19 Ekim 1935 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 11

19 Ekim 1935 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 11
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Buraca gördüğünüz çocuklar, si- zin gibi mektep çocuklarıdır. Kucak- larındaki hayvanlara bakarak bun- ların bu resmi hayvanat il çektirdiklerini zannetmeyin. Hayır, | hayır, bu resim mektepte alınmıştır. | —öyu_n: Ben Hangi Hayvanım Arkadaşlarınızla bir araya gelin- ce bu oyunu oynarsanız, çok eğlenir- siniz. Evvelâ küçük küçük kâğıt par- çaları alınız. Bunların üstüne, kuş, balık, hayvan isimleri yazınız. Bü- yük, büyük olsun. Eğer güzel resim yapıyorsanız, o zaman İsimleri altı- na o hayvanın resmini de yaparsa- nız daha iyi olur. Ve yahut belki, an- neniz, ablanız, ağabeyiniz size bu resimleri yapıverir. Yahut ta siz mec mualardan, gazetelerden, kartlar - dan böyle resimler keser, kâğıtların üzerine yapışlırırsınız. Kâğıtlar ha- zırlandıktan ve arkadaşlarınız. da geldikten sonra her çocuğun arkası- na bu kâğıtlardan bir tanesini çen « gelli iğne ile iliştirirsiniz. Fakut ço- tuklar kendi arkasında hangi hay - Yanın ismi yazılı olduğunu bilmiye-| cek.. Bu da bitince her çocuk kendi arkasında hangi hayvanın ismi yazı- h olduğunu bulmağa çalışacak. O- nun için, meselâ: Bir arkadaşına gi- dip soracak «ben dört ayaklı mı - yım?» Arkadaşı onu çevirip arkası- na bakacak. Eğer meselâ arkasın - da «at» adı yazılı ise cevetn diye- cek. İşte böyle sualler sora sora ken- di arkasında yazılı olan adı bula - cak. Bulunca gidip kâğıdını değişti- röcek, Bu sefer başka bir hayvan a- dı arkasına iğnelenecek. Soracağı va| nız sualler öyle sualler olacak ki unlara yalnız, evet, yahut hayırla tevap verilecek. Oyunun sonunda €n çok kâğıt değiştiren çocuk oyu- nu kazanır. Setesamanı GöRceveLESASAEEEEAEAAEKSErEELALAAKAKAENERERARSAAA Faydalı Bilgiler Fok balıklarını içinizde bilmiyen ! Varmıdır bilmem? Sahicisini elbette Sörmemişsinizdir. Fakat sinemalar- da en çok gösterilen hayvanlardan biri foklardır. Bunun sebebi fokla- Tin öteki hayvanlar gibi insandan çmamasıdır. Onlar hiç insan gör- Meseler bile gene birinin yaklaştığı- Ni görünce yerlerinden bile kımılda - Mazlar. Bunlar hem karada, hem , #uda yaşarlar. Fakat vakitlerinin ço- unu denizde geçirirler. Bir taraf - tan yüzerler, bir taraftan da tıkmır- | * Hiç acele etmezler. Çok « | durlar ama balıktan başka bir gey| Yemezler. Tek tek değil, kalabalıkla ! dolaşırlar. Hepsinin yuvaları bir Yerdedir. Doğurduklari vakit anaç fok altı hafta kadar yavrularına bı.—i r. Altı hafta sonra yavrusunu sir- tına alır. İleri doğru açılır, ona yüz-| Mek öğretir. Tuhaf değil mi?. Bütün | ömrü suda geçen bir hayvan bile öğ- Tenmeden yüzemiyor. Hayat bilgisi dersinde öğrenmiş ço- cuklar arasında bir «hayvanlara bakma yarışı» yapmış. Her çocuk e- vinde bir kedi, bir kuzu, kuş, neyse İbir hayvan büyütmüş. Sonra hepsi bunları mektebe getirmiş. Büyüttü- Haftanın SON POSTA ğü hayvana en iyi bakan, onun huy- larını, yaramazlıklarını bilen çocu- ğa öğretmen güzel bir hediye ver - miş. Siz de evinizde böyle bir hay - van büyütüyor musunuz? Bilmecesi Bunlar Hangi Yoldan Gidecekler? Bayan kedi elinde bir koca kâse sütle miyavlıya' mıyavlıya mutfak kapısından çıktı. İki küçük kardeş bahçenin bir köşesinde ellecine ge- çirdikleri bir yumakla oynuyorlardı. Sütün kokusunu alır almaz. Hemen annelerine doğru koşmağa batladı - lar, onlar acele ettikçe yolları uzu- yordu. Çünkü bahçede birçok çiçek tarhları vardı. Bunların aralarından dolaşmak lâzımdı. Fakat aceleden bir geçtikleri yoldan bir daha geçi- ta nçatlıyacaklardı. Şunlara gide - 1eekleı'l en kısa yolu gösteriverin ku- zum. Belki sütlerinden azıcık size |de verirler. Siyah çizgilerin üstün -« den atlamak yok. Yalnız beyaz yol- lardan gideceksiniz. Ufak kedilerin | Japon Masalı: | Yorganın Bir gün adamın biri iş bulamayın-! ca köylerin birinde küçük bir han a- çar. Çok parası da yokmuş. Onun için bütün karyolaları, yorganları fi- lân eskicilerden alır. Onları lcıniz—' ler, yıkatır, hanına yerleştirir. Ha - nın açıldığı gün hemen bir yolcu goı! lir. Hancı eşyalarını yukarı çıkarır. Bir odaya yerleştirir. Biraz sonra yolcu da yemeğini yer. Yukarı yat » mağa çıkar. Fakat tam dalacağı sı-| rada Güşüyor musun kardeşim, ya sen, sen üşüyor musun?» diye bir ses duyar. Gözlerini açar, etrafına bakar. Kimseyi görmez. Gene göz- lerini kapatır. Fakat gene ayni sesi duyar. «Üşüyor musun kardeşim, ya sen, sen üşüyor musun?» gene göz- | lerini açar, bakar, kimseler yok, Kalkar, etrafı araştırır, kimseyi bu-| lamaz. Eşyalarını toplar, aşağı iner, hancıya «asenin bana örttüğün yor- ganlardan biri konuşuyor. Ben bu- rada duramam, gideceğim der.. Hancı «sen akşamdan çok içtin, o- nun için sana öyle gelmiştir. der ama, kandıramaz. Yolcu parasını ve- rir. Eşyalarını alır, çıkar, gider. — | Ertesi akşam başka bir yolcu ge- lir. Hancı bu yolcuyu da ayni odaya koyar. Fakat o da yatınca ayni ses- leri duyar. Etrafı araştırır, kimseyi bulamaz. O da eşyalarını toplayıp aşağı iner. Hancıya duyduklarını Dedikleri Sesler sahiden de yorganın birinden geliyordu. Ertesi günü hancı hemen yorgani aldığı dükkâna koşar. Yorganı nere- den aldığını sorar. O zaman dük « kâncı hancıya bu hikâyeyi anlatır:; Bu yorganı ben arka sokakta bir gy« den aldım. Bu evde bir karı koca İla bunların iki çocuğu otururdu. Anne- leri hastalıklı idi. Bir gün babalari da hastalandı öldü. Arkadan anne- leri de ölünce iki çocuk evin içinde yalnız kaldılar. Yiyecek bulmak için her gün bir şey satıyorlardı. İkisi de 'pek küçük olduğu için çalışardı- yorlardı. Sata, sata, evin içinde bu başka bir şey kalmadı,. i kardeş buna sarılıp yatıyorlar, hem de birbirlerine «üşüyor musun kardeşim, ya sen, sen üşüyor mü « sun?» kardeşim diye soruyorlardı, : Bir gün ev sahibi çıka gelir. Bun« lardan kira ister. Kardeşler parayı veremeyince, bunları kollarından tutup kapı dışarı atar. Dışarıda kar, insan boyu. Fakat ev sahibi söz dine İlemez. İki kardeş gene birbirleri sarılarak, evin arkasındaki bahçede karların içinde yatarlar. Sabaha kölı dar soğuktan dona kalırlar. Ev sahlkı bi de kiraya karşılık bu yorgani alit satar. Fakat çocukların sesi yorgas na geçer ve yorgan da konuşur. İş« te yorganın hikâyesi. söyler. Hancı bu sefer hiç sesini çı- karamaz. O yolcu da gittikten sonra kendisi yukarı çıkar. Öteye beriye bakınır. O da ayni sesleri duyar. 12 Birinci Teşrin tarihli - bilmecemizde birinci ikramiyemiz olan bir mektep çanta- sını Gazi Osman Paşa orta mektep sınif 3 ten 219 Mevhibe kazanmıştır. Talili oku- yucumuzla İstanbulda bulunan diğer ka- zananların pazartesi, cumartesi günleri öğ- leden sonra idarehanemizden hediyelerini almaları lâzımdır. Taşra okurlarımızın he- diyeleri posta ile gönderilir. OYUNCAK İstanbul 44 üncü mektep 5/C den 419| zülür. Hanına dönünce yorganı yük ke kaldırır. Bir daha da onu kullun: Ğ;çgn Bilmecemizde Kazananlar No. 6 da Ziya, Ankara Ziraat Bank seyyağ kontralor Naci kızı Cemile. , » ? LOSYON Kumkapı Valipaşa yokuşu No, 114 ta Olimpia, İstanbul kız orta mektep 523 Şü. küfe, İstanbul birinci mektep 3/B den 328 Recep. MUUHTIRA DEFTERİ Lüleburgaz tüccar Birri oğlu Bedrettinş İstanbul 44 üncü mektep 2/B den 110 Ni Hancı bu hikâyeyi duyunca pek ü . önünde ok işaretile gösterilen yer - Semahat, Afyonkarahisar neteri Şakir oğlu hal, Antalya G. M. Kemal mektebi 119 |den başlıyacaksınız. Anaç kedinin | Ertsârul, Şehremini Tekke Sokak — Ereğli Mehmet, Kumkapı Balipaşa caddesi — No, BZ Ka BTiR FeDai mahallesi No. 19 da Feriha Çelenk, Kasta-/114 te Vitlehem, Ankara Genelkurma; önündeki on işaretile gösterilen yol-|monu Hanife mahallesi Çukürçeşme sokuk | 10 da binbaşt Kâzım Aras kızı Mş..îıışı: Bahçekapı Selâmet han No. 27 de Yerçar nig. Ankara İktisat Vekâleti Deniz müster garlığı Hmanlar umum müdürlüğü — birinel dan çıkacaksınız. Haydi bakalım, | şunu hemen bulup gönderin, biz de yorlardı. İkisi de artık sabırsızlık - size hediyelerinizi yollıyalım. T —— Tuhaf Şeyler: Baba İle Oğul Oğlu — Baba kapının önünde fa- kir bir çocuk bağırıp duruyor, ver de şuna beş kuruş götüreyim. Baba — Peki al bakalım. Ne ol- muş bu çocuğa neye bağırıyor? Oğlu — Hiç!.. Beş kuruşa üç por- takal diye bağırıyar.. Hırsızla Çocuk Bir gün çocuğun biri bir kuyunun başına oturmuş, hüngür, hüngür ağ- ordu. Derken bir hırsız bunu öra- da uğlarken gördü, dayanamadı sor- du «oğlum niye ağlıyorsun?» dedi.. Çocuk ta «Kuyuya bakıyorum. Boy- !ııııııdı da gümüş bir kolye - vardı. Zinciri koptu, içine düştü. Şimdi ne yapayım bilmiyorum, eve gidersem annem beni dayaktan öldürecek» du, dı, hiç bir şey bulamadı. Fakat yu- karı çıkınca ne elbiseleri, ne de ço- cuük vardı. Çocuk kocu hırsızı kan- dırıp kuyuya — indirmiş. Kendisi de elbiseleri alıp kaçmıştı. İ | l,i... Bunların iki tanesinin içini bir Sınıfta Öğretmen — Adamın cem'i a- damlar, ya çocuğun cem'i nedir IÜlkch | Ülker — İkiz efendim. —— ?H.. | Her fîaftâ Bir Nuhun Gemisi Bu gördüğünüz sevimli oyuncağı Bunun üzerine hırsız hemen soyun- ' yopmak için evvelâ bu resmi gazete- / Bunun içine resimde gördüğünüz gi- kuyunun içine indi, aradı, lara- den kesip çıkarın. Olduğu gibi ince bi, iki kutu içinin de uçlarmı geçi « ıbiı' mukavvanın üzerine yımunn.ı Kuruduktan sonra her birinin etra- | | fını oyup ayrı ayrı çıkarın. Anneniz- den iki tane boş kibrit kutusu iste- No, 22 de Neclâ. DOLMA KURŞUN KALEM Beylerbeyi Yalılar caddesi No. 57 de al- bay kızı Nuriyezdan, Kastamonu P. T. T. kontroloru Vecihi oğlu Cengiz Araslı, Ye- nibahçe Çayır Cad. No, 5 de merhum Hak- kı Bey kızı Faika, İzmir Birincikordon Cen- deli hanı No. 130 da Ziya. DOLMA MÜREKKEP KALEMİ Aksaray 922 No, li konkoktoru kızı Se- vim Yunus, Ankara İlkdevrim okulu sınıf 3/B den 124 Nesrin, Divanyolu Cebeci So. Pyuncak D4 tanesinin de yalnız kapağını alın. rin ve onları oraya zamklayın. Ge- minin arkasına da zamk sürün, onu da kibrit kutularına yapıştırın. Yal- nız resimde bunun arkadan görü - nüşünü gösteriyoruz. Gördünüz mü? | *|mümeyiz Asaf kızı Neclâ, İstanbul kız orta mektep 1/A dan 147 F. Lüçin. LASTİK TOP İstanbul birinci mektep 4/B den 302 Süheylâ, Fenerde binbaşı Kemal Ünal olk' Zafer Güngör, Cumhuriyet —orta mektep 275 Hüsniye Güner. İşte siz de öyle yapınız. Oteki resim- lerin de her birinin altlarında nokta- h şizgilerle ayrılmış birer purça var. İşte o parçayı noktalı çizgilerden ar- kaya doğru katlarsanız, resimler a- yakta durur. Sonra bunlar istediği- niz gibi geminin içine yerleştirilir. Hazreti Nuhu da gene ayni şekilde ayakta durdurarak gemiye koyun.

Bu sayıdan diğer sayfalar: