırılıyor Yazanı Neci Ali Küçükağa Dentali Saylavı Cümhuriyet devri yurtda ista- tHstik kurumunu — yaydı. Devlet işlerinin içine dalmak ve her han- gi bir devlet moeseleşi etrafında doğru bir sonunca varmak İçin mutlaka istatistiğe lüzum vardır. Bir ( konuyu ) elemek ve onun hakkında bir karar vermek — için önce bir takım bilgilerin ortada bulunması lâzımdır. İşte bu bilgi> ler istatistik bilgileridir. — Bunun için Almanlar istatistik hakkında- ki fikri daha ziyade uzatarak ve genişleterek demişlerdir. ki, ( Is- yaseti doğru veya yanlış, bütün mil- Jet arkasındadır. Bu vaziyetin doğurduğu netice şu- dur : Sir Samuel Hoar İngilterenin va- ziyetini kristal kadar berrak yapabilir. Memleketin affetmiyeceği yalnız bir şey vardır : Harbe karışmak. Vaziyeti tetkik edelim. Musolini tehdidini yerine getirmeğe kalkarsa, birkaç hafta içinde harp başlayacak de- mektir. Bu takdirde Uluslar Sosyetesi için İtalyayı mütecaviz olarak ilân et mekten başka yapacak birşey kalmaz. Sir Samuel Hoar bize dedi ki : İngil- tere tek başına kalırsa müeyyideleri tatbike kalkmıyacaktır. Fakat Asam- blede bulunan bütün milletlerin mü- eyyideden yana olduklarını farzedelim. O vakıt İngiltere bunları tatbik ede- cek mi? Yahut Fransa ve Avusturya iktisadi müeyyide tatbikine kalkarlar- sa, o vakıt askeri müeyyide ne olacak- tır? Ben bu sunli salâhiyettar olanlara sordum. Bana kimse cevap vermedi. İngilterede salâhiyettar olanlar bu ce- vapları bilmezlerse, İtalya nasıl bile- bilir. Eğer hükümet bu işte şiddetle ha- reket niyetinde ise, bunu şimdiden| açıkca söylemeli, hariçte blöf yaptığı kanaatini uyandırmamalıdır. Yok, İtal- ya, Habeşistanı istilâ ettiği zaman ye- rinden kımıldamayacaksa, bunu da açıkça söylemekten ı,'ekiıııııeıııeliı:lir_ıl Biz Musolininin mütemadiyen blöf yaptığını sanıyoruz. Fakat o da bizim blöf yaptığımıza kani görünüyor. Bugün bütün milletin hükümetten 'yana olduğu şu zamanda, hükümet bü- tün kartlarını masa üzerine koymalı talkal iwansakini aldıadın ihi İ tatistik devletin ta kendisldir ) bununla devlet idaresi İçin ista- tistiğin ne kadar ehemmiyetli ve İüzumlu olduğunu anlatvak Istemişlerdir. İstatistiğin Önemi Geçmiş zamanlarda dünyada büyük devrimler yapan ve büyük hareketleri çeviren insanlar, çok ilgelde olsa İstatistiğe kıymet ve ehemmiyet vermişlerdir. Meselâ meşhur İran İmparatoru ( Dârâ) vergi toplamak için kadastro yap- mıştır. İmparator Ogüst, Romada asakerleri, gemileri zenginlik ve gellr kaynaklarını her zaman say- dırırdı. Fakat istatistiğin geçmiş zamanlara nisbet kabul etmiyecek derecede ilerllemesi 19 uncu adır- da başlıyarak yaşadığımız asırda en ehemmiyetli bir konu vaziyeti- ni almıştır. Temelli Bilgiler Bizde istatistik bürosu kuruk eee sAKAARA e seLeeererarEresEREERRAAEE göstermelidir. Bunu yaparsa harbin önüne geçebi-| lir. Yapmazsa, o da yarın Sir Edward Grey gibi ittiham altında kalabilir, duktan sonradır ki yurt hakkında temelli bilgilere doğru gidebildik, Istatistik kurumundan önce bizde her hesap zan ile yapılırdı. Hiç bir şeyde kat'i bir bilgi yoktu. Yurtta yurtdaşların sayısı — bile belli değildi. Tik nüfus yazılması memlekelimizde yurtdaşların sayı- sınt öğrenmek bakımından birinci adım oldu. Şimdi, bu yıl yeniden nüfus sayımı, yurdun her keşesin- de yapılacaktır. Kaç Kişiyiz ? Yurtdaşların sayısının neka- dar olduğunu bilmek, bugünkü yurt işlerinin İçinde birinci mese- leyi teşkil eder, Ancak bunu hakikate en yakin olarak bildik- ten sonradır ki yurdun yüksek politikasının çevrilmesi ve ulus sorgusunu Üstüne alan İnsanlar İçin en zarur! bir şeydir, Bununla beraber her yurtdaşın bu yüksek yurt davasında bütün varlığı ile hükümete yardım etmesi, kuvvetli bir ödevdir. Benim kanaatime göre harp zamanında yurtdaş, yurdun korunması ve ulusun İstik- lâli için çarpışmayı ve çalışmayı kendisi için nasıl aziz bir ödev sayıyorsa, bu mes'ele de yurt ba- kımı mentaatinden o kadar esaslı ve © kadar kuvvetli bir iştir. -En Büyük Suç Genel nüfus sayımını İşte bu bakımdan görmeli ve incelemelidir. Bu işe karışmamak, kayıtsız dur- mak veyahut da yanlış sağlık vermek yurda karşı yapılmış suç- ların en büyüğüdür. Yanlış ve eksik bilgi hiç bilmemekten da- ha korkunç ve daha çirkin so- nunçlar yaratabilir. Bunun xararı doğrudan doğruya yurda olur. Işte bunun içindir ki genel nüfus Fıçı Mı, Cam Kavanoz Mu ? Balık İhracatının Nasıl Yapılacağı Henüz Kestirilemedi Balık ihracatında ambalâj işini ıslah etmek ve balık salamura- larını fıçılar ve tenekelerle am- balâjlâyıp sevketmek yerine cam kavanozla ambalajlamak şeklinin düşünüldüğü yazılmıştı. Bu haber yanlıştır. Balık salamuraları ek- seriyet'e tahta fıçılarla sevkedil- mektedir. Buna zaruret vardır. Çünkü fıçı, yükleme ve boşaltma işlerinde düşmelere, çarpmalara karşı dayanıklıdır. Sonra da mem- leket içinde elde edilmekte, harice satılmaktadır. Teneke böyle de- ğgildir. Teneke ambalâjlar İçin harice külliyetli miktarda para vermek İcap ediyor. Düşlünülen iş ihraç ambalâjlarinın değil, dahili istihlâk ambalajlarının cam- laştırılmasıdır. Gayrımlibadiller Komisyonunda Emlâk Satışları Gayrımübadil — komisyonuna devredilmiş olan emlâkin satışla- rına devam edilmektedir. Fakat bu emlâkin çoğu az kıymettedir. sayımına karşı yapılan bir suç doğruca yurda yapılmış — olarak sayılır. Yurda karşı suç İşliyecek yurtdaş herhalde çok az bulunur, Ben Türk yurtdaşlarını böyle ağır bir suçtan uzak tutarım, Ödev Başına Şu halde htikümetin bizl öde- ve çağırdığı günü bekleyelim ve bize verilecak ödevi yüksek bir heyecan ve istekle ve büyük bir doğrulukla atılalım. Bu iş yurdun bize yüklettiği borçların başında gelir, Bunu bir dakika unutma- yalım, İSTER den şöyle bir mektup gelmiştir: “Mücssesemizde tahsilde bulunduğunz yıllar csnasın- da hesabınızda alacağınız görünen 8 İngiliz lirası, İSTER İNAN İSTER İNAN £0 sene evvel İngilterede Londra Üniversitesinde okuyan bir arkadaşımıza dün Üniversite diretörlüğün- İSTER İNANMA! şimdiye kadar adresiniz bilinmediği İçin kasamızda kalmıştır. Paranın”derhal gönderilmesi için adresinizin vazıh olarak bildirilmesin! rica ederiz.,, 20 sene #vvel kâlan 2 İııill.ı Hrası için 20 sene sa- hibini ârayan bir borçlu. INANMA! TT Sözün Kısası Dilenciler || Toplanıyormuş ! Ek- Ta Anamdan doğdum doğalı işi- tirim : Zabıta dilencileri - toplu- yormuş.. Sekiz on yaşlarında bir çocuk- tum: Bir gün, Şişli dışarısında, babamla, yeni yapılan Darülâce- zeyi gezmiye gitti idik. Burası nedir ? Diye vaki olan sualime, le açacak kadar fakir düşmüş olanların burada - barındırılacağı cevabını aldım.. Hukuk mektebinde, ceza pro- fesörümüz bize tese'llün bir suç olduğunu öğretti ve kitapta, bu- na devletçe verilen cezanın yerini gösterdi.. O gün bugünden bâlâ Istan- bul — sokaklarında — dilenciden geçilmez. Bizim üÜlkede hiçbir suç sahibi, devletin yasalarına dilenci kadar, pervasızca meydan okumuş deği- dir. Cadde, pazar, hükümet kona- ginin burnunun dibi, polle nokta» sının karşı köşesi, belediye mev- klinin on adım ilerisi.. Bu meydan okuyucuların, sanki her — türlü muafiyeti, ve yabancı diplomatlar gibi barlclez memleket İmtiyazını haiz malikâneleridir. Hem mübarekler o kadar da çok, öyle de bol çeşitli ki, insan küçük dilini yutuyor. Ve bu bok: luğa bakılırsa, dilencilik herhalde en kârlı bir zenaat olacak. İstan- bul balkı da yufka yüreklilikto, anlaşılıyor kl dünya — rekorunu ellerinde tutuyorlar. â Uray darülacezeye “düşkünler yurdu,, adını koymuş. Bu adı beğendim. Düşkünün, Türkçede manası ikidir: Birl fukaralığa ve zarurete, ötekl ise Iptilâya delâ- let eder. Bu adı darülacerzeye yakıştıran herkimse, bana öyle geliyor ki muzibin biriymiş, ve mutlaka kelimenin ikinci manasını düşünmüş olacak, Zira, dilenciliğe düşklün olan her şahıs mutlaka *llk manası ile- düşkün değildir. Bazan, ölen dilencilerin sandık dibinden, — yorgan — İçerisinden, hırka astarından — çıkarılan met- rukât —müfredatını — gazetelerde okudukça: “Böyle düşkünlüğün darısı dostlar başınaı,, diyorum. Dilenciler toplanıyormuş hava- disine, 'ben bu sefer de, bittabi manmadım: Bizde dilenciler ay- landoz gibidir. Hanlya viraneler- de, kendi kendine yetişir, pis kokulu, arsız. bir ağaç vardır. Kesersiniz, yine yeşerir, sökersi- niz, aynı noktada — yine biter, Dalından süpürge sapı yaparsı nız, bu vaziyette yine dallanıp, budaklanır. Imkânı yokt Aylan- dozu da dilenciyi de - temizleye- mezsiniz! Benim yarım asırlık görgüm, denemem bana bu kanaati ver- miştir. Yeni Bir Müşteri Bizden Arabistan İçin Yaş Meyva İIstedi Halep, Şam, Berut ve Filistin- de faaliyotte bulunan — tanınmış bir firma, Türkofise — müracaat ederek Mersin llmanından sevke- dilecek yaş Üzüm ve kavün işl yapabilecek firmaların adreslerini istemiştir. Yaş meyva — ve üzümlerimiz Suryede çok rağbet gördüğünden Türkofis merkezi bu işle yakın: dan alâkadar olunması için Mer- sin şubesine — direktif vermiştir. Mersin gümrüğü Ihracatçılara her türlü kolaylıklar göstermektedir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: