22 Mart 1936 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8

22 Mart 1936 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ı YAR K k: t “çıkış yaptılar, Lâkin büyük kayıp- - ması sırasında İspanyolların adaya Üa Yazan : Yeni Donanma Vezir Piyale ! Paşanın Kumandasına Verilmişti Bu sırada Pulat ta büyük bir acı. ve ümitsizlikle: — Ah!.. Vuruldum!.. Murat, onu kurtarın... Onu bırakmayın!.. Dedi. ş * — 26 Tutuşan Filo Finike limanında Anadolu asker - lerini de gemilere alan Türk donan- ması 1570 yılı temmuzunun üçüncü pazartesi günü Kıbrısın cenubun - daki Larnaka limanına geldi . Ve - nediklilerden hiç bir karşılık gör - meden donanma karaya çıktı. Erte- si gün askerler ve toplarla birlikte Lefkoşaya doğru yola çıkıldı. Ordu temmuzun yirmi ikinci gü- nü Kıbrıs adasının ortasında olan bu şehre vardı. Yoklama yapıldı. Yedişer bin kişilik yedi fırka yapı- | larak kalenin yedi tabyası karşısına | Almasına başlarken Maras bey - ler sıhhi muayeneye tâbidirler. Bun -| yerleştirildi. Lârnaka kapısının so - lundaki Bot ve Kataro tabyalarının karşısında İskender Paşa, karargâ- kın sağına düşen Pavila tabyası kar- şısında Avlonya beyi Mustafa Pa - sa, Tripoli tabyasının karşısında Halep valisi Derviş Paşa bulunu - yordu. Her biri bulundukları yerle-| rin en yüksek noktalarına kendi ça-| dırlarmıkurmuşlardı. Yeniçeri kâh- yası ile Karaman ve (Zülkadriye) beylerbeyleri diğer tabyaların kar- şılarına geçmişlerdi. Lâla Mustafa Paşa, Yeniçerilik - ten yetişen ve cesur bir asker olan derya kaptanı Ali Paşayı da Lef - koşayı kuşatan Türk ordusunun ba- şŞına geçirmişti. Donanmayı da vak- tile on dört yıl derya kaptanlığı ya- parak büyük zaferler kazanmış o- lan vezir Piyale Paşanın kumanda - sına bırakmıştı. Maltanın kuşatıl - çıkardıkları yardımcı askerlerin yap- tığı zarar unutulmamıştı, bunun için Kıbrısa asker ve maâlca, clışınıhııI hiç bir yardım sokulmamasına dik-| kat edilecekti. Gönüllü Kaptanlar Akdeniz incisi Kadircan Kaflı «mm> 22/3/936 ama> |korkunç savaşta ölmüşler, diğerleri esir edilmişlerdi. Lâla Mustafa Paşa Avlonya beyi Mustafa Paşayı iki bin askerle Lef- koşada bırakarak Magosaya - git - mek üzere yola çıktı. Eylülün yir - mi ikinci günü oraya vardı. Bu sı - rada Bafo ve Kirinya kalelerine SON POSTA Gvesa |I Bugünkü Maçlar İstanbul lik şampiyonası ikinci dev- ve maçlarına bugün devam edilecek - tir. A takımları arasında Beşiktaş, Taksim ve Fenerbahçe stadlarında ya- pılacak maçlar şunlardır: Galatasaray - Topkapı, — İstanbil spor - Güneş, Fenerbahçe - Eyüp, Ve- fa - Beykoz, Süleymaniye - Hilâl, Be- şiktaş - Anadolu.. Amasyada Spor Bölgesi Amasya, 21 (ALA.) — Perşembe leri ittifakı Amasya bölgesi resmen teşekkül etmiş ve bu iş için Ankara - ,dan gelen Saim, Çoruma gitmiştir. Bu' gönderilen müfrezelerle Filolar bu- bölgeye bağlı g T a raları barış yolile ele geçirmişlerdi. Bozkurt klüplerile Merzifonda Halk - Kıbrıs adasında, Venediklilerin el- spor, Gümüşde Gümü adlı klüp- lerinde Magosadan baska bir yer kalmamıstı. Korfoya Çekilen Düşman O sıratdla Kıbrisa yardım için Gi - ritten yola çıkan düşman donanma- sı bu haberleri alınca Korfuya çe - kildi. Lâla Mustafa Paşa Lefkoşanın ku- lerbeyi Mustafa Paşayı Magosaya göndermişti. Mustafa Paşa kalenin dışarı ile bütün bağlantılarını kes - miş, hattâ Venediklilerin bir gece yaptıkları baskın sırasında büyük termiş, düşmana pek çok zarar ver- dirmişti. Lâla Mustafa Paşa şimdi kuvvetleirle karadan Magosaya yüklenirken Piyale paşa da deniz tarafından sıkıştırmış, bombardı- man etmişti. Bu sırada Durmuş Reis iki kal- yonla kıyıya yanaştı. Bu iki kalyon- dan genç ve dinç Anadolu yiğitleri çıkıyorlardı. Lala Mustafa paşa: — Bunlar da İskenderondan mı gelirler? Diye sorunca, kâhyası: — Hayır, devletlüm, Bunlar İçel gönüllüleridir. Demişti. İnci Ne Oldu? İçel gönüllüleri bin kişi kadardı. Başlarında Merdan Bey vardı. Pu- Jat bu gönüllü bölüklerinden birine kumanda ediyordu. Arkadaşları o- nun yanındaydılar. Piyale Paşa düşmanı açık deniz- de karşılamanın faydalarını bili - yordu. Bunun için donanma ile Ro-. dos açıklarında dolaşmağa başla -| dı. Gönüllü kaptanlar Girit sularına | sık sık giderek düşmanın ne yap -| tığını günü gününe haber veriyor -| lardı. Lefkoşa, her taraftan, hüyük çap- ta Türk toplarının gülle yağmuru altında idi. Kalenin duvarlarında delikler açılıyor, yıkılan yerler de oluyordu. Fakat buna rağmen Türk- lerin yaptıkları ilk hücum bir netice vermedi. Ağustosun oluz - birinci| günü Venedikliler de karşılıklı bir | larla geriye püskürtüldüler. | Yeniden sıkı bir- bombardıman başlamıştı. Kuleler yapılıyor, kale duvarlarına merdivenler kuruluyor, Tâğımlar atılıyor, bazan duvarların bir tarafı havaya uçuruluyordu. Düşmanın günden güne yıldığı, sı - kıntı çektiği anlaşılıyordu. Eylülün ! dokuzuncu cumartesi günü sabaha| karsı yapılan son hücum çok kanlı olmuştu. Anadolu ve Karaman as -| kerleri yaman bir dövüşten sonra kalenin şarkından içeriye ;iı'fliler.4 İç kale de ayni gün ele geçti. Magosa önünde paralandığı gece Murad ile arkadaşları onu alarak çabuçak sandala dönmüşler ve düş- manın ok ve kurşun yağmuru altın- da uzaklaşmışlardı. Gemiye döndükleri zaman Mat- yanonun gemisinden başka — diğer bir Venedik gemisi de alevler için- de yanıyordu. Bu sırada da diğer iki | gemi çabuk davranmışlar, limana kaçabilmişlerdi. Tek göz Ali de Pu- lat ile diğer yaralıları alarak deni- lıe açılmıştı. Pulatın hem eski yarası tepmişti, hem de bir kurşunla şakağından vu- rulmuştu. Günlerce baygın kalmış, hattâ kendisinden ümit kesilmişti. Bu yüzden Durmuş Reis onu İçele göndermişti. Pulat haftalarca İnciyi sayikla- mış, eyi olur olmaz da yeni İçel be- yi Murad beyin gönüllüleri arasına katılmıştı. Pulat ile arkadaşları kıyıya çık- tıkları sırada yüzlerce ve - binle esir, Kıbrısın her tarafından getiri- Tiyor, İstanbula gönderilmek üzere kalyonlara yükleniyordu. Bunların arasında yüzlerce genç kız ve oğlan ile esir tacirleri ve Sipahiler de di- ğerlerinden büyük ve süslü kalyona K:brıs valisi Nikolo Dandolu baş-|bindirliyordu. Pulat bunları görür ta olduğu halde Venedik kumandan görmez Murada döndü: ve askerlerinin ,yüzde sekseni bu ( Arkası var ) leri vardır. Adliye Belediyenin Bir Yasağına Müdahale Etti (Baş tarafı | inci yüzde)' desindeki (Belediye hududu haricin -| |de kesilerek şehre ithal olunacak et- |ları muayene ettirmeden ve damgalat- İtırmadan satınak ve nakletmek mem- | nudur.) mektedir. fıkrasına dayandığı söylen- | Halbuki Bostancıda baytar ve mez- |bir yılmazlık ve soğukkanlılık gös - baha bulunduğu için etler muayene e- dilmekte ve hem de damgalanmak - |tadır. bütün | Halkın yemek için oradan et alması memnu değildir. Yalnız ticaret mak - sadiyle naklettirmek yasaktır. Müdde- iumumilik ayni zamanda beş kiloya kadar herkesin yemeklik eti serbestçe |nakledebileceki hakkında Ziraat Ve- |kâletinin 14/11/934 tarih ve 314 nu- maralı bir emri bulunduğunu da alâ- kadarlara bildirmiştir. Müddeiumumilik belediyeden şim- ye kadar kimlerden et yakalandığını ve bu etlerin ne yapıldığını da sormuzs- tur. Ziraat Vekâletinin emrine ve zabı- tai belediye talimatnamesinin saraha- tine göre belediyenin Bostancıda ve Beykoz haricindeki Akbabada kesilen etlerden beşer kilonun şehre sokulma- sına mümanaat edemiyeceği anlaşı! - maktadır. Bir Doktorun Günlük Notlarından | Ağız Ve Dildeki | Pamukçuklar | “Hazım Bozukluğu,, Bir haftadanberi yemeklerini yemekte müşkülât çeken bir hastayı — muayene ediyorum, anlatıyor: — Ağzımda bir acılık ve dilimin ucun- daki ağıı yemek yememe mâni oluyor. Ekşi kat'iyyen ağzıma koyamıyorum. Sabahları acılık fazla oluyor. — Dışarıya çıkmanız muntazam mıdır ) — Hayır haftada bir iki gün fasılalı ve zorlukla dışanıya çıkıyorum. Hasta ağır ve yağlı yemeklere alışımş. tır. Mütemadiyen yağda kavrulmuş yemekler ve hazmı güç bamurlu tatlı - Tar ve börekler yediği için kara ciğe - rin safra ifrazı bu ağır yemekleri haz- ma kâfi gelmiyor. Midede de ilfrazat güddeleri, bilhassa fazla ekşilik mev- cuttur. Hazım güçlüğünden ileri gelen dil vcunda ve ağzın gışal muhatisinde beyaz beyaz noktacıklar teşekkül edi- yor. Kendisine Karlsbat ilâcı verdim, Klorat dö potas pastelleri kullandı. Ek- şi ve kavrulmuş yemekler yemedi. On beş gün Afyon maden suyu içti ve bu rahatsızlığı da geçti. (*) Bu notları kesip saklayınız, ya- hut bir albüme yapıştırıp kolleksiyon yapınız. Sıkıntı zamanınızda bu notlar bir doktor gibi imdadınıza yetişebilir. Ğ KKi bi bstilür öi öcils d d iana (Baş tarafı | inci yüzde) İlalyan tayyare kuvvetleri durmadan dinlenmeden çalışmaktadır. Somali cep - hesinde Gocam eyaletinde ve Ögadende müteaddit uçuşlar yapmışlardır. Bir kaç İtalyan — tayyaresi Harrar — civa- tında Habeş kıt'alarına tecavüz etmisşler bunları bombalamışlar. ondan sorra maki- nahı tüfek ateşine tutmuşlardır. Tayyare toplarının ve makineli tüfeklerin ateşlerine rağmen tayyarelerin hareket üslerine sa - limen döndükleri sanılıyor. Ecnebi müşahitlerin zannına — göre bu son tayyare — faaliyeti İtalyanların hedefi Adisababa olan ve gerek şimal gerek ce- nup cephelerinin her mıntakasında birden başlıyacak olan bir umumi harekete ha - zırlıktır. Habeşler taarruza mı geçtiler ? Adisababa, 21 (A. A.) — Haber veril- diğine göre, Ras Kassa ile Ras Seyyum, Uarri ovasında geniş ölçüde bir taarruza geçerek — İtalyanları gerilemeğe — mecbur etmişler ve bunlara ağır zayiat verdirmiş - lerdir. Diğer taraftan Decaz Hallu'nun da Erit- rede Enda Teakan'ı işgal eylemiş olduğu bildiriliyor. İtalyanlara göre Roma, 21 (A. A,) — Mareşal Badog- Ko 161 numaralı resmi tebliğinde diyor ki: İki cephede de tayyare faaliyeti tekâsüf etmektedir. Başka mühim bir şey yoktur. Askeri Muharrırimizin Mütaleaları 48 saatten beri gelmiş olan haberlerin hülâsası şu sekilde toplanabilir: A) Cephelerde üskeri harekâtı dür - mamış bilâkis devam etmekte balunmuş, tayyare faaliyetinin ise daha çok şiddetlen- miş olduğu anlaşılmaktadır. Bu fanliyatin bütün cephelerde ayni şekilde devamı, sonsuz yağmurlar başlamadan ünce, İtal - yanların, daha fazla arazi işgal etmek ve mümkün olursa karşılarındaki Habeş kuv- vetlerini bertaraf eylemek emelinde ol - duklarına delâlet etmektedir. Habeşistanda devamlı yağmurların baş- lamasına pek az bir zaman kaldığı için, mu- vaffak olsalar bile, bu umumi taarruz ne « ticesinde İtalyanların bütün hedeflerini el- de etmelerine imkân yoktür. Bunu kendi- leti de pekâlâ bilirler. Şu hale nazaran bu İamumi taarruzün; — Avrupa işlerini kendi |dilekleri veçhile halletmek için icabında Habeğistanı - yine kendi — menfaatlerine dokunmamak şartile - feda etmekten çe « |kinmiyecekleri şüphesiz olan Avrupa dev- letlerinin karşısında daha kuvvetli (koz) lara malik olmak maksadile yapılacağını tahmin etmek mümkündür. Bu mülâhaza- yı serd etmemizin sebebi, Habeş ordusu < İnun bu vaziyet karşısında ne tarzda sevk ve | dün | idare edilmesi icap edeceğini meydana çı- karmaktır ki bunu aşağıda söyliyeceğiz. B) Cenup cephesinde yapılacak olan taarruzun bilhasta Harrar umumi istika - metine müteveccih olacağını ima eden ha- berler 20 mart tarihli gazetelerden bilhas- sa fazlaca yer işgal etmiş bulunuyordu. Halbuki biz son günlerde yazdığımız mütalcalarla bu taarruzun bilhassa göller (Sidamo) mıntakasına tevcih edileceğini, sebeplerile beraber, izah etmiş ve (Har - rar) umumi istikametine ise tâli, yani zayıf kuvvetlerle taarruz. edileceğini ileri sür - müştük. Son gelen - telgraflar bizim bu noktai nazarımızı değiştirmiş değildir. El- bette ki Harrar üzerine tevcih kuvvetler de tayyareye ve motörlü kıt'a - fara malik olacaklardı. Ancak bunların İltalyan cenup ordusunun merkezi sikletini Şu.kil etmesini varit görmüyoruz. Binaena- leyh bu kuvveterin rolünü; Sidamo (Göl- İçr) mıntakasının şarkına, Ginir umumi is- tikametine tevcih edileceğini kabul ettiği- poiz nsli taarruzum şark yanını temin etmek ve Harrar mıntakasındaki Habeş kuvvet- lerini tesbit eylemekten ibaret telâkki ede - biliriz. Buna nazaran (Harrar) a müte - weccih fazla faaliyetin ayni zamanda Ha - beşleri aldatmak maksadını gözettiğini ka- bul edebiliriz. C) En s#on haberler arasında «İtalyan - ların iki cephede de umumi bir taarruza geçeceklerinev dair İtalyan menbalarından gelen bir telgraf vardır ki bu, bizim son on gün zarfında bir kaç defa ileri sürdü - ğümüz fikir ve mütaleaların tahakkuk ede- | ceğine delâlet etmekte ve esasen İtalyan- | lar söylemese bile beliren alâmetler bunu | göstermektedir. 161 sayılı İtalyan — resimi | tebliği de her iki cephede dahi tayyare faa- | Tiyetinin stekânüf ettiğini, bildirmekte olu- | olunacak Mart Şimalde Çok Şidddetli Muharebeler Oluyormuş!! şu bu delillerin en mühimlerinden biridi D) Adisababadan gelmiş olan bir tel graf şimal cephesinde, Ras Kassa ve S& yüm ordularının, geniş ölçüde bir taaı za geçtiklerini, İtalyanları ağır zayinta dü Çar ve ric'ate mecbur ettiklerinin bildifi yorsa da bu hususta gelecek tamaml haberleri beklemeğe mecburüz. Çün hiç bir mevki ismi zikredilmeden — veri bu haber çok umumi mahiyette ve h teeyyüt etmemiş bulunmaktadır. «D Ayelunun Enda Tsaakan mevkü işgal € Biv hakkındaki haberde keza ayni mal yettedir. F) Habeş ordusunun bugün içinde b landuğu umumi — vaziyet, her bangi cephede kat'i bir mağlubiyete ma) istilzam etmektedir. Şu halde Habeşlet her tarafta sevkülceyşi ve tabiyevi mild faada kalmaları, yani oyalama muhare beleri ile vakit kazanmağa çalışmaları ik tiza eder. Pek müsait bir fırsat buluyo sa ancak o zaman mahdut hedefli ve b kın mahiyetli tabiyevt taarruzlara girişi lebilirler. Celâl Dincer SON DAKIKA; Londra, 21 (Hususi) — Adisaba badan gelen haberlere göre şimal ce hesinde şiddetli muharebeler — vuk bulmakta ve imparator bizzat ku Fındık Nizamnamesindi| Değişiklik Fındıklar Olgun Bir Hale Gelmeden Toplattırılmıyacak Fındık ihracatının murakaber sine dair nizamnamede bazı deği” | şiklikler yapılmıştır. değişik" liklerden en mühimleri fındıkları? | olgun bir hale gelmeden toplarr | masmın yasak edilmesidir. Mulr telif seneler mahsulu fındıklarıf | biribirine karıştırılarak — ihracıı müsaade olunmayacaktır. Dış piyasalara gönderilecek fındıklar tombul, sivri ve bademi nevilerinden olacaktır. Bir parti içindeki çürük ve ezik fındıklari! nisbeti de yüzde birden fazla of mayacaktır. j Fındıkla doldurulmuş çuvallar? içindeki fındıkların nevilerini gös” terir işaretler konacaktır. Bu işt* retleri İktisat vekâleti tesbit ede” cektir. Dış ülkelere çıkınlıcj; fındıkların kontrol işleri birind derecede mahalli Ticaret Od tarafından görülecektir. Borsa b lunan yerlerde fındık alım ve s#” tımı mutlaka Borsada yapılacak” tır. Borsa idareleri gerek kılıık'* F gerek iç fındıkların en çok yüıl' a ondan fazla karışık olanlarının 8#" tılmasına müsaade etmeyecektir. Dış memleketlere ihraç edile” cek fındıkların sahibi, her parti için çuval doldurmaya başlamadaf evvel o yerin ihraç iskelesindeki Ticaret Odasına bir beyannam” | vererek çıkaracağı malın kontr?” lunu isteyecektir. ğ İç fındıkların ihracına mahstf olan çuvalların gayrisafi ıildjx ı 80 kilo, kırık, ezik, &0 fındıkların çuvallarının sikleti kilo olacaktır. Çuvallar " yamalı ve ağırlığın artırılmat çahit için kalınlaştırılmış olmıya

Bu sayıdan diğer sayfalar: