17 Ekim 1935 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5

17 Ekim 1935 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

A ae H Z, Z DANYA HMatbu ııtıırld GÖRDÜKLERİMİZ Eamenae < u n klali AAA Can Kurtaran -Uğurlu Bir Köpek Hindistanda kışlalardan birisinde bulunan bir kö- €vvet ha- | pek gece yarısından san- Bti :ı ı:-îılıi; havlamalarla kışlada bulunanları uyandırmıştır. Kışla ku- mandanı uyku zamanında kendisini rahat- Bz eden bu köpeğin susturulmasını emret> Miğe de köpek hiç bir şeye. hatta yediği dayağa bile nldırmıyarak mütemadiyen hav-| lr'ıxılannı devam etmekte iken giddetli hui Zelzele olmuştur. Pek çok insanların telef olduğu ba zel- Zelede köpeğin havlamalarından uyanmmız| olanlar kurtulmuşlardır. ) * | " Dünyanın en küçük kita- bi Öksfozt üniversitesi | kütüphanesinde bulun - maktadir. 1,5 inç boyu. 35 inç eni olan bu kitabin ağırlığı |0 grain- ır, Kitabın mündericatı meşhur Şeyh Sadi- Bin bir kısım şürlerinin tercümesinden iba- Fettir. Kuvyetli bir pertavsız olmadan okun - Ması mümkün değildir. - Zelzeleyi vaktinden Londranın meşhtir anti - kacısı Dr, Christie mües - sesesinde dünyanın ma - ruf antikalarından biri sa- tılmıştır. Bu meşhur Borjiya ııleune ait e- hp içinde bu milenin ötekini berikini i zehir: lemek için zehir sakladığı küçük çekmece- dir. Bu kutuyu Cesar Borjiya kız kardesi (Lucrece) e hediye etmişti. Kutunun dı- Şinda bıçakla yapılmış bir takım işaretler Vardır ki bunlar kutunun sahipleri tarafın- dan mühtelif zebirlerin terkibine işarettir. * İngilterenin en çok cay i â. ahiren içenler kongresi, Olaskovda - toplanmışiği Bu garip köngreye Şîr Grahamı isminde bir zat riyaset — etmişlir Glasgoyda bir senede içilen çay miktarı 10 milyon kilodur. el İngilterede : Kara Gö_nî-lekliler Ve Komünistler Çarpıştılar - Londra 16 (A-A.) — Kara l'""'ı"_:. lilerin bir toplantısı esnasında bunlarla | komünistler arasında gürültü getÜye Hİ DEKLİY - * gEryll | — Ütü keçesi, ütü bezi, su Ü9 bulmalı... Ben, onlari nereye ıf"’ du? Huriye, eteğini ütülemişti; 0: D” Borjiya al- lesinden kalmıştı Çay içenle, kongresl SHM Yunanistanda: HARİCİ TELGRAFLAR SON POSTA Almanyada: İş Başındaki Tekaüt Edildi Ayadimitri “Yortusunda Ordu Krala | Sadakat Yemini Edecek Atina, 16 (Özel) — Bir mart isya- nında birihci kolordu kumandanı bulu- nan general Petridis ile genel kurmay general Kateniodis ve general Maza- rakis tekaüt edilmiştir. I;:lııkı'n Konı- ili: zar günü stadyumda toplanacak | İl;:.ıırnîmıı efradını teftiş ettik- ten sonra kralcılar merkezinde bir söy- lev verecektir. Sü bakamı general Papagos lmoıyı:ı yirmi altısına tesadüf eden Aya Dimit- vi yortusu günü yapılacak büyük bir !_5— renle ordunun krala sadakat andı iç- mesini kararlaştırmıştır. Çaldaris ina, 16 (Özel) — Eski başbakan ÇılAı:ı':-': pazar günü krallık Iıh_hı bir diyev vermek üzere Selâniğe gidecek- tir. Muhacirler Atina 16 (Özel) — Başbakan Kondi- lis mubacirlere çıkardığı bir beyanna- mede cumhuriyetçi ıı'hılyedı-rını' ıf"." karak hükümete yardım Mlumı is. temiştir. Amerikada : Panama Kanalınd Tahkimat New-York 16 (A.A.) — Cmuıh!-ğ l;:ı: Rooıevel.l. bu ıocı.:ıılmîı:" .n.'. | matı teftiş edecektir. - Haydutlar Tarafından Dağa Kaldırılanlar n 'daki Baltimore, 16 (A.A.) — Sonora' Aınerîl:ı konsolosu, dün hıyd.n!lu ta- rafından kaldırılan bankerlerin ıı.ı ve salim olduklarını Kordel Hulle bildir- , a eee ekamie Hö SA MA l ve kara göm Paa a yeıanı Sir. Osvald Mosley ile faşistlerini muhafaza etmiştir. TNol& ğ ENLED- l a H'wwh,d.ıvemlb—dikh*. ıslattı: ÜĞK aa omuzlu, aslan yürelli Türk akıncıları davul ve zumaya uyarak şar- | Teye koydu acâba? Sağ olsunlar, ab devam ediyorlardı: İ dıkları şeyleri tekrar yerlerine koymaz-|an L e Fora, larki.. ç Uçuyor artık gemiler... Gözlerile mutfağın dört köşesini -| —— Fip, geğil sanki bora; ) Taştırıyordu: İller ağlar, dostlar ıülu—..._ e wü'ıbe.!“h“d'_' Bu sesler dümen i ör. Merliven. inip. çkmmğa da Bi pükeyini heyallrinden DELTN &elemiyorum... Çaresiz çıkacağım: — |O, dörtay önce ünleri dü- çamaşırlar da - ortadan bir kalksa, Mutfağı temizleyip, yarınki sonra Taşlıkta biraz dolaştı, Yenleri çıkmağa başladı, Odaları gezdi, tekrar Zaman ellerinde ütü tık bir tülbent; beyaz bir tepme İle bir bakır tas vardı: — Ben bunadım; neyi nereye koy: duğumu bilirim, bilirim :: :' Sunlar, çocuklardan rahat yok ki-. Keçeyi tahta masanın üzerine serdi. bezi, dedili, I| merdi-|ni bulmuştu. — Beni* bünağa çe ıi':al ' Geldi, bodar ikemleye oturdu: Seraz ü z w,“müü!'b mutfağa geldiği Huriyenin İşiklikler incelenecektir. Harp Akademisi Törenle Açıldı Berlin 16 (A.A.) — Hitler, 185 ilk- teşrin 1810 da ihdas edilerek Versay andlaşınası ile kaldırılmış olan harp |akademisini törenle açmıştır. Sü Bakanı General Fon Blomberg, bu ilgi ile ver. diği söylevde, Alman ordusunu kuran ve yeniden meydana getiren Fon Şarn- horstu methetmiştir. Yazısız Slyisal ş ilikâyel : Üç General înımıro ve İtalya karşı karşıya *« Avrupa Karikatürü « — Lehistande: » '-İ Buigıriıtandı : Finans Bakanı | Yeni Bir Buhran Ekonomik Vaziyet Ha!f' Doktnrla;Sıyıııİhtiyıç- “kında Bir Söylev Verüi tan Çok Fazla Varşova, 16 ÇA-A.) — Yeni Finans | — çer A 16 (Özel) — Burada doktor- Bakani Kulotkonaki'nin dün radyoda 1., kurulu, Bulgaristanda hâlen mev- verdiği söylev, Kamoy tarafından ge- | / , 3000 doktorun ihtiyaçlara fazla bi- nel olarak onaylanmıştır. « , x : Tz lielelim z el Kd SA ERİT, TU M ĞU Y GARLAĞIRA edecek olan yani bakanın faal durümü- nu, makul nikbinliğini bilhassa önemle kaydetmekte ve bakanın ekonomik kalkınmayı elbirliği ile başarmak içip ulusun canlı kuvvetlerine ve yaratıcı kudretine müracaat ettiğini yazmakta- diğini ileri sürerek Sofyada tıp fakülte- sinin muvakkaten 2 - 3 sene kapatılma- İsı için Kültür Bakanı General Radefe İbir teşebbüste bulunmuştur. Yakında 'bir karar verilecektir. Süen İT Tp ea İspanyada: Kıza haberler 8 K RLE C Ş Kavnas 16 (ALA.) — Salâhiyettar Bir General çevenler, Klaipeda hükümetinin istifa- 31 haberini yalanlamaktadır. Madrid 16 (A.A.) — Yüce mahkeme * Londra 16 (A<A.) — Arsıulusal Asturi ihtilâlcilerile savaşmış olan ge- kalay komitesinin toplantısı bu ayın 23 neral Lopez Ohoa'ya karşı adli takibat ünde Lâ Hayde yapılacaktır. Bu toplan- İyapılmasına karar vermiştir. General, tıda piyasanın bugünkü durumu ve kon: Oviedo'da bir çok kimseleri kendiliğin- tenjanlarda yapılması muhtemel deği- deııklmdrıunı dizdirmiş olmakla suçlan- d maktadır. den birinde otursam, ne yaparım? O- nün kızıp kızmadığını anlamak için dalar, düz ayak bir kat üstünde olma- parmağınım ucile dokundu ve hafifçe tükürdü: — Zekiyenin diyişi, Ferdi Bey, pek : gönülsüz, kibirsiz bir çocuk muş! Doğ- — Bir kahve pişirirdim ama, ütü yusu kibarlığı, iyi kalpliliği, Zekiyeye fazla kızacak... Çamaşırlar, bir ayak bu işi buluşundan, hediye verişinden evvel ortadan kalksın... Yarına hazır- belli... Belki kız kardeşi de gelir. hk var... Hep beraber düşündük; Ğİ Ütüyü, tahta masanın yanına ko; yapalım, ne yapalım? Ferdi Beyi, eve du, çamaşır sepetini de çekti: çağırıns, dedik... Biı.îm vereceğimiz — —— Aşağıki oda pek küçüktür. Ra- ziyafet, ne olacak?.. Bir çorba, bir "“'[lııt rahat oturamazlar. Sofrayı yukarı- bir zerzevat, börek, tatlı.., |da bahçe üstündeki odaya kuracağız... “Yüzüme durgun durgun bakıyordu: Bu gece, çocucaklar, odayı boşaltıp — Düğün çorbasını güzel pişiririm.. ' düzeltecekler... Huriye ile Pakize, bir y- ce yufka alıp getirecek, ispanaklı tepsi Jer .. Süslemek istiyorlar. Yalnız ab- böreği yapacağım. Kuş başı soğanlı Jalarının değil, kendi - şerefleri, haysi- İmambayıldı... | yetleri de... Elbette korumak isterler... Islak tülbendin üstüne bastırarak ü- ıw_w LK R | pembe ipekli kamisol al - Yaptığı fedakârlıktan memnun "'MW'NWY tesirinden emin gibiydi: — Görüyorsun ya, akılda olmıyan — Kırıla kırıla bardağımız kalmadı.. şeyler, masraflar çıkıyor... Yorgunlu- Dört tane olsün, bardak almalı... Ze-'ğu da üstelik ... artık öbür gün, bu- kiyeye kalsa, hep bir eş takım tabak al- laşık dağlar gibi yığılır. Odayı tekrar mak istiyor... Ben de istiyorum ımı*dü”ı_m.l süpür... — Yatılan ne ile? Teklifli bir misafirin önüne ko- odaya yemek kokusu da siner. nacak rabıtalı havlumuz da yok... Ek-| — Bir ara durdu, bana baktı: sik noksan arasan, say saya bildiğin| —— Zekiye, gramofon da - istiyor.. kadar... Olurile geçip çevireceksin. Nereden bulmalı bilmem ki,.. Komşu- * Biz, variyetli insanlar değiliz. O da, larda gramofon var... Haydi, yüzümü hoş görüversin. 'hmmhıwhymnlü Kalktı; ütünün üstünden boruyu kat korkuyorum, elin malı, kırılır, bo- kaldırdı, kapağını kapadı; sonra ütü - zulur, sakatlanıverirse... öde - buka- İ BU GÜN volan 1300 - 1400 doktorun zor geçin- | | Yiğitler Elinde Gemi, Karada Da Yürür ! Cokchosların — Argonotlatı - kovalarken - Tunayı geçmek için kullandıkları - san- danlları omuzlarına alarak — dağlar arasın- dan Adiryatik kıyılarına kadar götürdükle- Tini Lâtin tarihçisi Justin yazıyor. İspartalı- harın, Peloponez muharebeleri srasında alt- mış gemiyi Lokadya berzahından çekerek Pylos'a kadar gittiklerini Thucydidede oku- yoruz. Polybe, meşhur Anibalin dea böyle bir işi düşündüğünü söylüyor. - Dion cassias Romalı Oktavın gemilerini iki defa karada ' * |yürüstüğünü hikâye ediyor. Haçlılar, İznik muhasarasında bir gölden öbür göle götür- mek için yüz kutdar gemiyi üç fersah uzun- luğunca karada yürütmüşlerdi. Venedik- liler Adigeden Garda gölüne bir donanma geçirmişlerdi. Fatih Sultan Mehmet, İstan- bulu sıkıştırirken Beşiktaş önündeki donan- madan bir kummı - iki sıra kürekli yetmiş ve beş sıra kürekli on gemiyi - tepelerden, vadilerden geçirerek Halice indirdi. Turgut reis, Cerbe adasının batıdaki bir limazından doğudaki bir Kmanına hütün filosunu ka- ra yölile aşırdı. Fakat biz eski ve yeni tarihin - kimi doğ- vu, ki alan - olan - bu hâdiselerinden il- ham alarak şu fıkrayı yazmıyoruz. Bize bu konuyu hatırlatan İstanbul — gazetelerinde okuduğumuz bir fıkradır. O gezete, Akay vapurlarından birinin Karagümrük limanr na yanaştığını yazıyor. Bizim Soan Posta da Karagümrüğe gemi götüren gazetenin bu büyük bilgisine karşı dayanamıyor, «Fesüp- hanallah» diyip hayret gösteriyor. Halbuki böyla işler, yalnız tarihte değil, masa başlarında da olur. Söz gelimi eski |kubbe altında bir vezin yaptığı gibi. Fırka şudür: gün yedi vezir kürklerini giymiş- ler, ellerini bol yenler içinde — saklıyarak |kubbe altında saralanmışlardı, kavuklarının gölgesi altında diz çöküp konuşuyorlardı. Sadrazam - galiba gene kal arkadaşlarına Konya valiliğinden kalma |hatıraları anlatmaya başladı, bir iki vak'a söyledikten sonra şöyle bir şey söyledi: — Bir gün Konyaya donanma geldi, halk yediden yetmişe kadar kıyıya dökül- dü, şenlik yapmaya koyuldu. Ben de,.. Vezirlerin birbirlerine bakıştıklarını gö- Yünce sustu. Bir aadrazamın her sözü can« kulağile dinlenmek gerekken onlanın göz #ohbetine dalmalarına kızmıştı. -Ağzından ters ve pek ters bir söz çıkmak Üzereydi İkinci vezir, saygılı bir durumla ağzını açtı. onun ağır bir kelime kullanmasının önüne geçti. — Devletlü vezir, dedi, Konyada deniz Sadrazam, başını dikti, — kaşlarını çattı. ( Devamı 10 upncu yözde ) ,İam... Ne ile ödersin? Şekerleme kutu- |ları kadar, elde taşınıları bile otuz kırk Almı, kaşlarının arası buruştu; için” Idaı dua okur gibi dudakları titredi başını yana çarpıttı, tekrar okumiya |başladı: ç ı — Ne bitmez çilem varmış!... Ze- |kiye, İşe girdi... Eh Pakize de, Huriye “de yazma makineleri öğreniyorlar, on- 'lar da belki bir iş bulurlar; artık rahat 'ederim, diyordum. Rahat etmekten yazgeçtim; başım, yeni derdlere girdi. Daha da gireceğinden maada... Per « lşı:mbuı'ııı gelişi çarşambadan bellidir. Boğa ıB...lq.ıı.ı. Zekiye, Balıkpazarından in- ahbaplarından çiçeklik almağa gitti-| Yorgun ve mütevekkil göğüs ge- 'çirdi: i — Aman, ne yapayım? Sağolsun- lar... Dağa, taşa, Allâh, ölüm, hasta- ilik vermesin... Dertsiz kim var dün- — Bu Ferdi Beyi de pek merak edi- yorum. Zekiyenin, onu eve davet edi. şinden... Ha... Ne dersin?... olur a, levini, evinin iç yüzünü mü göstermek “istiyor? Zekiye, kolay davet etmez.., Ferdi Beyin, ateşi al çantası hediyesi ide manalı... Kıza, bunları açacağım a- İma, korkuyorum... O, bunların da İfarkında değildir... Kızın belki de ak- 'lında, fikrinde olmıyanı, ben, kula - ğina sokmuş olmiyayım... Sepetten bir beyaz bluz geçmişti, ek lerile düzeltiyordu: — Yarın gece, anlıyacağım ya . 5 (Arkunı var) yok, liman yok, donanma oraya nice gelir? —

Bu sayıdan diğer sayfalar: