11 Mart 1936 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5

11 Mart 1936 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ETR M mMmam a * , e MEMLEKET HABERL ERI] SON POSTA Kastamonu 13 yıl içinde bambaşka bir şehir oldu Gazi stadındaki yuzîne havuzu yAı— günleri plâj hasreti çekenleri tatmin ediyor Kastamoni hükümet konağı Kastamoni (Özel) — Burası Os- manlı İmparatorluğu devrinde en çok ihmale uğrayan şehirlerimizden birisi- dir. Bakımsızlıktan bir harabe haline gelen kastamonide şimdi — muntazam ve geniş yollar, asri mektepler, güzel ve beton köprüler, sağlam ve düzgün şoseler görülmektedir. Bunlar son 13 yil içinde yapılmış, başarılmış eserler- dir. İnebolu Kastamoninin iskelesidir ve şehre 90 kilometrelik çok güzel bir şose ile bağlıdır. İnebolu ile Kastamoni arasındaki münakale de yaz ve kış o- | tomobil ile yapılmaktadır. | — Yalnız Kastamoni ile Tosya arasın- daki yollar bozuktur. Kastamonide Gazi stadı adını taşı- yan 've gençliğin bütün spor ihtiyaç- |larına cevap veren, içinde geniş bir de |yüzme havuzu bulunan bit zatad var- dır. Havuzun etrafında soyunma ka- maraları ve kum sahası da yapılmıştır. Havuzda sandallar da vardır. Anadolu. nun ortasında plâja hasret çekenlere |bu havuz Florya ve Suadiye kadar ta- bit görünmektedir. n Değirmisaz Kömür madenleri Emet (Özel) — Ekonomi Bakan-| lığı müşavirlerinden Alman Zitler ile arkadaşı Phot buraya gelmişler, De- ğirmi saza giderek oradaki kömür ma- deninde tetkikatta bulunmuşlardır. Değirmisaz kömür — madenlerinin çok zengin olduğu ve burasının İleri- de geniş bir kömür havzası haline ge leceği anlaşılmaktadır. K —T8- — Bürhan Cahit İInegölde | Tütün piyasası İnegöl (Özel) — Burada tütün pi- yasası açılmıştır. Alıcılar meyanında İnhisarlar İdaresi de vardır. Fiatlar 25 kuruşla 75 kuruş arasındadır. Samsun İzcileri Çarşambada Samsun (Özel) — Lise izcileri Çar- şambaya kadar bir gezi yapmışlar ve dönmüşlerdir. İzciler bu geziden bü - yük istifadeler temin etmişlerdir. ERVAN YÜRÜYOR 11 -8- 996 Ereğli de çilek | Yetiştirmekte İstanbulu geçti Bu sene ilk çilek yetişti ve İstanbulda satıldı Karadeniz Ereğlisi çilek — yetiştir- mekte Arnavutköyünü fersah fersah geride .bınldı. Arnavutköy nefis ve ko- kulu çilekleri ile İstanbulu bile doyu- |ramazken Ereğli çileklerinin , şöhreti Almanyaya bile yayıldı. Türk çileğini daha geçen yıl tadan Almanlar bunun kezzet ve bayıldılar ve Türk çileğine de Ananas adını verdiler. Ereğli bu yıl bir de rekor kırdı ve| İstanbula ilk turfanda çileği gönderdi. Bu çileği yetiştiren Ereğliden Hacı Mehmettir. 100 tane fidan üzerinde bir kilo ka- | e dar olan, fidanı ve çiçeği ile İstanbula getirilen bu çilek hâl'de mezada kon- muş, 920 kuruşa satılmış ve parası da Hacı Mehmet tarafından Hava Ku- Tumuna teberrü edilmiştir. Arnavutkö- yünde ilk çilek ancak bir ay sonra çıka- bilecektir. İzmirde tutulan Gangster taklitleri Ve gelenler az çok bir şey de bıra -) ğildi. Fakat o sinsi müderrise zekâsile | leri boş gelmiyorlardı. ar kadınların çoğu gelinlerin - et ediyor, başaçık sokağa fır- ını, çarşı pazarda İise muallim- “ri gibi açık saçık gezdiklerini anla - tıyor. Bu dünyanın nasıl olup ta hâlâ durduğunu hatipten soruyorlardı. Ak Osman bütün bunlara bir çok a- rapça dualar okuyarak cevap veriyor, ve hep ayni kelimelerle: — Cenabı hak ihmal etmez, imhal eder. Siz kalbinizi temiz tutun. Kim - senin ettiği yanına kalmaz! Diyordu. bir çare bulmuştu. Muska yazıp nefes ettiklerine sıkı tenbihi yapıyordu: — Bunun tesiri mintarafillâh mu- gu |kadan kimsenin, hattâ en yakınlatının |bile haberi olmıyacak. Muskayı alan - |dan başka biri görünce bütün kera - meti zail olur. Ona göre muhafarza et- mek gerek! zalı emirlerden daha müessirdi. Hatip bu suretle muska yazdığının kasabada yayılmasının hele © hakkaktır. Yalnız bir şart ile. Mus -| her gün artan bir hareket göze çarpı - İyordu. Bu öyle bir tılaımdı ki an ağır ce -| belâh | # İzmirin gangeter taklıtıeri İzmir (Özel) — Hüseyin, Abbas ve Mustafa adlı üç kişinin evvelce bir Jvukuata göre değişiyordu. Bugün: — Eyvahlar olsun efendi hazretle- ri. Şu evkaf müdürü nihayet dediğini yaptırdı. Bütün camilere elektrik sok- tul Haberini verdikleri halde bir başka gün: — Allah ümmeti Muhammedin yar- dımcısı olsun. O gapkalı mühendisler yolu ölçmeğe başladılar. Buraya da çimendifer getireceklermiş! Diyorlardı. Hakikaten kasabada ve etrafından Belediye eski kale yıkıntılarını te - mizletiyor, harap binaları — yıktırıyor, yolları genişletiyor, meydanlar açı - yor, kasabanın meşhur sularından en fennt? şekilde istifade etmenin vsulle - rini buluyordu. Ziraat direktörü portakal bahçeleri eee a Tarihi tetkikler : Tarihte gü Bir zamanlar Mısır geceleri Şarkta da — Garpta da, tesadüf edilir. Bunların içinde az gülünç olanları bu- lunduğu gibi çok gülünç olanları da |vardır. Osmanlı padişahlarından delili- |ğiyle maruf Sultan İbrahimin arabaları menetmesi şüpbesiz ki gülünçtür. Fa- kat Mısırda hükümet eden, istibdadı ve garabetleri ile maruf bulunan (Hâ- (kim biemrillâh) ın esnafın dükkânla- | İrini gece açıp gündüz kapa -| malarını, — geceleyin — alış veriş edip gündüz alış veriş etmemelerini emreylemesi bu kabil emirlerin şüphe- siz en gülüncü sayılabilir. | | İkinci Selimin hocalığında da bulun- |muş olan (Nev'i zade Atâfl Hamsesin | de bu vak'ayı nazmen şöyle tasvir e-| diyor: Fatımiyyun alayından hâkim | Misira müstevli idi vaktakim Oldu zulmile 6 mülk mamur Zarü biberk mizali tanbur. Nesebi gibi müzahraf hasebi; Zulümle lânet idi müktesebi Şu sefahetlere kim oldu ayan Kıldı iblisi lâini hayran Yazdı tarih nüvisi eyyama Devrini «sali nevfitnel âm» Cümleden beri o şahsı cebba Şebi ruz eyledi, ruzu şebi tar Istılâh oldu bunun üzerine bina Kim hata eyler ise «vay ana» Şehre tebihü nida ettirdi Cümle âfaka salâ ettirdi Seheri halk misali encüm; Hep olup küşel kâşanede küm! Gece olduğu gibi şebperdar; Herkes kârına eylerdi güzar! Herkesin razü olup akşamı Günü doğardı görünce şâmı Kimsenin canı mi var idi heman Gündüzin can gibi olmaya nihan Gülünç emirler en ziyade mutlak hükümetlerde gö on-| İtehdit mektubu ile soyulmak istenilen | |tüccar David Sidiyi yeniden mektupla tehdit ederek 478 kira istedikleri, fakat yakalandıkları telgrafla — bildirilmişti. Müddei umumilik bu üç gangster tak- lidini sorgu hâkimliğine tevdi tir. Her üçü bakkında da tevkif kararı |verilmiştir. çabuk yayılıyor. Bütün bu birbirine yapışık çerden çöpten evleri bitirme -| yince sönmüyordu. Hükümet yanan nahiye merkezini mühendisler gönderip yeniden yaptır- | | lür ve ekseri mışti. Görenler anlatıyorlardı. Yeni nahiye merkezi en büyük ge - hirlerimiz kadar temiz pak olmuştu. Bir yandan bakınca öte taraf görü- Lüyordu. Sokaklar geniş, evleri hep bahçe içinde idi. Sokaklarda me güb- re, ne pislik bir şey görünmüyordu. Köylünün, keyfine, uyar yoktu. Şimdi başka, komşu köylülere karşı âdeta övünüyorlardı. Yakın köyler halkı bu yeni kurulan köyü görmek için geliyorlardi. Öreya kız vermak e/ İradan kız âlmak bile öur - veriyordu. Köy - çocukları kendilerine ayıtlan meydanda spor yapıyarlar. Genç köy | muallimi ile jandarma karakol kuman- | danı elbirliği ile onları yetiştiriyorlar - | — Tarihte gülünç emirlere her yerde, | | 'nehiylerinin itirazsız |min baad emri |şerifim olsa sonra İmerin dediği komiserin kulağına gitmesinin önüne yanında memleketin en çok ihtiyacı o- |dı. İhtiyarlar için bir köy odası vardı | Sayfa 5 —— aa ünç emirler da dükkânlar gün- düz kapanıp gece açılır ve alışverişler yapılırdı Hüküm- her türlü emrü cari - olduğu za- manlarda verilmiş olan emirler tetkik olunacak olursa pek çok garip, hattâ gülünç şeylere tesadüf daâima müm- ların reislerinderi ândir olur. darların en kuvvetli, jkündür. Ancak bize şimdi her garip gelen peyi gülünç addetmek doğru de- ğildir. Halbuki zamanına göre — onlar bazan gülünç değil, bilâkis bazı kere fazla ciddidirler bilel Üçüncü Muradın evvelce — verilen bir emri teyiden yazdığı şu hükmü de az gülünç değildir: «İstanbul kadısıma ve Rumelinde vaki olan kadılara ve dergâhı muallâm çavuşlarından çingene tayfasına su ba- p olan Bâli çavuşa hüküm ki bundan akdem çingene tayfası at ve kısrak besleyüp daima yola ve bele (bel) inip fesad ve şenaat eyledikleri ilâm olun- muş olbapta tayfai mezbure minbaad ata binmeye ve kısrak beslemeye, lâ- zım geldikte eşeğe ve arabaya bineler deyu her birinuze hükmü hümayımum irsal olunmuştur. Hâlâ ol güruh emri şerifime muhalif tayfai —mezbure ata binüp ve kısrak besleyüp fesad ve şe- naat eyledikleri ilâm olunmağın imdi ol emri şerifim kemakân mukarrerdir. buyurdum ki — Vüsul buldukta tayfai ,mezbura min baad ata binmeyüp ve kısrak beslemeyeler lâzım geldikte eşe- ğe ve arabaya binüp emri şerife muha- lefetten ziyade hazer edeler şöyle ki şerife muhalif tayfai mezbure ata bindükleri — mesmuu aset olunurlar a- na göre tenbih ve ilân eyleyesin fi 7 Ca — 993» Yine üçüncü Muradın — aşağıdaki hükmü de gülünç emirler cümlesinden sayılabilir ve bunların tekerrürü, Ham- gibi, inhitatın © za- mandan başladığı kanaatini kuvvetlen- dirir. «Eyüp kadısına hüküm ki Hülâ tahtı kazanda ve mahmiyei İstanbul ve Galatada bazı kimseler ahurlarında inekler besleyüp ve İstan- bul zahiresiçün gelen tavarlardan alıp sonra yahudi ve kefere tayfasına ziya- de baha ile satup müzayaka vermek- ten hâli olmadıkları ilâm olunmağın anun gibilerin — inekleri ve buzağıları yoklanup defter — olunmasın emredüp buyurdum ki... Vüsul buldukta eğer tahtı kazanızda ve eğer istanbul ve Ga- latada ahurlarında inek - besleyenlerin ve İstanbul zahiresiçün gelan tavarlar- dan alup sonra ziyade baha ile kefere- ye bey” eden kimesnelerin ineklerin ve buzağıların defter edüp müzayaka za- manında narh zoru üzere fıkaraya bey' eyleyesin. Amma bu behane ile fıkara- nın kendi maaşlariçün olan ineklerine dahl etmekten ihtiraz eyleyesin fi Hı- zırulmuzaffer 991» Mehmet Zeki dinden bir şey koparıp gittiğini gör - ait “Tahelldür; fündürmüde elai olsun şehirden gelen kalıbı kıyaleti Onun şimdi şöhreti başka türlü ya- Yyılmağa başlamıştı. Romatizmaları azan, — kulunçları #ahlanan koca karılar Hatip Ak Os - Manın nefesinden çok istifade ettik » lerini söylüyorlardı. — Mübarek adam. Dünyadan elini eteğini çekmiş. Nur yüzlü zat! diyor- lardı. Yazdığı muskaların en keskin başağrılarırmı Hıçak gibi kestiği iddia ediliyordu. Hatip muska yazmanın, okuyup, ü- fürükçülük etmenin yasak olduğunu Biliyordu. Bu yüzden başına yeni bir belâ ginden de korkmuyor de - geçmiş oluyordu. Bu yeni hayatı ona oldukça eğlen- celi de gelmeğe başlamıştı. Her gün eksik olmuyan ziyaretlerle kasabanın dedikodusunu da kaçırmıyordu. Olan biteni günü gününe haber alıyordu. Aldığı haberler hoşuna giden şeylar değildi. |feryat eder gibi göz yaşları arasında: — Başımıza taş yağmadığına şükür efendi hazretleri! | Diye gördüklerini anlatıyorlardı. i Verdikleri haberler zamana göre, | Zaten haberleri getirenler de âdeta| lxn limonü d yetiştirmek içie. brdüva deraler veriyor, fidanlar dağıtıyor, kon« trol ediyor, ilâç dağıtıyordu. Merkeze yakın bir nahiyede yangın çıkmış, üç yüz ev kül olmuştu. Hü - kümet hemen buraya elini uzatmıstı. Köy, kasaba yangınlarının kol sahıp binlerce ailenin hanümanımı söndüz - mesinin sebebi pek açıktı Köy, kasaba evleri, arazi o kadar| geniş olduğu halde fena bir alışkan - likla sırt sırta yapılıyor. Samanlıkla- ki lüzum olunca yüz kişiden fazla ala- btüyondu |düzgün kim olursa alsun hiç olmazsa iliyordu. İhayvanının yemini köylüden çıkarı - Vilâyetin öteki köylerinde de yaşa- | İyış eskisinden farklı olmuştu. Dok e| torlar, uyanık gençler kol kol köylere İçıkıp köylünün sağlığı, rahatlığı için | akıl öğretiyor, ilâç veriyorlardı ve köy-| lü görüyordu ki ayağına kadar gelen | bu insanlar kendi iyiliği için ve ken- disinden bir şey almadan istediğini ve- İriyorlardı. Köylüyü yıldıran, şehirliye — kargı yordu. Bunun için kendisine bedava ilâç veren, akıl öğreten, hattâ yiyecek ge- tiren şebirliye karşı yavaş yavaş fikri değişiyordu. Köylüleri şimdi yeni bir merak sar « mıştı. Yeni Türk harflerile okuma, yazma öğrenmek için âdeta yarış ediyorlar - dı. Köy odasında mektep muallimleri — rı, ahırları bir arada bulunduruluyor- | Ürkek yapan bu idi. Şimdiye —kadar'onlara gece dersleri veriyordu. du. Bu yüzden bir yangin çıkınca çar- İköylü şehirden gelenin mutlaka ken:| 1 (Arkası var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: