9 Mart 1936 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5

9 Mart 1936 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

W MEMLEKET HABERLERİ | bir Erganide hummalı imar faaliyeti var Yeniden amele evleri yapılıyor, tren ve asansör tesisatı ikmal edildi Erganiden bir görünüş: Belediye — dairesi Ergani Madeni (Özel) — Burada 'mek üzeredir. Yeni amele evleri yaptı- Çorumda elektrik Tesisatı kuvvet- lendiriliyor Çorum (Özel) — Belediye şehirde- ki elektrik istihsal kudretini arttırama- ya karar vermiştir. Abone sayısı gün- don güne arttığı için buna ihtiyaç gö- yülmüştür. Şehir dahilindeki — elektrik tesisatı havaidir. Belediye bu hattı ha- val için 4580 lira para sarfetmiştir. E- lektrik kömürle işleyen — lokomabiller vasıtasiyle istihsal edilmektedir. Bütün tesisat 230 beygir kuvveti üzerine ya- pılmıştır. Şehrin içme suyu meselesi tamamen halledilmiştir. Çorumda şimdi su sıkın- tısı yoktur. İtfaiye teşkilâtı da takviye edilmiştir. Yazın da arezozlar vasıtasi- le günde iki defa sokaklar sulanacak, Çorumlular toza bulanmaktan kurtula- caklardır. Sabancalılar Bu yıl tenezzüh seferlerinin Fransız gazetelerinin gözü ile: Lokarno paktı vaktile nasıl imzalanmıştı ? » * » “ Aradan on sene geçi Stresman ile Brianı yolunda ileri adımlar atacağımıza 1919 sen dönmüş bulunuyoruz ,, Fransız gazetelerinden : Faki bir'devlet adanti kendisilö iö - süşmeğe gelen bir gazeteciye şöyle söyle- mişti: — İçinde yaşadığımız, ve bitip tüken - mek bilmiyen buhranın sebebi ne yalnız ik- tısadidir, ne de yalnız siyasidir. Senelerden beri sürüp giden bu karışıklıklarda pisiko- lojik sebebler 'aramak lâzımdır. Ruh, fikir, iman tereddüt geçirdiği için beşeriyet şaş- kına dönmüştür. İçinde yaşadığımız eko- nomik buhran klâsik iktısatçıların izah et- tikleri şekilde, istihlâk ve istihsalin ademi tevazününden hasıl olmuş değildir. Belki, siyasi tuhi, içtimal ve fikri karışıklıkların bir neticesidir. Beşeriyet kendisini — idare edecek yüksek kabiliyette insanlar ararmak- tadır. Öyle idareciler ki, hodgümlığın dar gerçevesine sıkışıp — kalmasın, hususi ve milli menfaatlerle beynelmilel menfaatleri telif edip beraber — yürütecek - kabiliyette tikten ve dünya siyaseti kaybettikten sonra sulh sene insanlar için büyük bir tecrübe olmuş, fikirler a derece ciddi bir surette tahavvül etmişti ki meselâ İngilterede tekrar iş ba - şına geçen muhafazakârlar, amele fırkası- nin kurduğu yolda yürümeğe kendilerini mecbur görmüşlerdi. Fransada, dahili si « yaset dolayısile tekrar- iktidar mevküne gelen Puvankara, kabinesine Briand — gibi bir hasmını almış. ve haricf siyasetin ida « resini bu liberal zihniyetli adama tevdi et - mişti. Almanyada ise yeni intihabat üze - rine başvekil Luther - ile hariciye naxrı Stesewaun Almanyanın takip etmesi lâzım — gelen sulhperver siyasetin taharrisine ko - yulmuşlardı. Zaten tabil ve maddi ihtiyaç Almanları eski düşmanlarile anlaşmak yoluna sürük - liyordu. Stresewaun Rusyada seyahatin neticesinde Ruslarla anlaşımağa şimdilik imkân olmadığını, çünkü onların. |büyük dahili işlerle meşgul ilkbaharda başlamasını istiyorlar Sabanca ( Özel) — Devlet hummalı bir imar faaliyeti vardır. v—-lnh-lıaıd.r. Şimendifer İnşaatı bitmiş Bi belediye binası çok güzel olmuştur. İım'ıı.-. Asansör tesisatı ikmal edilmiş- 5 a B tir. İstihsal edilen bakır bu asansörden k N binada ziraat banka- ŞN esiçülen Ve Vendü istifade edilerek vagonlara yüklenecek- olsunlar. Görülüyor ki. dünya karışıklığı- | görmüştü.. Bununla — beraber - İngiliz ve nan sebebi, uzun görüşlü insanların eksik -| Framsızlarla anlaşarak dostane bir tesviye liğinden doğuyor... Vaziyeti bir türlü wlâh | sureti bulmak ta elkâri umumiyenin ko * edememenin en büyük sebebi de budur.» |layca hazmedeceği şeylerden değildi. Ni - b Ve büyükçe bir temsil salonu vardır. Ha — imağı da uyuşmuştu. Gün doğup yük- h A | B İ U $ | M da bir daire almıştır. Binanın güzel | , Erganiye son günlerde iş almak için bir çok yeni amele gelmiştir. Kalabalık Ergani iktisadi işler üzerinde de — tesir etmiş, kasabada bilhassa esnafın yüzü gülmüştür. Edirnedeki kıymetli eserler Evkaf müdürlüğü bunlar için ayrı ayrı kitaplar hazırlıyor Edirne (Özel) — Evkaf müdürlüğü tarafından buradaki evkafa ait tarihi âbideler, binalar ve camiler hakkında üzel bir tetkik eseri hazırlanmaktadır. bi eser Selimiye camüi — hakkındadır. Bandırma iskelesi Ve tabedilmek üzere hazırlanmış bir - Bandırma (Özel) — Geçenki fırtına- | haldedir. Ha harap olan iskele üstündeki Bbina-| — Bu eserde seyyahların işine yaraya- hin ve iskelenin tamirine başlanmıştır.cak bir rehberden başka Selimiyenin (a VAN YÜRÜYOR. — Bürhan Cahit — Ya şimdi> İlk mektep binasının civarında bir de gayet güzel bir pansiyon yapılmıştır. Maden civarındaki inşaat ikmal edil- Sındırgıda -Tütün rekoltesi Sındırgı (Özel) — Yeni sene tütün rekoltesinin gelecek seneye nisbetle bir misli fazla olacağı tahmin edilmektedir. Bu sene tütünleri pek nefis bir şekilde yetişmektedir. Sındırgı tütünlerk- nin dış piyasalardaki rağbeti yeni Mahsulle daha ziyade artacaktır. l"ı' - 70 — O Sabaha karşı sinirleri * - yorulmuş, Selinceye kadar ölü gibi yattı. Bir otomobil tozu dumana katarak Onun erken, sabah namazına kalk-! geçti. Hiğını bilen karısı bir kaç kere uyandır-| Öğle paydosunda evlerine dönen Mak istedi. Fakat cesaret edemedi. mektep çocukları birbirlerile şakala - Hatip acı acı caddeye doğru lıaktı.ı Hatip öğleye doğru uyandı. Vücudu dayak yemiş gibiydi. şıyor, köşedeki tuhafiyeci yeni harfler- le yazdırdığı yeni tabelâsını her yer- Gözlerinin etrafı kızarmıştı.. den görülsün diye sivrisine köşeye as- Köşe penceresine oturdu. Buradan | tırıyordu. tadde görünüyordu. Kasabanın bu en| Ne yazıyordu acaba? kalabalık caddesinde» bile o saatlerde| — Sarı zemin üstüne kalın yeşil bir ya- © Bek az insan geçerdi. z idi. — Ara sıra tanıdıklarını görüyor, on-| — Hatip derin derin içini çekti. arla vaktiyle yaptığı yarenlikleri ha-| Ne oluyordu? tirlıyordu. İ Ve ne olacaktı? Meğer o günler ne rahat, me kay-| — Nasıl oluyordu dâ bu memleket hâ- * &usuz günlerdi. lâ batmıyordu?. Valisinden, belediye — hademesine| — Bu bid'atlar, bu farmasonluklar na- kadar herkes ona saygı ederdi. Bir ce-|sıl olup ta gayretullaha dokunmuyor, Miyet, bir toplantı, bir şenlik, bir mera-|nasıl oluyor da milletin başma taş ye Sim olup ta onun davet edilmemesine |ateş yağmıyordu. 3 var miydi? Fiski fücur artık boğaza dayanmış- — Hattâ son yapılan ilk mekteplerin|tı. temel atma ve açılma merasiminde bi- k onu çağırmışlar, Müftüyü de unu - ftarak duayı kendisine yaptırmışlardı. |İerini kollarını sallıya sallıya sokaklar. Çarşıdan geçerken halkın, esmafın 'da kepazelik ediyorlardı, Rösterdiği saygı tahrirat müdürüne bi- |— Mekteplerde nikâh farz olan kosko- K e kösterilmiyordu. ca kızlat azarak kadar - delikanlılarla Paçalarından levs akan zındıklar, emri şer'i veçhile recmedilecek yerde el demiryollarının her yıl İstanbulla Adapazarı arasında tertip ettiği tenezzüh trenlerinin bu yıl yazdan evvel ve ilkbabarda başlaması içla - teşebbüsler — yapılmaktadır. Bu yıl havalar müsali gittiği için Sabanca emsalsiz bir gözelik içindedir. Meyvalar vaktinden çok evvel kemale erecektir. Bu sene Sabancalı'lar İstanbul, İzmit ve Adapazarından tenezzühe gelecek misafirleri karşılamak için şimdiden — hazırlıklara — başlamış- lardır. Karamanda havalar düzeldi Karaman (Özel) — havalar çok güzel gitmektedir. Ekinler pek eyidir. Bundan sonra havaların bozması ihti- mali pek uzak görülmekte vye çiftçi bu vaziyetten sevinmektedir. her parçasını ayrı ayrı gösteren resim- iler de vardır. beraber okuyorlardı. Hatip Ak Osman bunları düşün - dükçe aklını oynatacak gibi - oluyor, kendi kendine: — Hasbinallah, hasbinallah! içini çekiyordu. Karısı öğle yemeğine çağırdığı za - man biraz kendine geldi. Dualar okuyarak aşağıya indi. Sofrada ilk işi bir dilim ekmeği a -| bp dudaklarına götürmek oldu. — Bunü da bulduğumüza şükür. Ona emindi ki bu kadar zındıklık, bu kadar dinsizlik elbet te gazahı İlâ- hiyi şahlandıracaktır. Böyle tevekkül, kader, kısmet, say- gı, itikat kalmıyan memlekette - bet, bereket olur muydu? O gün akşama kadar bahçede do - laştı. Evde eski kitaplarını raftan in - dirdi. Vaktile meraklıları etrafına top- layıp okuduğu Ziyaülbasar ismindeki cennet, cehennem kitabını gözden ge- | çirdi. Vifk 'açtı, remil döktü, beş yüz Aselâmünkavlen, bin kadar kelimei tev- hit çekti. Akşam oldu. Fakat içinde geçmiyen bir sıkıntı vardı. Dertleşmek istiyordu. Konuşmak ihtiyacı belirmişti. Hapishanede ne kadar olsa dert or- tağı müderris Nuri ile yarenlik edi -« yor, kederlerini paylaşıyorlardı. Şim - di ondan da mahrum kalmıştı. Dışarıya çıkmağa imkân yoktu. Polis komiseri aksi bir adamdı. De- diğini yaptırmak için gâvur inadı gü - diye * Bir aralık yani 1924 senesinde dünya- m her tarafında salâh ümitleri belirmiş - Uhuklarda harp bulutları dağılmış, sa « azanç mihanisini yükseltmiş ve işsiz- lik azalmıştı. Bilhassa Almanyada semannin sülhpetver — ve dürbin — siyaseti kendisini hissettiriyordu. Gayri memnun - ların, galeyanı teskin edildi, Almanya nor- mul bir hayat yaşamağa başladı. Va o za- manlar bir gayti mennunlar fırkası olan nasyonal! sosyalist fukası en fena bir de - vir yaşamağa başladı. Bu fırkanım — başına geçen Hitler o zaman belli başlı hiç bir ha- rekette bulunamadı. Hattâ 7 künunuevvel 1924 te Rayiştağa gidehilen 17 milli 201- yalist meb'ustan, ancak dört tanesi fırka - kanına sadık kaldı, dizerleri başka hizip - lerle birleştiler. Lokarno muahedeleri de işte bu sulh - perver hava içinde imzalandı. 1919 tazi: Bünden sonra milletler kendi mukadder: Jarına kendileri sahip olmak — istediler... leştiği bazı meseleler vardı... Urmumi em - niyet ve sulh bunların başında geliyordu. 1919 dan 1924 senesine kadar geçen beş derdi. Onu gene aarıkla görse hiç şüp- hesiz hatır, gönül tanımadan rapor e- decek, gene başını belâya sokacaktı. vüştü. Bir nizamdır, bir yasaktır tut - turdular mı artık ellerinden kurtuluş yaktu. dan öğrendiği namaz dualarından baş- ka bir sey bildiği yoktu. Öteki karısı kaçmasaydı bari.. Mer- yem onun gönül çiçeği idi. En gamlı zamanlarını onun yanında avulabilir- di. Fakat zamane karılarında vefa ne gezerdi. Stre -| Dünya etkârı umumiyesinin müttefikan bir- Zaten onların hepsi danışıklı dö -| Karısı zavallı bir mahlüktu. Ağız - tekim uayni yolu gütmek istiyen Erzberger ve Rathenau gibi Alman hükümet adam - lan bu yüzden bir kaç sene evvel katle - dilmişlerdi. ğ Luther kabinesi bu müşküllere Tağmen bir kaç sene evvelki Alman ahvali ruhiye- sinin değişmiş olduğunu görerk 9 şubat 1925 te müttefiklere bir nota gönderdi. Bu — notaya nazaran Fransa ve Almanya ilerde meydana gelebilecek bütün ihtilâfları hük. — me tevdi etmek ve Almanyanın garbinde Versey muahedesinin ihdas ettiği vaziyeti — tasdik etmek taahhüdünde bulunuyorlardı. İki devletin bu karşılıklı taahhüdü İngil - tere tarafından tekeflül edilecek ve sebe- biyet vermediği halde bu devletlerden bi- cuma karşı İngiltere mütecavizi berri ve bahri kuvvetlerile cezalandıracak idi. Bir ay sonra yani 1925 senesinin teşrinievve » İlinde toplanabilmiş alan Lokarno konfe « İçanısı beş muahede doğurdu. Bunlardan devletlerin aralarında husule gelecek ihti- — letmek yolunda karşılıklı - taahhüdü zammun ediyor, beşinci müshedede em » niyet mizakını tekşil eyliyordu. ) Almanya Ren havzasındaki gayri aske- İzi mıntakanın vaziyetini kabul ederek, bu — *ı....—ı... İngiltere ve halyanın kefaleti al- — tına koyuyordu. Bundan başka, Almanya, kaybeylediği memleketleri — silâh kuvvetile — istirdat etmekten de vaz geçiyordu. Lo « ta « man milletlerin başına geçen siyaset adam- Jlarının şahsi — sernpatilerinden barpten bezginliğinden doğmuştur. 5 Aradan on sene geçtikten ve dünya si- İyaseti Strevann ile Briyam — kaybettikten sonra sulh yolunda ileri adımlar atılacağı« |na bugün 1919 senesine dönülmüş bulu « — İmuyor.» C. H. Baban. Zaten onları da şımartan bu yeni kafaklar değil miydi? Eskiden olsa'şartla kabul etti. Kendisi de sohbete — şimdi Meryemi gaşbı annik saçların - teşme idi. İlle ve lâkin gündüz soka - odasına tıkar, günde üç peşrev kötek |ecekti. 4 attıktan sonra karılığın ne demek ol- — Hatip onun maksadını derhal anla- — duğunu anlatırdı. & İşte böyle eli kolu bağlı köşede otu - şapka giymek fikrinde değildi. Gece ne rürken Meryem başkalarile fink atar- kadar olsa göze batmazdı. Sarıkla ol- — di. masa bile takke ile çıkabilirlerdi. Hatip Ak Osman hangi tarafı dü: im. ağzına lokma girmiyordu. takke olduğu hakle geldi. Bir gün karısını müderrise yolla - İki eski arkadaş, bir vakitler araları — rekabet dolayısile açılmış - olmasına rağmen derin bir hasret acısı ile bir « dı: — Git efendi hazretlerine — söyle. etsinler de muhabbet edelim! kalları, müderrisin kar yağdılı top sa- — Dedi. kalı ile sarmaştı. Hapishaneden geldikleri gündenbe- | — El ele tutuşarak köşe minderine yer- — ti konuşmamışlardı. leştiler. Müderris Hafız Nuri bu daveti bir| (Arkası var) dan tutar, sürüye sürüye evine getirir, za çıkmak fikrinde değildi. Gece ge - j Fakat şimdi buna imkân var mıydı. M.,&".h gündüz sokağa —çıkıp — Gece yatsıya doğru müderris, tah -_'A S sünse kavı beynine çıkıyor, gözüne Uy- hin ettiği gibi başında örme bir siyah — Çi Ben rahatsızım çıkamıyorum. Teşrif biylerine sarıldılar. Hatihin seyrek sa- — yaptığı bir —— rinin diğeri tarafından düçar olacağı hü - — idördü Almanya - ile komşuları — bulnan — kakları hükme havale etmek suretile hal - —— karno muahedeleri, işte o zarman eski düşe — ve halkın — olduklarıni —

Bu sayıdan diğer sayfalar: