24 Nisan 1936 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10

24 Nisan 1936 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

—— ee T T 10 Sayfa Öl.llll MANGASI “ Son Posta ,, nin tefrika - Bu gelen taburlar nereye gidecek?,, Cemil cevap verdi: “ Mezara'.. ,, duün ilıklığını hissediyor gibi idi. Fakat | şu anda, bütün bunlar uzak bir ha- yalden ibaretti... Cemilin her an aşka susıyan zinde, fa'al, ateşli ruhu; his - settiği acı harareti; acaba ne zamana kadar böyle hayalf bir aşkın şarabi ile teskin edebilecekti?.. Karşıdaki pencerenin kepengi, ge- ne gıcırdamıştı. Gene Cemilin - kalbi, şiddetle oynamıştı. Cözleri, ağır ağır © tarafa kaymıştı ...Altın halhaller şı- kırdıyarı o yuvarlak ve buğday renkli bilek gene uzanmış; yavaş yavaş ke - pengi iterek arkasına kadar dayamış - tı... Ve sonra orada, içerideki rengü- renk duvarları ve ipek halıları göste - te, ren bir boşluk kalmıştı. * Cemil, o gün akşama kadar bir ye- re çıkmamıştı. Sadece İbrahim Efen - diye akşam yemeğine gelmesi için bir davetname yollamış; ve rakı mezele - rinin hazırlanması için Emine kadına yardım etmekle oyalanmıştı. Akşam, (vakti gıda) denilen (kat vakti) nden biraz sonra İbrahim Efen- di gelmişti. Gelirken de, San'ada pek güç bulunan bir takım nadide yiye « tekler ve mezeler getirmişti. Cemil, İbrahim Efendiyi büyük bir pamimiyetle karşılamıştı. Hiç kimseyi bilmediği ve tanımadığı bu garip mu- hitte kendisine bu kadar candan dav- yanan ve bunca iyiliklerde bulunan bu pdama karşı kalbinde derin bir minnet ye şükran hisleri vardı. Onu görür görmez: — Aziziml.. Sizi iki gündenberi gö- yemediğim için âdeta bir hoş oldum. Diye bağırmıştı. İbrahim Efendide de ona karşı bü- yük bir samimiyet vardı. — Emin ölün ki Cemil Bey ben de öy leyim. Hattâ, eğer bugün sizden da - yetname almasaydım; bu akşam kat- haneye gelmeniz için ben haber yollı- yacaktım. Amma, orası pek hoşunuza gitmedi, biliyorum... E, söyleyiniz ba- kalım... Nasılsınız?.. Rahatınız iyi Mmi?... Emine kadın size istediğiniz gi- bi bakabiliyor mu?.. Diye teklifsizce konuşmıya başla - mıştı. Bir hayli zaman, böylece dereden tepeden konuşmalarla geçmişti. İçki masası başında geçen bu konuşmalar, nihayet ciddi bir safhaya girmişti. “İbrahim Efendi, elindeki dolu kade- hi son yudumuna kadar içtikten son- bir hal vardı. Sally bana döndü ve mağru- gane bir eda ile: — Bak ne diyor? dedi. Öteki köpek- ton öğrenmiş: onun efendisi bir gün yolda bir serseri kadın görmüş, kadın seni sor- muş. Dysart benim evimde, benim yata- gamda olduğunu söylemiş. O günden beri #enden şüphe ediyormuş... Hayvan herill Ne iyi ettim de samanına kundak koy - gum! — Hadi, Sally, hadi! Köpek hiç böyle geyler söyler mi? — Daha da söylüyor. Dysart bugün se- ni köpeğinle beraber çarşıda görmüş. he- men polise haber vermeğe gitmiş. Ben hayretle: — Eyvah! dedim; Rob © pis köpeğe hakikaten çarşıda rasgeldi. Rob, birdenbire helecanla titredi, bo- ğuk boğuk inledi. Ben onu' yatıştırmağa galıştım. Sally de yanına gitti, sırtımı ok - gadı: — Anlat, köpeğim, anlat, hepsini an - Tat! O hain elin köpeğime dokunmasına ta. hammül edemedim ve sert sert bağırdım: — Çek elinil Bütün sevgim erimiş, mahvolmuştu. Rob, belki beş dakika hiç durmadan havladı. Pek emin değilim ama, bu havla- mada manidar faslalar var gibi idi. Sally üçümüzü de yarı deli bir hale getirmişti. ©, sakin bir tavurla tercümanlık ediyordu; |Efendinin bu fikir ve mütaleası ara - Yazan A. R. — Bakalım.. Dün gelen Yanya ta- burları nereye gönderilecek?, Demişti. Bu kısa sual, zaten coşmıya bahane arıyan Cemili heyecana getirmiye kâ- fi gelmişti! — Nereye olacak ,azizim?.. Şimdiye kadar, o kadar Türk askeri nereye gönderildi ise, onlar da oraya gönder rilecek.. Yani mezara... İbrahim Efendi, derin derini çekmiş; Cemile hak vermişti: — Çok doğru söylüyorsunuz Ce - mil Bey... Fakat, biliyor musunuz?... Bu kabahatin asıl büyüğü, hükümet- içini sebep oluyor. Hükümet eğer buradaki (İmamlık) meselesini âkilâne bir şe- kilde halletmiş olsaydı; hiç olmazsa bu felâketlerin bir dereceye kadar önüne geçilebilirdi. İbrahim Efendinin bu sözleri, Ce - milin nazarı dikkatini celbetmişti, E- mine kadınm sözlerile, şimdi İbrahim sında bir münasebet sezmişti. — Acaba; bu kadar kavgalara, ni- izalara, müsademelere, muharebelere sebep; sadece bu imamlık meselesi mi? — Tamamile bu değilse de ;sizi te- min ederim, bu kadar mücadelelerde bu meselenin çok büyük tesiri vardır.. Şimdi size burada, geçmiş zamanlara ait bir çok hâdiselerden ve harplerden bahsedecek değilim... Fakat bir iki se- nedenberi halledilemiyen bir mesele var ki, bunun mes'uliyeti doğrudan doğruya hükümete aittir. — Bu mesele nedir?. — Beyit Kasım ile İmam Yahya - nın arasındaki rekabettir. Melihanın babası olan Seyit Kası - man ismi, Cemilde büyük bir alâka hu- sule getirmişti. Onun için dirseklerini | . masaya dayamış; çenesini avuçlarının içine almış; gözlerini İbrahim Efendi- nin gözlerine dikmişti. — Bu rekabetin aslı nedir?., — Malüm ...İmamlık... — Hak kimde?.. — Bize kalırsa, Seyit Kasımda. — E, hükümet hangi tarafı iltizam Hakova takımı dün ük — maçinı .. Hep bu felâketlere, idaresizliklere |* SON POSTA Fenerbahçe takımı dün çok ! bozuk bir oyun oynadı Hakova bundan istifade ederek Feneri 5-1 maglup ettı likinde on - iki vaziyette — olan Taksim tadyomunda Fenerbahçe ile oynadı. Birinci devrede Hakoya üç, Fenerbah- çe sıfır, ikinci devrede Hakova iki, Fe « nerbahçe bir gol yaptılar. Viyana likinde en düşük vaziyette olan Viyana Profesyonel klübün araşında onuncu Hakovanın İstanbul likinde en başta gi - den Fenerbahçeyi 5 - | gibi hatırı sayılır bir derecede ağır bir mağlübiyete uğrat - ması, kuvvetinden — de - gil, Fenerbahçenin şayanı hâyret derecede karışık oynamasından ileri geldi. Hakovya takımı dediğimiz gibi Viyana: da birinci sınıf bir takım olmaktan çok u -» zaktır. Viyananın hemen her takımı bu kadarcık futbolü her zaman ve her yerde oynar. Hakovanın Günün gözde kalecisi diye ismi dillerde destan olan Necdetin bozuk oyunu, Fe- nerbahçenin tarihine acı bir hatıra yaz - makta ön ayak oldu. Necdetin birinci ve ikinci gölleri, ta - kımın, battâ halkın âsabına tesir edecek tekilde kolaylıkla kaleden içeri alması 3 - | gibi bir akibeti kolayca hazırladı. Hakova bizde pek ender görülür bir şekilde ayağına çok çabuk olan bir ta - kımdır. Oynun başından, sonuna kadar süratini muhafaza etmesi, hattâ zaman za- |: man bu süratini arttırması Fenerbahçeyi tamamile şaşırttı, bir buçuk saatlik oyun içinde Fikret bir kaç defa yerini değiştir. meğe, Fasat muavin hatının hemen her ye- rinde oynamağa, mecbur oldular. Necde- tin yerine Hüsamettin konuldu, bütün bunlar Fenerbahçe hatlarını allak — bullak etti. Oyunun neticesine müsssir oldu. Sahaya çıkarken en iyi bir şekilde yer- || lerine konan oyuncuların, oyunun — aldığı gekle göre dama taşı gibi bir yerden baş- ediyor?.. — Hükümet, kat'? kararını vere - — Çünkü, menfaat galebe ediyor.. İmam Yahya, zengin. Her tarafı para ile doyuruyor. ( Arkası var ) asıl bu sükünu feci bir geydi: — Bak ne diyor: Efendiciğim, bana iş. kence ettirmel Bir kurşun sık, olsun bit -| sin! Ona da, sana da kötülüğüm dokun- masın, Öldür, öldür be: — Zavallı köpek, iki büklüm olmuş, i- pini çekerek havlıyordu. Ben: — İblis! diye bağırdım. Bütün bunları mahsus uyduruyorsun. Benim sadık köpe- ğimi ihtiyar dostumu yok etmek için uy- duruyorsun. Sally, soğuk kanlılıkla: — Bak, o senden akıllı, dedi. Sen bir kurgun sikrvermediğin için o, ipini çeke- rek, kendini boğmağa çalışıyor. Korkak! OÖnü işkenceden kurtarmaktan, bizi — ele öldürmekten tüfeğini, sen öl- düremezsen ben öldürürüm. Birden bire aklım başıma geldi. Bak - tım: Sally, benim sakladığım bıçağı almış, köpeğe doğru yürüyordu. Rob, hemen he- men boğulmuştu. göğsünden bir takım hı- rıltılar çıkıyordu. Ama ben kendmimi to- parlamıştım. Sıçrayıp bağırdım: vermesine mani olmak körkuyorsun. Hadi, geti — Yapma, benim güzel köpeğim. O Mary'yi nasıl öldürdüyse ben de onu öl- İşte ben bunun yim, asılacağım günü bekliyorum. Ölmek | bir İötuf olacak!... Artık yaşamak İste- merml... Zavallı Robl O öldü... O kendi. ni kurtardı... ka bir yere geçirilmesi bir şey kazandırma- dı, bilâkis Fenerbahçenin — mağlübiyetine sebep oldu. , Fenerbahçe takımında Necdet, Yaşar, Fazıl, Mehmet Reşat, Bülent, Esat, Niya- zi, Şaban, Namık, Naci, Fikret oynamış. lardır. Maçı, Beykoz klübünden Şazi ida- re etmiştir, ÖMER BESİM Nazilli - Söke Maçı Nazilli, 23 (Son Posta) — Aydın min- takası lik maçlarına devam — edilmekte . r. Bu mıntaka Söke ve Nazilli takımları kargılaşmış ve Söke takımı 2 - O galip gel- miştir. Veleybol müsabakaları İstanbul Bölgesi Voleybol Heyetinden: 24 -4 - 1936 Cumartesi günü yapılacak Voleybol teşvik müsabakaları: Hilâl - Eyüp saat 16 hakem Talât Öze- şık. Galatasaray « Feneryılmaz saat 16.30 hakem Adnan Akın. Demirspor, Altınorduyu yendi İzmir, 23 (Telefonla) — Orta Anndo- lu şampiyonu Eskişehir Demirspor takımı geldi. Misafirlerimiz bugün Altınordu ta- kımile karşılaşmıştır. Oyün — çok hararetli olmuştur. Fakat Altınordu bir oyuncusu hasta olduğundan zayıf bir kadro ile oy- namıştır. Neticede Eskişehir Demirspor Altnorduyu iki bir mağlüp etmi; klübü Dr. İhsan Sami ÖKSÜRÜK ŞURUBU Öksürük ve nefes darlığı, boğmaca ve kızamık — öksürükleri Için pek tesirli ilâçtır. Her eczanede ve ecza depolarında bulunur. g Askeri liseler spor şenlikleri dün , 23 Nisan bayramı münasebetile Askeri liseler arasında tertip edilen spor genlik- leri dün sabah Taksim stadyomunda bü - |yük bir kalabalık önünde yapıldı. Askeri liseleç arasındaki bu merasime Şurayı Askeriden General Ali Sair, İ tanbul kumandanı General Halis, Donan- General Suphi ve Askert liseler mü- dürleri ile bir çok zevat hazır bulundular. Muayyen saatte İiselerin bütün spor « cuları sahada ayrılan yerlerini almışlar - dı Müzika ile beraber hep bir ağızdan İs- tiklâl marşını söylediler. & uü türlü zorlukları yenmeğe ma kumandanı Amiral Şükrü, Tıbbiye mü- | n yapıldı Dinç sporcular!.. Cumhuriyet ordut gimdiye kadar olduğu gibi bundan sonff da sizin çelik irade ve azminizle her sahi” da üstünlüğünü muhafaza edecektir. Siz bu rejimi ilerletmeğe ve borçludur. Atatürk Türkiyesi ve Türkiye Cumbutt yet Ordusu sporda lâyık olduğu almış, ve istenilen neticeleri vermiştir. Bu mes'ut ve müli zafer içinde 1938 yalının apor hayatını iftiharla kapıyoruz? dedi ve pek çok alkışlandı. Bundan sonra yapılan fütbol müsaba * Bundan sonra Mülkiye müdürü Âdil İkam 3 - 6 Muhtelit takım 40 X 100 gel" Merasimden bir inti ba: Geçit resmi «Yurt ve Ulusumuzun güveni olan gücü yetkin ordumuza gelecekte birer subay o- larak katılacak bulunan bu gençler işıkli | dimağları ile olduğu kadar çelik adaleleri|ler muhtelit ile de bugünkü modern savaşın stediği her|karşılaştı. İlk devreyi 2 - O kazanan Haf yeter bir hale|biye, maçı 4 - | galip olarak bitirdi. linde yapılan bayrak yarışını sarı — takıf kazandılar. : Bu müsabakaları müteakip Aakerf Hist” takımı, — Harbiye — takımil! HASAN Kar kremi yağsız menekşe » — w Jağsız acı badem Acı badem yağlı kremi Gece kremi yarım yağlı HASAN DEPOSU İstanbul, Ankara, Beyoğlu

Bu sayıdan diğer sayfalar: